Sosyal Medya

Rasim Özdenören: Nabza göre şerbet

Vicdan, kişiyi kendi davranışı hakkında yargılamaya sevk eder. Onun bu yargılamadan ne çıkaracağı ise kişinin bilinciyle bağlantılıdır…



Nasrettin Hoca’nın az bilinen fıkralarından biri:
 
Hoca’nın ne denirse tersini yapan bir oÄŸlu varmış. Hoca ile oÄŸlu panayırdan iki çuval tuz alıp AkÅŸehir’e dönüyorlar. Yol üstündeki dereye geldiklerinde Hoca derenin sığ yerinden karşıya geçmiÅŸ. OÄŸlu da rast gele bir yerden eÅŸeÄŸi geçirmeye çalışırken, semerin bir tarafındaki tuz çuvalı suya deÄŸmeye baÅŸlamış. Bunu gören Hoca, oÄŸlunun tersliÄŸini bildiÄŸi için:
 
- OÄŸlum, bak, ÅŸu taraftaki çuval suya deÄŸmeye baÅŸladı, asıl da iyice suya gömülsün!
 
O gün oÄŸlanın uysallığı tutmuÅŸ, asılınca çuvalların ikisi birden suya batmış.
 
Bunu göre Hoca öfkeyle:
 
- Ne yaptın evlat, tuzlar gitti, diye bağırınca, oğlan cevap vermiş:
 
- Bir kere de baba sözü dinleyelim dedik, gene yaranamadık!
 
*
 
Demek ki nabza göre ÅŸerbet vermek her zaman olumlu sonuç vermiyor.
 
Nedir birinin nabzına göre ÅŸerbet vermek? Onu onurlandıracak, hoÅŸuna gidecek biçimde davranmak…
 
Kelimesi kelimesine anlaşıldığında elbet de ÅŸerbeti nabza göre vermek evladır. Hastanın perhizini bozacak yiyecek verildiÄŸinde hastalığı artar. Tansiyon hastasına tuz, diyabetliye ÅŸeker verilirse, sonuç bellidir…
 
Ama sözlerin bir de kinayeli yanı var…
 
Kinayeden anlamayan ahmaÄŸa rastlarsan, yandı gülüm keten helva…
 
Nedir kinaye?
 
Bir sözü gerçek anlamının dışında, dahası zıddına kullanma… Birine: “Aferin çok iyi etmiÅŸsin!” biçiminde bir takdir ifadesi, eÄŸer kinaye olarak söylenmiÅŸse: “Salak! Böyle ÅŸey yapılır mı!” anlamına gelir.
 
Buradan baÅŸka bir atasözüne geçebiliriz: Her söylediÄŸin doÄŸru olsun ama her doÄŸruyu her yerde söyleme!
 
Hoca’nın nüktesinden ben, bu son cümlenin ilk kısmına göndermede bulunulduÄŸunu düÅŸünüyorum: her söylediÄŸin doÄŸru olsun!
 
DoÄŸru söz söylensin de ondan pay çıkaran çıkarır…
 
Hoca, galiba bize, her zaman nabza göre ÅŸerbet vermeyin demek istiyor.
 
Ve belki ardından ÅŸu gerçeÄŸi anlamamızı da istiyor: sen doÄŸru olanı söyle, muhatabın ondan ne çıkaracağını hesaba katma, o sözden muhatabın çıkaracağı anlam onu baÄŸlar…
 
DoÄŸrudur, o söz onu baÄŸlar, ancak çıkan sonuç herkesi etkiler…
 
Hoca’nın dehası, bizim türlü türlü çıkarımda bulunabileceÄŸimiz bir gerçekliÄŸi basit bir dille hülasa ediyor…
 
Belki sonul çıkarım ÅŸu olabilir: vicdan!
 
Herkes kendi vicdanının buyruğundan sorumludur.
 
Vicdan, kiÅŸiyi kendi davranışı hakkında yargılamaya sevk eder. Onun bu yargılamadan ne çıkaracağı ise kiÅŸinin bilinciyle baÄŸlantılıdır…
 
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.