Sosyal Medya

Önemli Şahsiyetler

Berke Han: İlk Müslüman Moğol Hanı

Moğol Hanı Cengiz tarafından Harizm’in başkenti Gürgenç’te yağma esnasında katledilen Necmeddîn-i Kübrâ’nın halefi Seyfeddîn Baharzî önünde, Cengiz’in torunlarından ismi Moğolca "zorlu" manasına gelen Berke, Müslüman olmak için diz çökmüştür.



Kübreviyye tarikatı ÅŸeyhi, tarikatın kurucusu Necmeddîn-i Kübrâ’nın halefi, Seyfeddîn Baharzî; Buhara’da ziyaretine gelen MoÄŸol beylerinden Berke’yi kapısında üç gün bekletir. Öfkeli ve kudretli bir bey olan Berke, Ä°bn Haldun’a göre bu duruma sabrederek, Müslümanlara karşı, Ä°slam’a saygı ve baÄŸlılığını ispat etmiÅŸ olur. Ä°bn Haldun’un bu anlatısının yanı sıra diÄŸer tarihçilerin de aktardığı bilgiler bir araya getirildiÄŸinde ortaya tarihin ve talihin ilginç bir cilvesi çıkar:
 
MoÄŸol Hanı Cengiz tarafından Harizm’in baÅŸkenti Gürgenç’te yaÄŸma esnasında katledilen Necmeddîn-i Kübrâ’nın halefi önünde, Cengiz’in torunlarından Berke, Müslüman olmak için diz çökmüÅŸtür. Bu ihtida beraberinde birçok ihtidayı getirecek ve Orta ÇaÄŸ Ä°slam âleminin kaderi deÄŸiÅŸecektir…
 
Buhara'nın geçtiÄŸimiz yüzyılın başında çekilmiÅŸ bir fotoÄŸrafı
 
Cengiz Han, kurduÄŸu büyük MoÄŸol imparatorluÄŸunu, saÄŸlığında dört oÄŸlu arasında taksim etmiÅŸti. Bu paylaşımda, devletin batı kanadı yani Orta Asya içlerinden Karadeniz kıyılarına kadar olan ve “DeÅŸt-i Kıpçak” denilen kısım, tarihi kaynaklarda geçen orijinal ifadesiyle “batıda Tatar atlarının tırnağının deÄŸdiÄŸi yerlerin tamamı” Cuci’nin tasarrufuna bırakılmıştı.
 
Cuci’nin Cengiz Han’dan erken ölmesiyle beraber onun 18 oÄŸlundan biri olan Batu, Cengiz’in talebiyle, babasının görevini üzerine aldı. Cuci’nin arkasında bıraktığı topraklara, bu toprakların insanlarına ve kendi hanedanına “Cuci ulusu” deniliyordu. Böylece Batu, dedesinin teveccühü ile -kendisinden büyük kardeÅŸleri olmasına raÄŸmen- Cuci ulusunun yöneticisi oldu.
 
Devletin merkez sayılan doÄŸu kanadı, Cengiz tarafından oÄŸlu Ögeday’a bırakılmıştı. Cengiz’in 1227 yılında arkasında devasa bir imparatorluk bırakarak ölmesi üzerine, Ögeday, babasının isteÄŸi doÄŸrultusunda “büyük han” olarak seçildi. Ülkesini, Cengiz yasalarına göre yöneten Ögeday, devlet yönetimi hususunda kararları, genellikle topladığı kurultaylarla aldı.
 
1235’te toplanan kurultayda, Karadeniz’in kuzeyini istila etme kararı alındı ve bu seferi Batu’nun yönetmesi kararlaÅŸtırıldı. Yüz binlerce MoÄŸol ve Türk askerden oluÅŸan büyük bir orduyla sefere çıkan Batu, Kuzey Karadeniz’den Avrupa içlerine, oradan Baltık Denizi kıyılarına kadar çok geniÅŸ bir coÄŸrafyayı istila etti.
 
