Güncel
Türk Dünyasına Aksakal olmak
Aksakal, Türkiye dışındaki Türk ülkelerinde bilge kişi, insanlara yol gösteren, bilgelik ve hikmet sahibi kimse anlamının ötesinde bir siyasi figür olarak da dikkat çeker. İşte Türk Konseyi'nin bünyesinde de bu yüzden daimi danışma organı olan Aksakallar Meclisi oluşturuldu ve her ülkenin bu yapıda bir kişi ile temsil edilmesi kararlaştırıldı. Bu yazıyı hem bu görevi lütfeden rabbime şükür, hem vesile olanlara teşekkür hem de bu aksakal hikayesi nedir diye soranlara cevap olmak üzere kaleme aldım.
Mustafa Ä°sen / Açık GörüÅŸ
Dünya doksanlı yıllara girerken daha önce pek görmediÄŸi çok önemli deÄŸiÅŸimler yaÅŸadı. Daha doÄŸrusu bir süredir gözü olanın fark ettiÄŸi sancılı evre baÅŸka bir ÅŸekle dönüÅŸtü ve baÅŸta Sovyet coÄŸrafyası olmak üzere çevremizdeki ülkelerde büyük siyasi depremler yaÅŸandı. Sovyetler BirliÄŸi dağılırken DoÄŸu Avrupa'daki pek çok devlet siyaseten deÄŸiÅŸti, zaten yapay bir devlet görüntüsü sergileyen Yugoslavya dağıldı ve içinden çok sayıda yeni devlet çıktı. Elbette bu tabloyu herkes kendi durduÄŸu yerden deÄŸerlendirecekti ama bizim açımızdan bakılacak olursa 19. yüzyıldan itibaren bağımsızlıklarını kaybeden çok sayıda Türk ve Müslüman ülke siyasi bağımsızlıklarını elde etti. Bunlardan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan hatta Tacikistan bizi yakinen ilgilendiriyordu. Belirtelim ki Türkiye Devleti olarak böyle bir geliÅŸmeyi yakinen takip etmiyor ve beklemiyorduk. Dolayısıyla bu yeni durum için ciddi bir hazırlığımız yoktu. Ama bazen biraz küçümseyerek ifade ettiÄŸimiz göç yolda düzülür felsefemiz devreye girdi ve süratle durumdan vazife çıkararak faaliyetlere baÅŸladık. Öncelikle bu ülkeleri ilk tanıyan devlet biz olduk. Bunun diplomatik bakımdan ne kadar önemli olduÄŸunu belirtmeye gerek yok. Bugün bile bu ülke yöneticilerinden kiminle karşılaÅŸsanız bunu size karşı hem ÅŸükran hem de gururla ifade ederler. Sonraki iliÅŸkilerde zaman zaman ortaya çıkan küçük sorunların hallinde bile bu ilk adım bir kurtarıcı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Burada elbette bütünüyle bu sene otuzuncu yılını idrak ettiÄŸimiz Türkiye Türk Dünyası iliÅŸkilerini anlatacak deÄŸilim. Ancak bunların içinde önemli bir faaliyet var ki ÅŸimdilerde iliÅŸkilerimizi resmi düzeyde derleyip toplayıp daha ileriye doÄŸru taşımaya gayret ediyor. Benim de farklı biçimlerde içinde olduÄŸum bir kurum bu; Türk Dili KonuÅŸan Ülkeler Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi, kısa adıyla Türk KeneÅŸi ya da Türk Konseyi.
