Sosyal Medya

Andımız: Reşit Galip’in yaşayan hayaleti

Reşit Galip, öldüğünde sadece 41 yaşındaydı. Oysa Türk Ocaklarının tasfiyesi, üniversite reformu, Türk Tarih Tezi, Türkçe Ezan, Ant’ımız ve daha birçok tartışmalı uygulamanın altında onun imzası bulunuyordu.



1932 yılında Atatürk, meÅŸhur sofra buluÅŸmalarından birisine genç politikacı ReÅŸit Galip’i de davet etmiÅŸti. 
 
Oysa ReÅŸit Galip içkinin de dozunu fazlasıyla kaçırmış olmasından dolayı büyük bir kabahat iÅŸleyecekti.
 
Öte taraftan, Atatürk bu genç adama son derece tahammüllü davranıyordu. Bunun iki sebebi bulunuyordu; ilki, ReÅŸit Galip kendisine derin bir sevgi ile baÄŸlıydı ve PaÅŸa da bunun farkındaydı. Bir diÄŸer unsursa taÅŸradan kendi halindeki bu genç adamı Ankara siyasetine kazandıran da Atatürk’ün bizzat kendisiydi, yani ReÅŸit Galip, Mustafa Kemal Atatürk’ün eseriydi. 
 
Milli Mücadele’nin ağır toplarından Kazım Karabekir, ReÅŸit Galip ve benzeri politikacıları ‘suyi ÅŸahsiyetler’ olarak niteleyecek ve bu tiplerin kendilerini tasfiye etmek üzere sahaya sürüldüÄŸünü iddia edecekti. Nitekim Ä°stiklal Mahkemelerinde görev alan ReÅŸit Galip birçok ismin tasfiyesinde son derece önemli bir rol oynayacaktı. 
 
ReÅŸit Galip ve Atatürk
 
ReÅŸit Galip’in siyaset sahnesine çıkışı
 
Atatürk 17 Mart 1923 senesinde Mersin’e geldiÄŸinde ReÅŸit Galip’i kürsüde görmüÅŸ ve hitabetinden son derece etkilenmiÅŸti. Galip, kürsüde adeta kükrediÄŸi konuÅŸmasına ÅŸöyle baÅŸlamıştı; 
 
"Sizin karşınızda, zaferlerinizden bahsetmeye lüzum var mı? Grueland'daki Eskimolardan Afrika’nın yanık ve kızgın çölleri ortasında sam yellerinden haber uman zencilere kadar herkes öÄŸrendi."
 
Atatürk, Ankara’ya döndükten sonra ReÅŸit Galip’i önce kaymakam ve sonrasında vali yapmayı düÅŸünmüÅŸse de General Ä°zzetin Çalışlar’dan boÅŸalan milletvekilliÄŸi koltuÄŸuna, yapılan ara seçimle, ReÅŸit Galip’i getirmeyi daha uygun bulmuÅŸtu.
 
Galip’in meclise girmesi ile Ankara siyasetindeki fırtınalı dönem de baÅŸlamıştı. DoÄŸu’da baÅŸlayan Åžeyh Sait Ä°syanı sonrası kurulan Ankara Ä°stiklal Mahkemesi’nin meÅŸhur azalarından biri de ReÅŸit Galip olmuÅŸtu. 
 
ReÅŸit Galip, Ä°smet Ä°nönü ile ters düÅŸüyor
 
ReÅŸit Galip’i bir kelimede özetlemek gerekirse ‘fevri’ kelimesinin ete kemiÄŸe bürünmüÅŸ mücessem haliydi. Ä°smet Ä°nönü’nün BaÅŸvekilliÄŸi sırasında son derece hassas bir boyut kazanmış ‘Kürt Meselesi’ hakkında meclis koridorlarında sarf ettiÄŸi cümleler başını derde sokacaktı.
 
ReÅŸit Galip, ayaküstü kuliste yaptığı konuÅŸmalardan birisinde Kürt kökenli vatandaÅŸların baÅŸta Adana olmak üzere Akdeniz taraflarına göç etmelerinden rahatsız olduÄŸunu dile getirmiÅŸ ve sayısı kırk bini bulan Kürt göçünün Fransız politikalarına hizmet edeceÄŸini iddia ediyordu. Bu dedikodular Ä°smet PaÅŸa’nın kulağına geldiÄŸinde BaÅŸvekil olarak TBMM’de söz almış ve ReÅŸit Galip’in adını vermeden siyasetin dedikodu ile yapılmayacağını ve söyleyecek sözü olanın Meclis kürsüsünde konuÅŸmasını istemiÅŸti.
 
Olay sonrası ReÅŸit Galip, Ä°smet PaÅŸa’dan özür dileyerek maksadının çarpıtıldığını iddia etmiÅŸse de sonrasında Ä°smet PaÅŸa, karşı karşıya geldiklerinde ReÅŸit Galip’in elini sıkmadığını Galip Atatürk’e yazdığı uzun mektupta bizzat dile getirecekti;
 
“Evvelki akÅŸam yine Kulüb'de kendileri tarafından iki arkadaşımın eli sıkılmak ve benim sıkılmamak suretiyle muamele gördüm.”
 