Rusya Knezlikleri baÅŸta olmak üzere birçok devlet itaat altına alındı. 1241 yılında, Ögeday’ın ölmesi üzerine, MoÄŸol adetleri gereÄŸi, seferini yarıda kesmek zorunda kalan Batu, Ä°dil nehrinin aÅŸağısına dönerek, burada kendi hanlığı için Saray isminde bir ÅŸehir kurdu. Batu, Ögeday’ın ölümünden sonra hanedanın en yaÅŸlı ismi olarak kalmasına ve büyük han olması yönündeki tekliflere raÄŸmen, büyük han olmak istemedi. Fakat devam eden süreç baÅŸkenti Saray olan bir devleti ona ve ailesine, daha genel bir ifadeyle “Cuci ulusuna” hediye edecekti. Bu devlete, Batu’nun ak çadırının üst kısmı altın yaldızlı olduÄŸu için, MoÄŸolca çadır anlamına gelen Orda kelimesiyle beraber, “Altun Orda” ismi verilecekti.
 
1245 yılı itibariyle, Moğol İmparatorluğu'nun sınırları...
 
Batu Han, devletini Cengiz yasalarına ve MoÄŸol-Türk törelerine göre yönetti. O yönetimde yerel unsurlardan da faydalandı. Bir ÅŸamanist olan Batu, yönetiminde, din konusunda ailesine ve halkına genellikle hoÅŸgörülü bir yaklaşım sergilemiÅŸti. Hatta kardeÅŸi Berke’nin Müslüman olmasını memnuniyetle karşılamıştı.
 
Batu Han, 1256 yılında ölünce, tahta önce büyük oÄŸlu Sartak sonra küçük oÄŸlu Ulakçı geçti. Bu iki kardeÅŸin aynı yıl içinde ölmesi üzerine, Batu ailesinden taht için aday kalmadı. Kısa süreli bir çekiÅŸmenin ardından, Cuci ulusunun başına, gençlik yıllarında Müslümanlığı kabul eden Berke seçildi.
 
Ä°smi MoÄŸolca "zorlu" manasına gelen Berke, Cengiz’in torunu, Cuci’nin oÄŸlu, Batu Han’ın küçük kardeÅŸiydi.
Kaynaklarda çocukluÄŸu ve gençliÄŸi hakkında nerdeyse hiç bilgi bulunmayan Berke, büyük ihtimalle bu dönemde abisi Batu ile beraber hareket etti. Hanlık öncesi döneme dair onun hakkında; Ögeday’ın ölümünden sonra, büyük han olarak seçilen Güyük ve Mengü’nün kurultaylarına katıldığı, bazı iç çekiÅŸmeleri önlediÄŸi ve Seyfeddîn Baharzî vesilesiyle Müslüman olduÄŸu bilinmektedir. 
 
1256 yılında tahta çıkan Berke, ilk olarak ortaya çıkan iç isyanlarla uÄŸraÅŸmak zorunda kaldı. Galiçya’da ve Rus Knezliklerindeki ayaklanmaları kısa bir sürede bastıran Altın Orda Hanı, Polonya ve Litvanya’yı istila etti.
 
Bunlardan sonra onu bekleyen asıl büyük sorun, Ä°ran’da hüküm süren kardeÅŸ devlet MoÄŸol Ä°lhanlılardı. Cengiz Han, saÄŸlığında hanedanına; batıda yapılan istilalarda elde edilen toprakların üçte birinin merkezdeki hana, üçte birinin de Batu ailesine verilmesini söylemiÅŸti. Ögeday zamanında, titizlikle uygulanan bu istek, onun halefi Güyük zamanında ihmal edilmiÅŸti. Normalde Batu Han’ın istihkakı olan DoÄŸu Anadolu ve Azerbaycan’a, onun arzusuna muhalif komutan ve yöneticiler tayin edilmiÅŸti.
 
