Güncel
Türkiye’den imkansızı beklemenin ardındaki siyaset
Türkiye-Mısır ilişkilerin yolunda gitmediğini anlatanlar sebep olarak Türkiye’nin bu yakınlaşmanın gerektirdiği şartlara uymuyor olduğundan dem vuruyorlar. Tabii ki daha bu ilk cümlenin ifade ettiği şeyde bir sorun var. Maalesef baştan beri Türkiye-Mısır, hatta Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerine dair Türkiye’den giden iyiniyetli mesajlar Türkiye’nin bütün iddialarından vazgeçmiş ve nihayetinde otokrat Arap rejimlerine teslim olduğu şeklinde yansıtılıyor.
Yasin Aktay / Yeni Åžafak
Son zamanlarda Mısır ve Körfez medyasında Türkiye ve Mısır arasında bir süre önce baÅŸlamış olan iliÅŸkileri sorgulayan ve iliÅŸkilerin hiç de yolunda gitmediÄŸini ballandıra ballandıra anlatan haberler iyice çoÄŸaldı. Çünkü Körfez medyası zaten baÅŸtan beri bu iliÅŸkinin gerçekleÅŸmesi yönündeki en küçük bir ihtimali bile baltalamak için elinden geleni yapıyor. DoÄŸrusu BAE beslemesi Mısır medyasının da görüÅŸmelerin bir aÅŸamasında kısa bir süre için de olsa fazla konuÅŸmamak için kendini fazla bastırmış olduÄŸu anlaşılıyor.
Türkiye-Mısır iliÅŸkilerin yolunda gitmediÄŸini anlatanlar sebep olarak Türkiye’nin bu yakınlaÅŸmanın gerektirdiÄŸi ÅŸartlara uymuyor olduÄŸundan dem vuruyorlar. Tabii ki daha bu ilk cümlenin ifade ettiÄŸi ÅŸeyde bir sorun var. Maalesef baÅŸtan beri Türkiye-Mısır, hatta Türkiye-Suudi Arabistan iliÅŸkilerine dair Türkiye’den giden iyiniyetli mesajlar Türkiye’nin bütün iddialarından vazgeçmiÅŸ ve nihayetinde otokrat Arap rejimlerine teslim olduÄŸu ÅŸeklinde yansıtılıyor.
Arap basınına yansıyan bu algının Türkiye’den yeterince izlendiÄŸini ve gerektirdiÄŸi siyasetin izlendiÄŸini sanmıyorum. Bu yakınlaÅŸmada Türkiye’nin iyi niyetini ifade etme biçiminde de elbette ciddi sorun var. Bazı ülkelerle, özellikle Mısır ve SA ile yeni ve iyiniyetli bir iliÅŸki düzeyini teklif etmek için yıllardır sürdürülmüÅŸ olan ve yüzde yüz ahlaki, insani ve ilkesel tutumdan vazgeçmiÅŸ gibi bir görüntü vermek gerekmiyor. Maalesef Arap medyası ÅŸu anda bazı dikkatsiz beyanların üzerine atlayarak bu beyanları istediÄŸi gibi evirip çevirip yirmi yıldır iÅŸlenmiÅŸ muhteÅŸem Türkiye imajını tahrif veya tahrip etmenin tadını çıkarıyor.
Özellikle Türkiye’nin Libya’daki varlığının devam ediyor olması, hatta etkinliÄŸini her geçen gün daha da artırıyor olmasını Türkiye’nin kendisinden bu yakınlaÅŸmanın hukukuna riayetsizliÄŸinin bir iÅŸareti olarak yansıtıyorlar.
Bir ziyaret için bulunduÄŸu Katar’da katıldığı Aljazeera TV’deki bir programda Mısır DışiÅŸleri Bakanı Samih Åžükri açıkça Türkiye ile Mısır arasındaki görüÅŸmelerde çözülmesi gereken en önemli ihtilaf konularından birisinin Türkiye’nin Libya’daki askeri varlığı olduÄŸunu söyledi. Åžükri, devamla, Libya’da yabancı savaÅŸçıların tamamen çekilmesi gereÄŸi bizzat BM’nin de istediÄŸi bir ÅŸey olduÄŸunu ve Türkiye’nin bundan muaf olmadığını ve bu varlığın aradaki yakınlaÅŸma veya yeni bir sayfa açma sürecini sekteye uÄŸrattığını da ifade etti.
Aynı mülakatta Türkiye ile iliÅŸkilerde bir yakınlaÅŸmanın olması için Türkiye tarafına iletmiÅŸ oldukları ÅŸartların yerine gelmesini beklediklerini anlatan Åžükri’nin bu ÅŸartlardan tam olarak ne beklediklerini kendisi söylemese de Mısır basınına yansıyan ve giderek artan eleÅŸtirel söylemden Türkiye’den imkansızın beklendiÄŸi anlaşılıyor.
