Rasim Özdenören: Savaşın ve siyasetin dili
Follow @dusuncemektebi2
Savaşta her şey çok basittir, fakat en basit şey zordur. Siyaset de bir tür savaş alanıdır… Siyaseti onun diliyle konuşmak gerekir.
Prusyalı General Clausewitz’in “SavaÅŸ Üzerine” baÅŸlıklı kitabından bir alıntıyla girelim söze:
“…SavaÅŸta her ÅŸey çok basittir, fakat en basit ÅŸey zordur. Güçlükler birikir ve öyle bir sürtünme yaratır ki, savaÅŸ görmemiÅŸ olan bir insan bunu gözünün önünde canlandıramaz. Sürtünme kavramı, gerçek savaşı kitaplarda okunan savaÅŸtan ayıran tek kavramdır. Askerî makina, yani ordu ve ona iliÅŸkin her ÅŸey, aslında son derece basittir ve bu bakımdan idaresi kolaymış gibi görünür. (…) Fakat gerçek hiç de öyle deÄŸildir ve savaÅŸta böyle bir vehmin gerçek dışı ve abartılmış yönü derhal meydana çıkar. Tabur belirli sayıda bir insan topluluÄŸu olarak kalır ve tesadüf de iÅŸin içine karışınca, bu insanların en önemsizlerinden biri bile herhangi bir gecikmeye veya düzensizliÄŸe sebep olabilir. (…) Mekanikte olduÄŸu gibi birkaç noktada toplamamıza imkân bulunmayan bu aşırı sürtünme böylece her yandan tesadüfle temas haline gelir ve önceden tahmin edilemeyen olaylar yaratır…” (Nedensellik /Causality/).
Bu parçadan savaÅŸ gerçeÄŸinin her an öngörülemeyen etkenlerle yön deÄŸiÅŸtirebileceÄŸini anlıyoruz. Yani determinizm savaÅŸ alanında deÄŸerini yitiriyor. Determinizmin geçersizliÄŸini Bertrand Russell “Felsefe Meseleleri” kitabında nükteli diliyle ÅŸöyle anlatıyor:
“…Mantıklı hindi çiftliÄŸe varır varmaz her sabah saat 9′da yem verildiÄŸini fark etti. Ama iyi bir tümevarımcı olduÄŸu için hemen bir sonuca varmak istemedi. Bekledi ve her gün tekrar tekrar gözlemledi. Bu gözlemlerini deÄŸiÅŸik koÅŸullarda tekrar etti: ÇarÅŸambaları, perÅŸembeleri, sıcak ve soÄŸuk günler, yaÄŸmurlu ve yaÄŸmursuz günler. Her gün yeni bir gözlem ekledi ve sonunda bir sonuç çıkardı: ‘Her sabah saat 9′da yemek veriliyor bana.’ Fakat bir yılbaşı günü kural bozuldu: Mantıklı hindi saat 9′da yemini beklerken boynu kesildi…”* (Sebep-Sonuç/Causality/).
Hindi, şaşkınlığının nedenini anlamaya bile fırsat bulamadan her şey olup bitmiş olur.
Siyaset de bir tür savaÅŸ alanıdır…
Siyaseti onun diliyle konuÅŸmak gerekir.
Clausewitz’in Sürtünme (friction) kavramı son kerte önemli. SavaÅŸ alanında her rütbeden bütün elemanların tek komutla hareket edeceÄŸi var sayılıyor. Bu inanış teoride doÄŸrudur. Ancak alandaki her nefer aynı zamanda bir irade sahibidir. Onlardan bir tekinin bir başına hareket etme isteÄŸi veya başına buyruk hareketi harekatın amaçlanan sonuca ulaÅŸmasını engelleyebilir. Prusyalı General her neferin bireysel hareket edebilme imkanını “sürtünme” olarak adlandırıyor. Bu baÄŸlamdaki sürtünme; uyuÅŸmazlık, sürtüÅŸme, sürtme, anlaÅŸmazlık anlamlarının tümünü içeriyor.
SavaÅŸ alanında fevkalade önemli olan sürtüÅŸme (çatışma) olgusu siyaset alanında fazlasıyla geçerlidir. Çünkü siyasette emir komuta zinciri, askerlik sanatındaki kadar baÄŸlayıcı deÄŸildir.
Siyaset kendi diliyle deÄŸil fakat hukukun diliyle terennüm edildiÄŸinde hukuk baÄŸlamında kitabına uygun bir sonuç elde edilebilir. Ama sonuç siyaset alanında yürürlük bulur mu, bilinmez. Ä°ÅŸte bütün sorun da bu bilinmezliÄŸin içinde gizlidir. Hukuk açısından belki düzen saÄŸlanmış olabilir fakat siyaset alanında meydana gelecek olan keÅŸmekeÅŸle nasıl baÅŸa çıkılır, bilinmez.
* Kitabın aslında tavuk olan hayvan, bu alıntıda hindi olarak değiştirilmiş. Sanırım misalin kolay anlaşılması sağlanmak istenmiş.
YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.