Önemli Şahsiyetler
Abdülhamid'in idama mahkûm ettiği şair: Neyzen Tevfik
Follow @dusuncemektebi2
28 Ocak 1953 tarihinde hayata gözlerini yuman Neyzen Tevfik, üflediği ney ile gönülleri mest ederken kalemiyle kalpleri kırmaktan çekinmedi. Yurdundan sürgün edildi ve idama mahkûm oldu
Asıl adı Mehmet Tevfik Kolaylı olan ÅŸair Neyzen Tevfik, ney üflemedeki mahareti nedeniyle Neyzen olarak bilinir. Babası, Darulmuallimin okulunun ilk mezunlarından Hasan Fehmi Efendi'dir.
Neyzen Tevfik de iyi bir medrese eÄŸitimi almış, Mısır sürgünü sırasında Ezher Üniversitesi'nde eÄŸitimini sürdürmüÅŸtür.
Ä°lmi konulardaki yeteneÄŸinin kaynağı olarak babasını gösteren Neyzen, ilk öÄŸretmeni olarak da babasını zikrediyordu:
Ä°lk dersi babamdan aldım. Ne öÄŸrendimse ondan öÄŸrendim. Mektep hocam kara cahilin biriydi. OkuduÄŸunu anlamıyordu, anlamadığı için de anlatamıyordu. Yalnız namaz kılmasını öÄŸretiyor, sureleri iyi ezberletiyor, ben de papaÄŸan gibi tekrarlıyordum.
Neysen Tevfik
1880 tarihinde dünyaya gelen ÅŸair, doÄŸumunu da kendisine has üslubuyla ÅŸu sözlerle anlatacaktı:
Ben bu iki aziz mahlûkun sulbünden 1296 senesinde Bodrum'da dünyaya geldiÄŸim zaman biri çekip da kulağıma yeryüzünün beni bekleyen maddî, manevî akıbetlerini fısıldayabilseydi, geldiÄŸim yoldan geri dönmeÄŸe muhakkak yeltenirdim.
Fakat ayni zamanda da iki tesîr altında bundan vazgeçerdim. Birisi anam ve babamın güzel yüzlerindeki riyâsız ve masum insanlık ifadesi, ikincisi de Ege Denizi'nin bütün hayatımda hayali ruhumu kucaklayan yeÅŸil enginliÄŸi…
Henüz çocukluk yıllarında özgürlüÄŸüne olan düÅŸkünlüÄŸü sebebiyle hiçbir mektep onu zapt edemez.
Hayatındaki dönüm noktalarından ilki; henüz sekiz yaşında küçük bir çocuk iken babasıyla beraber gittiÄŸi bir kıraathanede duyduÄŸu ney sesi olacaktı.
Neyzen, o anı ÅŸu sözlerle anlatacaktı:
Ben babamın dizinin dibinde çocuk ruhumun olanca vecdiyle dikkat kesilmiÅŸ, bu düdüÄŸü kemali huÅŸu ile dinlemiÅŸ ve dinlerken de -Allahu âlem- bir daha aslıma rücû' etmemek üzere kendimden geçmiÅŸtim.
O gece Ege Denizi'nin ölümsüz dekoru içinde dinlediÄŸim o lâhuti seste sezdiÄŸim mana-yı sermediyettir ki beni bu gün derbeder, ne aradığı ne istediÄŸi bilinmez bazen Eflatûn'la boy ölçüÅŸecek kadar akıllı bazen tımarhaneye iltica edecek kadar deli Neyzen Tevfik yaptı.
Babasının Neyzen Tevfik üzerindeki otoriter tutumu, oÄŸlunun sara hastalığının ortaya çıkmasından sonra farklı bir seyir izleyecekti.
Hastalığı ortaya çıktıktan sonra Neyzen Tevfik adeta hürriyetini elde etmiÅŸti. Babası Hasan Fehmi, kalıbına sığamayan Tevfik'e adeta hürriyeti bahÅŸetmiÅŸti.
Öyle ki bir rüÅŸtiye öÄŸretmeni olan Fehmi Efendi, oÄŸlunun ney dersi dahi almasını gönülsüz de olsa kabul edecekti.
Neyzen Tevfik, Ä°zmir Ä°dadisi'ne baÅŸladığı daha ilk günde sara nöbeti geçirecek ve bu sonrasında da devam edecekti.
