Sosyal Medya

Kürsü

İsrail’in yerleşimci barbarlığı ve Batı’nın desteği

Öncü bir kuvvet olarak İsrail, İslam coğrafyasında Haçlı Seferleri ile yapılamayanı yapıyor. İsrail, Batılı olmayan ulusları coğrafyadan temizlediği için Batı’dan destek görüyor. Filistinliler de Kızılderililer gibidir. Onlar da direndikleri için Batı’nın gözünde nefrete müstahaktır.



Marc Ferro, “Sömürgecilik Tarihi” adlı kitabında Aime Cesaire’ın “20. yüzyıl koyu Hristiyan burjuvazisinin Hitler’de affedemediÄŸi ÅŸey, suçun kendisi, insana karşı iÅŸlenen suç, insânî deÄŸerlerin çiÄŸnenmesi deÄŸil; beyaz adama karşı iÅŸlenen suçtur” ÅŸeklindeki ifadelerine yer vermiÅŸtir.
 
Ferro’nun kitabının orijinal baÅŸlığında “colonialism” sözcüÄŸü kullanılmış ama tercümede sömürgecilik kelimesi tercih edilmiÅŸ. Hâlbuki sömürgecilik, “exploitation” kavramı ile örtüÅŸmektedir ve bu kelimeyi karşılayabilir. Sorun kitabın baÅŸlığı ile sınırlı deÄŸil, bölümlerde de “colonialism”’i karşılamak üzere sömürgecilik kavramı tercih edilmiÅŸ. Bu, tercüme eserlerin büyük çoÄŸunluÄŸu için geçerli bir durumdur. Telif eserlerde de sömürgecilik kavramı yaygın bir kullanma sahip. Hâlbuki kolonyalizm ve sömürgecilik kavramları birbirinden farklı anlamları iÅŸaret etmektedir.
 
YerleÅŸimcilik, ÅŸiddete ve teröre devamlılık kazandırır
 
Yabancı bir toprağın iÅŸgali, iÅŸlenmesi ve dışarıdan gelenlerin oraya yerleÅŸmesi anlamına gelen kolonyalizm ile istismar farklı durumlara iÅŸaret eder. Sömürgecilik her iki kavramı karşılayacak ÅŸekilde kullanıldığı için anlam karmaÅŸasının ve belirsizliÄŸin ortaya çıkması tabiî bir durumdur. Bunun bilinçli bir tercihin sonucu olup olmadığı konusunda zihin açıcı bir tartışmanın gerekli olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Çünkü sömürgecilik kavramı kolonyalizm tarihinin hakikatlerini görünmez kılmaktadır. Ä°stismar, dünya çapında bir meseledir.
 
Ä°stismar anlamına gelen sömürgecilik kavramı toprakların iÅŸgal edilmesi, yerli halkların yok edilmesi, ülkelerin ve kıtaların nüfus yapısının deÄŸiÅŸmesi gibi gerçekleri ifade etmekte yetersiz kalmaktadır. Bugün herhangi bir kimse Aime Cesaire’ın cümlelerini tekrar etse ya antisemitizm ile suçlanır ya da Hitler’e kalkan olmakla itham edilir. Dolayısıyla Aime Cesaire ya da baÅŸka bir aydının benzer cümleleri önemini yitirir.
Çünkü kolonyalist dönemlerin çok özel tarihi, sömürü kavramına dâhil edilerek bir düzey eÅŸitlemesi yapılmıştır. Sömürüde ülke, kıta, millet, din farklılıkları ortadan kalkar ve sınıf ya da ideolojik bir gerçeklik alanı oluÅŸur. Oysa “yerleÅŸimcilik” anlamını da içeren kolonyalizm, “ÅŸiddet ve terör”e devamlılık kazandırmakla da istisnaîdir.
 
ABD ve Filistin’de benzer yöntemler
 
Yaklaşık yüz yıldır Avrupa’nın çeÅŸitli ülkelerinden, Rusya’dan ve dünyanın farklı bölgelerinden Yahudiler Filistin’e yerleÅŸmektedir. Filistin, Osmanlı’nın toprağıydı. Burası Osmanlı ülkesinin bir parçasıydı. Birinci Dünya Savaşı’nda maÄŸlup olduk ve Osmanlı ülkesinin bir parçası olan Filistin’de Ä°ngiliz manda yönetimi kuruldu. Bu, kolonyalizmin yenilenmiÅŸ bir hâliydi.
 
Osmanlı ülkesinin bir vilayeti olan Suriye parçalandı. Parçaların bir kısmına Ä°ngilizler bir kısmına da Fransızlar yerleÅŸti. Her ikisi de manda yönetimi altında koloniler oluÅŸturdular. Ä°ngilizler, Yahudi yerleÅŸimcileri taşıyarak Kuzey Amerika’daki on üç koloninin bir benzerini Filistin’de kurdu.
 
 
Fransızlar da aynı bölgenin kuzeyinde benzer bir yapı oluÅŸturdu. Kuzey Amerika’nın yerleÅŸimcilerle iskân edilme sürecinde de Fransa ve Ä°ngiltere karşıtlığı ve dayanışması vardı.
 