Atatürk, ReÅŸit Galip’e rest çekiyor
 
1932 yılındaki meÅŸhur hadise ise ÅŸöyle geliÅŸecekti. Ä°çkiyi bir hayli kaçıran ReÅŸit Galip, Atatürk’ün sofrasında Milli EÄŸitim Bakanı Esat Sagay’ı çok sert eleÅŸtirmiÅŸ, hatta devrimlere ihanet etmekle suçlamıştı. Atatürk, Sagay’a büyük bir hürmet duyuyordu dolayısıyla bu sözlere içerlenmiÅŸ ve ReÅŸit Galip’i susması konusunda uyarmıştı. 
 
Oysa ReÅŸit Galip, Atatürk’ün uyarısı sonrası ÅŸu sözleri söyleyecekti;
 
"Burası milletin sofrasıdır, kovulmamalıyım. Kendimi iyi hissediyorum, kalkmam!"
 
Atatürk, bu sözler üzerine ayaÄŸa kalmış ve sofradakilere "O halde biz kalkalım, masayı Beyefendiye bırakalım!"  diyerek ReÅŸit Galip’in masada tek bırakılmasını isteyecekti.
 
Herkes ReÅŸit Galip’in siyasi hayatının bittiÄŸini düÅŸünürken Esat Bey’in istifa etmesi sonrası Milli EÄŸitim Bakanlığı görevine ReÅŸit Galip getirildi.
Bakanlığının yanı sıra Türk Dil Kurumu BaÅŸkanlığı görevine de ReÅŸit Galip’in gelmesi ile Ant’ımızdan Türk Tarih Tezi çalışmalarına ve Türk Ocaklarının kapatılmasına kadar, birçok tartışmalı uygulama hayata geçirilecekti. 
 
Zeki Velidi Togan’dan Türk Tarih Tezi Tartışmalarında ReÅŸit Galip’e ince ayar
 
Atatürk’ün manevi kızı Afet Ä°nan’ın da etkin bir rol aldığı 1932 tarihli Birinci Türk Tarih Kongresi’ndeki tartışmalar da son derece ilginçti. ReÅŸit Galip’in ve konudan bihaber uzmanların yaptığı konuÅŸmalarda bilimsel gerçekliÄŸe dayanamayan tezler, Merhum Zeki Velidi Togan tarafından bu kongrede bir bir çürütülecekti. 
 
Ord. Profesör Zeki Velidi Togan ve Profesör Halil Ä°nalcık
 
ÖrneÄŸin konuÅŸmalarından birisinde Togan; Türk Dil Kurumu Onursal BaÅŸkanı sıfatıyla kürsüye gelen ReÅŸit Galip’in ‘Orta Asya’da Ä°ç Deniz’ gibi tuhaf iddialarına ÅŸöyle cevap verecekti;
 
“Mesele Avrupalı, Amerikalı seyyahların hatıratından not çıkarmak deÄŸildir. Bu seyyahların tetkikle beraber Çin membaları ile ve diÄŸer bir suretle Türk, Farisi, Arap membalarını karıştırarak tarihi devirler için bir netice çıkarabilmektir, mesele budur. Benim öÄŸreneceÄŸim bu kadardır. Ben jeolog deÄŸilim, tarihçiyim. Tarihi devirlerde Türkistan’da tedrici müterakı bir kuraklık olmuÅŸtur. Dünyanın diÄŸer bir kıtasında olduÄŸu gibi. Mesela Elbiruni’nin ispata çalıştığı 35 senelik kuraklık devresini ispat etmiÅŸtir ve muhacereti akvamın sebeplerini izah etmek için bu nazariyelerle izah etmiÅŸtir. Yani böyle kuraklık olabilir fakat devamlı, müterakkı kuraklık yoktur. Tarihte de yoktur, görmüyoruz. Ä°ÅŸte Åžemsettin Beyefendi Türk tarihiyle, Ä°slam tarihiyle uÄŸraÅŸmış muhterem bir zattır. Hunların hâkimiyeti akınları hakkında Çin membalarından da malumat toplamıştır. Fakat orada birçok nehir isimleri geçiyor. Onların hiç birisi eski zamanda vardı da ÅŸimdi yok mudur?”
 
Zeki Velid Togan’ın Birinci Türk Tarih Tezi Kongresinde tek tek tespit ettiÄŸi ve bugün okunduÄŸunda tebessüm ettiren mantık hataları sonrası başı bir hayli derde girecek ve Türkiye’yi terk etmek zorunda kalacaktı. Togan, Türkiye’ye ancak 1939 yılında Milli EÄŸitim Bakanlığının daveti ile dönebilecekti.
 