Zor ve uzun bir süreç
Siyasi tanımanın ardından her birisi tam ne yapacağını bilememenin ÅŸaÅŸkınlığı, biraz da çaresizliÄŸi içindeki bu yeni cumhuriyetlere Türkiye Devleti her bakımdan sınırsız kredi imkanı saÄŸladı. Böylece ekonomik iliÅŸkiler yanında onların gelecekteki kadrolarını oluÅŸturacak öÄŸrenci eÄŸitimleri dahil hemen her alanda yoÄŸun iliÅŸkiler baÅŸladı. Bu çerçevede ÅŸimdi ne yapılacak sorularını tartışmak üzere de en üst düzeyde etkinlikler baÅŸladı. Bu baÄŸlamda 1993 yılında Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, KardeÅŸlik ve Ä°ÅŸbirliÄŸi Kurultayı, kısa adıyla Türk Kurultayı düzenlenmeye baÅŸlandı. TÄ°KA ile Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, KardeÅŸlik ve Ä°ÅŸbirliÄŸi Vakfının (TÜDEV) iÅŸ birliÄŸinde ilki Ä°stanbul'da düzenlenen bu toplantılar belirtilen tarihten baÅŸlanarak hemen hemen her yıl düzenlendi, 11. ve sonuncu Kurultay 2007'de Bakü'de gerçekleÅŸtirildi. Kurultaya bağımsız Türk devletleri yanında, Rusya Federasyonu içerisinde bulunan özerk cumhuriyetler ile bölgeler katılmış, hatta farklı coÄŸrafyalarda yaÅŸayan Türk toplulukları da delege göndermiÅŸti. Bir sivil inisiyatif olarak gerçekleÅŸtirilen Kurultaylara deÄŸiÅŸik ülkelerden bürokratlar, uzmanlar, akademisyenler, iÅŸ adamları ve sivil toplum kuruluÅŸlarının temsilcileri katılmış ve Türk Dünyası hakkında görüÅŸ alışveriÅŸinde bulunmuÅŸlardır. Bu toplantılarda dile getirilen en önemli hususlardan birinin de bu yapının artık uluslararası arenada faaliyet gösterecek resmi bir yapıya dönüÅŸmesi temennisiydi. Bu dilek Kazakistan ve Türkiye CumhurbaÅŸkanlarının talimatıyla bir çalışma programı çerçevesinde gerçekleÅŸti ve Türk Dili KonuÅŸan Ülkeler Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi, yani Türk KeneÅŸi ya da Türk Konseyi hayata geçirildi. Bu konuda zor ve epey uzun süren bir süreç yaÅŸandı. Zaman zaman tıkanmalar oldu. Elbette çok sayıda uzmanın katkıları olmakla birlikte bu süreçte özellikle ÅŸimdiki Genel Sekreter BaÄŸdat Amrayev'in ve bendenizin ısrarlı takipleri neticesinde mutlu sona ulaşıldı. 3 Ekim 2009 tarihinde kuruluÅŸ anlaÅŸması Nahçıvan'da Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye Devlet BaÅŸkanları tarafından imzalandı. 2010 tarihli Ä°stanbul Bildirisiyle de Türk Konseyi üyesi ülkeler, evrensel normlara göre yeni bir yapı oluÅŸturmuÅŸ oldular. BaÅŸlangıçta Özbekistan topluluÄŸa katılmadı, Türkmenistan ise resmen katılmamış olmakla birlikte bazı toplantılara devlet baÅŸkanı düzeyinde, bazılarına ise daha alt seviyelerde iÅŸtirak etti. Bu teÅŸkilatla birlikte Türk Dünyası için daha önce kurulmuÅŸ olan merkezi Ankara'da Türksoy yanında, Bakü'de faaliyet gösteren Türk-Pa (Türk Dili KonuÅŸan Ülkeler Parlamenterler Asamblesi), Kazakistan'ın baÅŸkenti Nursultan'da çalışmalar yapan Türk Akademisi ve yine Bakü'de kurulmuÅŸ olan Türk Kültür ve Miras Vakfı faaliyete geçirilmiÅŸ oldu. 2019'da Bakü'de gerçekleÅŸtirilen 7. Zirve sırasında Özbekistan, Konsey'e tam üye oldu. Macaristan'a da 2018'de gözlemci üye statüsü verildi.
