Sosyal Medya

Önemli Şahsiyetler

Çağının ilerisinde devlet adamı: Said Halim Paşa

Said Halim Paşa, 6 Aralık 1921'de, Roma'da uğradığı suikast sonrasında hayatını kaybetti.



19 Åžubat 1864 yılında, Mısır Valisi Mehmet Ali PaÅŸa’nın torunu, Prens Halim PaÅŸa’nın oÄŸlu olarak Kahire’de dünyaya geldi. Mısır Hidivi ile arası açıldığı için Kahire’yi terk etmek zorunda kalan babası Halim PaÅŸa, ailesiyle beraber Ä°stanbul’a taşındı. Bu sıralar, henüz altı yaşında olan PaÅŸa, ilk eÄŸitimini özel hocalardan alarak kısa zamanda Arapça, Farsça, Fransızca ve Ä°ngilizce öÄŸrendi. Sonra üniversite eÄŸitimi için Ä°sviçre’ye gönderildi. Lozan Üniversitesi’nde siyasal bilgiler okuyup beÅŸ yıl sonra Ä°stanbul’a geri döndü

1888’de Ä°stanbul’a döndüÄŸünde henüz oldukça genç sayılabilecek bir yaÅŸta Åžûray-ı Devlet azalığına atanır. Kısa zamanda baÅŸarılarıyla muhtelif niÅŸanlar alır. 

“Rumeli Beylerbeyi”

1900’de Rumeli Beylerbeyi unvanı verilir kendisine. PadiÅŸah’ın itibar ettiÄŸi kiÅŸiler arasına katılmışken kısa zaman sonra hakkında yapılan jurnaller yüzünden etrafında soru iÅŸareti oluÅŸmaya baÅŸlar. Evi basılır, sorgulanır. Baskılara daha fazla dayanamayıp istifa ederek Ä°stanbul’u terk eder. Önce Mısır’a, sonra Avrupa’ya gider.

Avrupa’ya gidince, henüz Ä°sviçre’deki öÄŸrenciliÄŸi sırasında tanıştığı Jön Türkler’e yeniden temas eder. Sekiz yılı aÅŸkın bir süre sonra ancak MeÅŸrutiyet ilan edilince Ä°stanbul’a dönebilir. Kısa süre sonra DışiÅŸleri Bakanlığına getirilir. Mahmut Åževket PaÅŸa’nın öldürülmesinden sonra Ä°ttihat ve Terakki’nin ısrarlarıyla BaÅŸbakanlık görevine gelir. Devlet-i Ali’yi artık o yönetecektir. Balkan Harbi’nin sonu ile Birinci Cihan Harbi yıllarında baÅŸbakanlık koltuÄŸunda oturacaktır. Edirne’nin geri alınmasında büyük katkılar saÄŸlayacak, hatta bu sebeple padiÅŸah tarafından kendisine “imtiyaz niÅŸanı” verilecektir.
 
Osmanlı Devleti’nin Birinci Cihan Harbi’ne katılmaması için yoÄŸun gayretler gösterecektir.
 
Ancak bu gayretler, Ä°ttihatçıların ileri gelenlerinin Almanya ile uzlaÅŸması sonucu boÅŸa çıkacaktır. PaÅŸa’dan habersiz olarak iki Alman gemisinin Karadeniz’e girmesi ile Osmanlı savaÅŸa girince, PaÅŸa’nın da Ä°ttihat ve Terakki Cemiyeti ile arası açılmaya baÅŸlar. Önce DışiÅŸleri Bakanlığından sonra BaÅŸbakanlıktan istifa eder. Ä°ttihat ve Terakki ile iliÅŸkisi burada bütünüyle sonlanır.
 
Birinci Cihan Harbi sonunda yurt dışına kaçması yönünde kendisine yapılan bütün teklifleri reddeder.
 
Harp Divanı’nda yargılanmak için kendisi müracaat eder. Yargılanır da… Ä°stanbul, Ä°ngilizler tarafından iÅŸgal edildiÄŸinde 10 Mart 1919’da tutuklanır. 22 Mayıs’ta da diÄŸer tutuklularla birlikte Ä°ngilizler tarafından Malta Adası’na sürgün edilir. Malta’daki sürgünlük günlerinde entelektüel ahlakından taviz vermez. Milli Mücadele’nin baÅŸarılı olması için dua eder, dostlarına mektuplar yazar.
 
Ä°ki yılı aÅŸan Malta sürgününde metanetini ve vakarını hiç kaybetmez. Birlikte sürgün yaÅŸadığı dostlarına da metanet ve sabır tavsiye eden konuÅŸmalar yapar. Malta’dan bir dostuna yazdığı mektupta ÅŸöyle der: “Azizim... Ä°ki senedir çektiÄŸimiz hakaretli muameleleri bir gün gelir sana anlatırım. Fakat ÅŸimdi sana söyleyebileceÄŸim bir ÅŸey varsa, o da, böyle bir muameleye maruz kaldığımdan dolayı duyduÄŸum iftihardır. Çünkü ben bu hakaretlere, her Müslüman için mukaddes olan maksada elimden gelebildiÄŸi kadar hizmet ettiÄŸimden dolayı maruz kaldım…”
 
Ä°ki yıllık Malta sürgünü sona erince 29 Nisan 1921’de serbest bırakılır. Bütün ruhunun attığı Ä°stanbul’a geri dönmek ister ancak bu isteÄŸi hükümet tarafından kabul edilmez. Mısır’da da Ä°ngiliz iÅŸgali olduÄŸundan o da mecburen Roma’ya geçer. Aynı yılın sonuna doÄŸru, 6 Aralık 1921’de, bir Ermeni komitacının saldırısına uÄŸrayarak ÅŸehit olur. Naaşı Ä°stanbul’a getirilmiÅŸ ve 30 Aralık 1921 günü Yeniköy’deki yalısından alınarak büyük bir törenle Sultan Mahmut Türbesi’nin bahçesine defnedilmiÅŸtir.
 
