Sosyal Medya

Ömer Tuğrul İnançer söyleşisi: İhyâ et bizi Ey Ramazan

Gönül aynamızı kirden, pastan, mâsivâdan yani bizi Haktan ayıran her şeyden biraz daha fazla imsak edinerek daha ahlâklı daha ibadetli daha Müslüman gibi olmaya çalışmak bile Ramazan’ı Şerifi karşılamaya yeterli sayılabilir.



Kuran'ın indirildiÄŸi ve içinde, “bin aydan daha hayırlı olan,” Kadir Gecesi'nin bulunduÄŸu mübarek Ramazan ayına nail olduk. Öncelikle ÅŸükredip, ardından Ramazan’ı ÅŸerif günlerini Allah’ın rızasına uygun olarak geçirmek boynumuzun borcu. Olması gerektiÄŸi gibi geçirebiliyor muyuz peki? Hadis-i Åžerif’te buyurulduÄŸu gibi rahmetini idrak edebilseydik, 12 ayın da Ramazan olmasını isterdik. Lâkin Ramazan’a sevinmek bile nasip iÅŸi. “Nefsine maÄŸlup olanlar onu bile yapamaz” diyor Ömer TuÄŸrul Ä°nançer Hoca. “Ramazan’ı nasıl ihya edebiliriz?” sorusuna ise, “Ramazan’ı biz ihya edemeyiz” diyor ve ilave ediyor, “Ramazan bizi ihya etsin inÅŸallah.
 
“Ramazan'ı ihya etmek nasip olsun” ÅŸeklinde bir duamız vardır. Oruç tutarak, Kur’an okuyarak, teravih kılarak, ibadet ederek ihya etmeye çaba gösteririz kendimizce. Esasında Ramazan nasıl ihya olur hocam?
 
Ramazan’ı biz ihya edemeyiz. Ramazan zaten Kuran-ı Kerim’de Allah tarafından Kur’an’ın nazil olduÄŸu ay olarak mübarekliÄŸi bildirilmiÅŸtir. Ä°hya, Hayy kökünden gelir. Canlı tutmak, canlandırmak mânâsına gelir. Buradan galat olarak Ramazan’ın gereklerini, oruç, teravih, mukabele gibi Ramazan’a mahsus ibadetleri yaparak, canlı tutalım mânâsına gelse de, aslında Ramazan’a yetiÅŸebilme niyetine erenleri ve o gerekleri yerine getirenleri Ramazan ihya eder.
 
Ramazan zaten mübarek. Oruç, teravih ve mukabele Ramazan’a mahsus ibadetler. DiÄŸer zamanlarda da Kuran okunur ama mukabele sünneti seniyyedir. Cebrail (a.s) ile Efendimiz (sav) arasında her Ramazan, o güne kadar nazil olmuÅŸ ayetlerin karşılıklı olarak bir taraftan okunup diÄŸer taraftan dinlenmesi ÅŸeklinde devam etmiÅŸtir. Bu bakımdan Ramazan bizi ihya etsin inÅŸallah. Biz Ramazan’ı gafillikle geçirmezsek ihya oluruz. Ramazan zaten ihyadır, mutlaka Hayy’dır, diridir ve gelir.
 
Kandiller Ramazan’a hazırlar
 
Ramazan bizi ihya etmeden önce yapılacak hazırlıklar var mıdır? Ramazan’a nasıl hazırlanmalıyız?
 
Hazırlık elbet var. Bizde ‘arefe’ diye bir kavram var. Nedir bu Arefe? Gelecek olan büyük zamânâ, hazırlık. Bizim her hususta önderimiz, rehberimiz yol göstericimiz Peygamber (a.s.) hazretleridir. Kendileri Recep ayı girer girmez ÅŸu duayı buyuruyorlar, “Recep ve Åžaban’ın mübarekliÄŸinden bizi istifade ettir. Ve selametle Ramazan’a eriÅŸtir.” Buna ilave olarak, sair aylarda tuttuÄŸundan Ramazan orucu haricinde Recep ve Åžaban’da tamamen oruçlu geçirdiÄŸi seneler var. Her zaman deÄŸil. Bizde 3 aylar orucu diye tabir edilen oruç o. Tıpkı temiz ve yeni kıyafetlerle bayrama hazırlandığımız gibi Ramazan-ı Åžerife de tazim göstererek hazırlanmak lazım. Bunun için de Cenabı Hak bize 3 tane fırsat vermiÅŸ. Recep ayında Regaip ve Miraç geceleri, Åžaban ayında berat gecesi. Bunlar bizi Ramazan’a hazırlayan fırsatlar.
 
 
Ramazan sevinci ecirdir
 
Gerçekten kandil gecelerinde Ramazan’a yaklaÅŸtığımızı hissediyoruz. BaÅŸka neler bizi Ramazan’a hazırlar?
 
