"İslâm savaş ahlâkı" ve günümüzdeki barbarlık..

Salahaddin E. Çakırgil / Star Gazetesi

Savunma gücü- ordusu olmayan, ancak küçük direniÅŸ örgütleriyle direnmeye çalışan ve Akdeniz kıyısında her tarafından kuÅŸatılmış bulunan 45-50 km. uzunluÄŸunda ve 13-14 km. enindeki bir ÅŸerit halinde ve 2 milyona yakın bir nüfusu barındıran Gazze'nin ağır bombardımanlarla bir alev topu haline gelmesi karşısında dünya suskun.. Bir tek, Türkiye BaÅŸkanı Tayyib ErdoÄŸan çırpınıp duruyor. Allah'u Teâlâ'nın onun hayırlı çabalarını bereketlendirmesini niyaz ediyorum.

Son bir hafta içinde yarısı çocuk ve kadınlar olmak üzere, 250'den fazla savunmasız- sivil insanları katletmek alçaklığından, akıllarınca 'kahramanlık' devÅŸirmek isteyen sionist Ä°srail rejiminin sergilediÄŸi firavunluklara bir de alkış tutan emperial dünyaya, burada, Ä°slâm'ın savaÅŸ ahlâkı konusunda bugünden deÄŸil, 14 asır önceden düÅŸündürücü bir sahne aktaralım.

Hz. Ebûbekr'in Hılâfeti, BaÅŸkanlığı zamanında.. Yemen taraflarına giden Ä°slâm mübelliÄŸleri / tebliÄŸcileri, bir kasaba civarında pusuya düÅŸürülürler ve 10-12 Ä°slâm mübelliÄŸi 'ÅŸehîd' edilir.

Haberi duyan o civardaki bir Müslüman birliÄŸinin komutanı, saldırganların o kasabadan olduÄŸunu düÅŸünerek, oraya baskın yapar, kasaba halkından kaçabilenler kaçar, kaçamayanlar ve hayvanlar telef edilir, tarlalar, anbarlar yakılır, vs..

Katledilen Müslüman mübelliÄŸlerin intikamını akıllarınca aldıklarını düÅŸünen askerler, Hz. Ebûbekr'e gidip 'tekmil' verirler, 'aferin' alacakları beklentisiyle.. Ama, karşılarında, verdikleri tekmilden oldukça hüzünlenen ve gözlerinden yaÅŸlar boÅŸanan bir Halife bulurlar. Hz. Ebûbekr, onları, 'O mübelliÄŸleri, o kasabanın sivil halkı, ya da o hayvanlar, yaktığınız tarlalar, ambarlar mı öldürmüÅŸtü?' diye azarlar ve cezalandırır.

Ä°slâm'ın savaÅŸ ahlâkının bu ölçülerinden habersiz olarak cihad ettiklerini sananlar varsa, -ki, var olduÄŸunu DAÄ°Åž ve benzerleri de gösterdi, maalesef..

Bir baÅŸka sahne..

Evvelki akÅŸam, HT.'deki bir proÄŸramda, OrtadoÄŸu'da birkaç yıl, savaÅŸ muhabirliÄŸi yapan M. Âkif Ersoy -özetle- ÅŸöyle diyordu: 'Gazze'de bir parkta, oynayan bir grup çocuÄŸun Ä°srail bombardımanı sonunda parçalanmış bedenlerini kutulara elimizle doldurduk.. Bu sahneleri fotoÄŸrafladım.. Sınırdan geçerken, Ä°srailli askerler, 'O tarafta neler oluyor?' dediÄŸinde, 'Tam bir katliâm yapıyorsunuz..' dedim.. Ä°srailli bir komutan, 'Ä°srail askeri, bir kediyi bile incitmez..' deyince, o fotoÄŸrafları gösterdim. O zaman o komutan da, 'Gazze'de teröristler var.. Yerle bir olmalı..' diye karşılık verdi.'

Evet, hâlen hayatta olan bir canlı ÅŸâhidin anlattıkları.. Bugün de, aynı mantıkla vuruyorlar, Gazze'yi..

Her müslüman kendisini Ä°slâm savaÅŸ hukukunun ve ahlâkının bu ölçüleriyle kontrol etmelidir.

