Selahaddin Çakırgil'in gözünden 12 Eylül Darbesi

Åžu noktayı da ekleyelim ki, 12 Eylûl 80 Darbesi’ni yapanlar, o günlerde, milletin kendi darbelerini ‘kurtarıcı’ diye selamlaması için, anarÅŸi ve terör’ü kendi istedikleri seviyede kontrollü ÅŸekilde tahrik ve teÅŸvik ediyorlardı. Bu alçakça oyunu, o dönemin 2. Ordu Komutanı Bedreddin Demirel isimli bir em. Orgeneral hâtıratında net olarak ifÅŸa ediyor ve, ‘Ordu olarak 9 (veya 11) Temmuz 1979 gecesi müdahale etmeyi planlamıştık, ama, halk orduya karşı direnirse.. diye, halkın orduyu iktidarı ele geçirmeye çağırmasını temin etmek için, müdahaleyi 12 Eylûl 1980’e ertelemiÅŸtik..’ diye yazmıştı. O arada, Türkiye’de saÄŸ-sol kavgalarında çoÄŸu genç olmak üzere, 5700 kiÅŸi daha birbirini öldürmüÅŸtü. Ve millet’e, ‘Yahu, bu kanlı kördüÄŸüÅŸüne kimse dur diyemiyecekse, ordu ne güne duruyor, ordu müdahale etsin!‘ dedirttiriyorlardı.

Ve iÅŸte o ÅŸartlar altında 12 Eylûl 1980 Askerî Darbesi yapıldığında, dönemin NATO BaÅŸkomutanı Gen. Alexander Haig, yine o zamanın Amerikan BaÅŸkanı olan Jimmy Carter’a, ‘Bizim çocuklar baÅŸardılar, darbe yaptılar..’ diye haber veriyordu, ‘kamalist inkilablar adına bir kez daha ‘kurtarılışımızı..’ (!)Bu, aslında bütün önceki darbelerin de ÅŸifresi mahiyetinde bir söz idi ve onun da özünü, ‘28 Åžubat 1997 Darbesi’ni yapan generaller, ‘Bu hareket, 1923’ün devamıdır.. ‘ diye muÅŸtuluyorlardı birbirlerine ve kendilerini desteklediklerini zannettikleri millete..

Aynı emperial odaklar, baÅŸta Amerika olmak üzere, bütün NATO ülkeleri 15 Temmuz 2016 Hıyaneti için de aynı ham-hayal ve ümidler içindeydiler. Herbirisi, ‘ErdoÄŸan devrilirse, onun için gözyaşı dökmeyeceÄŸiz. Çünkü, o , Türkiye’yi bir ‘Ä°slâm Devleti’ne götürüyor, …….’ün kemikleri mezarında ters dönmüÅŸtür.’ diyorlardı. Bu konuda Trump , Biden, Putin, Macron ve diÄŸerleri arasında bir fark yoktu.

Evet, aynen böyle oldu, bütün bu darbeler.. Ve amma, inÅŸaallah bir daha öyle olmayacaktır. Çünkü, 15 Temmuz ÅŸanlı direniÅŸi, Hakk’a ve halkına güvenen bir lider ve liderine güvenen bir halkın bereketli direniÅŸidir. O direniÅŸ, sadece o geceki hainlere deÄŸil, geçmiÅŸin bütün darbelerine de bir güçlü ‘Hayır!’ denilmesi ve halk diliyle, ‘Åžeytanın bacağının kırılması’ vak’asıdır da..

Kaynak: Haksöz Haber