Sosyal Medya

Selahattin Çakırgil: Tarih bir ibret vesilesidir

100 yıldır, lehinde daha yeni yeni konuşulmaya başlanan bir tarihî isme karşı çıkanlar, 100 yıldır sadece övülen ve aleyhine konuşulması kanunen şiddetle yasaklanan tarihte kalmış bazı diğer bazı isimler hakkında konuşmazken, niye sadece 120 yıl öncelerinin emperial güçlerinin bir numaralı düşmanı olan 2. Abdulhamîd'e çatmayı siyaset biliyorlar?



Bugünkü sohbetimizde bir-kaç konuya deÄŸinelim.
 
1-Dünkü yazıyla ilgili olarak, bazı okuyucular hassasiyet gösterdiler.
 
ArkadaÅŸlar! Âkif, bir Müslüman mütefekkir-ÅŸair.. Ama, her ÅŸeyi yanlışsız demek olur mu? 100 yıldır tek kiÅŸinin yüceltilmesine tepki gösterelim derken, baÅŸka 'dokunulamaz' simâlar oluÅŸturma hatasına düÅŸülmemeli..
 
Maksad, hayattan çekilmiÅŸ birisini küçük düÅŸürmek veya büyütmek deÄŸil, 100 yıl öncelerde hata olarak görülenlerin benzerlerinin yapılmamasını hatırlatmak olmalıdır.
 
Âkif'e ne denilmiÅŸti, dünkü yazımda: 'Ä°ttihad'çılar ve onların 1923 sonrasındaki uzantılarına dair tek bir eleÅŸtiri yazısı veya ÅŸiiri yoktur.'
 
Evet, aynen öyle..
 
Ve onun sadece 'Yıldız'daki baykuÅŸ..' sözünü aktarmış, daha pek çok saldırılarını tekrar etmemiÅŸtim.
 
***
2- AK Parti döneminin ilk M. EÄŸitim Bakanları'ndan birisi, 2. Abdulhamîd'i büyük servet ve mal yığmakla, millete aid arazileri üzerine geçiren birisi olmakla suçlamış bir tv. programında..
 
Abdulhamîd'i, o dönemin en büyük kapitalistlerinden Rothschild Ailesi'yle yakın iliÅŸki içinde olmak ve Osmanlı Meclisi'nde Selânik meb'ûsu olan Emmanuelle Karasso'yu bir jurnalcisi olarak kullanmakla da suçlamış.. 'Onun zamanında hiç toprak kaybedilmedi' diyenler, o dönemde kaybedilen toprakların bugünkü Türkiye'nin iki misli büyüklükte olduÄŸunu bilmiyorlar' gibi sözler etmiÅŸ..
 
Kezâ, onun, Theodor Herzl'e 'Sana (Filistin'de) bir karış toprak bile vermem sözleri bir efsanedir, ona Kuzey Irak'ı teklif ediyor..' vs. dediÄŸini de söylüyor.
 
Abdulhamîd'in kendisine 'Zıllullah' /Allah'ın gölgesi' dedirttiÄŸini de belirtiyor ve 'Bir darbe sonrasında iktidara gelmiÅŸtir..' diyor.
 
Abdulhamîd eleÅŸtirilemez de deÄŸildir. 33 yıl saltanatta kalmanın elbette birçok yanlışları, kamburları olacaktı. (Geçen hafta, laik kesimin bayrakdarlığını yapan bir gazetede; Abdulhamîd'in son yıllarda biraz övülerek deÄŸerlendirilmeye baÅŸlanmasına deÄŸinilerek, 'Abdulhamîd kutsamacılığı'ndan dem vuruyordu. Gerçekte ise, o makaleyi yazan kiÅŸi, bu övgülerle, laik rejim tarafından putlaÅŸtırılan bir isme 'ÅŸirk koÅŸulduÄŸu' kaygı ve taassubuyla Abdulhamîd'e karşı çıkıyordu.)
 
Benim sorum, niçin sadece Abdulhamîd'de kusurlar aranmasınadır.
 
Efendim, o kendisine, 'zıllullah' da dedirtmiş..
 
Topkapı Sarayı'nın giriÅŸ kapısının saÄŸ tarağındaki mermer levhada, 'Es'Sultan, zıllullah-i fi'l-arz..'/ Sultan, Allah'ın yeryüzündeki gölgesidir..' yazısı, sadece Abdulhamîd için deÄŸil, tarih boyunca hemen bütün sultanlar için de kullanılmamış mıdır?
 
