Güncel
Yasin Aktay yazdı: Göğün hakiminden yerin hakimine veyl olsun!
Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay, Mısır'ın şehit lideri Muhammed Mursi'nin şehadetinin 2.yılında onun haklı mücadelesini ve vefatından önce mahkemedeki son sözlerini anlatan bir yazı kaleme aldı.
Ä°ÅŸte Yeni Åžafak yazarı Yasin Aktay'ın Muhammed Mursi için yazdığı yazı...
Mısır tarihinin belki de tek seçilmiÅŸ CumhurbaÅŸkanı olarak kayda geçmiÅŸ olan Muhammed Mursi, mahkeme salonunda “dünyanın gözü önünde” vefatının 2. yılı münasebetiyle bütün dünyada deÄŸiÅŸik etkinliklerle anıldı. Türkiye’de de hem Mısırlı yol ve dava arkadaÅŸları tarafından hem de kendisine büyük muhabbet duyan Türk sivil toplum kuruluÅŸları tarafından anma toplantılarına konu oldu.
Vefatının “dünyanın gözü önünde” gerçekleÅŸmiÅŸ olmasının bütün dünyada bir vicdan ayaklanmasına, demokrasi ve insan hakları duyarlılığına konu olması beklenirdi. Oysa epey öncesinden itibaren yavaÅŸ yavaÅŸ sürüklenmiÅŸ olduÄŸu sonunun “dünyanın gözü önünde” gerçekleÅŸmesi tam da uyanma ihtimali olan vicdanları biraz daha oyalamak, duyarlılıkları biraz daha köreltmek için özel olarak kast edilmiÅŸ gibi oldu.
SeçilmiÅŸ bir cumhurbaÅŸkanı olarak kendi atadığı, emrindeki savunma bakanı tarafından maruz kaldığı darbenin neticesinde, bir maÄŸdur olduÄŸu halde bir suçludan daha kötü bir muameleye tabi tutularak 6 yıl boyunca nerede tutulduÄŸu ilan edilmeden, savunma hakkı veya yakınlarıyla görüÅŸme hakkı hiç tanınmadan, giderek bozulan saÄŸlığı için tedavi talebine cevap verilmeden yavaÅŸ yavaÅŸ sürüklendiÄŸi ölümü mahkeme salonunda gerçekleÅŸti. Daha da kötüsü, ölümünden sonra kendisine otopsi yapılmadığı gibi cenaze töreni düzenlenmesine izin verilmeksizin sabahın köründe apar topar ve gizlice defnedildi.
Geriye aslında bütün Ä°slam dünyası için tecrübesiyle, başıyla, sonuyla ibret dolu, ders dolu büyük bir hikayesi kaldı Mursi’nin. Bu hikâyenin sınırları, anlamı ve boyutları kuÅŸkusuz Mısır’ın sınırlarını fazlasıyla aşıyor.
Mursi’nin mücadelesi, ilkeli-tavizsiz duruÅŸu ve bu uÄŸurda hayatını ortaya koyan tavrı, kendisiyle birlikte mezara girmeyecek bir örnek oluÅŸturuyor. Ä°slam dünyasında demokrasinin, insan hak ve hürriyetlerinin, insanlık onurunun kimlerce nasıl kuÅŸatılıp geliÅŸiminin hangi dayanışma aÄŸlarıyla engellenebildiÄŸine dair ufuk açıcı bir örnek. Tabi, siyaset için baÅŸarı ve baÅŸarısızlık kriterlerinin nasıl deÄŸerlendirilebileceÄŸine dair, stratejik aklın, dost-düÅŸman iliÅŸkilerini nasıl deÄŸerlendirdiÄŸine dair de çok öÄŸretici bir örnek.
O örnekliÄŸi vefatının ikinci yılında deÄŸerlendirmek üzere Mursi ailesi ile Ä°slam dünyasının birçok tanınmış isminin katılımıyla bir “Demokrasi için Mursi Vakfı” kuruldu. Bu yıl anma toplantıları büyük ölçüde bu vakfın öncülüÄŸünde gerçekleÅŸtirildi. Vakfın sadece Mursi’yi anmakla kalmayacak olan misyonları arasında Ä°slam dünyasında demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin geliÅŸtirilmesi, Ä°slam dünyasının ekonomik, sosyal ve siyasal kalkınması, Filistin davası için daha stratejik bir siyasetin geliÅŸtirilmesi ve takip edilmesi gibi iÅŸler yer alacak.