Okul yönetiminin bu zayıf çocuÄŸun okula devam etmesini uygun bulmayarak okuldan atması Neyzen için ikinci hürriyet dönemi olacaktı.
Ä°zmir'den Ä°stanbul'a uzanan bir hikâye
Sultan Abdülhamid'in baskıcı rejimine raÄŸmen Ä°zmir farklı bir statüdeydi. Bunun iki sebebi bulunuyordu; ilki Yusuf Kamil PaÅŸa vezaretten alındıktan sonra Ä°zmir'e yerleÅŸmiÅŸti.
Bir diÄŸer unsur ise Sultan Abdülhamid'in hafiye teÅŸkilatı Ä°zmir'de güçlü deÄŸildi.
Bu gerekçeler; Ä°zmir'in nisbi bir özgürlük ortamına sahip olmasını ve birçok önemli ÅŸairin bu ÅŸehre gelmesini saÄŸlıyordu. Åžair EÅŸref'te bu isimlerden birisiydi.
Neyzen Tevfik gençlik yıllarında Ä°zmir'de tanıştığı ÅŸairin edebi anlayışından etkilenecek ve onun dost meclisindeki yerini mütemadiyen alacaktı.
Bir yandan da Ä°zmir Mevlevihanelerinin müdavimi olmuÅŸ ve burada kurduÄŸu dostluklar onu içki meclisleriyle tanıştırmıştı.
Hasan Fehmi Efendi, oÄŸlunun Ä°zmir'de savrulduÄŸunu düÅŸünüyordu. OÄŸlunun iyi bir eÄŸitim alması için Ä°stanbul'a göndermenin en doÄŸru karar olduÄŸuna karar verdi.
Ä°stanbul'da Musa Kazım Efendi'nin uygun görmesiyle medreseye kabul edilen Neyzen'in hayatındaki bir diÄŸer dönüm noktası Ä°stiklal Åžairimiz Mehmet Akif Ersoy ile tanışması olacaktı.
Dindarlığı ile bilinen Akif, kötü alışkanlıklarına raÄŸmen Neyzen'in içindeki saflığı görmüÅŸ ve en yakın dostu olmuÅŸtu. Bir ömür sürecek bu dostlukta ikili birbirine her daim gönülden baÄŸlı olacaktı.
Öyle ki Neyzen Tevfik, Cumhuriyet sonrasında Akif'in gönüllü sürgün olarak gittiÄŸi Mısır'a, arkadaşının peÅŸinden gidecekti. Akif kapıyı açtığında karşısında zil zurna sarhoÅŸ Neyzen Tevfik'i görünce ÅŸaÅŸkınlığını gizleyememiÅŸti.
Mehmet Akif Ersoy
Neyzen, Akif ile tanışmasını "Tercüme-i Hâlim" ÅŸiirinde ÅŸöyle anlatacaktı:
Bursalı Hafız Emin isminde bir ehl-i vefâ vardı.
Ä°zmir'den tanırdım burada çıktık âÅŸinâ
Bence bu âdemdi mîzân-ı vefânın bir kefi
O tanıttı âcize ÅŸâir Mehmet Âkif'i.
Hazret-i Âkif ki sâhib-i fazl u üstâd-ı güzîn,
Her cihetle hâl-i derviÅŸâneme oldu muîn
Birçok üstadân-ı ilm-i musîkiye intisâb
EylemiÅŸtim sâye-i lûtfunda ki nimel-meâb
Kendisi bizzât okutmuÅŸdur fakîre Bûstan,
Hem Fransızca, Arabca, Farisî birçok zaman
Mevki'imde baÅŸkası olsaydı bî-ÅŸek dâimâ
Per açıb cevv-i maârifde ederdi irtikaa.
Mehmet Akif, tüm hayatı boyunca Neyzen Tevfik'in içkiyi bırakması için uÄŸraÅŸmış; ama bu emelinde muzaffer olamamıştı. Defalarca bu yakın arkadaşı ile iliÅŸkisini kesme kararı alsa da iki dost birbirlerinden bir türlü kopamamıştı.
Neyzen Tevfik'in bir medrese öÄŸrencisi olduÄŸu yıllarda ÅŸalvar ve cübbesini attığında ona ilk pantolon ve fesini alan da Mehmet Akif'ten baÅŸkası deÄŸildi.