Filistin’de Ä°srail devletinin varlığını Yahudi ilahiyatının kavramlarıyla ya da ideolojik bakış açılarına göre yorumladığımızda Batı’nın kolonyalist tarihinin Türk ve Ä°slam coÄŸrafyasında devam ettiÄŸi görülmez. Benzer bir ÅŸekilde sömürgecilik ve iÅŸgal kavramları da Ä°srail’in varlığını yeterince izah etmez. Ä°srail, Avrupalı kolonilerin Kuzey Amerika’da geniÅŸlediÄŸi gibi coÄŸrafyamızda geniÅŸlemek istiyor. Bu durum yeterince açıklığa kavuÅŸmadığı için Türkiye’de belirli kesimler Uygur Türklerine ve Filistinlilere uygulanan vahÅŸeti karşılaÅŸtırma hatasına düÅŸüyor. Bu da ideolojik bir tutuma karşılık gelir. Filistin sorununu Arap ve Ä°srail baÄŸlamlarına yerleÅŸtirdiÄŸimizde de kolonyalist geniÅŸleme ve yayılma görünmez bir hâle bürünür.
 
Ä°srail, Haçlıların yapamadığını yapıyor
 
Batılı yerleÅŸimciler, Amerika kıtasının kuzey ve güneyindeki yerli medeniyetlere asla merhamet göstermemiÅŸti. Hatta “yerliler” direniÅŸ gösterdikçe Avrupalıların nefreti arttı. Amerikalı Beyazların siyahîlere kıyasla yerlilere daha vahÅŸice davrandığı bilinen bir gerçektir. Batı’nın Amerika’daki geçmiÅŸini entelektüel düzeyde yargılamanın muhakkak bir deÄŸeri vardır fakat bunun siyaset üzerinde bir tesiri olmamıştır.
 
 
Zîra Filistin meselesinde neredeyse bütün Batı dünyası Ä°srail’i destekliyor. Öncü bir kuvvet olarak Ä°srail, Ä°slam coÄŸrafyasında Haçlı Seferleri ile yapılamayanı yapıyor. O zaman askerlerin hâkimiyeti vardı ve bu bir iÅŸgaldi. Fakat ÅŸimdi coÄŸrafyayı yerleÅŸime açıyorlar. Ä°srail, Batılı olmayan ulusları coÄŸrafyadan temizlediÄŸi için Batı’dan destek görüyor. Filistinliler de Kızılderililer gibidir. Onlar da direndikleri için Batı’nın gözünde nefrete müstahaktır. Konu Alman faÅŸizmi ile alakalı olsaydı Ä°srail bir tepki görürdü.
 
Aime Cesaire “Suçun kendisi, insana karşı iÅŸlenen suç, insanî deÄŸerlerin çiÄŸnenmesi, Batı için gündeme geldiÄŸinde affedilmez bir suça dönüÅŸmüÅŸtür” diyor. Türkiye’de akademik, entelektüel ve siyasî çevrelerde Filistin meselesinin Arap-Ä°srail baÄŸlamına yerleÅŸtirilmesi bir gelenektir. EÄŸer birileri kolonyalist vahÅŸete raÄŸmen Ä°srail’i eleÅŸtirirse Yahudilerin tamamını kast etmediÄŸi gibi yumuÅŸatıcı sözler söylemek zorunda kalır.
 
Yahudilerin “yerleÅŸimci” ÅŸiddet ve terörü “yerlilerin” direniÅŸi ile meÅŸrulaÅŸtırılır. Kızılderililerin direnmemesi gerekir. Hâlbuki Ä°srail’in ve onu destekleyen Batı dünyasının Ä°slam coÄŸrafyasında takip ettikleri yerleÅŸimci kolonyalizm siyasetinde devamlılık vardır ve bu düzenlidir. Bu da Aime Cesaire’ın cümlelerini farklı açılardan yorumlama gereÄŸini zorunlu hâle getirir. Batı dünyasının açıkça Ä°slam ve Müslüman düÅŸmanlığından bahsetmeye baÅŸlamasını önemsemek gerekir. Bu durumu, Batılı devletlerin ve ulusların Yahudileri katletmesinden kaynaklanan ezik ruh hâli ile açıklamak ciddî bir yanılgıdır. Adamlar zafere yürüdüklerini düÅŸünüyorlar.
 
Türkiye’nin Arap coÄŸrafyası için ya da Filistinli Araplar için kendini tehlikeye attığını söyleyenler hâdiseleri baÅŸka bir açıdan görmek zorundadır. Filistinli Arapların karşına Uygur Türklerini koyarak sorumluluk almaktan kaçınmanın coÄŸrafyaya sırtını dönmekten baÅŸka bir mânâsı yoktur. CoÄŸrafyanın yerli unsurlarını da yanlarına almaya çalışıyorlar.
 
Müellif: Selçıuk Türkyılmaz / Kaynak: Gerçek Hayat Dergisi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.