ReÅŸit Galip ve Ant’ımız 
 
ReÅŸit Galip ömrünün sonuna kadar Atatürk’e baÄŸlılığını sürdürdü. 23 Nisan 1933 yılında Cumhuriyetin 10. Yılı münasebetiyle bir metin yazdı ve çocuklardan her sabah birinci dersten evvel okumalarını istedi;
 
"Güzel yüzlü, güzel özlü Türk yavruları! Size bugün ÅŸu iÅŸi veriyorum. Bayram biter bitmez, mekteplerinize döndüÄŸünüzde ilk günden baÅŸlayarak birinci derse girdiÄŸiniz zaman sınıflarınızda hep birden ve her gün ÅŸu sözleri tekrarlayacaksınız: 
 
Türküm, doÄŸruyum, çalışkanım Yasam: Küçükleri korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. Ülküm: Yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armaÄŸan olsun!"
 
Bu metin daha sonra Milli Ant’ımız olarak kabul edildi ve her sabah çocukların okuması zorunlu kılındı.
 
Sonraki yıllarda bu metin özellikle Ä°slami camia ve kendisini demokrat olarak niteleyen kesimler tarafından bölücülük yaptığı gerekçesiyle eleÅŸtirildi. Merhum BaÅŸbakanlardan Necmettin Erbakan bir konuÅŸmasında metni ÅŸöyle eleÅŸtirecekti;
 
“Siz geldiniz, bu besmeleyi kaldırdınız. Ne koydunuz yerine, ‘Türküm, doÄŸruyum, çalışkanım.’ Sen bunu söyleyince, öbür taraftan da Kürt kökenli bir Müslüman evladı, ‘Ya öyle mi, ben de Kürt’üm, daha doÄŸruyum, daha çalışkanım’ deme hakkını kazandı. O Meclis yarın inananların eline geçecek. Bütün bu haklar kan dökülmeden verilecek.”
 
Necmettin Erbakan, bu sözleri sonrası “halkı din, ırk ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düÅŸmanlığa tahrik ettiÄŸi” gerekçesiyle 10 Mart 2000’de bir yıl da hapis cezasına çarptırıldı.
 
Necmettin Erbakan
 
2013 yılına gelindiÄŸinde ise Ak Parti, antidemokratik bir metin olarak tanımladığı Ant’ımızı Demokrasi Reformları çerçevesinde kaldırdı. Muhalefetten, özellikle de MHP’den gelen eleÅŸtirilere cevaben ise dönemin Ak Parti sözcüsü ÅŸöyle cevap verecekti;
 
“Sayın Bahçeli’nin Andımız’la ilgili çok büyük ÅŸikâyetleri var. Bir Türk çocuÄŸu her sabah yemin etmek zorunda mı? Demezse TürklüÄŸüne zarar gelir mi? Andımız’ı velilerin isteÄŸine bırakın onlar karar versin böyle konuÅŸarak insanların deÄŸerleri ve kutsalları ile oynamayın. Sayın Bahçeli bu andın unutulmasını istemiyorsa mesela MHP’nin her grup toplantısında kendisi söyleyip oradakiler de tekrarlayabilirler”
 
MHP lider Devlet Bahçeli
 
ReÅŸit Galip’in yazdığı metin 2013’te kaldırılsa da 2018 yılında Danıştay’ın yürütmeyi durdurmasıyla Türkiye gündemine tekrar girdi. Milli EÄŸitim Bakanlığı Danıştay’ın kararını temyize götürerek bu kez Danıştay’ın kararını iptal ettirdi. 
 
Bu süreçte Cumhur Ä°ttifakı neredeyse dağılmanın eÅŸiÄŸine gelmiÅŸ; ama bir ÅŸekilde sorunlar çözülmüÅŸtü. CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan da ReÅŸit Galip ve Ant’ımız ile ilgili ÅŸu ifadeleri kullanacaktı;
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan
 
“Andımız geride bıraktığımızı sandığım bir konuydu. 2013'te bunu çözmüÅŸtük. Danıştay yetki aşımı yaparak maalesef bu düzenlemeyi iptal etmiÅŸtir. Türkiye'yi hak etmediÄŸi bir tartışmanın içine sürükleyen bu karar, eski hastalıkların yaÅŸadığını gösteriyor. Tek parti CHP'si döneminde baÅŸlatılan uygulamayı hala sürdürmeyi çalışmak yanlıştır. Andın ilk halini Türk Ocaklarını kapatmasıyla, üniversitelerini periÅŸan etmesiyle bilinen tıp doktoru ReÅŸit Galip yazmıştır. Türkçe Ezan zulmünün de mimarıdır. Milletimizin en etkili andı Ä°stiklal Marşıdır. Bunun dışına bir and tanımıyoruz, tanımayacağız.”
 
ReÅŸit Galip, öldüÄŸünde sadece 41 yaşındaydı. Oysa Türk Ocaklarının tasfiyesi, üniversite reformu, Türk Tarih Tezi, Türkçe Ezan, Ant’ımız ve daha birçok tartışmalı uygulamanın altında onun imzası bulunuyordu. 
 
Bugünkü Andımız tartışmaları ışığında ReÅŸit Galip’in hayaletinin yaÅŸadığını görmek mümkün. Merhum Cemil Meriç’in veciz bir ÅŸekilde ifade ettiÄŸi üzere "YaÅŸayanları yöneten ölülerdir. Demek ki öldürülmesi gereken ölüler de var."
 
 
Müellif: Mehmet Mazlum Çelik / Kaynak: The Independent Türkçe

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.