Yanlışa küllî olarak karşı çıkılmalı..
 
***
DoÄŸrudur ki, Abdulhamîd, ÅŸehzâdelik yıllarında doÄŸrudur ki ticarete atılıp, büyük kazançlar elde etmiÅŸtir. Çünkü, o, saltanata gelmesi oldukça zayıf olduÄŸu için, boÅŸ durmamış, bu gibi meÅŸguliyet alanlarına yönelmiÅŸti.
 
Sultan Abdulaziz bir darbeyle tahttan indirilmiÅŸ ve intihar ettiÄŸi süsü verilerek katledilmiÅŸ; yerine getirilen Sultan 5. Murad da henüz tahta geçmesi üzerinden 100 gün geçmeden, 'aklî melekelerinde anormallikler görüldüÄŸü' için azledilmiÅŸ ve Abdulhamîd o ÅŸartlarda ve hiç hesapta olmayan bir ÅŸekilde, Hanedân'da sıra ona geldiÄŸi için PadiÅŸah olmuÅŸ ve amma, henüz tahta çıkışının 6'ncı ayında, Sadrazâm Midhat PaÅŸa'nın yönlendirmesiyle, 1877-78 / Rusya - Osmanlı özellikle (bizdeki isimlendirmeyle, Hicrî-1293) '93 Savaşı'nı kucağında bulmuÅŸ ve Rus Orduları taa Ä°stanbul önlerine; DoÄŸu'da ise Kafkaslar'ı aÅŸan Rus Orduları Bayburt'a kadar gelmiÅŸti.
 
DoÄŸrudur ki, Romanya ve Bulgaristan baÅŸta olmak üzere Balkanlar'da nice topraklar o zaman elden çıkmıştı. Ama, o viran edici büyük gaileden sonra, dizginleri eline geçiren Abdulhamîd'in o günün 'Duvel-i Muazzamâ/ Büyük Devletler' denilen güçleri karşısında takib ettiÄŸi siyaset ve o güç odakları için bir 'korku kaynağı' olmamış mıydı? Bunu anlamak isteyenler, o dönemin Bismarck gibi isimlerinin hatırâtına bile bakıp, izlenen siyasetten o ÅŸartlarda yine de ders alabilirler.
 
***
'Bir Yahudi Devleti kurulması' hayâl ve idealinin bayrakdarı Theodor Herzl'in bir gazeteci sıfatıyla gelip, Osmanlı Hariciyesi'nin baÅŸmütercimi David Efendi ve 'Åžeyh'ul Muharrirîn' Ahmed Midhat Efendi'nin de çabalarıyla, Osmanlı Sultanı'nın huzûruna yol bulmuÅŸ olması ve ona bazı tekliflerde bulunması tuhaftır da, Herzl, o zaman bir avuç toprak elde edebilmiÅŸ midir?
 
100 yıldır, lehinde daha yeni yeni konuÅŸulmaya baÅŸlanan bir tarihî isme karşı çıkanlar, 100 yıldır sadece övülen ve aleyhine konuÅŸulması kanunen ÅŸiddetle yasaklanan tarihte kalmış bazı diÄŸer bazı isimler hakkında konuÅŸmazken, niye sadece 120 yıl öncelerinin emperial güçlerinin bir numaralı düÅŸmanı olan 2. Abdulhamîd'e çatmayı siyaset biliyorlar?
 
***
3- Muhalefet partilerinin en laikinin Ä°stanbul'un bir ilçesindeki yönetiminde bulunan 60 yaÅŸlarındaki bir kiÅŸi, bir tıbbî merkezde, başı örtülü bir saÄŸlık elemanı hanım kendisine aşı yapacağı sırada, 'Başındaki o örtü varken, ben senin beni zehirlemeyeceÄŸine nasıl inanayım..' gibi bir laf etmiÅŸ..
 
hanım da savcılığa şikayet etmiş..
 
Bu kişi ise, 'Ben şaka yaptım, o hanım yanlış anlamış..' demiş..
 
Hiç de mertçe yapılmış bir izah deÄŸil..
 
Bu kiÅŸiye hangi kelimeyle cevap verileceÄŸini, herkes kendi içinde belirlesin..
 
Åžair birilerine ne demiÅŸti, 100 yıl öncelerde?
 
'Yerin altında öküz var mı?' dedi bir meczûb..
 
Altını bilmem dedim, üstünde fakat pek çoktur.'
 
Star Gazetesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.