Sosyal Medya

İstanbul Sözleşmesi’ndeki LGBT kodları

Özellikle muhafazakâr coğrafyalarda açıkça LGBTkavramının ve beraberinde getirdiklerinin kabul edilmeyeceğinin bilincinde olan sözleşme yapıcılar, kadına karşı şiddet kılıfı ile servis ettiler bu metni. Oluşturulan algı dolayısıyla LGBT ideolojisini benimsemeyenlere dehşet bir nefret ve kadın düşmanlığı kılıfı giydirildi.



Türkiye’nin geri çekildiÄŸi ‘Ä°stanbul SözleÅŸmesi’ hukuki baÄŸlayıcılığı olan uluslararası belgeydi. YürürlüÄŸe 2014 yılında giren sözleÅŸme, Türkiye’deki yaptırım gücünü Anayasa’nın 90. maddesinden alıyordu.
 
Özellikle dini ne olursa olsun muhafazakâr coÄŸrafyalarda açıkça LGBTkavramının ve beraberinde getirdiklerinin kabul edilmeyeceÄŸinin bilincinde olan sözleÅŸme yapıcılar, kadına karşı ÅŸiddet kılıfı ile servis ettiler bu metni. Son kertede, sözleÅŸmenin ihtiva ettiÄŸi kavramlar dolayısıyla LGBT ideolojisini benimseyen ve savunanların iç hukukta yegâne dayanağı haline getirildi. LGBT ideolojisini savunmayan ve dolayısıyla sözleÅŸmeyi de savunmayan bir cenah, kadına karşı ÅŸiddet sevicisi ilan edildi.
 
OluÅŸturulan bu algı dolayısıyla LGBT ideolojisini benimsemeyenlere dehÅŸet bir nefret ve kadın düÅŸmanlığı kılıfı giydirildi. SözleÅŸmenin feshedilme süreci de sancılı oldu. Özellikle de mütedeyyin kesimde kırılmalar yaÅŸandı. LGBT ideolojisinin sırtını dayadığı sözleÅŸmedeki satır aralarının yeterince irdelenmediÄŸini feshedilme sonrası bir kez daha gördük. Devletleri, devasa ÅŸirketleri, kıyafet modasını, siyasetçileri, sanatçıları, sivil toplum kuruluÅŸlarını, yerel yöneticileri, belediyeleri, sosyal içerik aÄŸlarını, yazılı-görsel medyayı, dizileri, kitap yayıncılarını ve markaların kurumsal kimliklerini ideolojik baskı altına alan, dönüÅŸtüren eÅŸcinsellik lobisi Ä°stanbul SözleÅŸmesi üzerinde de tahakküm oluÅŸturmuÅŸtu. “Kadın hakları ve LGBT hakları ayrılmaz bir bütündür” söylemi de Ä°stanbul SözleÅŸmesi üzerinden sloganlaÅŸtırıldı.
 
EÅŸcinsellik lobisinin çalışmaları ve çıkış noktası üzerine dünyadaki literatürü tarayan ve bir ekosisteme dönüÅŸen yapının kodlarını çözmeye çalışan Avukat Beyza Öztürk’ün gönderdiÄŸi analizleri dikkatlice okuyunca buz dağının görünmeyen kısmındaki gerçeklerle de yüzleÅŸtim.
 
LGBT ideolojisi tüm dünyada ahlaki yozlaÅŸmanın ve sosyolojik dönüÅŸümlerin öncülüÄŸünü yaparken; aÅŸkın, sevginin, mutluluÄŸun daimi bekçiliÄŸine soyunarak meÅŸruiyet kazanıyor. LGBT karşıtları ise nefret suçu iÅŸlemekle itham ediliyor. LGBT’yi reddedenlere; ‘homofobik’, ‘bifobik’, ‘transfobik’ deniliyor ve bu baskılama karşısında güçlü, makul, doÄŸru ve insani söylemler üretilmeyince de “Ä°slam homofobiktir” algısının önü açılıyor. Bu da LGBT ideolojisinin özlemle beklediÄŸi algı zaten.
 
Ä°stanbul SözleÅŸmesi, ‘toplumsal cinsiyetten’ kavram olarak bahseden ilk uluslararası sözleÅŸmeydi aynı zamanda. “Karı-koca” gibi cinsiyet belirtici ifadeler yerine ‘eÅŸ veya birlikte yaÅŸanılan birey (spouse or partner)’ ifadelerini barındıran sözleÅŸmenin 4. maddesinde ‘cinsel yönelim’ yasal güvence altına alınmıştı. EÅŸcinsel literatürde de karı-koca gibi cinsiyet belirtici ifadeler reddedilerek ‘hayat arkadaşı’, ‘partner’, ‘eÅŸ’ veya ‘birlikte yaÅŸanılan birey’ kavramları tercih edildiÄŸi bilinmekte. ‘Cinsel yönelim’ ise kiÅŸilerin karşı cinsiyete, hemcinsine, tek bir cinsiyete veya birden fazla cinsiyete karşı romantik veya cinsel çekim hissetmeye yönlendiren kalıcı kiÅŸisel nitelik olarak tanımlanıyor. EÅŸcinsel literatürde toplumsal cinsiyet bir sorun, cinsel yönelim davranışları ve toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸi ise çözüm olarak sunuluyor. Cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet kavramlarını eÅŸcinsellikten ayrı okuyamayacağımız için Ä°stanbul SözleÅŸmesi’nin eÅŸcinselliÄŸe açıktan temas etmediÄŸini düÅŸünmek yanılgı olur.
 
Ä°stanbul SözleÅŸmesi, kadına karşı ÅŸiddet ve ‘her türlü’ ayrımcılığın önlenmesi kılıfını ustalıkla sırtlanmış, bu yönüyle mütedeyyin kesimde de kabul görmüÅŸ ve fakat sinesinde barındırdığı “toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim, eÅŸ veya birlikte yaÅŸanılan birey” gibi eÅŸcinsel literatürün de temel argümanlarına yasal dayanak olmuÅŸtu. Bu nedenle de geri bırakılan sözleÅŸmeyi; ihtiva ettiÄŸi kavramların bütünüyle ve eÅŸcinsel literatür ile okursak, kadına ÅŸiddet ile mücadeleyi LGBT tahakkümünden kurtarmış oluruz.
 
Türkiye’yi sözleÅŸmeden geri çekildiÄŸi için Batı’ya ÅŸikâyet edenlere de hatırlatma yapalım. Metni, çok sayıda AB üyesi ülke farklı gerekçelerle imzalamadı. Bulgaristan, Çekya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Slovakya’ya ne baskı uygulandı ne de bir yaptırım. Mesela Polonya, Ä°stanbul SözleÅŸmesi’nin ideolojik unsurlara yer verdiÄŸini, biyolojik cinsiyete karşı sosyo-kültürel cinsiyetin inÅŸa edilmeye çalışıldığını ifade ederek imzasını geri çekti. AB üyesi olmayan Ä°ngiltere, Rusya, Ermenistan, Moldova, Ukrayna ve Azerbaycan da sözleÅŸmeyi uygulamıyor mesela. Türkiye de Ä°stanbul SözleÅŸmesi olmadan kendi iç hukuk sistemiyle, kadına ÅŸiddete karşı nasıl etkin bir mücadele verileceÄŸinin haritasını çizip en kısa sürede kararlılıkla yürürlüÄŸe koyacaktır. Bu mutabakat metni, LGBT propagandasının Türk aile yapısında oluÅŸturduÄŸu rahatsızlığı da gidermelidir.
 
Ersin Çelik / YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.