Olası bir savaÅŸa, Güyük’ün ani ölümü engel olmuÅŸtu. Güyük’ün ardından Batu’nun desteÄŸi ile büyük han olan Mengü zamanında, Batu Han Azerbaycan ve DoÄŸu Anadolu üzerindeki haklarını kullanmış, bu bölgelerin vergilerini toplamıştı. Onun ölümü ile beraber, Mengü tarafından Ä°ran ve Arap topraklarını istila için görevlendirilen Hülagu’nun saldırgan tutumu dengeleri tamamen alt üst etmiÅŸti. Hülagü’nün saldırgan faaliyetleri ileride büyük ittifak giriÅŸimlerine ve savaÅŸlara neden olacaktı.
 
Hülagü, Büyük MoÄŸol hanı Mengü’nün kardeÅŸiydi ve Cengiz Han’ın torunuydu. O hemen hemen Berke’nin tahta çıktığı tarihlerde, kardeÅŸi tarafından bugünkü Ä°ran’ın bir kısmı ve Orta DoÄŸu’nun tamamını istila etmek için görevlendirilmiÅŸti.
 
Mengü bu seferinde Hülagü’den terör faaliyetleri ile birçok devlete zarar veren HaÅŸhaÅŸileri de temizlemesini istemiÅŸti. Büyük bir orduyla yola çıkan Hülagü, ilk olarak Ä°ran’ın istilasını tamamladı. Ardından HaÅŸhaÅŸilerin merkezi olan Alamut Kalesi’ne yöneldi. Çok sarp kayalıklara kurulan Alamut Kalesi, birçok kuÅŸatma atlatmıştı. Hülagü, ordusundaki mühendislerin tavsiyesi ile kale surlarının diplerini kademeli bir ÅŸekilde kazdırmıştı. Kazdırdığı büyük çukurlara katran doldurtan Hülagü, bu çukurları havaya uçurarak kalenin direniÅŸini büyük oranda kırdı.
 
Kale surlarına zarar veren patlamalara ek olarak ortaya çıkan zehirli gaz kalenin direniÅŸini düÅŸürdü. 1256 yılında, Alamut’u ele geçiren Hülagü, bundan sonra yönünü Orta DoÄŸu’ya çevirdi.
 
1258 yılında, BaÄŸdat’ı alan Hülagü, burada insanlık tarihinin en büyük kıyımlarından birini gerçekleÅŸtirdi. Abbasi halifesini atlara çiÄŸneterek ÅŸehri yerle bir etti. Onun, Müslümanlara karşı olan bu öfkesinin nedeni tarihçiler arasında hala tartışılmaktadır. BaÄŸdat’tan sonra Suriye’ye yönelen Hülagü, Filistin’e kadar bölgeyi ele geçirdi ve Suriye Eyyûbî Devleti’ne son verdi.
 
Hülagü, Gazze ÅŸehrine ulaÅŸtığında, kardeÅŸi büyük han Mengü’nün ölüm haberini aldı. Taht mücadelesinde yer almak için, burada çok sevdiÄŸi yardımcısı KetboÄŸa komutanlığında bir ordu bırakan Hülagü, hızla Orta Asya’ya yöneldi. Geride bıraktığı KetboÄŸa, Memluk Sultanı Kutuz’a 1260 yılında Ayn Calut savaşında yenildi ve kendisi savaÅŸ meydanında öldü. Duruma çok öfkelenen Hülagü, intikam sözü vererek, taht kavgasına yoÄŸunlaÅŸtı.
 
Alamut kuÅŸatmasını tasvir eden bir minyatür
 
Büyük MoÄŸol hanlığı için; Mengü’nün kardeÅŸleri, Kubilay ve Arık BoÄŸa baÅŸkent Karakurum’da mücadele ediyordu. Berke Han, bu mücadelede Arık BoÄŸa’yı, Hülagü ise diÄŸer kardeÅŸine karşı abisi Kubilay’ı destekliyordu. Bu taht kavgası böylece üç yıl sürecekti. Berke, BaÄŸdat’ın istilası ve yapılan katliamlar nedeniyle Hülagü’ye kızgındı. Bu duruma ek olarak Hülagü, Güyük Han zamanındaki toprak tartışmasını güncelleyerek Azerbaycan üzerinde hak iddia etti. Berke’yi hiçe sayan Hülagü onun tabiiyetinde olan Tebriz’de kendisini han olarak ilan etti. Azerbaycan’daki Altın Orda Hanlığı’nın vergi memurlarını ve tüccarlarını katlettirdi. Berke, bunun üzerine Hülagü’yü ihtar için bir elçilik heyeti gönderdi. Hülagü, bu heyetin üyelerini de öldürttü.
 
