Kürsü
Ayaşlı ile kiracıları ve aile kavramı
Follow @dusuncemektebi2
Memduh Şevket Esendal, Ayaşlı ile Kiracıları romanında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk on yılındaki değişimi konu alır. İfade edilmese de romanın eksen aldığı şehir genç Cumhuriyet’in kurulduğu Ankara’dır.
AyaÅŸlı Ä°brahim Efendi’nin dairesinin odalarında kalan kiracıların anlatıldığı bir romandır. Olaylar pansiyon gibi iÅŸletilen dokuz odalı bu apartman dairesinde yaÅŸayan dürüst ve entelektüel birikime sahip bir banka memurunun gözünden anlatılır. Roman boyunca bu kiÅŸinin adı verilmez. Buna karşın romanda çok kalabalık bir karakter kadrosu vardır.
Roman yaklaşık 36 karakterden oluÅŸsa da bu karakterlerin hiçbiri tek başına durum ve olaylara müessir deÄŸil. Åžahıslar bir kahramana dönüÅŸmeyecek biçimde bütün sadelikleriyle yer alıyor romanda, anlatıcı bu kalabalık roman ahalisini gayet realist biçimde sohbet havası içerisinde anlatıyor. Karakterleri betimlemelerle cilalayıp hafızada kalmayan karmaşık kiÅŸiliklere dönüÅŸmesine müsaade etmiyor. Romanda insandan mekâna, mekândan ÅŸehre doÄŸru bir dönüÅŸümün sıradan insanların hayatına etkisi konu edilmektedir.
Romanın baÅŸ ve tek kahramanı deÄŸiÅŸim, dönüÅŸüm ve yeni tesis edilmeye çalışılan zihniyet devriminin taze baÅŸkenti Ankara’dır. Yeni baÅŸkent üzerinden sade insanların gündelik hayatları bütün çıplaklığı ile ortaya konulmaktadır. Bu roman Tanzimat döneminde baÅŸlayıp Cumhuriyet döneminde de devam eden BatılılaÅŸma ya da modernleÅŸme macerasının bir uzantısı olarak okunabilir.
30’lu yıllar Ankara’nın apartmanlaÅŸmaya baÅŸladığı yıllardır. Ä°mar planı çerçevesinde Ankara’nın bahçeli konut kenti olması öngörüldüÄŸü halde 1933’te Ankara Ä°mar MüdürlüÄŸü kararıyla bahçeli konutların yerini gelir getiren apartmanlar almıştır. Bu meyanda Ankara’da kentleÅŸme projesinin yürürlüÄŸe girdiÄŸi 1930’ların başından itibaren, bürokrasinin en üst düzeyde kendini hissettirdiÄŸi bir ortamda kendilerini mekânsal ve zihinsel deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸüme uyarlamaya çalışan insanların özgürlük kavramını günlük yaÅŸamlarına yerleÅŸtirebilme mücadelesi anlatılır.
BaÅŸkent olmasıyla birlikte Ankara bir yandan yoÄŸun göçe maruz kalırken bir taraftan da yeni yeni devlet daireleri, bankalar ve elçilik binaları inÅŸa edilmeye baÅŸlanmıştır. Hem artan nüfusa çare olacak hem de mimari anlamda modern hayatı temsil edecek. O dönemde devlet eliyle gerçekleÅŸtirilen bu düzenleme içerisinde apartmanlar oda oda kiraya verilmektedir. AyaÅŸlı ve Kiracıları romanında dokuz odalı pansiyon binasıyla Memduh Åževket Esendal da bir tür yeni Türkiye panoraması ortaya koymuÅŸtur.