 
Said Halim PaÅŸa, remzini ancak Ahmet Cevdet PaÅŸa’da bulabileceÄŸimiz ve devr-i Osmani’nin kudretli günlerinde siyaset makamlarını iÅŸgal eden bütün büyük kıymetli zevatın emsali olabilecek evsafta bir kıymetti. Burada PaÅŸa’nın daha çok siyasi fotoÄŸrafını gösterdik, ancak Said Halim PaÅŸa’nın mütefekkir yönü, siyasi yönüne nazaran çok daha kıymetlidir hiç ÅŸüphesiz. DoÄŸu ve Batı dillerine, felsefe metinleri yazabilecek kadar hâkim olan PaÅŸa, kelimenin tam anlamıyla Türk milletinin yetiÅŸtirdiÄŸi “son büyük kafa” lardan biriydi.
 
Batıyı ve doğuyu iyi bilen...
 
Hem Batı medeniyetini hem de Ä°slam medeniyetini çok yakından tanıyan Said Halim PaÅŸa, yazılışının üzerinden yüz yıldan daha fazla bir zaman geçmiÅŸ olmasına raÄŸmen hâlâ bugüne netlikle seslenen ve yol gösteren büyük eserlere imza atmıştır. Bu açıdan çaÄŸdaÅŸlarının pek çoÄŸundan çok daha ileride bir entelektüel tasavvuru vardı. MeÅŸrutiyet adlı ilk eserini, 1911’de yayımlamış ve “burada tercüme yoluyla alınacak bir anayasanın kendi toplumumuzun fikri ve sosyal hayatıyla uyuÅŸmayacağını” netlikle belirtmiÅŸti.
 
Ä°kinci eseri TaklitçiliÄŸimiz’de 1911’de yayımlanmış küçük bir risale idi. Batı’nın sosyal ve siyasi kurumlarını doÄŸrudan almanın, orada gözlemlenen olumlu sonuçları buraya taşımayacağını, bilakis burada bir felakete dönüÅŸeceÄŸini dile getirmektedir. Kitap formunda yayımlanan üçüncü eseri ise 1916’da yayımlanan Buhran-ı Ä°çtimaimiz (Sosyal Buhranlarımız) kitabıydı.
 
Osmanlı toplumundaki çözülmeyi ve gerekçelerini derinlikle ele aldığı bu çalışmayı, 1917’de Buhran-ı Fikrimiz ve yine aynı yıl Taassup adlı eserleri izlemiÅŸtir. Burada da Türk aydınının Batı hayranlığı meselesine ve Batı ile DoÄŸu arasındaki çatışmanın nedenlerine eÄŸilmiÅŸtir. Bu eseri 1918’de Ä°nhitât-ı Ä°slâm Hakkında Bir Tecrübe-i Kalemiyye izlemiÅŸtir.
 
Said Halim PaÅŸa’nın en önemli eserlerinden biri olan Ä°slamlaÅŸmak ise 1919 yılında yayımlandı. Milli Åžairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından Fransızcadan tercüme edilerek 1918’den itibaren SebilürreÅŸad’da tefrika edilmiÅŸ ve 1919’da da kitap olarak yayımlanmıştır. Said Halim PaÅŸa, Ä°slamlaÅŸmak risalesinde Müslümanlığın inanç, ahlâk, cemiyet ve siyaset unsurlarını içine alan bir bütün olduÄŸu tezini ortaya koymaktadır. Said Halim PaÅŸa’nın bu yedi risâlesi 1919’da 183 sayfadan oluÅŸan bir kitapta toplanarak Buhranlarımız adıyla basılmıştır.
 
Son dönem Türk düÅŸüncesinin en önemli mütefekkirlerinden biri olan Said Halim PaÅŸa’nın bu eserlerinden ayrı olarak Paris’te yayımlanan Orient et Occident dergisinde yayımladığı Ä°slam’da TeÅŸkilat-ı Siyasiyye eseri ise 1921 yılında yayımlanmıştır.
 
Kısa zaman sonra Ä°ngilizcenin yanı sıra Urducaya da çevrilen eser Türkçeye yine Mehmet Akif Ersoy tarafından kazandırılmış ve aynı adla yayımlanmıştır. PaÅŸa’nın bunlardan ayrı olarak özellikle sürgün yıllarında yazdığı mektuplar, Birinci Dünya Savaşı sonrası Meclis’te kurulan Yüksek Mahkeme’de sorulan sorulara verdiÄŸi cevaplar da kitaplaÅŸtırılmıştır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.