Sosyal Medya

Rasim Özdenören: Günümüz dünyasında faizle mücadele

Geçtiğimiz günlerde Ayasofya Camii İmamı Mehmet Boynukalın’ın bir sosyal medya paylaşımında faizin azaltılmasının ve tamamen kaldırılmasının İslam’ın gereği olduğunu ifade eden: “Güçlü ekonomilerde faiz % 0-1 arasında. O sebeple faizcilerle mücadele etmek de İslam’ın bir emridir.” beyanı yer aldı yayın organlarında.



Değerli imamımızın bu cümlesinden hareketle birkaç hususu vurgulamak istiyorum.
 
Faizin ve faizli işlemlerin yasaklanmış olması İslâm hukukunun temel hükümlerinden biridir. Bunda kuşku ve tereddüt yok.
 
Faizle yatırım eğilimi arasında da ters orantılı bir bağlılaşım bulunduğu hususunda ekonomistler mutabık.
 
 
İngiliz iktisatçı John Maynard Keynes “İstihdam, Para ve Faiz üzerine Genel Teori” adındaki eserinde faiz ile ülkenin zenginliği arasında ters orantılı bir ilişki bulunduğunu belirtiyor: Ülke ekonomisinde faiz oranı yükseldikçe zenginlik düşer. Bunun tersine faiz oranı aşağı seviyelerde ise ülke zenginliği de o ölçüde üst düzeydedir. Dolayısıyla faiz oranının sıfır (0) düzeyde olması, ülke zenginliğinin matematik (teorik) olarak sonsuz olması demektir.
 
İmdi cümlemizin tam da burasında faiz oranının sıfır olması ile yok (adem) hâlinde olması arasındaki farka değinmemiz gerekiyor.
 
Sıfır (0) matematik olarak bir değerdir. Bütün yüksek matematik hesapları 0 değeri esas kabul edilerek yapılır. “0” bir değer olarak ortadan kaldırıldığında o hesapların tümü çöker. İşlemez olur.
 
Oysa İslâm iktisadiyatında faiz sıfır (0) kabul edilmiyor. Haram, yani yok sayılıyor.
 
Kapitalist ekonomi ile İslâm ekonomisi arasındaki ince fakat bir o kadar da kritik olan bu fark idrak edilmediği takdirde, bağlı olarak başka yanlışlıklar sökün ediyor.
 
Örneğin “İslâm Sosyalizmi” diyenlerin temeldeki yanlış tutumunun kaynağı buradan türüyor.
 
İslâm hukukundaki kısas esasına dayalı ceza sistemi ile Batı hukukunun ceza sistemi arasında da aynı temel farklılık söz konusu. Bu fark gözetilmeden Türkiye’nin hâlihazırdaki kurulu düzeni muvacehesinde idam cezasının veya zina ile ilgili cezanın yeniden uygulamaya konulması hususundaki talepler de iki sistem arasındaki temel farklılığı göz ardı ediyor.
 
Hırsıza el kesme yaptırımı uygulayabilmek için öncelikle hırsızlığı ortadan kaldıracak İslami düzenin öngörülmesi gerekir. Keza zinaya ceza uygulanacaksa evleviyetle zinayı teşvik eden sosyal düzenin ortadan kaldırılması sağlanmalıdır. Yoksa bu suça İslâm’da bu ceza öngörülüyor mülâhazası adaletsizliğe, dahası insafsızlığa yol açar…
 
Her sistem kendi bütünlüğü ve kendi iç mantığı açısından kavranmadığı takdirde, İslâm’ın hükmü budur mülahazasından hareketle kapitalistik düzende de o yaptırımın uygulanması talebi yanlış, dahası istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Tıpkı Batı’da bu var, öyleyse onu biz de benimseyelim demek gibi…
 
Her sistem zorunlu sonuçlarını da kendi bünyesinde taşır.
 
Yenişafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.