Yeni baÅŸkent Ankara’ya baÅŸlatılan inÅŸa süreci ile memleket insanına öngörülen zihinsel inÅŸa süreci aynı arızalarla malul olup aynı müÅŸterek bir kaderi yaÅŸamaktadır. Eski Ankara’dan yeni Ankara’ya geçiÅŸ yapmak isterken tellere takılan ya da denge sorunu yaÅŸayan çoÄŸunluÄŸu genç her yaÅŸta insanın sabitesizlik ve evsizliÄŸine tanık oluyoruz. DeÄŸiÅŸik kesimlerden ve farklı kültür düzeylerinden kiÅŸiler bir tür yeni Ankara prototipi olarak AyaÅŸlı Ä°brahim Efendi’nin pansiyonunda birbirlerinden habersiz bir araya gelmiÅŸler. Aslında yazar her meseleye göre bir karaktere yer vermiÅŸ demek de yanlış olmaz. Ä°nsan davranışları ile mekân tasvirleri birbirini bütünleyip destekliyor. Her ne kadar yazarı bunu inkâr etmeye kalksa da romanın üzerine oturduÄŸu ÅŸehir Ankara’dır. Esandal gerek konumu itibariyle gerekse dönemsel çekincelerden dolayı romanın hayat bulduÄŸu ÅŸehri açığa vurmaktan çekinmiÅŸtir. Bunda kendisinin CHP Genel SekreterliÄŸi yapması, milletvekili olarak Meclis’te yer almasının yanı sıra Bakû ve Ä°ran elçiliÄŸinde bulunmuÅŸ olmasının da rolü vardır.
Cumhuriyet, BatılılaÅŸma, modernleÅŸmenin yanı sıra kadın idealinin dönüÅŸümü gibi noktalara yaptığı dolaylı eleÅŸtiriler muhtemelen yazarı kaygılandırıp korkuya sevk etmiÅŸtir. Aile kurmayı medeni hayatın yegâne yaÅŸam biçimi ÅŸeklinde savunması da kendine yönelik tepkileri artırmış olabilir. Esendal romanında anlatıcı kiÅŸi, anlatılan ÅŸehir üzerinde bilinçli bir muÄŸlâklık oluÅŸturulmuÅŸtur. Aynı muÄŸlâklığı dokuz odalı bu mekânın ne tür bir ikametgâh olduÄŸu noktasında da görürüz. Dikkat mekândaki insan iliÅŸkilerine çekilerek pansiyon vazifesi gören bu binanın niteliÄŸi teÄŸet geçilir. 16 farklı insanın kaldığı bu mekânın tıpkı içerisinde barındırdıkları kiÅŸiler gibi eÄŸreti bir bina olduÄŸunu ancak dikkatli bir okuyucunun çabası ortaya çıkaracaktır. Sadece bu muÄŸlâk ve üzeri örtülü üç noktayı aydınlattığımızda romanın kısık sesli ve ürkek bir Ankara romanı olduÄŸu görülecektir.
Mekânsal referanslar ve bürokratik kurumlara yapılan atıflar ÅŸehrin üzerindeki sisleri dağıtmaya yetip artmaktadır. Romanın adı anılmayan anlatıcı kiÅŸisi de yaÅŸadığı kenti çok iyi bilen bir karakter. Dürüst ve entelektüel bir memur portresi çizen anlatıcı bir takım hata ve zaaflarına raÄŸmen yeni baÅŸkentin ideal kiÅŸisidir. Pansiyonda kalan karmaşık insanların içerisinde yeni ilan edilip ayaÄŸa kaldırılmaya çalışılan bir baÅŸkent kadar yalnızdır.
Ahali dinsel baskılardan azade özgürlüÄŸün tadını çıkarmak isterken yeni bir baÅŸkentin taşıyamayacağı karmaşık insan manzaraları oluÅŸturmaktadır. Anlatıcıya göre hafifmeÅŸrep ve ahlâk zafiyeti gösteren kadınlar medenileÅŸememiÅŸ, kent hayatına uyum saÄŸlayamamış oldukları için öyledirler. Eski ile yeni, geleneksel ile modern arasında kalmış insanların hikâyesi, kimlik krizi ve batı-doÄŸu çatışması gibi meseleler dönemsel edebiyatımızın önemli konuları arasında yer almıştır. Yakup Kadri’nin Ankara ve Kiralık Konak romanları bu anlamda yer yer AyaÅŸlı ile Kiracıları romanının görülmeyen satırları gibidir.
Müellif: Hüseyin Akın / Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.