Azerbaycan’daki baÄŸlılarına haber gönderen Berke, onlara ya Altın Orda topraklarına dönmelerini ya da Memluk topraklarına sığınmalarını emretti. O günlerde Memluk tahtında Sultan Baybars vardı. Baybars, Hülagü’ye karşı, Müslüman olduÄŸunu duyduÄŸu Berke ile iletiÅŸime geçmiÅŸti. Berke’ye kıymetli hediyeler göndererek onu Hülagü’ye karşı kışkırtıyordu.
 
Berke’nin emri üzerine, Azerbaycan’daki çok sayıda Altın Orda baÄŸlısı, Sultan Baybars’a sığındı. Bu sığınmacılar Memluk ordusunda ve sarayında çeÅŸitli kademelerde görev aldı. Ä°yice gerilen Berke-Hülagü kuzenlerin arasındaki ipler, büyük hanlık taht mücadelesini Hülagü’nün desteklediÄŸi Kubilay’ın kazanmasıyla tamamen koptu.
 
Berke, merkez hanlıkla bağlarını tamamen kopardı. Kendi adına sikke bastırdı ve hanlığını bağımsız bir devlet yaptı.
 
MoÄŸollar, BaÄŸdat önlerinde...
 
Hülagü, Anadolu’yu, MoÄŸollara karşı KösedaÄŸ Savaşı’nı (1243) kaybeden Anadolu Selçuklu hükümdarı II. Gıyâseddin Keyhusrev’in iki oÄŸlu arasında paylaÅŸtırmıştı. Bu paylaşıma göre Anadolu’nun batısı, Konya baÅŸkent olmak üzere 2. Ä°zzeddin Keykavus’a bırakılmıştı. DoÄŸusu ise -Tokat baÅŸkent olmak üzere- Rukneddin Kılıçarslan ve onun muhteris veziri Muînuddîn Pervane’ye verilmiÅŸti. Rukneddin, MoÄŸollara sıkı sıkıya baÄŸlıydı. Ä°zzeddin ise hem kardeÅŸinin elindeki toprakları almak hem de MoÄŸolları Anadolu’dan bir ÅŸekilde uzaklaÅŸtırmak istiyordu. Memluk sultanı Baybars ile irtibata geçen Ä°zzeddin, ona beraber hareket etme isteÄŸini bildirdi. Sultan Baybars, Hülagü’ye karşı Berke ve Ä°zzeddin ile ittifak kurmayı amaçlıyordu.
 
Ä°zzeddin’in kendisine karşı faaliyetlerde bulunduÄŸunu öÄŸrenen Hülagü, onu cezalandırmak için, üzerine ordu gönderdi. MoÄŸol ordusunun geldiÄŸini öÄŸrenen 2. Ä°zzeddin Keykavus, daha önce iyi iliÅŸkiler geliÅŸtirdiÄŸi Bizans’a sığındı. Beraberinde kalabalık bir Türkmen grubu ile Ä°stanbul’a giden Ä°zzeddin, önceleri iyi bir ÅŸekilde ağırlandı. Ä°zzeddin’in yanında gelen Türkmenler, Bizans tarafından Dobruca’ya, çok daha önceleri buraya gelmiÅŸ olan Hristiyan Türklerin yanına yerleÅŸtirildi. Dobruca’ya yerleÅŸtirilen Türkler arasında, daha sonra ismi Balkanlarda efsaneleÅŸecek olan Sarı Saltuk da vardı.
 
