Sosyal Medya

Yasin Aktay: Çocukların katledilmesini gülerek izlemek

Kudüs’te İsrail’in uyguladığı teröre nasıl terör denmiyorsa, dünyada da asıl teröre kimse terör demez, ama o terörün mağdurları kollarını başlarına siper etmek için kaldırdıklarında bile terörist olarak suçlanabilirler. Dünyada terörün tanımı ile ilgili geçerli olan böylesine bir ikiyüzlülük Kudüs’te İsrail’in pişkin, yalancı, uygulamalarıyla başlıyor çünkü.



Ä°srail BM tarafından da iÅŸgalci olarak durduÄŸu bölgelerde sürdürdüÄŸü terörü, BM kararları, uluslararası hukuk ve ikili anlaÅŸmaları hiçe sayarak şımarıkça devam ettiriyor. Çünkü onu ne yaparsa yapsın şımartan bir ABD var. Çünkü onu şımartan ABD politikaları yine Ä°srail tarafından iÅŸgal edilmiÅŸ durumda.
 
Kudüs iÅŸgal edilmeden önce ABD iÅŸgal edilmiÅŸtir, Avrupa iÅŸgal edilmiÅŸtir. Kendini devlet zanneden dünyanın nice devletleri iÅŸgal edilmiÅŸtir.
 
BoÅŸuna denmemiÅŸtir, “Kudüs sadece Kudüs deÄŸil, o, dünyamızın bir aynasıdır”. Dünyada ne varsa oraya o yansıyor veya tersi: Kudüs’te ne oluyorsa dünyaya da o yansıyor. Bugün Kudüs’te sergilenen terör dünyada geçerli olan terörün mantığıdır. Kudüs’te Ä°srail’in uyguladığı teröre nasıl terör denmiyorsa, dünyada da asıl teröre kimse terör demez, ama o terörün maÄŸdurları kollarını baÅŸlarına siper etmek için kaldırdıklarında bile terörist olarak suçlanabilirler. Dünyada terörün tanımı ile ilgili geçerli olan böylesine bir ikiyüzlülük Kudüs’te Ä°srail’in piÅŸkin, yalancı, uygulamalarıyla baÅŸlıyor çünkü.
 
Kitabının on emrinde “yalan söylemeyeceksin” der. Ama o propaganda ve algı faaliyetleriyle dünya tarihinde eÅŸi görülmemiÅŸ teknik ve yöntemlerle dünyanın bütün gerçekliÄŸini, hakikatini ters yüz ediyor. Kendilerine yalan söylediÄŸi kitlelere karşı bir hakikat borcu olmadığını düÅŸünüyor çünkü.
 
Dini anlayışından (tabii ki dinini tahrif ederek) aldığı üstünlük duygusu onu baÅŸka insanlara karşı kelimenin en hafif anlamıyla “sorumsuz” hissettiriyor. Kitabı “öldürmeyeceksin” demiÅŸse de bu sadece kendi dininden olanları öldürmeyeceksin anlamına geliyor. “Yalan söylemeyeceksin” demiÅŸse sadece Yahudilere yalan söylemeyeceksin demiÅŸtir. “Çalmayacaksın” demiÅŸse, sadece Yahudi kardeÅŸinin malını çalmayacaksın demek istemiÅŸtir. Yahudi olmayanlara karşı hiçbir “sorumluluk” yoktur. Onlar zaten insan bile sayılmaz. “Faiz almayacaksın”ın anlamı Yahudilerden faiz almayacaksın demektir. Onun dışında kalanlardan almanın bir sakıncası yoktur. Filistinliyi öldürmenin, malını çalmanın hiçbir sakıncası yok, onlara karşı bir sorumluluk yok çünkü.
 
Onların mabetlerine saygı göstermenin anlamı da yok, nasılsa o mabedin bir gerçekliÄŸi bir hakikati yok. O mabetlerinde, camilerinde veya kiliselerinde Müslümanlar veya Hıristiyanlar uydurulmuÅŸ dinleriyle boÅŸa dua etmekte, hiçbir faydası ve anlamı olmayan hurafelerden ibaret bir ÅŸekilde tapınmaktadırlar. Asıl olan kendi ibadetleri, kendi mabetleri, kendi inançları, kendi dinleri, kendi cemaatleridir.
 