Efendimizin müjdeli bir haberi var. “Bir Müslüman Ramazan-ı Åžerif geliyor diye sevinse, büyük ecir alır” diyor. Yine baÅŸka bir hadiste buyuruyorlar ki; “Ümmetim Ramazan’ı ÅŸerifte Allah'ın kullarına olan rahmetini idrak edebilseydi, 12 ayın da Ramazan olmasını isterdi.” Ramazan böyle bir ay. Elbette ona göre hazırlanmak lazım. Gönül aynamızı kirden, pastan, mâsivâdan yani bizi Haktan ayıran her ÅŸeyden biraz daha fazla imsak edinerek daha ahlâklı daha ibadetli daha Müslüman gibi olmaya çalışmak bile Ramazan’ı Åžerifi karşılamaya yeterli sayılabilir. Bunun hududu var mıdır? Allah'ın bize nimetleri hudutsuz olduÄŸu gibi bizim de zat-ı ulûhiyetine karşı arz edeceklerimizin hududu yoktur. Ä°manın ÅŸartı 6, Ä°slam’ın ÅŸartı 5 diyerek bırakamayız. Bu asgarisidir. Biz soÄŸan ekmek yesek de karnımız doyar ama yanına çorba istiyoruz. Åžöyle bir etli yemek istiyoruz. ZeytinyaÄŸlı olsa da iyi olur, pilavın yanına hoÅŸaf da iyi olur. Bunları hep istiyoruz da niye 5 vakit namazla, Ramazan orucuyla, yüzde 2 buçuk zekât ve hacla yetinelim. Ä°badette fukaralık, dünya hayatında zenginliÄŸe tabiyiz. Bunu düzeltmemiz lazım.
 
Peygamber Efendimiz’in hadis-i ÅŸerifinde buyurduÄŸu gibi hep bir Ramazan sevincinden bahsediliyor. Nasıl bir sevinç bu? Herkes bu sevinci yaÅŸayabiliyor mu?
 
Nefsine maÄŸlup olanlar, mâsivâya aldananlar elbette yaÅŸayamazlar. Bunu yaÅŸamak için Allah’a kul, resulüne ümmet ve bizim milletimiz için de çok büyük bir mazhariyettir, ecdadına layık fert olabilmek ÅŸuurunu herkes taşımıyor. Bizim Müslümanlarımızın çoÄŸu mirasyedi Müslümanlık. Anamdan, babamdan, dedemden böyle gördüm diye gidiyor. Åžuurlanmak için de daha fazla bilgi sahibi olmak lazım. Bence bizim toplumumuzun en fazla muhtaç olduÄŸu ÅŸey, elbette asgari ibadetleri yerine getirmek, ama onun üzerine bilgi sahibi olmak için çalışmak.
 
Dünyadan soyutlanamayız
 
Asr-ı Saadet döneminde Ramazanlar nasıl geçerdi?
 
Efendimiz (a.s.), Ramazan’a mahsus yatsı ile vitr arasında namaz kıldırmıştır ama daha çok kılmıştır. Cebrail (as) ile karşılıklı Kur’an tilavet etmiÅŸlerdir. Efendimizin (a.s.) iftar sofrasında her zaman için birileri bulunurdu, kendisi de birilerinin sofralarına giderdi. Ä°ftar daveti yapmak hakkında pek çok teÅŸvik edici hadisi vardır. Bunun dışında Ramazan ayı dünyadan soyutlandığımız bir ay da deÄŸildir. Mekke'nin fethi, Bedir gazvesi Ramazan ayında yapılmıştır. Yani Ramazan geldi diye, günlük hayatın icabatından “ben oruçluyum” diye vazgeçilemez.
 
Ramazan ayı dünyadan soyutlandığımız bir ay da deÄŸildir. Mekke'nin fethi, Bedir gazvesi Ramazan ayında yapılmıştır.
 
Öncelikle orucun mahiyetini bilmek lazım. Bir ÅŸey yiyip içmekle oruç baÅŸlamaz veya bitmez. Ä°msak zamanı fiilen baÅŸlar, iftar zamanı fiilen biter. Ä°ster yemeyelim, ister içmeyelim. Ama biz Efendimiz Hazretleri namazı bile iftardan sonraya tehir buyurduÄŸu için, bir ÅŸeyler yeriz. “Peygamber Efendimiz hurmayla oruç açardı, hurmayla oruç açmak sünnettir” demek mukallitliktir. Efendimizin sofrasında, Mango, muz, kivi, ananas, portakal, mandalina, armut gibi bir sürü meyve vardı da, Efendimiz hurmayı mı tercih etmiÅŸti? Yahu hazretlerin sofrasında baÅŸka bir ÅŸey yoktu zaten. Dolayısıyla bunları doÄŸru anlamamız lazım. Mesela Efendimizin iftarda ilk olarak tuz diline dokundurduÄŸu bilinir. Bu saÄŸlıklı bir ÅŸeydir. Orası sıcak iklim. Terle birlikte tuz kaybı olduÄŸu için bu kaybı telafi ediyor.
 