Açıktır ki, Müslüman olmayanların yaptıkları bize örnek olamaz; merhûm Aliya Ä°zzet Begoviç'in beyanınca, 'onlar bizim düÅŸmanımızdır, öÄŸretmenimiz deÄŸil..'

Ve dün, Gazze'deki uluslararası medya kuruluÅŸlarının merkezi olan 10-15 katlı dev bir apartman vuruldu. O dev bina füzeyle vuruldu ve bir anda nasıl yerle bir olduÄŸunu bütün dünya gördü.

Sözün burasında bir noktaya daha deÄŸinmek gerekiyor..

Gazze'den de sionist iÅŸgalcilerin tarafına, HAMAS örgütünün savunma birimlerinde bulunan mühendislerin yaptığı 'Qassam' roketleri fırlatılıyor, ama, ÅŸu anda bunların etkili olmadığı anlaşılıyor. Sadece, böyle roketleri yapabildiklerini anlatmış oluyorlar. Ama, bu karşılığı bile ürkütücü bulduÄŸu için, o korkunç bombardımanlardan medet umuyor, sionist haydutlar rejimi..

Ama, HAMAS'ın önde gelen isimlerinden Ä°smail Heniyye, 'Bizi parça parça etseniz de, biz buradayız ve teslim olmayacağız..'diyordu, evvelki akÅŸam.. Bu direniÅŸ ruhu, sionist Yahudileri daha bir çılgına döndürüyor.

Burada, bir noktaya daha iÅŸaret etmek gerekiyor..

'Qassâm' füzeleri, yıllardır, geliÅŸtirilmeye çalışılıyor. Ve Ä°srail rejiminin 'demir kubbe' dediÄŸi hava savunma sistemi tarafından genellikle hedefe varmadan havada imha ediliyor veya boÅŸ alanlara yönlendiriliyor.

Ancak, bu 'Qassâm' füzelerini, 'Kasım füzeleri' diye yazanlar oluyor haberlerde ve bazıları da bunu, hemen 'Qaasım Süleymanî'ye nisbet ediyorlar.

Bu konuya açıklık getirmek için, Qassâm ismi üzerinde biraz duralım..

Bu isim, 'Ä°zzeddin el'Qassâm'dan geliyor. Ä°zzeddin Qassâm, bir Osmanlı vatandaşıydı ve bugün Suriye ve Lübnan diye anılan coÄŸrafyada yaşıyordu.

1910'larda Ä°ttihad- Terakkî, Osmanlı Hükûmeti'ni ele geçirince, o yörelerde herkesin 'türkçe konuÅŸması mecburiyeti'ni getirir. Halbuki, Osmanlı asırlarca, kimsenin diline, dinine, mezhebine karışmamıştı..

Ä°zzeddin Qassâm da bu dayatma üzerine, gençliÄŸinde, arab kavmiyetçisi duygulara kapıldı. Ancak, Osmanlı çökünce, nasıl bir oyunun içine düÅŸtüklerini anladı.

Filistin'de bir sionist Yahudi devleti kurmak için iÅŸgalci Ä°ngiltere ve Fransa'nın yardımıyla, Ä°rgun ve Stern gibi ünlü sionist yahudi terör örgütlerinin Müslüman halkı kaçırmaya çalışmalarına karşı, yıllar süren çetin silahlı mücadelelere girdi ve 1936'da ÅŸehîd oldu. Allah rahmet eyleye..

Osmanlı'dan sonra, o topraklarda saf Ä°slâmî usûl ve hedefler için mücadele eden en ilginç Müslüman mücadele önderlerinden birisidir, Ä°zzeddin el'Qassâm..

Gazze'de, ismi, 'Ä°slamî Mukavemet Hareketi' kelimelerinin baÅŸ harflerinden oluÅŸan HAMAS örgütü de, yakın dönemdeki liderler arasında kendisine Qassâm'ı örnek aldığı için, mühendislerinin ürettiÄŸi roketlere 'Qassâm' adını vermektedirler.

Sözün bu kertesinde, Ä°ran'ın bu son gerilime ilgi düÅŸüklüÄŸünün sebeplerine de deÄŸinmek gerekiyor..

O konuya da, inşallah, gelecek yazıda..