Sosyal Medya

Yıkım çağı

Bu çağlar kendini sadece ekolojik bir yıkımla göstermiyor. İnsan’ın dahil olduğu tüm katmanlarda - psikolojik, kültürel, sosyolojik, ekonomik, politik - yıkımlarla da gösteriyor.



Antroposen, yaÅŸadığımız çağı ifade etmek için türetilmiÅŸ bir kavram. Dünyamızın 4,5 milyar yıllık ömrünün son 3 binli yılları ‘Ä°nsan Çağı’ olarak geçiyor. Bu çağın son 250 senesi de yıkım çağı olarak tanımlanıyor.

Bu çaÄŸlar kendini sadece ekolojik bir yıkımla göstermiyor. Ä°nsan’ın dahil olduÄŸu tüm katmanlarda - psikolojik, kültürel, sosyolojik, ekonomik, politik - yıkımlarla da gösteriyor.

Yıkım Çağı’nın en belirgin antitezi ise; onarım. Yıkımı onarmak bu çağın sorunlarının tek çözümü gibi görünüyor.

Çözmezsek ne olur?

YaÅŸam tarzımızı düzeltmezsek önümüzde kıyamet öncesi 100-150 yıllık bir süre var deniyor.

Ekolojik, toplumsal ve siyasal çevremizde yeteri kadar müsilaj birikmiÅŸ durumda.

Yapacak tek ÅŸey her ortamda iyi ÅŸeyler üretmek.

Onarma, zaman ve mekan ile olan iliÅŸkimizi yeniden tamir etmeye çalışmakla baÅŸlayacak.

UNDP Ä°yi Niyet Elçisi Mert Fırat’ın moderatörlüÄŸünde düzenlenen çevrim içi etkinlikte Kurumsal Ä°tibar Uzmanı Salim KadıbeÅŸegil, Sinir Bilim Uzmanı Prof. Dr. Sinan Canan ve UNDP Türkiye Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi ve Çevre Portföyü Stratejik Danışmanı GüneÅŸin Aydemir insanlık çağını ve onarımı tartıştı.

Oldukça yararlı, bilgilendirici ve ufuk açıcı konuÅŸmaları UNDP’nin sitesine girerek dinleyebilirseniz iyi olur.

Adres: Ä°klimce sohbetler:

Ev iÅŸçiliÄŸinden Home Ofis’e

Covid-19 salgını ile her gün ofis ve plazalara iÅŸe giden birçok insan zorunlu olarak evden çalışmaya baÅŸladı. Daha çok kadınların çalışma alanı olarak görülen ev ortamı, bugün erkeklerin tabiriyle “home ofis” denilen iÅŸ ortamlarına dönüÅŸtü.

Peki bugüne kadar ev iÅŸçiliÄŸi deyince biz ne anlıyorduk?

Evde ne iÅŸ olsa yapan-yapmak zorunda kalan, belli bir mesai saati olmayan, iÅŸ tanımları belirsiz, izin haklarından yoksun, ücret standartları ve güvencesi yok, iÅŸ saÄŸlığı ve güvenliÄŸine iliÅŸkin standartların belirlenmediÄŸi ağır çalışma koÅŸulları altında çalışmak zorunda kalanların oluÅŸturduÄŸu iÅŸ alanı.

Türkiye’de ev iÅŸçilerinin yüzde 90’ından fazlası kadınlardan oluÅŸuyor ve bir milyonun üzerinde ev iÅŸçisinin olduÄŸu tahmin ediliyor.

Türkiye Ä°statistik Kurumu (TÜÄ°K) verilerine ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) istatistiklerine göre Türkiye’deki ev iÅŸçilerinin en az yüzde 70’i etkin bir sosyal korumadan yoksunlar.

Covid-19 salgını ile ev iÅŸçiliÄŸi tanımı deÄŸiÅŸecek. Birçok ÅŸirket evden çalışmaya ağırlık verecek. Bu deÄŸiÅŸimle çalışanlarla ÅŸirketler arasında yeni hukuki sorunlar çıkacak. Belki de iÅŸ hukuku yeniden yazılacak.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi, kayıt dışı çalışan ev iÅŸçilerinin küresel salgınla daha da derinleÅŸen sosyo-ekonomik sorunlarını ve koÅŸullarını ortaya koymak ve ev iÅŸçilerinin çalışma koÅŸullarının iyileÅŸtirilmesine yönelik çözüm önerileri sunmak amacıyla bir rapor hazırladı.

Dr. Ceyhun Güler tarafından hazırlanan “Ev Ä°ÅŸçiliÄŸinin Türkiye’deki Görünümü: Kapsam, Boyut ve Sorunlar" Raporu, 17 Haziran 2021 tarihinde kamuoyuyla paylaşıldı.

ILO Türkiye Ofisi’nin Ä°sveç desteÄŸiyle hazırlanan rapor küresel salgının ev iÅŸçilerinin çalışma koÅŸullarına olan etkisini de ele alıyor.

Rapora göre ÅŸiddet, yiyecek yoksunluÄŸu, psikolojik baskı, haksız yere suçlama, anlayışsızlık, küçümseme ve hapis dâhil olmak üzere cinsel, psikolojik ve fiziksel istismar ev iÅŸçilerinin karşılaÅŸtığı en ağır sorunlar arasında yer alıyor.

Daha ayrıntılı bilgi isteyenler için raporun linki burada.

Müellif: YaÅŸar Süngü / Kaynak: YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.