Çiçekçi kız
Rızık endişesi çeken bir Roman görmedim. Sabah erkenden kalkıp gece yarılarına kadar sokaklarda çalışıp emeklerinin karşılığını alacaklarını biliyorlar.
Üsküdar Salacak’ta kırmızı elbiseli 5-6 yaÅŸlarındaki kız çocuÄŸunun elinde 2 adet, annenin elinde de bir demet kırmızı gül vardı.
Hem yürüyorlar hem de sahil boyunca dizilen banklarda oturanları gözlüyorlardı.
Kız çocuÄŸu kendisini izlediÄŸimi görünce bana yöneldi.
Karşıma geldiÄŸinde gülümseyerek kırmızı güllerden birini uzatarak; “Ä°çimden geldi” dedi.
Biz küçük sevimli çiçek satıcısıyla konuÅŸurken, annesi de o esnada bizden hemen sonraki bankta oturan iki gencin yanına gitmiÅŸ ve gülümseyerek aynı cümleyle kırmızı güllerden birini uzatmıştı.
“Ä°çimden geldi” sözcüÄŸünü gülümseyerek söyleme ve ardından kırmızı gülü uzatma çok etkileyici bir cümle ve iyi bir satış ve pazarlama stratejisi.
Merak edenler için söylüyorum. O kırmızı güllerin ikisini de aldım.
BaÅŸarıyı ödüllendirmek lazım.
**
Bir de darbukacı çift var.
Onlar da Üsküdar sahilinin sürekli dolaÅŸan kırmızı gül satıcılarından.
Erkekte darbuka kadında güller var.
KuÅŸ Konmaz Camii’nin yanında önceki akÅŸam rastladım onlara.
Sahilde iki çiftin karşısında uzata uzata söylediÄŸi mavi mavi masmavi ÅŸarkısıyla darbukayı konuÅŸtururken yanındaki kadın da kırmızı gülü kıza uzatıyor
Ama kız ve erkek oralı olmadan yürümelerine devam ediyor.
Kırmızı gül satıcısı kadın, darbukacıya, “Alacak olan belli almayacak olan da belli” diyor.
Anlamış onların almayacağını.
Alacak insanla almayacak insanı ayırt edecek kadar işlerinde uzmanlaşmışlar.
Kadın söylenirken darbukacı sahildeki kafenin bahçesinde bir müÅŸteri bulmuÅŸ.
En ön masada oturan bir ailenin küçük kız çocuÄŸuna mavi mavi masmavi gözleri boncuk mavi ÅŸarkısını söylemeye baÅŸlamıştı.
Satıcı kadın hemen masanın yanına geldi ve kız çocuÄŸunun eline kırmızı gülü tutuÅŸturdu.
Anne, kırmızı gülü çocuktan alıp satıcıya geri vermeye teÅŸebbüs etti ancak çocuk gülü vermedi.
Baba sakin hem kızına gülerek bakıyor hem de darbukacıya gülümsüyordu.
Åžarkı bitince adam darbukayı tersine çevirerek masadaki adama doÄŸru uzattı.
Kırmızı gülün ücretini darbukanın içine atmasını bekliyordu.
Adam darbukanın içine parayı attı.
Bir ÅŸarkıyla bir kırmızı gül daha satılmıştı.
Herkesin kendine has bir satış yolu ya da yöntemi var.
**
Türkücü Ä°brahim Tatlıses bir söyleÅŸide kendisine neden okumadığı sorulduÄŸunda; hala söylenen o meÅŸhur cevabı vermiÅŸti; “Urfa’da Oxford vardı da biz mi gitmedik”.
Çiçekçi kız ve annesi de darbukacı çift de muhtemelen bu satış tarzını Oxford Üniversitesi'nde öÄŸrenmedi.
Nasıl öÄŸrendi?
Sahada yaÅŸayarak öÄŸrendi.
Satış esnasında edindiÄŸi her tecrübeyi akıl tenceresine attı, orada piÅŸirdi ve kendine has özel bir ürün çıkardı.
Tecrübe ve aklın iÅŸ birliÄŸi onları iyi bir pazarlamacı yapmış.
Herkesin harcı değil.
Akıl, artı yetenek, artı emek, artı tecrübenin birlikte harmanlanması.
**
Yılda yaklaşık 1 milyar kesme çiçeÄŸin yetiÅŸtirildiÄŸi Türkiye’de en fazla üretim Antalya, Ä°zmir ve Yalova’da gerçekleÅŸiyor.
Bu yıl 14 Åžubat Sevgililer Günü öncesi Antalya’dan 27 ülkeye 7 milyon dolar deÄŸerinde 70 milyon dal kesme çiçek gönderilmiÅŸ.
En çok tercih edilen çiçeÄŸin kırmızı gül olduÄŸunu tahmin ediyordum ama Türkiye’de üretilen kırmızı güllerin ihtiyacı karşılayamadığı için yüzde 70’inin yurtdışından ithal edildiÄŸini bilmiyordum.
Biz dışarıdan kırmızı gül alırken yurtdışına da en çok kırmızı karanfil gönderiyoruz.
Bu yüzden de karanfil çiçek pazarının yüzde 80’ine hâkim.
**
Rızık endiÅŸesi çeken bir Roman görmedim.
Sabah erkenden kalkıp gece yarılarına kadar sokaklarda çalışıp emeklerinin karşılığını alacaklarını biliyorlar.
Günlük yaÅŸarlar, bugün kazandıklarını akÅŸama tüketirler.
Dillerinden duymasam da lisan-ı hallerinden yani vücut dillerinden, “Yarına Allah Kerim” dediklerini çok gördüm.
Güne en erken baÅŸlayanlar da onlar.
Çiçek satan bu güleryüzlü insanlar Ä°stanbul’un olmazsa olmazları.
Kimilerinin ÅŸimdi Roman, eskilerin ise Çingene dediÄŸi, ayakkabı boyacılığı yapan, çöplerden kağıt, plastik ve her nevi geri dönüÅŸüme uygun ÅŸeyler toplayan, semt pazarlarında limon, meyve, caddelerde çiçek satan bu insanları seviyorum.
Pandeminin en mağdur insanları sokak satıcıları oldu.
MesleÄŸi, kimliÄŸi ne olursa olsun, ahlaklı, dürüst, iÅŸinde emek veren, ter döken her insan saygıyı hak eder.
Onlardan alışveriÅŸ yapmaya çalışın, sizin ihtiyacınız yoksa bile onların ihtiyacı vardır.
YaÅŸar Süngü / YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.