Sosyal Medya

İslam toplumları ve kadın hakları

Kimse kalkıp bu sorunlardan dolayı İslam’ı da hesaba çekmesin! Kadın sorunları, İslam toplum ve çalışma düzeninin ön gördüğü ilişkilerin sonucu ortaya çıkmıyor. Son kertede kadın hakları İslam meselesi değil, Müslümanlar meselesidir.



Modern zaman sorunları, modern zaman ürünüdür. Bugünkü kadın meselesi de çağımızın sosyolojisinden, ekonomisinden ve siyasal dönüÅŸümlerinden doÄŸar. BoÅŸanmalar, ÅŸiddet, çocukları ve evi terk gibi meseleler sanayi toplumu ve post-modern toplumun ürünüdür. Ä°slam toplumlarında bunu daha etkili bir ÅŸekilde yaşıyoruz. Çünkü bu toplumların sanayileÅŸmesi, köyden kente göçü, ekonomik üretim tarzı ve bunlara baÄŸlı bir biçimde geliÅŸen sosyolojisi çaÄŸdaÅŸ dönemde çok daha kaotiktir. Toplum bu kaotik ortamda anomiyi bütün derinliÄŸi ile yaÅŸar. Özellikle son yıllarda yaÅŸanan mezhepler ve etnik çatışmalar ve büyük göç dalgaları bu sosyolojik kaosu daha da artırmıştır. Aile de kadın da bu kaotik modernleÅŸme içinden doÄŸmaktadır. Ä°slam toplumlarının kaotik modernleÅŸmesinden kadınlar daha derin krizler yaşıyor.
 
Müslüman toplumdaki kadınlar, bahsettiÄŸimiz kaosun içinde daha fazla ÅŸiddetle, terkle, alkolizmin ve madde bağımlılığının ürettiÄŸi sorunlarla boÄŸuÅŸuyor. Modernlik ve gelenek deÄŸerleri arasındaki çatışmanın üzerinde bu boÄŸuÅŸma sürüyor. Yeni çalışma hayatının ürettiÄŸi yetersizlikler, adaletsizlikler ve kaotik kapitalizmden kadınlar da ciddi anlamda etkileniyorlar. Ä°stihdam sorununu derinden hissediyorlar. Artık kızların ve kadınların eÄŸitim sorunu yerine istihdam sorunu geçmiÅŸtir. Kampüslerden ve kafelerden geçerek yeni bir kimliÄŸe ulaÅŸan kızlar ve kadınlar evde annelikle sınırlı bir role de sığmıyorlar. Çok sınırlı üretim ve istihdam nedeniyle iÅŸsiz yığınlarına dönüÅŸüyorlar.
 
Kadınlar, modern “daire”nin ev kimliÄŸini kaybetmesiyle daracık mekânlarında mahkuma dönüÅŸme tehditleri altında yaşıyor. Çünkü artık “ev” yerine “daire” var. Ocak yok yerine daracık mutfak var. Modern kadın rollerinde iÅŸ kadını, titr kadını, üretici kadın kimlikleri yükseliyor. Bütün bunlar kaotik sanayileÅŸme ve kaotik modernleÅŸme yaÅŸayan Müslüman toplumlarda “yaralı kimlikler” olarak varlık gösteriyor.
 
Müslüman toplumların kadın sorunu, doÄŸrudan yaÅŸanan pratik hayatla yakından alakalıdır. Bundan dolayı öncelikle toplumsal pratikte yaÅŸanan ekonomi, sanayi, üretim ve kültürel iliÅŸkilerin düzeltilmesi gereklidir. Ä°stihdamın yapılandırılması, ev ile iÅŸ arasındaki iliÅŸkinin yeniden düzenlenmelidir. Ancak bunu yapmak yerine doÄŸrudan Batı modernliÄŸinin kadın ideallerini transfer etme yoluna baÅŸvuruyoruz.
 
Ä°ÅŸte Müslüman toplumlarda kadın meselesinin en önemli ikinci boyutu budur. Yani mevcut toplumsal pratikteki sorunlar yanında bir de bu sorunları çözmek için ithal kadın fikirlerine baÅŸvurulması…Batı düzeni, sanayileÅŸme ve kentleÅŸme pratikleriyle ortaya çıkan kadın sorunlarına yine Batı deÄŸerlerinden ilham alarak çeÅŸitli haklar üretmiÅŸtir. Kadın hakları, Batı toplumlarında yaÅŸanan köklü ekonomik ve sosyolojik kırılmalarla beraber bir çözüm olarak doÄŸmuÅŸtur. Kadınlara eÅŸit çalışma koÅŸullarının ve ücret politikalarının uygulanması, Fransız Ä°htilali ile beraber “devrimci” kadın ideali ve 68 kuÅŸağı ile doÄŸan “bireyselliÄŸini ve özgürlüÄŸünü yaÅŸa” ile “cinsel devrim” in yükseliÅŸi… Oysa Müslüman toplumlarda ne burjuva sınıfı, ne proletarya, ne Fransız Ä°htilali ne de 68 KuÅŸağı gibi özgürlükçü akımlar doÄŸdu. Sadece bunları taklit edenler ortaya çıktı. Bu taklitçi kültür en berbat biçimiyle bugün kadın hakları üzerinden yürüyor. Taklitçi feminizm ile solcular “devrimci” ve “emekçi kadın”, Kemalistler “inkılapçı kadın”, Ä°slamcılar da “Müslüman birey kadın” diye haykırıyorlar.
 
Ä°slam’da kadın adıyla angajman çalışmalar yürüten bir çok araÅŸtırmacı kadın var Batıda. Özellikle Türkiye, Ä°ran, Sudan, Mısır gibi ülkelerden çıkarak Batı’da feminizm teorilerini öÄŸrenerek bunlarla kendi toplumlarına bakıyorlar. Bu bakışlarında elbette Müslüman kadınlar dünyası özgürlük yoksunluÄŸu ve eÅŸitsizlikten geçilmiyor. Kendilerini de kurtarıcı kadınlar olarak imgeliyorlar. Her biri bir prometheus’a dönüyor! Müslüman kadınları ÅŸiddetten, gerilikten, sömürülmekten kurtaracak Grek tanrısı… Her nedense bu yaklaşımlar hiçbir somut gerçekliÄŸe bakmıyor. Kadınları kaotik hale getiren kaotik sanayileÅŸme, çarpık istihdam ve büyük göç dalgaları ve çatışma sorunlarını görmüyorlar.
 
Taklitçi feminizm, bütün biçimleriyle Batı’daki kadın hakları felsefesinin sosyolojik ve tarihsel pratiÄŸine bakmadan aynen benimsiyor. Bu haklar söyleminin kabul edilmesiyle kadın haklarımızın da zirve yapacağı sanılıyor. Tamamen naif ve ergen düÅŸüncenin coÅŸkunluÄŸu…Her feminist bireyin bir Prometheus kesilmesi de bu ergenlik coÅŸkusundan kaynaklanıyor.
 
Ne sanayileÅŸmeyi biz ürettik ne de kapitalist çalışma tarzını. Bugün yaÅŸanan kadın sorunlarının büyük kısmı bunların ürünü. Kimse kalkıp bu sorunlardan dolayı Ä°slam’ı da hesaba çekmesin! Kadın sorunları, Ä°slam toplum ve çalışma düzeninin ön gördüÄŸü iliÅŸkilerin sonucu ortaya çıkmıyor. Son kertede kadın hakları Ä°slam meselesi deÄŸil, Müslümanlar meselesidir.
 
 
Ergün Yıldırım / YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.