Hristiyanlar’ın inançlarıyla dalga geçenler falakaya yatırılırdı
Tarihçi Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Kadıköy’deki kilise duvarı üzerinde bir grubun tepki çeken oyun oynama görüntülerinden hareketle Osmanlı tarihinden farklı dinlere saygılı yaklaşıma dair notlar paylaştı
Hristiyanlar'ın inançlarıyla dalga geçenler falakaya yatırılırdı
Kadıköy'de kilisede sarhoÅŸların yaptığı saygısızlık hepimizi üzdü. Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'nda, baÅŸka dinlerden olan kiÅŸilere baskı yapan ve ibadet yerlerine zarar verenler dinine bakılmadan cezalandırılırdı. 18. yüzyılda Hazreti Ä°sa'nın tasvirini yırtanlar, kilisenin önünde yüzer sopa vurdurularak cezalandırılmıştı
Ä°slamiyet'te "Kur'an-ı Kerim"in getirdiÄŸi mesajı kabul edenler "Müslim", Ä°slam dinini kabul etmeyenler de "Gayrimüslim" olarak adlandırılır.
Bunun dışında Ä°slamiyet'te insanlar arasında ırk, renk, dil ve ülke esasına dayanan bir ayrım yoktur. Ä°slamiyet'in doÄŸuÅŸundan itibaren Müslümanlar ile gayrimüslimlerin milletlerarası iliÅŸkileri ve Müslümanlar'la birlikte yaÅŸayanların hukuki statüleri belirlenmiÅŸti.
Osmanlı Devleti'nde gayrimüslimler hakkında Yavuz Ercan hocanın eserlerinden teferruatlı bilgi öÄŸrenilebilir.
Hristiyanlar
OSMANLI HÄ°ZMETÄ°NDE GAYRÄ°MÜSLÄ°MLER
Osmanlı BeyliÄŸi, Hristiyanlar'ın yoÄŸun olarak bulunduÄŸu bölgelerde kurulup geniÅŸlemiÅŸti. Osmanlılar, bu yüzden beyliÄŸin ilk dönemlerinden itibaren gayrimüslimlerle iliÅŸki içindeydiler. Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'nda en büyük gayrimüslim topluluk Ortodokslar'dı. Gregoryen Ermeniler, Museviler ve Katolikler diÄŸer gayrimüslim topluluklardı.
Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'nda ilk dönemlerde orduda görev yapan birçok Hristiyan asker vardı. 16. yüzyılda ordudaki gayrimüslim askerler, voynuk, martolos gibi geri hizmet kıtaları dışında ortadan kalktı. Fakat gayrimüslimler devlet kademelerinde hekim, mimar, tercüman gibi görevlerde bulunmaya devam ettiler. Osmanlı'nın son döneminde ise birçok gayrimüslim nazır vardı.
Fatih ve patrik
BAÅžKA DÄ°NLERE SAYGI
Avrupa'da o yıllarda Müslümanlar'a hayat hakkı verilmez, Yahudiler ise çok zor ÅŸartlar altında hayatlarını sürdürürlerdi. Osmanlılar'ın ilk dönemlerinde Yahudiler'e yapılan muameleye dair Yavuz Ercan bu konuda ÅŸöyle bir örnek verir: "15. yüzyılın ortalarında Türkiye'ye yerleÅŸen Yahudi Ä°sak Zarfati, 'Burada en iyi elbiseleri giyebilirsiniz.
Hristiyan egemenliÄŸinde çocuklarınızı mosmor veya kıpkızıl dövülme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmadan asla mavi ve kırmızı renkli elbiseler giydiremezsiniz' diyerek Avrupa'daki Yahudileri Osmanlı topraklarına çağırıyordu." Osmanlılar, kendi idareleri altına giren Hristiyan ve Yahudiler'in özel vergileri ödemeleri ÅŸartıyla inançlarına karışmadılar.
Osmanlı yönetiminde gayrimüslimler, Müslümanlar'dan farklı olarak "cizye" adı altında bir vergi verirlerdi.
Türkler, Hristiyanlar'ın kendi dini liderlerini seçmelerine, kutsal mekânlarını ziyaret etmelerine, ibadetlerini sürdürmelerine müsaade ettiler. Genellikle bir yer fethedildiÄŸinde o ÅŸehrin en büyük kilisesi camiye çevrilirken, diÄŸer ibadet yerlerine dokunulmuyor fakat yeni kilise inÅŸasına izin verilmiyordu.
Kiliselerin, camilerden daha yüksek yerlerde bulunmasına ve kiliselerin daha yüksek olmasına da izin verilmezdi.
Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'nda, baÅŸka dinlerden olan kiÅŸilere baskı yapan ve ibadet yerlerine zarar veren kiÅŸinin dinine bakılmaz, Müslüman bile olsa cezalandırılırdı. 18. yüzyılın ikinci yarısında Kırım'da Hazreti Ä°sa'nın tasvirini yırtan birkaç Nogay, Kırım Hanı Kırım Giray tarafından kilisenin önünde yüzer sopa vurdurularak cezalandırılmıştı.
Sabah
Henüz yorum yapılmamış.