Bu anlayışla 2500 yıl da geçmiÅŸse bu topraklar onlara aittir. Burada 2500 yıldır ne yaÅŸanmışsa yaÅŸansın, kim yerleÅŸmiÅŸ olursa olsun, kendileri de baÅŸka nerede ne biriktirmiÅŸ olurlarsa olsun. Aslolan kendileriyle bu Zion arasındaki baÄŸdır. Uluslararası mülkiyet hukuku bunu kabul etse de etmese de umurlarında deÄŸil. Onlar buraya dönecekler. Bunu yapmak için bütün dünyanın huzuru bozulacak olsa da hiç önemi yoktur. BaÅŸkalarının acısının hiçbir önemi yoktur. Tanrı bütün insanları kendilerine hizmet etsinler diye yaratmıştır zaten. Onlara karşı hiçbir etik sorumlulukları yoktur. Ne onların inançlarına saygı duymak gibi bir mecburiyetleri, ne de onların çektikleri acıları duymak gibi bir görevleri vardır.
 
Filistin’e geldikleri andan itibaren adım adım önlerine koydukları Siyonist hedefleri gerçekleÅŸtirmekten bir gün bile geri adım atmadılar. Dönem dönem yaÅŸanan “barış”, “anlaÅŸma” yönündeki bütün uluslararası giriÅŸimler Ä°srail açısından sadece biraz zaman kazanma fırsatlarıdır. AnlaÅŸmaları yaptıkları gün dünyanın bir ucundan getirdikleri Yahudileri evlerinden zorla çıkardıkları, mülklerini, hayatlarını “çaldıkları” Filistinlilerin yerine yerleÅŸtirmeye devam ettiler.
 
Son saldırı da yine DoÄŸu Kudüs bölgesinde Cerrah Mahallesi’nde, Filistinlilere ait evleri Yahudi yerleÅŸimcileri yerleÅŸtirmek için Filistinlileri zorla söküp atmak vesilesiyle yaÅŸanıyor. Bu operasyona karşı yaÅŸanan direniÅŸe karşı Ä°srail her zaman yaptığı gibi bütün Filistinlileri tehdit eder gibi Mescid-i Aksa’ya rutin saldırılarından birini ama bu sefer çıtayı yükselterek yapıyor. Bu seferki saldırı her bakımdan çıtayı yükseltiyor, çünkü Siyonistler için adım adım ilerleyen iÅŸgalde bir aÅŸama olarak görülüyor.
 
Mescid-i Aksa’ya bakarken Siyonistler oranın yıkılışını veya yanışını hayal ediyor hep. Orada ibadet eden insanlara hiçbir saygıları yok. Çünkü onların dinleri nasıl olsa batıldır, ibadetlerinin kendilerine de bir faydası yok zaten. Bu anlayış dünyanın en tehlikeli, en baÄŸnaz, en acımasız yaklaşımını kaçınılmaz olarak doÄŸurur. Terörün de insanlık dışı ırkçılığın da katilliÄŸin de soykırımcılığın da özü bu yaklaşımdadır.
 
Mescid-i Aksa’da hayal ettikleri yangın terörist-siyonist Ä°srail askerleri tarafından gerçekleÅŸtirildiÄŸinde kalabalık bir Ä°srailli kitlenin tarihi AÄŸlama Duvarı’nın önündeki meydanda büyük bir sevinç gösterisiyle tepinmeleri insanlık tarihine bir kara sahne olarak kaydedilmiÅŸ oldu.
 
O yangına üstelik aralarında 10’un üstünde çoluk çocuÄŸun bulunduÄŸu 26 Filistinlinin ölüm haberi de eÅŸlik ediyordu. AÄŸlama Duvarı’nın önünde, tam da aÄŸlanması gereken bir hale hayvanca, başı dönmüÅŸ sevinç gösterileriyle gülmek. Ne kadar canavarca duygular bunlar. Yıllardır o aÄŸlama duvarının önünde biriktirilen ÅŸey sadece kin ve nefret mi olmuÅŸ? Sadece canavarca duygular mı beslenmiÅŸ orada?
 
Ne mescide, ne insan hayatına, ne çocukların ölümüne en ufak bir saygı veya empati emaresi bulunmayan bu anlayış dünyanın başına gelebilecek en büyük felakettir.
 
O Mescid-i Aksa ki, temsil ettiÄŸi dünya nizamı ile asırlarca Yahudilere katliamlardan, kovuÅŸturmalardan, tehditlerden uzak, güven içinde yaÅŸamalarına imkân vermiÅŸtir.
 
Mescid-i Aksa’yı yıkmak aslında eninde sonunda Yahudilerin tarih boyunca sığındıkları ve yine eninde sonunda sığınmak zorunda kalacakları tek melcenin yıkılması anlamına geliyor. Bunu biliyorlar mı acaba?
 
Kaynak: YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.