Feminizm ve erkeklik antropolojisinin çarpıtılması
Follow @dusuncemektebi2
Erkeklik kavramına feminizmin ve bilumum yoldaşlarının yüklediği anlamla bakmak saçmalamaktır. Erkeklik, ne beyliktir, ne tahakkümdür, ne de kadına şiddetin kaynağı. Erkeklik, zor durumda kalana, yalnız kalana, güçsüz kalana yardım elini uzatmaktır.
Cinsiyetçiler, kadın ve erkek iliÅŸkilerini Fransız filozof Foucault’un iktidar teorisiyle boyayarak açıklıyorlar. Bu bakış açısıyla beden, erillik ve diÅŸilik iktidar formuyla yorumlanıyor. Buna göre erkeklik tahakkümü, iktidarı, baskıyı, kontrolü, disiplini sembolize ediyor. Kadın ise baskıya ve tahakküme gelendir. Eril iktidarın nesnesidir. Bu bakışta erkeklik, post-modern ve feminist söylemlerle okunarak biçimsiz, suçlu ve öteki varlık haline geliyor. Erkek ve erkeklik ötekilik olarak üretiliyor. Köle ve efendi diyalektiÄŸi çerçevesinde erkek, erkeklik kavramı ile ters yüz edilerek efendiye dönüÅŸüyor. Kadınlar da köleye. Erkek, yeni ötekidir. Erkek, erkeklik özellikleriyle efendiliÄŸe kalkışıp kadını kul haline getiriyor.
Toplumumuzda hakikaten cinsiyetçilerin tahayyül ettiÄŸi bir erkeklik yok. Batı modern teorilerini ezberleyen zihinlerle baktıklarında gözleri onlara bunu gösteriyor. Bir teorik bilinç çarpıtmanın göze getirdiÄŸi yanılmalar… Bizim antropolojimizde ve sosyolojimizde erkeklik, evine bakandır. Yani onun maddi ihtiyaçlarını karşılayandır. Bunun için de ekmeÄŸini taÅŸtan çıkarandır. Hatunun, evin ihtiyaçlarını karşılama mecburiyeti yok. Bu büyük mesuliyet erkeÄŸin üstünde. Erkeklik, evinin güvenliÄŸini saÄŸlamaktan geçer. Çocuklarını madde bağımlılığından, terörizmden ve alkolizmden korumak için çırpınır. Onları gayri meÅŸru iliÅŸkilerden korur, namusunu koruyandır. “Yüzünün düÅŸmemesi” için hayatını bile ortaya koyar. Nice erkekler evini geçindirmek için çocuklarından uzak yaÅŸamayı göze almıştır. “Alamanc”ı olmuÅŸtur, gurbete gitmiÅŸtir. Aylarca hanımını ve çocuklarını görmemiÅŸtir. Onları okutmak, onlara başını sokacakları bir ev yapmak ve yine onların karınlarını doyurmak için bu fedakarlıklara katlanmıştır.
Nice erkek, en berbat ÅŸartlarda çalışır. Patronların azarlamasına karşı tahammül eder. Her ÅŸey çocuklarım için der. Yutkunur, görmezlikten gelir, sabreder. Evini ayakta tutmak için sevmediÄŸi iÅŸlerde aylarını ve yıllarını geçirir. Kömür yataklarında, kilometrelerce yer altında, ölümle pençeleÅŸen erkeÄŸi ayakta tutan nedir? Ya sevdalısına kavuÅŸmak, ya çocuklarını okutmak ya da hanımına bakmak. Bunu düÅŸündünüz mü hiç? Erkeklik, budur iÅŸte!
Erkeklik, cesur erkek demektir. Hakkını arayan, tahakkümlere karşı koyan, dostu ve arkadaşı için hayatını tehlikeye atmayı göze alandır. Korku görünce sıvışmayandır. Sırtını dayayabileceÄŸin kimsedir. DuruÅŸu ve hareketleriyle güven verendir. “Erkek adamsın” dediÄŸimizde, ummadığımız anda yardıma koÅŸan, destek veren, gözü pek tutumlarda bulunan kimseyi kast ederiz. Erkek, toplumu savunmak için savaÅŸa koÅŸandır. Erkek, evini geçindirmek için hayatını ortaya koyandır. Erkek, beyefendi olandır. Medeni, ahlaklı, dürüst ve sözünde durandır.
Erkeklik, biyolojik ve cinsiyet kimliÄŸinin ötesinde sosyolojik ve antropolojiktir. Kültüreldir. Bizim kültürümüzde erkek cesur, evine ve çocuklarına sahip çıkabilen, hatununa göz kulak olan, gerektiÄŸinde onu sırtında taşıyandır. Nice Anadolu erkeÄŸi vardır ki zor anlarda kadınlarını sırtlarında taşıyarak umutla onları kurtarmaya götürür.
Kadınlara yönelen ÅŸiddeti gerçekleÅŸtirenler bildiÄŸimiz erkekliÄŸi ifade etmezler. Bunlar yeni nesil erkekler. Anomik erkekler. Hızlı toplumsal deÄŸiÅŸmelerin getirdiÄŸi sarsıntılar… Hızlı ÅŸehirleÅŸme, hızlı eÄŸitim alma, hızlı zenginleÅŸme, hızlı sevme… Hızlı modernliÄŸin içinde erkeÄŸin yaÅŸadığı baÅŸ dönmesi. Alkolizmin, madde kullanımının, evlilik dışı iliÅŸkilerinin erkekte yol açtığı sarsılma. Öte yandan erkeÄŸin kaybolan anlamı. ErkeÄŸi anlamlı kılan ÅŸerefin çözülerek bunun yerine bir normun geçmemesi. Türkiye’nin antropolojisinde kadın, erkek için paylaşılan deÄŸil, sahip olunandır. Bu iliÅŸkiyi bozan tutumlar, onurunun zedelenmesine yol açar. Onurunun zedelendiÄŸini düÅŸünerek çaresizlik içinde ÅŸiddete yönelir. Aslında ÅŸiddet, zedelenen onuru onarmak yerine onu daha da küçültür. Belki de bu küçülmeyi hissettikçe kendi anlamını da kaybederek baÅŸka bir anomik durum içine düÅŸer.
Erkeklik kavramına feminizmin ve bilumum yoldaÅŸlarının yüklediÄŸi anlamla bakmak saçmalamaktır. Erkeklik, ne beyliktir, ne tahakkümdür, ne de kadına ÅŸiddetin kaynağı. Erkeklik, zor durumda kalana, yalnız kalana, güçsüz kalana yardım elini uzatmaktır. Kadını anne, hatun, bacı, görendir. Erkeklik, güçsüzlük ve savunmasızlığından yararlanarak kadına diklenen bir vasfı hiç temsil etmez. Bu, erkekliÄŸin yüz karasıdır. Nitekim korkak, pusu kuran, yalan söyleyen, iÅŸine sahip olmayanlara Türkçe’de “ tüküreyim senin erkekliÄŸine” denir. “Erkek kavvamdır” prensibi de bu anlamlarla bütünleÅŸir. Bütün bunların özetidir.
Ergün Yıldırım / YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.