Özel / Analiz Haber
Mısır'ın dönüşümü: Haziran hatırasında vatanın idamı
14 Haziran’da Mısır’daki en yüksek cinayet mahkemesi olan Mısır Yargıtayı, medyada “Rabiat’ül Adeviye Oturma Eyleminin Dağıtılması” olarak bilinen davada, İhvan-ı Müslümîn’den 12 sanığın idamını onadı.
Bahsi geçen dava, 2013 senesinin Ağustos ayında, Rabiat’ül Adeviye Meydanı’nda Mürsi destekçilerinin oturma eylemine kadar uzanmaktadır.
Hikâyeye göre bir kurt, ormanların kralına tövbesini sunmuş ve ormandaki kimseye zarar vermemeye yemin etmiş. Bunun üzerine aslan onu ormanın koruyucusu olarak görevlendirmiş. Görevinin ilk gecesinde kurt, iki kuzu bir koyun, bir tavuğu yemiş. Üstüne üstlük aslanın yavrusunu da hayvanları yemek için davet etmiş.
Haziranın otuzunda, Amerika, İsrail, BAE, Suudi Arabistan ve AB üyesi ülkeler bir plana ortaklık etti. Mısır Savunma Bakanı, yüzbinlerce Mısırlıyı, şehit önder Muhammed Mursi’nin davası için daha sonrasında parlamentoyu feshetmek, anayasayı iptal etmek ve seçilmiş başkanı devirmek üzere sokaklara çıkardı o kurumlar ve anayasa ki Firavun döneminden bu yana ülkenin tanık olduğu en açık demokratik süreçte halkın oy kullandığı kurumlar ve yasalardı. Başkan ortadan kayboldu ve aylar sonra mahkemede kendisine, hükmü senelerce sürecek çeşitli ithamlarda bulunuldu. Başkana zulmetmek ve kendisine karşı yapılan askeri darbenin üstünlüğünü kanıtlamak için özel olarak kurulan mahkemede nefsi müdafaa hakkı bile olmadı. Çünkü başkan, mahkeme gününe kadar kimsenin kendisinden haber alamayacağı bir hapishanede tutuluyordu. Mahkemede kendisine söz hakkı verildiği zaman şöyle dedi; “Hayatım tehlikede, beni öldürmeye çalışan insanlar var.” Ancak mahkeme görevini yaptı ve Mursi’nin söylediklerini görmezden geldi. 17 Temmuz’daki duruşmada Mursi, söz hakkı istedi, bitap düştüğü görülüyordu ve son sözleri şunlar oldu; “Ülkem benim için kutsaldır ve ailem benim adıma onur duymaktadır.” Mursi, mahkemede şehit oldu akabinde kendisine bilinmeyen bir madde enjekte edildiği veya uzun süredir şikâyetçi olduğu tıbbi hizmet eksikliği nedeniyle vefat ettiği yönünde spekülasyonlar ortaya atıldı. Ancak sonuç olarak ya biri başkanı öldürdü ya da soğukkanlılıkla idam etti.
14 Haziran’da Mısır’daki en yüksek cinayet mahkemesi olan Mısır Yargıtayı, medyada “Rabiat’ül Adeviye Oturma Eyleminin Dağıtılması” olarak bilinen davada, İhvan-ı Müslümîn’den 12 sanığın idamını onadı. Bahsi geçen dava, 2013 senesinin Ağustos ayında, Rabiat’ül Adeviye Meydanı’nda Mürsi destekçilerinin oturma eylemine kadar uzanmaktadır. Yapılan istatistikler, meydana gelen katliamda bin sekiz yüz ila dört bin kişinin öldürüldüğünü ortaya koymaktadır. Bu, bir barışçıl bir oturma eylemini dağıtma esnasında dünyanın tanık olduğu en büyük katliamlardan biridir. Rejim, bu günde öldürülen kişilerin kanıyla yetinmedi tam aksine seneler boyu demokrasi hayalleri kuran Mısırlıların kanlarını dökmeye devam etti. Ancak yıllar sonra, haziran ayında Muhammed Mursi’nin şehadetinin yıldönümünde rejim, intikam almak için İhvan-ı Müslimîn’den 12 liderin idamına hüküm verdi. Mısır’ı hangi rejimin yönettiğini bilin diye hakkında idam emir verilen bazı isimleri size bildirmek istiyorum.
Dr. Muhammed Baltagi, doktor ve üniversitede profesördü. Üniversite birinci sınıfta okuyan ve 2005 senesinden beri parlamentoda aktif rol alan oğlu tutuklandı ve ortadan kayboldu. Ailesinin geri kalanı Mısır’dan kovuldu ve yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. Kızı Esma, Rabiat’ül Adeviye Meydanı’nın dağıtılması esnasında öldürüldü. Rejim iki kez Dr. Muhammedi öldürmek istedi.
Dr. Abdülrahman Elbar, Üniversitede profesördü ve modern hadis metodolojisi bölümünü bitirmiş, Usül el-Din bölümünde yüksek lisansını en yüksek notla tamamlamıştı. Hadis İlimleri alanındaki doktorasını da onur belgesi ile bitirmişti. Yöneticilere karşı çıkarılan isyanın yasaklanması fetvasını kendisi vermiştir.
Dr. Usame Yasin, çocuk doktoru, Hürriyet ve Adalet Partisi’nin lideriydi. 2012 devriminden sonra Halk Meclisi’nde gençlik kolları başkanlığı yaptı. Daha sonra Mursi’nin başkanlık yaptığı dönemde, Hişam Kandil hükumetinde Gençlik bakanı olarak atandı. Görev süresi boyunca gençlik bakanlığı, dürüst ve temiz çalışmaya tanık oldu. Nihayetinde zaman geldi ve çattı, bu güzel dönemi inkılap yarıda kesti.
Dr. Muhammed ez-Zenati, siyaset ile alakası olmayan bir adam. İnsanlığı onu Rabiat’ül Adeviye meydanındaki sahra hastanesinde görev yapmaya sürükledi. Mısır’ın en büyük kamu petrol kuruluşlarından birinde tıp bölümü başkanlığı yapan ve yüksek lisansını genel cerrahi alanında tamamlamış olan Dr. Muhammed, idamından, takriben bir ay önce meydana geldiği iddia edilen, bir polis memurunu kaçırıp işkence etmek gibi uydurma bir suçla tutuklanmıştır.
Muhammed ve Mustafa Abdülhey el-Farmawi’nin hikâyesi de Dr. Zenati’nin hikâyesine benzer. Büyük bir tefsir âliminin oğulları olan Muhammed (40) ve Mustafa (30) Abdülhey al-Farmawi, gözlemcilerin söylediğine göre rejimin hapishanelerinde vefat eden babalarından intikam almak için tutuklandılar. Muhammed ve Mustafa Rabiat’ül Adeviye Oturma Eyleminin Dağıtılması olayından 40 gün önce tutuklanmış, yani herhangi bir eyleme karışmaları mümkün değil. Onlar gibi, Issam Sultan, (Wasat Partisi genel başkan yardımcısı) ve pek çok diğer kişi için, olaylardan bir ay kadar önce tutuklanmalarına ve olaylar esnasında tutuklu bulunmalarına rağmen haklarında müebbet hapis kararına varılmıştır.
İşte kurt ve avanesi aslanı böyle kandırabildi, işler allak bullak oldu. Orman sakinlerini yediler, kanlarını döktüler, evlerini yıktılar ve onları kedere sürüklediler.
Müellif: Yaser abdelaziz / Kaynak: Ortadoğu haber
Henüz yorum yapılmamış.