Gökteki yıldıza uyarım
 
Teravih tartışmalarına ne diyorsunuz? Sünnet olmadığını söyleyenler var.
 
Hz. Ömer'in yaptığı bizim için numune midir? Uyulması gerekli Ä°slâmî kaide midir? Efendimiz (a.s.), “Benim ashabım gökte yıldızlar gibidir” buyuruyor. Gökte yıldız yön bulmaya yarar aslında. Biz kuzeyi bile kutup yıldızına bakıp buluyoruz. “Hangisine uyarsanız doÄŸru yolu bulursunuz” diyor. Ve Ömer Efendimiz hicretin 17. yılında Ramazan’da Mescid-i Nebi’de bir erkekler bir de kadınlar için imam tayin edip 20 rekât namaz kıldırmaya emir verdi. Efendimiz cemaatle kıldırmadı, yok 8 rekât kıldı bilmem ne diyorlar. Asr-ı Saadette maaÅŸlı müftü de yoktu, imam da. Ä°çtihatlar bizim için uyulması gereken mecburiyetlerdir. Ben zamanın ukalalarının yerine, Hz. Ömer (r.a.) Efendimizin içtihadına ve emrine uyarım, 20 rekât kılarım. Ayrıca Efendimiz, Ramazan’a mahsus yatsı ile vitr arasında namaz kıldırmıştır ama daha çok kılmıştır.
 
Aç kalmayı oruç tutmak zannediyoruz
 
Peygamberimiz bir hadis-i ÅŸerifinde Ramazan’da ÅŸeytanların zincire vurulduÄŸunu buyuruyor. Bunu nasıl anlamalıyız, ibadetler mi kolaylaşıyor, günaha girmek mi zorlaşıyor?
 
Elbette Efendimiz asla yalan söylemez. Biz, aç kalmayı oruç tutmak, tur atmayı hac, yatıp kalkmayı namaz kılmak olarak anlamazsak, o zaman ÅŸeytanların baÄŸlandığını anlarız. Bize hep “ÅŸu orucu bozar mı, bu orucu bozar mı” diye yemekle alakalı, bedenle alakalı ÅŸeyleri sordular. Yalan söylemek, iftira atmak, haksız mala zam yapmak, gıybet etmek orucu bozar mı diye kimse sormadı. Hakikaten ÅŸeytanlar baÄŸlanır ama oruç tutanlar için. Çünkü Ramazan’ın bereketi aç kalanlar için deÄŸil, oruç tutanlar içindir.
 
Hep Efendimizin müjdeli haberlerinden bahsediyoruz. Oysa Peygamber Efendimizin beÅŸir unsuru olduÄŸu gibi nezir unsuru da vardır. BeÅŸareti önce nezareti sonra. Yani Müjdeliyici ve uyarıcı. “Öyle oruç tutanlar var ki yanlarına açlıktan, öyle namaz kılanlar var ki yanlarına yorgunluktan baÅŸka kâr kalmaz” buyuruyor. Allah muhafaza etsin, biz genellikle öyle olduÄŸumuz için, ÅŸeytanların baÄŸlandığının farkında olamıyoruz. Bir de malum, kılmayana namaz, tutmayana oruç zordur. Oruç tutana, namaz kılana ÅŸeytan baÄŸlanmıştır.
 
Sosyal hayatımızı kaybettik
 
Eski Ramazanları düÅŸündüÄŸümüzde en çok neyi kaybettik sizce?
 
Sosyal hayatımızı kaybettik, çekirdek aile namı altında aileyi ufalttıkça ufalttık. ÇekirdeÄŸi gömerseniz sadece tohum vazifesi görür. Dalı, sapı, yaprağı, çiçeÄŸi olmaz çekirdeÄŸin. Giderek aile de kalmıyor, fertleÅŸme oluyor. Herkes çocuÄŸuna, özellikle de kız çocuklarına “ayaklarının üstünde durmayı öÄŸren” diye nasihat ediyor. Biz kendi başımıza ayaklarımızın üstünde durmak için yaratılmadık. Bizim en kıymetli varlıklarımız kan bağı olmasa dahi arkadaÅŸlarımızdır. Arka-daÅŸ ne demek? Sırtını birbirine dayayabilen, ondan kuvvet alan, arkasını döndüÄŸünde emniyette hisseden demektir. ArkadaÅŸlık yok, sosyal hayat yok. Ramazan’ın getirdiÄŸi sosyal hayat da yok. Ramazan-ı ÅŸerifi sosyal hayattan ayrı bir özellik olarak gördüÄŸümüzde, oruç tutmayı yatmak olarak algılarız. Dolayısıyla kaybettiklerimizi yeniden kazanmak, o sosyal hayatı yeniden kazanmak pek mümkün görünmüyor. Eski Ramazanları da yeniden yaÅŸamak mümkün deÄŸil.
 