Türk geleneksel izi
Türk Konseyi uluslararası bir kuruluÅŸ olduÄŸu için bu tür kurumların yapılarına benzeyen bir teÅŸkilatlanmayla ortaya çıktı. Ama teÅŸkilatın kuruluÅŸunda ciddi katkısı olan Kazakistan Devlet BaÅŸkanı Nazarbayev, bu teÅŸkilatın Türk geleneksel yapısından da izler taşıması gerektiÄŸini ifade ederek bünyesinde Devlet BaÅŸkanları Konseyi, DışiÅŸleri Bakanları Konseyi yanında Aksakallar Konseyi adı altında bir farklı yapının da bulunmasını istedi. Aksakal Türkiye dışındaki Türk ülkelerinde bilge kiÅŸi, insanlara yol gösteren, bilgelik ve hikmet sahibi kimse anlamının ötesinde bir siyasi figür olarak da dikkat çeker. Köyün veya mahallenin aksakalı, o yörenin temsilcisi, bunların birleÅŸimi, kasabanın ya da ÅŸehrin temsilcisi olur. Sonuçta ülkenin bir lider aksakalı olur ve oluÅŸumun siyasi yapı nezdinde itibarları olduÄŸu gibi bazen gidiÅŸata yönelik yönetime müdahale edip kanaat ifade edebilen konumları da söz konusudur. Ä°ÅŸte Türk Konseyi'nin bünyesinde de bu yüzden daimi danışma organı olan Aksakallar Meclisi oluÅŸturuldu ve her ülkenin bu yapıda bir kiÅŸi ile temsil edilmesi kararlaÅŸtırıldı. Yapılan deÄŸerlendirmeler neticesinde benim burada ülkemi temsil etmem uygun görüldü.
Yılda iki defa farklı üye ülkelerin ÅŸehirlerinde toplanan Aksakallar Meclisi'nin asıl görevi Konsey'in en üst mercii olan Devlet BaÅŸkanları toplantılarına tavsiye niteliÄŸinde öneriler hazırlamaktı. ÖrneÄŸin 24 Ekim 2013 tarihinde Türk Dünyasının 2013 yılı Kültür BaÅŸkenti olarak seçilen EskiÅŸehir'de yapılan altıncı toplantısında; dil, tarih ve kültür alanlarında yürütülen iÅŸbirliÄŸi konuları ele alınmış, toplantı sonunda Devlet BaÅŸkanlarına sunulmak üzere kabul edilen tavsiye kararlarını içeren protokol imzalanmış, müteakip toplantılara Özbekistan ve Türkmenistan Aksakallarının iÅŸtirak edebilmesi için Özbekistan ve Türkmenistan CumhurbaÅŸkanlarına çaÄŸrı yapılmıştı. Bu toplantıya üye ülkeleri temsilen Azerbaycan Cumhuriyeti Aksakallar Åžurası BaÅŸkanı, milletvekili merhum Fettah Haydarov, Kazakistan adına Eski Senator Adil Ahmetov, Kırgız Cumhuriyeti Eski Devlet Sekreteri Sn. Ä°shanbay Abdurazakov ve Türkiye Cumhuriyeti adına bendeniz katılmıştı. Toplantıya katılanlar içinde en genç üye de bendim. Hatta Sayın Nazarbayev'e bu görevim dolayısı ile takdim edildiÄŸimde tebessüm ederek "Ä°yi de sizin aksakalınızın sakalından vazgeçtim, bıyığı da yok" diye latife yapmıştı. Aslında eski Sovyet yapısı içinde sakal bildiÄŸimiz ağırlığını kaybettiÄŸi için diÄŸer ülke temsilcileri de yaÅŸlı olmalarına raÄŸmen sakallı deÄŸillerdi. Åžimdilerde sakallı halimi bu görevle mütenasip olsun diye tercih ettim diye de ben latife ediyorum.