Bizans Ä°mparatoru, 1262 yılında Hülagü’nün baskısıyla, Ä°zzeddin Keykavus ve maiyetini, darbe hazırlığı yaptıkları ithamı ile bugün Edirne’nin bir ilçesi olan Enez’deki kaleye hapsettirdi.
 
Ä°zzeddin’in küçük yaÅŸtaki oÄŸullarından birisi Hristiyan olarak yetiÅŸtirilmek üzere alıkondu. DiÄŸer aile üyeleri Hristiyanlığa zorlandı. Onlardan bazıları bunu kabul etmedikleri için öldürüldü. Aralarında Ayasofya’ya sığınanlar, orada kan dökmek yasak olduÄŸu için gözlerine mil çekilerek cezalandırıldı.
 
Moğollar, Ayn Calut Savaşı'nda Memluklar karşısında ağır bir yenilgiye uğramıştı
 
Durumdan haberdar olan Berke, müttefikini kurtarmak için Bizans üzerine yeÄŸeni Nogay komutasında kalabalık bir ordu gönderdi. Nogay önemli ve dirayetli bir komutandı. Günümüzde Rusya’da ve Türkiye’de yaÅŸayan, kendilerine has bir dilleri olan Nogay Türkleri isimlerini ondan almışlardır. Bizans topraklarını talan eden Nogay karşısında direnemeyeceklerini anlayan
 
Bizanslılar, Ä°zzeddin Keykavus’u serbest bırakmak zorunda kaldı. Ä°zzeddin, Berke’nin huzuruna götürüldü. Onu kızıyla evlendiren Berke, Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubad tarafından fethedilen Kırım’daki Sudak ve civarını onun yönetimine verdi. Berke, Ä°zzeddin’i yeniden Anadolu Selçuklu tahtı için hazırlamak istiyordu.
 
1263 yılına gelindiÄŸinde artık Altın Orda-Ä°lhanlı savaşı kaçınılmazdı. Baybars, Berke’ye elçiler göndererek ona Ä°slam’ın akrabalıktan önce geldiÄŸini ve Hülagü üzerine sefere çıkması gerektiÄŸini telkin ediyordu. Berke Han, tüm olan biten olaylar neticesinde büyük bir ordu toplayarak Hülagü üzerine sefere çıktı. Berke, Müslüman olan askerlerini cihad motivasyonu ile, Müslüman olmayan MoÄŸol askerlerini de Hülagü’nün Cengiz Han’a ihanet ettiÄŸi söylemiyle savaÅŸmaya sevk ediyordu. Hülagü’nün ordusu, onu Kür Nehri kuzeyinde karşıladı. Burada vuku bulan ilk çarpışmayı Berke Han’ın ordusu kazandı. Tutunamayan Ä°lhanlı kuvvetleri, önce Derbent’e sonra Terek ırmağına kadar geri çekildi.
 
Burada, Berke’nin yeÄŸeni Nogay’ın son bir saldırısı ile bozulan Ä°lhanlı askerleri, donan Terek Nehri üzerinden kaçmaya çalışırken buzların kırılmasıyla büyük oranda boÄŸuldu. Hülagü, savaÅŸ meydanından kaçtı. Tarihçiler savaÅŸ meydanını gezen Berke’nin üzüntü ile ÅŸöyle söylediÄŸini nakleder:
 
Allah, MoÄŸolları MoÄŸolların kılıcıyla öldürten Hûlâgû’yu utandırsın. EÄŸer beraber olsaydık bütün yeryüzünü fethedebilirdik…
Berke’nin bu zaferi MoÄŸol kuvvetlerinin üçüncü büyük yenilgileriydi. MoÄŸollar ilk büyük yenilgilerini Celaleddin HarzemÅŸah, ikinci büyük yenilgilerini de Kutuz karşısında almışlardı.
 
Orduları kısa aralıklarla arka arkaya iki büyük yenilgi alan Hülagü, 1265 yılında ölünceye kadar daha sakin bir politikaya yönelmek zorunda kaldı. Berke Han, Hülagü’nün ölümünden sonra onun oÄŸlu Abaka’yla da mücadele etti.
 