Ä°mkânsız olan herÅŸeyden önce Türkiye’ye sığınmış olan siyasi isimlerin teslim edilmesidir elbet. Daha yeni darbe maÄŸduru siyasilerin üstüne bir de topluca idam kararlarının en keyfi yargılamalarla verilmiÅŸ olduÄŸu bir ülkeye siyasi sığınmacıları teslim etmeyi istemek aslında baÅŸtan itibaren Türkiye ile samimi bir yakınlaÅŸma ihtimali varsa bile bunu sabote etmektir.
Türkiye’den beklenen baÅŸka bir imkânsız da aslında elbette Türkiye’nin Libya’dan askeri varlığını çekmesidir. Böyle bir ÅŸey görüÅŸmelerde gerçekten Türkiye’den istenmiÅŸ mi, istenmiÅŸse Türkiye ne cevap vermiÅŸtir? Türkiye Libya’da varlığı uluslararası meÅŸruiyete dayanan tek ülke. Türkiye orada iÅŸgalci deÄŸil, meÅŸru yönetimin yardım talebi ve davetiyle ve davet ettiÄŸi kadar orada.
Åžükri, Libya’dan çekilmesi gereken herkesin arasına Aljazeera TV sunucusunun ısrarlı sorusu üzerine tabii ki Mısır’ı da katmak zorunda kalıyor. Ancak zaten fiilen herkesin gördüÄŸü ve anladığı ÅŸey Türkiye’nin çekilmesini istemek orada Mısır’ın desteklemekte olduÄŸu darbeci Hafter’in hâkim olmasını istemektir. DoÄŸu’da konuÅŸlu bulunan darbeci Hafter’e istedikleri kadar lojistik, askeri desteÄŸi veriyorlar zaten. Libya’ya darbe marifetiyle hâkim olmasının önündeki tek engel Türkiye’nin varlığıdır. Türkiye ile Mısır’ın yakınlaÅŸmasını böyle bir ÅŸarta baÄŸlamak bildiÄŸim kadarıyla zaten bu sürecin bir konusu deÄŸil.
Ayrıca Türkiye Mısır’la yakınlaÅŸması Türkiye’nin bir mecburiyetinden kaynaklanmıyor ki. Türkiye bütün iyi niyetiyle Mısır’a bir el uzatmıştır. Bu eli uzatmanın anlamı herÅŸeyden önce Mısır tarafından gelmiÅŸ olan bazı taleplere verilmiÅŸ iyiniyetli bir cevaptır. Yoksa baÅŸtan beri söylüyoruz bu yakınlaÅŸma daha ziyade Mısır’ın ihtiyaç duyduÄŸu ve talep ettiÄŸi bir ÅŸeydir.
Ancak kendi kamuoylarını uyutmak için sanki Türkiye’nin Mısır’a mecbur olduÄŸu yönünde verilen algı herÅŸeyden önce kurnazca bir siyasettir. Bu kurnazlığın Körfez’deki müttefiklerine bu iliÅŸki ihtimalini bir pazarlık kozu olarak kullanma boyutu da var elbet. Daha fazlası, bu algı oyunundan Sisi tarz-ı siyasetinin çok daha büyük kazançlar üretme ihtimali de mevcut.
Bu siyasetin sınırlarını bu vesileyle biraz netleştirmekte fayda var.
Birincisi, bir konuda anlaÅŸmak, her konuda anlaÅŸmayı gerektirmiyor. Türkiye ABD, Rusya, Ä°ran hatta Ä°srail ile birçok konuda çok derin ihtilaflar yaşıyor ama bunlarla baÅŸka bazı konularda da ortak çıkarlarının gerektirdiÄŸi iletiÅŸimi sürdürüyorlar. Aynı düzey bir iliÅŸkinin Mısır’la da olmaması için bir sebep yok.
Ä°kincisi, Türkiye bu iliÅŸkileri yeniden tesis etme konusunda sergilediÄŸi iyi niyet bir yenilgi veya teslimiyet beyanı deÄŸil ve ÅŸimdiye kadar sergilediÄŸi ahlaki-insani siyasetlerden vazgeçmesini gerektirmiyor.
Üçüncüsü, Türkiye Libya’da bulunan tem meÅŸru varlıktır ve bunu sorgulamak Mısır’a düÅŸmez. Mısır’ın Libya üzerinde Türkiye’nin varlığını sorgulamasına yetecek bir hakkı yoktur. Orada darbeci ve insanlık suçu iÅŸlediÄŸi kanıtlanmış Hafter’e verdiÄŸi destekle zaten konuÅŸma hakkını tamamen kaybetmiÅŸ durumdadır.
Türkiye’nin Libya’daki varlığı bir iÅŸgal deÄŸil, istikrarsızlık veya parçalama sebebi deÄŸil, bilakis Libya’yı Libyalılara bırakacak bir kardeÅŸlerle dayanışma varlığıdır.
Henüz yorum yapılmamış.