Türkiye, Çin’le 2015 yılında Uzlaşı Belgesini imzaladığından beri bu Avrasya entegrasyon projesiyle ciddi olarak ilgileniyor. Bu baÄŸlamda Türkiye jeopolitik konumunu kullanarak Orta Asya ile Avrupa arasındaki en kısa geçiÅŸ bölgesi olma avantajını kullanmak istedi ve Rusya üzerinden geçmesi planlanan kuzey kara yolu ile Ä°ran üzerinden geçmesi beklenen güney kara koridorlarına alternatif bir Orta Koridor projesi geliÅŸtirdi. Sonraki yıllarda Türkiye’nin Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan, Afganistan ile imzaladığı Lapis Lazuli Güzergâh AnlaÅŸması, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, Avrasya Tüneli, üçüncü köprü gibi ulaÅŸtırma projeleri Türkiye’nin Orta Koridor planının temel altyapısını oluÅŸturdu. [1]
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın sözünü ettiÄŸi Altılı Kafkasya Platformu ise ilk kez 2008 yılında gündeme gelen ancak faaliyete geçirilemeyen bir proje olup Azerbaycan-Ermenistan savaşı sonrası farklı bir baÄŸlam içinde yeniden gündeme geldi. Bu platform çaÄŸrısıyla Türkiye artık büyük Avrasya entegrasyonu çerçevesinde ele aldığı Kafkasya’nın yeni jeopolitiÄŸine yönelik yeni bir sistemsel yapılanma önerisi sunuyor. Çin’in KuÅŸak ve Yol projesinin önündeki en önemli engellerden biri alt bölgelerin bir kısmında devam eden yasal ve kurumsal altyapı problemleri ile çatışma ve güvenlik sorunları. Buna göre Türkiye, bölgenin en büyük gücü Rusya, bölgesel aktör Ä°ran ve orta ölçekli devletler olan Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ı ulaşım ve ticari iÅŸbirliÄŸi çerçevesinde bir araya getirerek bu sorunları en aza indirmeyi hedefliyor ve Avrasya entegrasyonunun gerektirdiÄŸi güvenlik ortamının, devletlerarası iÅŸbirliÄŸinin ve altyapı imarının ana bölgesel idarecisi olmak istiyor. Orta Koridorun sürekliliÄŸi ve Türkiye’nin Avrasya koridorundaki transit bölge konumunun güçlenmesi için bölge ülkeleriyle her türlü güvenlik, imar ve ekonomik iÅŸbirliÄŸi önemli. Bunu doÄŸru okuyan Türkiye, optimum baÅŸarıya ulaÅŸmak için Altılı Kafkasya Platformu ile bölgeleri ortak bir çıkar paydasında buluÅŸturması gerektiÄŸini biliyor ve ana taşıyıcı rolüne de hazır görünüyor.
KuÅŸak ve Yol projesinde Ä°ran’ın konumu
Ä°ran’ın KuÅŸak ve Yol projesindeki konumu Türkiye’ninkine nazaran iki noktada farklılık arz ediyor: Ä°lkin, Ä°ran ile Çin iliÅŸkilerinin daha küresel bir boyutu bulunuyor. Ä°kinci olarak, Ä°ran’ın Hürmüz boÄŸazında varlık gösteren bir petrol ülkesi olması hem Çin’in iç ihtiyaçları hem de küresel stratejik vizyonu açısından Ä°ran’ı cazip bir müttefik kılıyor.
2016 yılında Ä°ran ile Çin arasında imzalanan Kapsamlı Stratejik Ä°ÅŸbirliÄŸi anlaÅŸmasına göre iki ülke, uluslararası sistemin çok kutuplu ve çok aktörlü bir yöne doÄŸru evrildiÄŸine iliÅŸkin ortak bir vizyon sergiledi ve bu ortak küresel vizyon çerçevesinde her türlü ekonomik, imarla ilgili ve stratejik ortaklığa açık olduklarını dile getirdiler. [2] Bu baÄŸlamda Çin’in Ä°ran’daki imar çalışmaları 2017 yılından itibaren kara hattı üzerindeki demiryolu ulaşım sektöründe yoÄŸunlaÅŸarak, Çin bankaları ve ÅŸirketleri 926 km uzunluÄŸundaki Tahran-MeÅŸhed yüksek hızlı tren projesi ile 375 kilometrelik Tahran-Kum-Isfahan yüksek hızlı tren projelerine destek saÄŸladılar. [3] 2020 yılında iki ülke arasında imzalanarak basına sızdırılan ortaklık anlaÅŸmasıyla Ä°ran-Çin iliÅŸkilerinin hem küresel güç odaklı hem de enerji odaklı Deniz Ä°pek Yolu boyutu daha da görünürlük kazanmış oldu. 2020 anlaÅŸmasına göre petrol ithalat talebi arttıkça ucuz petrol alımı için Ä°ran’a bağımlı olmaya baÅŸlayan Çin, Hürmüz boÄŸazında petrol taşımacılığı faaliyetlerini yoÄŸunlaÅŸtırmak isteyerek Ä°ran Çabahar limanına ek olarak Jask limanı projesiyle de ilgilenmeye baÅŸladı. [4] Çin’in Deniz Ä°pek Yolu üzerinde Ä°ran limanlarına yapacağı her türlü yatırımın askeri ve küresel stratejik bir boyutu olduÄŸunun altı çizilmelidir. Zira Çin’in Ä°ran limanlarında verdiÄŸi her türlü altyapıyla ilgili ve askeri destek ABD’nin askeri varlığının devam ettiÄŸi bu Körfez bölgesinde ABD ile karşı karşıya gelmesi anlamına gelecektir. Basına sızdırılan belgelerde Çin’in Ä°ran’a vadettiÄŸi askeri teçhizat ve stratejik askeri ortaklık paketi de Hürmüz’deki bu küresel güç karşılaÅŸması öngörüsü açısından önemli.