İstanbul'daki cemiyet hayatına Neyzen Tevfik'i tanıtan kişi de Merhum Mehmet Akif idi.
Neyzen Tevfik'in hayatındaki bir diÄŸer önemli geliÅŸme Tamburi Aziz Bey ile tanışması olacaktı. Bu ikili PaÅŸaların köÅŸkünden Sadrazamın konağına kadar davetli listelerinin başında yer alacaktı.
Ä°stanbul'da cemiyet hayatının aranan ismi Neyzen Tevfik'in en büyük kusuru, ulu orta Sultan Abdülhamid'i ve hafiye teÅŸkilatını eleÅŸtirmekten çekinmemesiydi.
Mehmet Akif'in bütün ikazlarına raÄŸmen özellikle sarhoÅŸ olduktan sonra Neyzen Tevfik'i susturmanın imkânı kalmıyordu.
Neyzen Tevfik; Valide PaÅŸa'dan Nurettin PaÅŸa sofrasına kadar birçok meclisin ÅŸeref konuÄŸuydu. Dolayısıyla hicivlerinin bir gün başını büyük bir derde sokması mukadder görünüyordu.
Ä°ÅŸin tuhafı Fehim PaÅŸa ve Kabasakal Mehmet PaÅŸa gibi Sultan Abdülhamid'in has adamları da Neyzen Tevfik'i meclislerine davet edip ney dinliyorlardı.
Rivayete göre Sultan Abdülhamid de hünerlerinden dolayı Neyzen Tevfik'e bir niÅŸan takdim etmiÅŸ, ÅŸair ise bu hediyeyi alır almaz boÄŸazın soÄŸuk sularına fırlatmıştı.
Nihayet mukadder olan gerçekleÅŸir
Neyzen Tevfik, baskının arttığı sıralarda bir süre meclislere katılmayı kesmiÅŸti; Åžehzadebaşı'nda Hacı Mustafa'nın ocağında bir sofra kurdurup demlenen Neyzen, kendisine hâkim olamayarak Zaptiye Nazırı Ahmet Åžefik PaÅŸa'ya sert bir hicviye okudu. Bu sırada sofrada bulunan bir hafiye onu jurnalledi.
Hapse atılan Neyzen, bir süre sonra Zaptiye Nazırı Ahmet Åžefik PaÅŸa'nın huzuruna çıkartıldı. PaÅŸa, sorduÄŸu sorulara samimi cevaplar veren Neyzen'i affederek serbest bıraktı; ama Neyzen dışarı çıktığında artık peÅŸinde hafiyeler vardı ve eski dostları ondan bir vebalıymışçasına kaçıyordu.
Bunun üzerine Ä°stanbul'da artık barınamayacağını anlayan Neyzen, Ä°stanbul'dan kaçarak Mısır'a iltica etti. Burada bulunduÄŸu süre zarfında da sarhoÅŸluÄŸu sebebiyle defalarca hapse düÅŸtü.
Mısır'da haksız yere hapse atıldığını düÅŸünerek hâkime karşı kullandığı sözler sebebiyle 6 ay hapse mahkûm edildi.
Mısır'da başına gelen en büyük felaket ise sarhoÅŸ bir anında Sultan Abdülhamid aleyhine yazdığı bir ÅŸiir sebebiyle olacaktı.
Bu ÅŸiirden sonra idama mahkûm edilmiÅŸ ve Türk yetkililer onu Mısır'dan getirmek için bir hayli çaba sarf etmiÅŸti.
Neyzen'in Abdülhamid'e yazdığı ve idam kararına sebep olan ÅŸiir ÅŸöyleydi:
Kal'a-i âsâr-ı zulme verdim istihkâm-ı tam
Ettim istibdad ile tarihe ibka-ı nâm
Öyle tarsîn eyledim olsa cihan zir ü zeber
Attığım üss-i mezâlim haÅŸre dek eyler devam
Ben o cellâdım, vatanda açtığım her yârenin
Ä°ltihâbı bir zaman etmez kabul-i iltiyâm
Nerde Cengiz, Engizisyon, nerde Haccac ü Yezid,
Nerde Timur, Hülâgû, nerde ecdâd-ı izâm
Nerdedir Åžeddâd ü Nemrûd, nerdedir
Ad-u Semûd Her cihetçe zâlimân-ı dehre ben oldum imâm
Ben ölürsem mülk-ü millet bitmeden volkan gibi
Ka'r-ı lâhdimden tüter eflâka dûd-i intikam!