Hiç kuÅŸkusuz Mursi hayatı boyunca Ä°slam dünyasının kendi iradesine sahip, bağımsız, özgür ve kalkınmış bir varlık kazanması yolunda verdiÄŸi mücadeleyle ve bu mücadeleyi taçlandırdığı ÅŸehadetiyle sembol bir isim haline gelmiÅŸtir. Bu sembolü fetiÅŸleÅŸtirmeden, misyonuna uygun faaliyetlerle yaÅŸatmak onun vasiyetine ödenecek bir borçtur.
Aslında o bu vasiyeti vefat ettiÄŸi mahkeme salonunda, yine bütün dünyanın gözü önünde herkesin duyacağı ÅŸekilde okudu. Daha önce de burada aktardığımız bu son sözlerini vefatının 2. Yıldönümünde yine hatırlayalım. Bu sözlere kendini bilen hangi Müslüman lakayt kalabilir?
MURSÄ°’NÄ°N SON SÖZLERÄ°
“Beni Hamas’la iliÅŸkiye girmekle suçluyorsunuz, aynı ÅŸeyi bugün siz yapıyorsunuz. Sina’da olup bitenlerle suçladınız, Sina’da bugün bile olup bitenler ortada, siz niye engelleyemiyorsunuz?
Mısır’daki ÅŸiddet eylemleri ve kiliselerde ve camilerde olanlarla suçladınız, bugün çok daha fazlası sizin idareniz altında vuku buluyor.
Beni tecrit ettiniz ama terk etmediniz, her gün iÅŸkence için uÄŸramayı ihmal etmediniz. Beni yavaÅŸ yavaÅŸ ama en vahÅŸi ÅŸekilde öldürmek istiyorsunuz ve tek çekindiÄŸiniz ÅŸey bu katledilmem halinde maruz kalacağınız tepkilerdir.
Allah’tan baÅŸka kimse ecelimizin ne olduÄŸunu bilmez. Bütün bu zulümler, ihanetler ve darbeler karşısında sadece Allah bize yeter, ne güzel vekildir derim. Yakinen biliyorum ki, Allah’a kavuÅŸacağım, sabrederek, ÅŸükrederek ve zalim mücrimlerle Allah’ın huzurunda karşılaÅŸacağım. O’nun yanında toplanır bütün hasımlar.
Çocuklarıma ve eÅŸime mesajım ÅŸu: Allah ÅŸahittir ki, Allah’tan baÅŸkasının bilemeyeceÄŸi kadar sizi seviyorum. Hapiste ne kadar elem ve ıstırap çeksem de, tedavisiz, ilaçsız ne kadar zaman geçirsem de sizi gece gündüz düÅŸünmekten hiç geri durmadım. Ne zaman buluÅŸacağımızı bilmiyorum, belki cennette olur, orada zalimlerin zulmünü Allah’a ÅŸikâyet ederiz.
Buradan büyük Mısır halkına tekrar ve kuvvetle altını çizerek söylüyorum ki, deÄŸiÅŸime gücünüz var, ey Mısır gençleri ÅŸehitlerin analarını hayal kırıklığına uÄŸratmayın, zulüm gören kardeÅŸlerinizi hayal kırıklığına uÄŸratmayın. Zulüm devam etmeyecektir, darbecilerden de kimsenin kalmayacağı günler gelecektir, çünkü Allah daim ve bakidir.
BaÅŸkanlığım bir yıl bile devam etmedi ve bazı Siyo-Amo-Arabi devletlerin Mısır’ın iÅŸlerine müdahale ederek bazı kiralık isimleri Mısır’ı yıkmak üzere satın aldıklarını gördük. Ä°ÅŸte ÅŸimdi ÅŸahit olduÄŸunuz gibi her geçen gün harap olmaya devam ediyor. Toplumsa zalimler zeval bulmadan ve mazlumlar geri gelmeden yatışmayacaktır.”
Görgü tanıklarına göre bu son sözüyle birlikte yere yığıldı Mursi, son sözü de ÅŸu oldu: “Ben sadece Allah’a kavuÅŸmayı bekliyorum. Ey hakim, göÄŸün hakiminden yerin hakimine veyl olsun!”
Henüz yorum yapılmamış.