Berke’nin Tebriz’e bir cami yaptırma isteÄŸi ve Abaka’nın Altın Orda’ya karşı Bizans ile ittifaka giriÅŸmesi, yeniden iki MoÄŸol hanlığını karşı karşıya getirdi. Aslında çekiÅŸmenin devam etmesinin asıl nedeni yine paylaşılamayan Azerbaycan topraklarıydı. Burada hanların katılmadığı sınır çatışmalarında Ä°lhanlılar yenildi. Kesin bir netice almak için büyük bir ordu toplayan Berke Han, 1266’da Kür Nehri’nin kenarına ulaÅŸtığında ölüm meleÄŸi de çoktan ona ulaÅŸmıştı. Berke Han’ın cenazesi, töre gereÄŸi baÅŸkent Saray’a götürüldü ve burada defnedildi. Ä°bn Battûta’nın seyahatnamesinde övgüyle bahsettiÄŸi Saray ÅŸehrinden bugün geriye sadece az miktarda bir kalıntı kalmıştır.
 
MoÄŸolların geleneksel silahlı gücü, günümüzde folklor düzeyinde yaÅŸatılmaktadır
 
Berke’nin ölümü üzerine, abisi Batu’nun torunu Mengü Timur, Altın Orda tahtına oturdu. Berke Han’ın ölümü, giriÅŸilen Altın Orda- Memluk-Anadolu Selçuklu ittifakını da akim bıraktı. 2. Ä°zzeddin, Berke’den sonra 13 yıl daha Kırım’da yaÅŸadı ve Anadolu Selçuklu tahtı için herhangi bir faaliyete giriÅŸmedi. O ölünce, onunla beraber Kırım’a gelen Türkmen aileler, Dobruca’ya akrabalarının yanına döndü. Bazı tarihçiler, Dobruca’daki bu Türkmenleri, bugün Balkanlarda varlıklarını devam ettiren Hristiyan Gagavuz Türklerinin atası saymaktadır. Bu iddiaya göre Gagavuz ismi de Keykavus’un bozulmuÅŸ ÅŸeklidir.
 
Memluk Sultanı Baybars, Berke’nin ardından Ä°lhanlılara karşı mücadelesini sürdürdü. 1277 yılında Anadolu’ya giren Baybars, bugünkü KahramanmaraÅŸ’ın Elbistan ilçesinde MoÄŸollara karşı büyük bir zafer kazandı.
 
Baybars, Berke ve Ä°zzeddin arasında her ne kadar fiili bir ittifak gerçekleÅŸmese de; uzaktan da olsa beraber hareket eden bu hanlar, Ä°slam âlemine rahat bir nefes aldırmıştı. Özellikle Berke’nin Hülagü’ye karşı mücadelesi, Orta DoÄŸu’yu büyük oranda rahatlatmıştı. Berke ile uÄŸraÅŸmak zorunda kalan Hülagü, Ayn Calut savaşının intikamını alma düÅŸüncesini gerçekleÅŸtirememiÅŸti.
 
Kısıtlı miktarda kaynaktan elde edilen bilgilere göre, samimi dindar bir han olan Berke, MoÄŸol töresini ve Ä°slam ÅŸeriatını topraklarında beraber uygulamıştı. Onun eli ile Altın Orda Hanlığı’nın Müslümanlık macerası baÅŸlamıştı. Hanlığında Kur’an eÄŸitimi için medreseler açtıran Berke, âlimleri de himaye etmiÅŸti. Berke’nin Türkistan ile baÅŸlattığı ticari-kültürel faaliyetler neticesinde çok sayıda MoÄŸol ve Kıpçak Müslüman olmuÅŸtu. O Cengiz soyundan Müslüman olan ilk isimdi ve onu arkasından birçok han takip edecekti…
 
Müellif: Ä°brahim ReÅŸid / Kaynak: Mecra

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.