 
Sokakta sigara içilmezdi
 
Ramazan adetleri de kaybedilen güzellikler arasında. Adetler ve âyetler doÄŸru bir ÅŸekilde harmanlanabilmiÅŸ miydi ki son zamanlarda her ikisini birden kaybediyoruz?
 
Çok eskiye gitmeye gerek yok, sokakta sigara içilmezdi Ramazan günlerinde. Hâlbuki bizim gençliÄŸimizde de herkes oruç tutmazdı. Meyhaneler tamamen kapanır, lokantalar yemek yiyen gözükmesin diye perde çekerdi. Åžimdi bu memlekette cumhurbaÅŸkanlığı yapmış adam, Ramazan günü TBMM’de konuÅŸma yaparken su içiyor. YaÅŸadığın toplumun dinine saygısızlığın adı ‘hürriyet’ oldu. Kudüs'e gidin, aÄŸlama duvarına başı açık giremezsiniz. ‘Hangi dinden olursan ol, benim yerime, benim kaidelerimle girersin’ diyor. Roma’da Vatikan meydanında papa sarayın penceresine çıktığında, ister Müslüman ol, ister Yahudi, herkes dizinin üstüne çökecek. EÄŸer çökmezse, Ä°talyan polisi elinde copla arkanızdan dürter, diz çöktürür. Bunlarınki ayıp olmuyor, ama biz ÅŸortlu turist hanıma, camiye girerken eteklik verirsek ‘yobaz’ oluyoruz.
 
Bu Ramazan Siyer okuyalım
 
Salgın bahanesiyle tamamen sosyal hayattan soyutlanarak evlere kapandık. Ramazan'ın bizi ihya etmesi için neler tavsiye edersiniz?
 
Hiç olmazsa iki komÅŸu bir araya gelip, teravihi cemaatle kılsa, faydadır. Ben yine döner dolaşır, siyer okumayı tavsiye ederim. Efendimiz hazretlerinin anasının adı, babasının adı, ÅŸurada doÄŸdu gibi ansiklopedik bilgiler dışında, onun davranış biçimlerini öÄŸrenip, özümseyip, hayatına aksettirecek insanların yetiÅŸmesinin bizim ilacımız olduÄŸuna inanıyorum. Bizim her türlü derdimizin ilacı Efendimizdir. Efendimizi, başımızın tacı yapmaktan vazgeçelim. BaÅŸtaki taç, bedenden ayrıdır. Başın üstünde durur. Efendimizi başımıza taç etmeyeceÄŸiz, gönlümüze sokacağız. Bu Ramazan’da da, ÅŸu anda da, yarın da ölünceye kadar, Efendimizi öÄŸrenmeliyiz ki, zaten onu öÄŸrenirsek Kuran'ı, fıkhı, tefsiri de öÄŸrenmiÅŸ oluruz. Siyer’den daha faydalı bir ilim bizim için geçerli deÄŸil. “Ahir zamanda benim bir sünnetimi ihya eden, tüm sünnetlerimi yapmış gibidir” buyuruyor. Bu Ramazan da vesile olsun, Peygamber Efendimizin hayatını öÄŸrenelim.
 
Bununla ilgili bir kitap tavsiyesinde bulunur musunuz?
 
Siyer hakkında en güzel kitap, Asım Köksal’ın Büyük Ä°slam Tarihi. Asım Köksal’dan sonra ne okursanız okuyun, hatta yabancı dil bilenler, gâvurların yazdıklarını bile okusunlar. Her yazılana inanmayın zaten, yazarların ÅŸahsi yorumları onlara aittir. Okudukça, doÄŸru ile yanlışı ayırdedecek kıvama gelirsiniz. Ä°badet eden kardeÅŸlerimiz, abdest aldığı suyun ahkâmını bilmiyor. Ä°lmihal okumamız lazım. Bunun için de Ömer Nasuhi Bilmen’in ilmihali çok feyizlidir. Çok öÄŸreticidir. Her kitap öÄŸretici olmaz. Her kitap herkese aynı ÅŸeyi söylemez. Ama Ömer Nasuhi Efendi ilmihali, herkese bir ÅŸey söyler.
 
Röportaj: Sevda Dursun / Kaynak: Gerçek Hayat

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.