KuÅŸak ve Yol Projesi kapsamında Türkiye-Ä°ran iliÅŸkileri ve olası senaryolar
Bu tabloya bakıldığında, Ä°ran’dan geçmesi planlanan güney kara koridorunun Türkiye’nin uygulamaya geçirdiÄŸi Orta Koridor yüzünden deÄŸer kaybetmesinin ardından Ä°ran’ın Yol ve KuÅŸak projesindeki konumu ve ikili iliÅŸkilerin muhtemel seyrine iliÅŸkin birbiriyle baÄŸlantılı ÅŸu senaryolardan söz edilebilir:
Ä°ran, KuÅŸak ve Yol projesine Çin ve Ä°ran’ın üzerinde uzlaÅŸtığı bir küresel vizyon baÄŸlamında eklemlenmiÅŸtir ve ABD ile iliÅŸkileri mevcut olumsuz seyirde devam ettiÄŸi müddetçe Çin’in ABD ile küresel mücadelesinde önemli bir jeopolitik ve diplomatik koz olarak yer tutmaya devam edecektir. Dolayısıyla Ä°ran’ın Ä°pek Yolu projesinin kara ve deniz ayaklarından uzaklaÅŸtırılması mümkün görünmüyor.
Çin için kuzey ve güney koridor hedefleri Orta Koridora karşın devam edebilir. Zira Çin her ne kadar ulaşım maliyetini düÅŸürse de sadece Türkiye’nin açtığı Orta Koridora baÄŸlı kalmak yerine daha çeÅŸitlilik arz eden bir rotada ilerleyen büyük Avrasya entegrasyonunun alt bölgelerdeki iÅŸlerliÄŸini korumak isteyecektir. Bu bir açıdan Afganistan üzerinden geçerek Ä°ran’a baÄŸlanmasını planladığı koridoru hâlâ açık tutmak ve söz konusu bölge ülkeleri arasında ekonomik ve altyapı entegrasyonuna devam etmek anlamına gelir. Öte yandan Ä°ran’dan geçip yukarıda Türkiye’ye uzanması beklenen güney koridor rotasında birtakım deÄŸiÅŸiklikler de gerçekleÅŸebilir. Buna göre Yeni Ä°pek Yolu; Ä°ran üzerinden Irak, Suriye, Lübnan ve oradan da Akdeniz’e ulaÅŸabilir, savaÅŸ sonrası yeniden yapılandırılmaya son derece aç olan bu bölgelerin entegrasyonu saÄŸlanabilir ve böylece bir ana Orta DoÄŸu hattı açılabilir. Böylesi bir hattın açılıp geliÅŸtirilmesi Ä°ran için de avantaj saÄŸlayacaktır, zira söz konusu devletler Ä°ran’ın başını çektiÄŸi "DireniÅŸ Ekseni" müttefiklerine ev sahipliÄŸi yapıyorlar. Orta DoÄŸu’nun kuzey hattında gerçekleÅŸecek bir ekonomik ve altyapı entegrasyonu Ä°ran’ın bu ittifak ağını da destekleyecektir.