Ol kadar ezdim ÅŸu miskin milleti ki etmesin
Fasl-ı dâvâ eylemek'çün rûz-i mahÅŸerde kıyâm!
Bir ÅŸekilde Mısır'da kalmayı baÅŸaran Neyzen, yurda ancak Ä°kinci MeÅŸrutiyet'in ilanından sonra dönebilecekti.
Politikacılar ve aydınlar da Neyzen'in hicvinden payını alır
Neyzen Tevfik yurda döndükten sonra da hicvetmekten geri durmamıştı. Hem meÅŸrutiyet hem de cumhuriyet döneminde birçok politikacı onun hicvinden payını almıştı.
Onun hicivleri ülke sınırlarını da aÅŸmış Hitler'den Mussolini'ye kadar birçok devlet adamı Neyzen Tevfik'in hedefi olmuÅŸtu.
Mısır Kralı Fuat'a yazdığı hiciv;
Ä°ngiliz palyaçosu ÅŸu kralın hâlini gör.
Yurdunun sînesine tohumu esâret ekiyor.
Yuları düÅŸman elinde, beÅŸere çifte atan
Bir Mısır eÅŸeÄŸini, sekiz eÅŸek çekiyor.
Hitler'e yazdığı hiciv;
Bay Hitler'e yaralandı dediler.
Menhus yıldız çabuk doÄŸar dulunur,
Sen köpeÄŸe kuduz de de geçiver
Nasıl olsa bir öldüren bulunur
Mussolini'ye yazdığı hiciv;
Ä°ÅŸte kambur feleÄŸin emriyle
Mihver'in çarkını kirdi devran.
Duçe'dir Akdeniz'in yüz karası,
Yunan Topyekûn aÄŸzına s…ı
Elbette Türk politikacılar ve devlet bürokratları da Neyzen Tevfik'in eleÅŸtiri oklarından nasibini fazlasıyla alır.
Ä°smet Ä°nönü'ye yazdığı hiciv;
Atatürk, Ä°nönü'nün ruhuna munzam oldu oldu
Yed-i Ä°smet'te kılıç, kahir-ı âzam
Talat Paşa'ya yazdığı hiciv;
Fırka, parti diye halkın boğazından sıkarak
Milletin on senedir olmuÅŸ idi, mengenesi,
Kazdığı câh-i belâya yine kendi düÅŸtü
Örsünü, kıskacını ….min çingenesi
…
'Davul' boynunda halkın, parsayı birkaç ÅŸakî toplar
Ki: Onlarda 'Cemal', 'Enver' ile 'Talât' gibi hoplar.
Damat Ferit Paşa'ya yazdığı hiciv;
Ä°spermeçet-zâde, Kirpi, Pehlivan
Yanaşması, o bayraklı Kahraman.
Sadrazamlar içinde en düztaban
İmzacılar başı Mervan'ın mı var?
Adnan Menderes'e yazdığı hiciv;
Arkada kırbaç, elinde dinciler, Moskof Kazak
KoltuÄŸunda Kâbe, evlâd-ı Arap hac bir tuzak
Kendini bilmek ise bizde hakikatten uzak
Nerde mihrâk-i siyâset nerde devlet Menderes
Neyzen Tevfik elinde içkisine raÄŸmen dindarlığı ile bilinen Mehmet Akif'in yakın arkadaşı oldu. Yurdundan sürgün edildi ve idama mahkûm oldu.
ÜflediÄŸi ney ile gönülleri mest ederken kalemiyle kalpleri kırmaktan çekinmedi. 28 Ocak 1953 tarihinde hayata gözlerini yumdu.
-------------------------------------------------------------------
Müellif: Mehmet Mazlum Çelik / Kaynak: The Independent Türkçe
*Daha ayrıntılı bir okuma için Sultan Sarı'nın "Neyzen Tevfik'in Hayatıve Åžiirleri Üzerine Bir Ä°nceleme" isimli ayrıntılı çalışması incelenebilir.
Henüz yorum yapılmamış.