Kalabalık ve boğucu koro
Follow @dusuncemektebi2
Hemen her yanda yüksek sesli korolar var. Koroların kurgulayıcıları, yöneticileri, icra şefleri, sanatçıları, dublörleri bir genel yapı. Bir de izleyen kitleler.
Her yönüyle ÅŸamatası yüksek bir dünyadayız. BoÄŸucu bir ortam. Ä°nsanlığın çıkmaz yolları.
Hemen her yanda yüksek sesli korolar var. Koroların kurgulayıcıları, yöneticileri, icra ÅŸefleri, sanatçıları, dublörleri bir genel yapı. Bir de izleyen kitleler.
Yabancı olunan bir kültür kendi dünyasını yüksek sesle hayata uyarlıyor. Belli bir ritmi var. Buna ayak uyduranlar keyif alıyorlar elbette. Büyük oluÅŸlar ve durumlar genelde aristokratlara. Halk kesimi için bir anlam ifade etmiyor. Dünyayı çekip çevirenler de üst katmandakiler. Kimi bunlara ayak uydurur o ritme katılır, kimileri içinde yaÅŸayarak yer alır. DoÄŸrusu teknik bilgilerine hâkim olmadığımız için ayrıntılara girmeyeceÄŸiz. Konumuz farklı. Buradan bir çıkışla farklı bir alana geçiyoruz.
Bizi ilgilendiren biziz. Ä°nsanımız. Medeniyet dairemizde yer alanlarımız, yani kendimiz. MüziÄŸimiz de hayat anlayışımız da kendi ruhumuzdan doÄŸmadır. Onu uyarlarken yenileyerek geliÅŸtirme. Hayat, duraÄŸanlaÅŸmayı deÄŸil sürekli yenilenmeyi gerektiriyor. DeÄŸiÅŸmeyi asla deÄŸil. DeÄŸiÅŸim farklılaÅŸmadır, bir baÅŸka ÅŸeye dönüÅŸmedir. Franz Kafka’nın deÄŸiÅŸim ya da dönüÅŸümündeki Samsa gibi böceÄŸe dönüÅŸmedir. Bu insanı kendi olmaktan çıkarır. Bir süre sonra farkına varılır ama iÅŸ iÅŸten geçer. Böcek olduktan sonra ya ayak altında ezilir ya da bir ÅŸeyin arasına sıkışır ve mürt olur. O zaman bir faraÅŸa süpürülür çöpe atılır.
Toplumsal deÄŸiÅŸimlerin sonu büyük bir yıkım. Batı düÅŸüncesine kapılanların sonları hep aynı. Ne onlar gibi ne de kendileri olabiliyorlar. Kendilerini onlar gibi sanıyorlar ama asla onlardan olamıyorlar. Onlar zaten o hâlleriyle bile kabul etmiyor. Batı ruhu kendine bakar. Sadece kendileri beyazdır ve üstün ırktır. Çünkü onlar Ari ırkından.
Onların korosuna kapılanlar kendilerince bir koro oluÅŸturuyorlar. Bu, kuru bir gürültü ve cazırtıdan baÅŸka bir ÅŸey olmuyor. Yüksek volümlü çıkışları sadece kendilerini mutlu eder. Kitlelerin çok da umurunda olmuyor. Hem halktan yana görünürler hem de üst olma iddialarından vazgeçmezler. Halkçıdırlar ama halk deÄŸildirler. Bunu siyasal anlamda söylemiyorum. Hemen her kesim için geçerli bir durum. Ä°ster saÄŸ ister sol veya baÅŸka bir ÅŸey olsunlar fark etmiyor. Sonuçta muhafazakârlar da aynı konumdadırlar. Kendi korolarını oluÅŸtururlar yüksek volümle yapacaklarını yaparlar ya da icra ederler.
Bu büyük ÅŸamata içinde insanların asıl yollarını bulmaları zordur. Büyük milletin geleceÄŸini onlar yönlendirirler, kendilerine uygun olsun isterler. Kendileri davadırlar, idealdirler veya tek seçenek. Mevsimine göre kar ya da yaÄŸmur sadece kendileri için yaÄŸsın dilerler. Sadece kendine özgü ve kendi ÅŸarkılarını söylerler.
Yerlilik ruhu hiç önemli deÄŸil. Rengi ve tonu çaÄŸrıştırsa özün kendisi olmadıkça hiçbir anlam ifade etmez. Bulunulan yer çıkarlarla sınırlı. Çıkarı bitince yeni bir arayışa girerler. Kendi öz çizgilerinde kalma, kendilerine yenileme deÄŸil deÄŸiÅŸmeyi tercih ederler.
Milletimiz öz ruhunu öyle ya da böyle koruyor. Dalgalananlar ve kapılanlar zamanı ve yeri gelince aslına dönerler. Bu, belki zaman alabilir. Ancak yaÅŸanan süreç büyük bir tahribata neden olur.
Biz bu zamanı, bu çağı yaşıyoruz. Sorumluluklarımız bugün için. Bugünü yarına biz taşırız, yarın bir baÅŸkası bunu sürdürür. GeçmiÅŸten beri bu böyledir.
Bizim oluÅŸumumuz kendimize özgü. Büyük gürültü çıkarmaz, daha doÄŸrusu gürültü çıkarmaz. Sakin, sabırlı, insan gönlüne hitap eder, insanı kazanmaya bakar. Ürkütmeden, korkutmadan ve incitmeden. Bu büyük senfoni içten içe derinden derine ruha iÅŸler. Sanatı bunun üzerine kurulu. Hayat anlayışı bunun içinde. Ä°nsanı küçümsemez. Her birey deÄŸerli ve anlamlıdır. Büyük koromuzun aristokratları, üst insanları olmaz. Hayatı güzellikler üzere inÅŸa eder.
BuÄŸz elbette vardır. Bu nefret anlamına gelmiyor, uzak durma, onlarla olmamadır. Onları benimseme onların yanında bulunma dönüÅŸmeye neden olabilir. Biz, biz olmaya bakalım.
Müellif: Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.