Ev hanımının Yeşilçam'da temsili

Ä°zlediÄŸimiz filmlerde; mahallede sakız çiÄŸneyen, fitne ve dedikodu malzemesi bulmak için camdan sarkarak haber kovalayan, merdiven önünde geleni gideni gözetleyen, aÄŸzında mandalla çamaşırlarını asan, çocuÄŸunu yıkayan, hayattan ve dahi halinden memnuniyetsiz ev kadını imajı ile pek çoÄŸumuz karşılaÅŸmışızdır. Bu tecrübemizden yola çıkarak sinema izleyicisi kadınlara sorduk: Ev kadını karakteri deyince hangi filmler ve hangi aktrisler aklınıza geliyor? Filmlerdeki ev kadının hali nasıldır? Kadın, YeÅŸilçam filmlerinde nasıl temsil edilmiÅŸtir?

Sultan filmi-Türkan Åžoray

Sultan filmindeki karakteriyle Türkan Åžoray’ı anımsadım. Güzel ve çocuklu, yalnız bir kadındı. Onu ev içinde, dışında bir ÅŸeylerle uÄŸraşırken hatırladım. Mahalledeki kadınlar ağızlarında sakız, an olur çocukları yüzünden saç saça baÅŸ baÅŸa kavga ederlerdi. Yahut çocuklarını azarlar veya kulaklarını çekerlerdi. Oysa çalışan kadın ya da ÅŸehirli kadın filmlerde hiç böyle iÅŸlenmez. Tane tane konuÅŸan, daha seviyeli, sabırlı ve düzenli bir tip olarak resmedilir.

 

Gaye Temiz, 42 yaşında, Basın Danışmanı:

 

Sinemada kadın illaki yalnız yapamayan, hapisteki kocasını bekleyen, beklerken başına istenmedik iÅŸler gelen, zavallı, talihsiz bir hikâye unsurudur. ÇaÄŸan Irmak filmlerinde ise ev kadını temsili daha iyi ve baÅŸarılıdır. Dolmalar dolduran, sofralar kuran, eve neÅŸe katan, baba ile oÄŸul arasında bir denge kuran, ÅŸefkatli ve erkeÄŸe karşı kudretli anneyi çok güzel iÅŸlemiÅŸtir. Ya da hikâye gereÄŸi, tam tersi, babasından korkusuna evladına arka çıkmayan suskun iÅŸbirlikçi anne psikolojisini de çok güzel yansıtmıştır.

 

Nesibe Gördebil, 30 yaşında, ÖÄŸretmen:

 

Genelde ev kadını ikincil rollerde ve konumda geleneksel rollerle kuÅŸatılmış bir halde karşımıza çıkıyor hep. ‘Evinin kadını, çocuklarının anası’ vurgusu YeÅŸilçam'da sürekli tekrarlanmıştır. Çocukları için kötü adamlara katlanma vurgusu vardır. ‘Sezercik’ filmlerinde çok dikkatimizi çeker bu durum. Kapıların önünü süpüren, bir olay çıktığında çocuÄŸunun gözünü kapatan veya onu içeri alan kadınlar gibi ikincil üçüncül hatta çok daha geri planda rollerde görürüz.

 

Çöpçüler Kralı’nda Kemal Sunal'ın evinde kaldığı akrabası geliyor aklıma, ev kadını deyince. Kedilere yem verirdi. Ä°bo ile GüllüÅŸah filminde hep evi temizleyen, evin önünü süpüren, evdeki çocuÄŸu okula hazırlayan, alüminyum tenceredeki patates yemeÄŸini sofraya getiren kadın tiplemesi bir de... Leman Akçatepe oynadığı filmlerde çoÄŸunlukla, ÅŸehirde okuyan haylaz oÄŸullarına merhamet eden, babanın kızgınlığını hafifletmeye çalışan, çocuklarını sürekli kollayan, harçlıklar veren anne rolündedir. Neriman Köksal ise içki içen ve ince baÅŸlıklı sigara tüttüren, fütursuz kahkahalar atan ev hanımı olarak farklı, dönüÅŸtürücü bir semboldür.

Çöpçüler Kralı filminden bir sahne

 

Mübeyyen Pirci, 32 yaşında, Halkla Ä°liÅŸkiler Uzmanı Yazılımcı:

 

Sinemada sıra dışı örnekler o kadar abartılmıştır ki sıradan ev hanımları toplumun marjininde kalmış gibidir. Mesela Ortadirek Åžaban filminde, asla az olanla yetinmeyen, sürekli daha fazlasını isteyen, kocasını aÅŸağılayan, ona her türlü eziyeti reva gören, cazgır kadın karakteri aklıma geliyor.

 

Kaynak: Nihayet Dergi