Sosyal Medya

Selahattin Çakırgil: BBC, The Guardian ve Taksim Camii

Kendi şehirlerinin merkezindeki dev bazilikaları, kiliseleri görmezlikten geliyorlar; burada 'aydınlattıkları'nı düşündüklerinin ağzına 'kamusal alan' sakızını veriyorlar.



Dün vapurla Ä°stanbul'dan Bursa'ya giderken, benim yaÅŸlarımda birisi yanıma gelip oturdu.. Kendi dünyasının propagandasını yapmak için bir vesile oluÅŸturmaya çalıştığı anlaşılıyordu.. Onunla daha önce de karşılaÅŸtığımı hatırladım..

Nereli, olduÄŸu belliydi de, 'Mâlûmu ilâm' etmesi için 'HemÅŸehrum, nerelisun?' diye sordum..

'Adını söylemekten utanduÄŸum bir ÅŸehirdenum.. Birisi var ya, onun hemÅŸehrusu diye anılmaktan utanayrum..' diye ekledi..

Anlamazlıktan geldim; 'Hemşehrum, şifreli konuşuyorsun..' dedim..

'Hani, var ya birisi.. 'Ä°ki sarhoÅŸun yaptığı kanunlar' diyor.. Ä°ÅŸte ondan söz edeyrum!.' dedi..

Tayyib Bey'in 2-3 yıl önceki bir konuÅŸmasından söz ediyordu. Kimin kasdedildiÄŸi belli deÄŸildi.. MeÄŸer kanun yapanlar arasında öyleleri de yok mu?

Ama, karşımdakine göre, 'Ä°ki sarhoÅŸ'tan kasdedilen, baÅŸkaları imiÅŸ..Beni mayın tarlasına çekmek mi istiyor, ne..

'HemÅŸehrum, o 2 kiÅŸiyi nereden çıkardın?' dedim.

-'Anlaşılmıyor mu? 'diye diklendi..

'Bak hemÅŸehrum,' dedim..' Onu asıl sen söylüyorsun, isim belirterek..'

Bu kiÅŸi, baktı ki, propaganda yapmak için hedef olarak seçtiÄŸi kiÅŸiye söz anlatamayacak, kalktı yanımdan, vapurun diÄŸer bir salonuna gitti..

Bu küçük örneÄŸi niye mi zikrettim?

Efendim, Cuma günü Taksim Câmîi'nin açılışından sonra Ayasofya Câmiinde düzenlenen Hâfızlık icâzet proÄŸramına katılan C. BaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın huzurunda, hatim duasını okuyan hoca, Ayasofya'yı, aslî inÅŸa olunuÅŸ ve kendisinin de yine bir mâbed olarak vakfediÅŸ maksadına aykırı bir duruma getirenlere, Sultan Fatih'in Ayasofya Câmîi Vakfiyenâmesi'ndeki beddualarını tekrarlamış..

Vay efendim, 'filâna lânet okundu, kâfir ve zâlim denildi..' diye bir vaveylâdır gidiyor, günlerdir.. Bir mâlûm taife var ki, günlerdir gazetelerinde veya ekranlarda bas-bas bağırıyorlar..

Halbuki, müÅŸahhas bir isim yok, tekrar edelim, vakfiyenâmelerde âdet olduÄŸu üzere, vakfın ÅŸartlarını bozanlara bir umûmî lânetleme var..

Kim mi bozdu, Fâtih'in vakfını?

Türk Tarih Kurumu'nun eski baÅŸkanlarından Prof. Yusuf HalaçoÄŸlu, yıllarca önce, 'Ayasofya'nın mâbed olmaktan çıkarılıp müze yapılmasıyla ilgili hükûmet kararnamesi olarak gösterilen belgenin düzmece olduÄŸunu' ekranlardan defalarca söylediÄŸinde onun araÅŸtırılmasını göze alamayanlar kimlerse, o anlayış çizgisinde olanlar.. Çünkü, bu iddiayı ileri sürfen, sıradan birisi deÄŸildi.. Ona bir ÅŸey diyemediler, sükût ile geçiÅŸtirdiler. O kiÅŸi, henüz de hayatta, sorup ne demek istediÄŸini öÄŸrenebilirler.

