Sosyal Medya

Akif Emre: Sefer fani, yüce olana yükselen oruç baki

"Oruç seferi fani olanı, maddi planda tutku ve zaaflarımızı aşma, arınma, yüce olana yükselme, yakınlaşma yolculuğudur" Bir sefere çıkmak, uzun yol kat etmek, Ramazandaki yol yorgunluğunu bayramla aşmak, dinginleşmek…



Yol ve sefer düÅŸüncesiyle Müslümanlık arasındaki iliÅŸki çoÄŸumuzun dikkatini çekmemiÅŸtir. Oysa Ä°slamın hem maddi tezahürleri hem içsel yansımaları bakımından yol ve sefer düÅŸüncesi merkezi bir yere oturur.
 
Ünlü tarihçi Braudel, "Ä°slam bir yol medeniyetidir" derken yol ve sefer iliÅŸkisinin dini ve metafizik boyutundan belki de habersizdi. O, bunu Ä°slam medeniyetinin başından itibaren kurduÄŸu küresel aÄŸa iÅŸaret etmek için söyler. Eski dünyanın en ücra köÅŸelerine kadar uzanan bir sefer hattı… MaÄŸrip''ten Çin denizine, sahra Afrikasından Asya steplerine uzanan yollarda inÅŸa edilen, her dem yenilenerek kendini kuran bir medeniyetin ihtiÅŸamından gözü kamaşır Braudel''in.
 
Aslında yol düÅŸüncesi sadece maddi boyutla sınırlı deÄŸil. Bizzat sıratı müstakim üzere olmayı hedefleyen bir dine mensubiyetten bahsediyoruz. MaÄŸrip''ten hac için yola çıkan Ä°bni Batuta''nın uzun bir seferi göze alarak kat etmeyi düÅŸündüÄŸü mesafe, niyetlendiÄŸi sefer hac yolculuÄŸu deÄŸil midir? Hac ibadeti hem fiziksel planda hem manevi olarak yolculuk olmaktan baÅŸka nedir? Yol ve sefer düÅŸüncesi hacda bütünleÅŸir.
 
Aslında ibadetlerin hemen hepsi sefere iÅŸaret eder. Namaz bir miraçtır. Ramazan boyu oruç tutmak meÅŸakkatli ve kutlu bir yolculuÄŸa çıkmaktır. Ramazanın tamamlanmasıyla bayram yapılması metaforik olarak uzun yolculuktan geliÅŸin kutlamasıdır.
 
Uzun bir yolculuktan gelmiÅŸ olma halini bayram sabahlarının sevinci içinde hatırlamayan var mıdır? Ruhumuzu arındıran, içimizi tazeleyen uzun yolculuÄŸun tatlı yorgunluÄŸunu bedenen de hissederiz.
 
Yol düÅŸüncesi biraz da garip oluÅŸumuzla alakalı. Gariplikten kurtulmak için sefer halinde olma bilinci… Bu "dünya sürgünü"nden kurtulmak için her dem yolda olma, sefere hazır olma hali…
 
"Bu dünyada bir yolcu gibi yaÅŸama"yı öÄŸütleyen yüce Resulün buyruÄŸu Ä°slam medeniyetini bir yol medeniyeti yapan iradeyi ÅŸekillendirdi. Müslümanlara her dem sefere çıkmayı, fani olana kalıcı tutkular beslememeyi iÅŸaret etti.
 
Oruç seferi fani olanı, maddi planda tutku ve zaaflarımızı aÅŸma, arınma, yüce olana yükselme, yakınlaÅŸma yolculuÄŸudur.
 
Hac nasıl ki maddi yolculuÄŸu göze alarak manevi sefere çıkmayı, sürgünden asli vatana dönüÅŸün provası olan mahÅŸeri hatırlatan bir ibadetse oruç da nefsin, tutkuların dizginlendiÄŸi sessiz ve sükûn içinde bir devinimdir.
 
Oruç bize garip bir sefer üzere olduÄŸumuzu, garip kılınmışlığımızı hatırlatır. Garip olmak, gurbette olmak ve gurbetten asli yurda sefer hazırlığında olmak halini yaÅŸamaktır.
 
Gurbette oluÅŸumuzu hatırlamak, sefere hazırlanmak, bedenimizi ve ruhumuzu aÅŸağıya çeken ağırlıklardan arınmak… acziyetimizi idrak ederek yücelmek…
 
Bir sefere çıkmak, uzun yol kat etmek, Ramazandaki yol yorgunluÄŸunu bayramla aÅŸmak, dinginleÅŸmek…
 
Oruç tutamayanları da hatırlamak; Somali''de susuzluktan kavrulanları, açlıktan kemikleri sayılanları hatırlamak… Onlar için bizi buraya baÄŸlayan zaaflarımızı, kendimizi ve maddi varlığımız aÅŸmak… Fedakarlığı, merhameti, mücadeleyi, yardımı, paylaÅŸmayı öÄŸrenerek Asya''ya, Afrika''ya, kapı komÅŸumuza doÄŸru sefere çıkmalı!
 
Çünkü onlar da oruç tutmak istiyor…
 
YeniÅŸafak-ArÅŸiv

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.