Görevi üstlendikten sonra diÄŸer aynı konumdaki her biri benden daha tecrübeli arkadaÅŸlarımızla elimizden geleni yaptık. Göreve birlikte baÅŸladığımız bu deÄŸerli kiÅŸilerin biri hariç tamamını sonraki yıllarda kaybettik. Hepsi çok deÄŸerli olmakla birlikte bunların içinde en çok Azerbaycan temsilcisi Fettah Haydarov bende yer etti. Samimiyeti, sadeliÄŸi, Türk Dünyasına ama özellikle Türkiye'ye olan dostluÄŸu ve ali-cenap kiÅŸiliÄŸi ile hatırlarda kalacak olan Fettah Haydarov'u 2020 yılı içinde kaybettik. 1938 Nahçıvan doÄŸumlu olan Haydar Bey, hayata öÄŸretmen olarak baÅŸlamış ama toplum meselelerine olan yakın ve samimi ilgisi onu siyasete taşımış. 1970-1990 yılları arasında Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Milletvekili, 1990-1995 yılları arasında Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Konseyi milletvekili olarak görev yapmış. Azerbaycan'ın bağımsızlığı sürecinde Haydar Aliyev'le birlikte mücadele etmiÅŸ. Daha sonra vefatına kadar Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisinin üyesi olmuÅŸ deÄŸerli bir isimdi. Bu görevi sırasında bir yandan da Azerbaycan Aksakallılar Åžura BaÅŸkanı ve Türk Konseyi Aksakallar KeneÅŸinin Azerbaycan temsilcisi olarak hizmet verdi. Onu artık güler yüzü ile aramızda göremeyeceÄŸiz ama Türk Dünyası için çarpan kalbi, meselelerin çözümünde gösterdiÄŸi esnek ama istikrarlı tavrı, Azerbaycan'ın Türk Dünyasının ortasında yer alan coÄŸrafi konumu gibi, ilgilendiÄŸimiz dünyanın meselelerini halletmede uzlaÅŸtırıcı ve orta yolcu tavrı hep önümüzde ve zihnimizde olacak.
Ä°ÅŸ birliÄŸini derinleÅŸtirmek
Türk Dili KonuÅŸan devletler arasında kapsamlı iÅŸ birliÄŸini derinleÅŸtirmek, bölgesel ve küresel barış ile istikrara katkıda bulunmak amacıyla yola çıkan Türk Konseyi, deÄŸiÅŸen dünya ÅŸartlarına göre kendini güncelleyerek görevine devam ediyor. Bu konuda ortaya çıkan bazı özel durumlarda devreye girerek rolünü de iyi oynadığını göstermiÅŸ oldu. Gelecek yıllarda bölgesinde ağırlığı olan bir güç haline geleceÄŸinden de kuÅŸku duymuyorum. Lise öÄŸrenciliÄŸim sırasında Mehmet Turgut'un TaÅŸkent'e DoÄŸru kitabıyla ilk tohumları ekilen, Türkoloji öÄŸrenimi ile büyüyen, Belgrad Üniversitesindeki görevimle çeÅŸitlenen, Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet üyeliÄŸi ile farklı coÄŸrafyalarda çiçeklenen, bürokratik görevlerimle büyüyen Türk Dünyası ilgim bu aksakal tevcihi ile bir anlamda taçlandı. Böylece sözünü ettiÄŸim bu dünyaya yönelik hizmet imkanım en üst düzeyde devlet yöneticilerine intikal ettirilebilir bir mahiyet kazandı. Bir kısmını da çözebilme ÅŸansına eriÅŸtim. Bu yüzden ne kadar ÅŸanslı olduÄŸumu ve böyle bir imkana mazhar olmanın ne kutlu bir nasip olduÄŸunu bir kez daha ifade ediyorum. Bu yazıyı hem bu görevi lütfeden rabbime ÅŸükür, hem vesile olanlara teÅŸekkür hem de bu aksakal hikayesi nedir diye soranlara cevap olmak üzere kaleme aldım.
Henüz yorum yapılmamış.