Ama soramazlar. Çünkü, son günlerde yeniden hatırlanan bir ifadeyle, ' Bir tuÄŸla çekilirse, bütün duvar çöker..' kabilinden bir durum sözkonusu demek ki..

Sadece bir sakızları var ağızlarında, 'filan sâyesinde ezânlar okunuyor, filân sâyesinde câmilerde namaz kılıyorsunuz..' gibi.. Bu laflar, hele de bir mâlûm gazetenin manÅŸetlerinden düÅŸmüyor, günlerdir..

Müslümanlar olarak biz ibadî gereklerimizi, hiç kimsenin sâyesinde deÄŸil, inancımızın verdiÄŸi güç ile yerine getiriyoruz. Bir takım engeller konulabilir, eziyet ve iÅŸkenceler uygulanabilir, zincirlere de vurulabiliriz, dâr'a da çekilebiliriz; ama, kalbimize, gönlümüze, beynimize kimse zorla hükmedemez.

Allah'ın bahÅŸettiÄŸi hür irademizle yaÅŸama azmimiz sâyesinde ve namazların her rekâtında okuduÄŸumuz Fatiha sûresindeki, 'Ä°yyake nâ'budu ve iyyake nestain.. / Yalnız Sana ibadet eder, yalnız Sen'den yardım dileriz..' diyerek taahhüdde bulunduÄŸumuz mânaya uygun olarak bir hayat ölçüsüne baÄŸlı yaÅŸamak isteriz. Sadece Allah'a kul olmak, bizim gerçek hürriyetimizdir.

Ezanlarımız, mescidlerimiz, ibadetlerimiz, bizi bu gerçek hürriyet çizgisinde tutmaktadır.. Birileri rahatsız olsa da..

Onların kimler olduklarını Taksim Câmîinin açılışı dolayısiyle emperial dünyanın medyasında yazılıp çizilenlerden bir kez daha gördük.. Ve bir kez daha gördük ki, içerde, milletin imanıyla uÄŸraÅŸanlar gerçekte nerelerden besleniyorlar..

Buyrunuz, bir kaç örnek, emperial dünyanın medyasından..

Amerika'nın etkili gazetelerinden Washingtton Post, 'ErdoÄŸan, Cuma günü, modern Türkiye'nin sembolü haline gelen Ä°stanbul'un Taksim Meydanı'nda bir müslüman ibadethânesi inÅŸa etme arzusunu yeri getirdi..' diyordu..

Ä°ngiliz yayın kuruluÅŸu olan BBC ise, 'ErdoÄŸan Ä°stanbul'un Taksim Meydanı'ndaki tartışmalı câmiin açılışını yaptı.. Câmi, laik cumhuriyetin sembolü olarak görülen bu kamusal alanda belirgin ÅŸekilde öne çıkıyor. ' diye yazıyordu.

Yine ingiliz gazetesi The Guardian da, 'ErdoÄŸan , Gezi Parkıprotestolarının yıldönümünde Ä°stanbul'da laik tarihe sahib meydandaki tartışmalı câmîi açtı.. Modern ÅŸehrin kalbindeki ibadethane, yaklaşık 20 yıldır laik cumhuriyeti yıkmak için çalışan ve Türkiye'ye kendi damgasını vuran dindar ErdoÄŸan için uzun zamandır bir hayaldi..' diyordu.

GörüldüÄŸü üzere, hepsinin ortak sancısı, Taksim Meydanı'nda bir câmîin yükselmesinden.. Kendi ÅŸehirlerinin merkezindeki dev bazilikaları, kiliseleri görmezlikten geliyorlar; burada 'aydınlattıkları'nı düÅŸündüklerinin aÄŸzına 'kamusal alan' sakızını veriyorlar, tekrar...

Bir kez daha anlaşılıyor ki, bizdeki mâlûm çevrelerin kendilerine aid bir fikirleri yok; emperial dünyanın borazanlığını yapıyorlar.

Kaynak: Star Gazetesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.