Ä°ran’ın çoÄŸunlukla göz ardı edilen Deniz Ä°pek Yolu üzerindeki konumu, Ä°ran’ı özellikle deniz ayağında Çin için vazgeçilmesi zor bir aktör kılıyor. Nitekim Çin Hürmüz civarındaki Ä°ran limanlarına eriÅŸim saÄŸlayarak başından beri KuÅŸak ve Yol projesine destek vermeyen Hindistan’ın geliÅŸmiÅŸ limanlarını aradan çıkaracak ve Pasifik okyanusunda sahip olduÄŸu üstünlüÄŸü Hint okyanusunda elde etmek için gerekli liman seçeneklerini artırmış olacaktır. Böylelikle tarih boyunca kara imparatorluÄŸu olarak bilinen, ancak son yıllarda Hint okyanusunda varlık gösterme iradesi sergileyen Çin için Ä°ran limanları bir fırsat kapısı aralayacaktır.
Dünyanın üretim devi olan Çin’in ucuz petrol ihtiyacını karşılayacak en uygun ülke de yine ambargolar yüzünden petrol satışı büyük ölçüde engellenen Ä°ran’dır. Çin’in Ä°ran limanlarına eriÅŸimi, Hürmüz’de ABD ile Çin arasındaki küresel stratejik güç dengeleri açısından önemli bir adım. Zira Çin’in Hürmüz’e Ä°ran üzerinden yaklaÅŸması, Ä°ran’ın iç siyaseti de buna elverdiÄŸi müddetçe Ä°ran için artı askeri ve stratejik güç anlamına gelebilir.
Hem Türkiye hem de Ä°ran önümüzdeki yıllarda daha entegre olmuÅŸ bir Avrasya’nın kendilerine avantajlar saÄŸlayacağının bilincinde görünüyor. Yeni Avrasya entegrasyonunda bir kazan-kazan senaryosunun gerçekleÅŸmesi için de aradaki tüm üstü örtülü askeri gerginliÄŸe karşın çatışma ve krizden uzak bir tavır önem kazanmakta. Bu baÄŸlamda Ä°ran ve Türkiye KuÅŸak ve Yol projesi içerisinde kendi konum, görev ve olası avantajlarını iyi tespit ederek kendi aralarında bir bölgesel görev dağılımına gidebilirler.
Bu görev dağılımına göre, Türkiye büyük bir kazanım elde ettiÄŸi Kafkasya alt bölge entegrasyonunun ve Orta Koridorun ana taşıyıcısı olarak Orta Asya’da etkinliÄŸini artırabilir. Öte yandan söz konusu bölge Ä°ran’ın kendi Azeri nüfusu sebebiyle hassasiyet arz eden ve Ä°ran’ın hareket alanının halihazırda çok kısıtlı olduÄŸu bir bölge. Bu sebeple Ä°ran Kafkasya’ya odaklanmak yerine muhtemel bir Orta DoÄŸu koridorunun transit noktası olma projesine yatırım yapmayı tercih edebilir. Ä°ran’ın dikkatini Kafkasya’dan çekerken Deniz Ä°pek Yoluna da yönlendirmesi ve Körfezdeki olası ABD-Çin karşılaÅŸmasını kendi avantajına çevirme stratejisini devreye sokması da ihtimal dahilinde.
Söz konusu senaryolar Ä°ran ve Türkiye’nin yeni Avrasya entegrasyon projesi dahilinde bir kazan-kazan noktasında buluÅŸma tercihi yapacaklarını öngörüyor. Hem CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın hem de Ä°ran’ın pragmatist/faydacı Ruhani yönetiminin verdiÄŸi son diplomatik sinyaller bu kazan-kazan senaryosu çerçevesinde okunabilir. Bu senaryoların gerçekleÅŸme ihtimalinin 2021 Ä°ran cumhurbaÅŸkanlığı seçimleri ve Ä°ran’ın iç siyasi dengelerine baÄŸlı olduÄŸu da gözden kaçırılmamalı.
Analiz: Dr. Ezgi Uzun / Kaynak: Anadolu Ajansı
[Ä°ran dış politikası, güvenlik ve askeri kültürü, Orta DoÄŸu’da Åžii jeopolitiÄŸi ve DireniÅŸ Ekseni konularına odaklan siyaset bilimci Dr. Ezgi Uzun Sabancı Üniversitesi öÄŸretim görevlisidir]
--------------------------------------------------------------------------------------
[1] https://www.ispionline.it/en/publication/turkeys-middle-corridor-and-belt-and-road-initiative-coherent-or-conflicting-24526
[2] https://www.tasnimnews.com/en/news/2016/01/23/978961/iran-china-issue-joint-statement-on-comprehensive-strategic-partnership
[3] https://reconasia-production.s3.amazonaws.com/media/filer_public/89/e3/89e30271-19d7-459d-aedb-490b63a71ffd/irans_railway_dreams_-_tim_banning_article_v2.pdf
[4] https://asia.nikkei.com/Spotlight/Belt-and-Road/China-Iran-deal-overshadows-Pakistan-Belt-and-Road-project
Henüz yorum yapılmamış.