Özel / Analiz Haber
Hibrit savaş çağı ve yeni güvenlik paradigmaları
Follow @dusuncemektebi2
Hibrit terörle mücadelede klasik terörizmle mücadele yöntem ve taktiklerinin yeterli gelmeyeceği açıktır. Dolayısıyla hibrit terör örgütlerine karşı yürütülen mücadelenin de hibrit bir karaktere sahip olması gerekmektedir.
SoÄŸuk SavaÅŸ’ın bitiÅŸinden bugüne deÄŸin geçen süreçte ülkelerin güvenlik algılamaları büyük oranda deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸramıştır. Dolayısıyla, iki kutuplu sistemin hakim olduÄŸu dönem boyunca öncelikli güvenlik tehdidi olarak kabul gören ülkelerarası konvansiyonel savaÅŸ tehlikesinin yerini etnik ve dini radikal terör örgütleri, ekonomik savaÅŸ, siber saldırılar, yıkıcı istihbarat faaliyetleri, sosyal kargaÅŸa, sabotaj faaliyetleri, organize suç faaliyetleri, bilgi savaşı ve propaganda ve biyolojik savaÅŸlar almıştır. Tüm bu tehditlerin tek çatı altında topyekûn kullanıldığı savaÅŸ modeline ise hibrit savaÅŸ adı verilmektedir. Hibrit savaÅŸ modeli, hedefteki ülkelere karşı, düÅŸman gizli servisler veya onların yönlendirdiÄŸi terör örgütlerince ya da devlet dışı silahlı oluÅŸumlarca yürürlülüÄŸe sokulmuÅŸtur.
BaÅŸlıca yöntem: Terör
Terör örgütleri son yıllarda giderek artan bir biçimde hibrit taktikleri kullanmaya baÅŸlamıştır. Dış servislerin konfigüre ettiÄŸi terör örgütleri terörizmi amaçlarına ulaÅŸma noktasında baÅŸlıca yöntem olarak benimserken, farklı unsurları da eÅŸ zamanlı olarak kullanarak daha büyük bir etki oluÅŸturmaya çalışmaktadır. Özellikle ülkemizin toprak bütünlüÄŸünü, kamu düzenini ve toplumsal huzurunu tehdit eden PKK, DEAÅž ve FETÖ’nün son yıllarda hibrit çatışma modelinden yararlandıkları gözlemlenmektedir. Dolayısıyla bu terör örgütlerinin klasik terör örgütlerinden farkını ortaya koymak amacıyla ‘hibrit terör’ kavramına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kavramın güvenlik literatürüne giriÅŸ yapması devlet dışı silahlı bir aktör olan Hizbullah’ın Ä°srail Savunma Kuvvetleri’ne karşı ortaya koyduÄŸu sert mukavemet sonucunda gerçekleÅŸmiÅŸtir. Hizbullah, Ä°srail ordusu karşısında bir yandan son teknolojik silahlardan yararlanmış bir yandan ise çatışmanın seyrini uzatmak amacıyla gayri nizami harp taktiklerini uygulamıştır. Ayrıca Hizbullah, 2006 yılındaki bu çatışmalar boyunca yürüttüÄŸü propaganda faaliyetleriyle hem kendi iç kamuoyunun hem de uluslararası kamuoyunun algılarını amaçları doÄŸrultusunda etkilemeyi baÅŸarmıştır.
Klasik taktikler devre dışı
Hizbullah’ın pratiÄŸe döktüÄŸü bu yeni çatışma modeli, kısa sürede dünya üzerindeki diÄŸer terörist örgütler tarafından da taklit edilmeye baÅŸlanmıştır. Dolayısıyla çok sayıda terör örgütü klasik terörist taktiklerin ötesine geçerek bir dizi enstrümanı koordineli ÅŸekilde kullanmaya baÅŸlamıştır. Türkiye olarak karşı karşıya olduÄŸumuz PKK, DEAÅž ve FETÖ terör örgütlerinin hibrit terörün bir unsuru olan organize suç faaliyetlerini de yoÄŸun biçimde sürdürdüÄŸü görülmektedir. Ayrıca bu üç terör örgütü de uyguladıkları ekonomik terör yöntemleri, siber saldırılar, bilgi savaşı ve propaganda teknikleriyle klasik terör örgütlerinden ayrılmaktadır.
Stratejik planlama
Hibrit terör tehdidine karşı, ülkemizin iç güvenliÄŸinin etkin bir ÅŸekilde saÄŸlanması için elde edilen tecrübelerle belirlenen ihtiyaçların belli bir stratejik planlama çerçevesinde karşılanması elzemdir. Zira, yakın süreçte özellikle iç güvenlik teÅŸkilatlanması konusunda yeni paradigmaların oluÅŸturulamaması, millî güç unsurlarının önemli bir kısmının doÄŸru ÅŸekilde konfigüre edilmesine engel olmuÅŸtur.
KuÅŸkusuz, iç güvenlik ile ilgili kurumların içinde bulundukları çevresel faktörlerde yaÅŸanan hızlı deÄŸiÅŸimler, iç güvenlik kurumlarını bu deÄŸiÅŸimlere gecikmeden, zamanında ve etkili bir ÅŸekilde cevap verecek bir örgütsel yapıya dönüÅŸüme zorlamaktadır. Dünyadaki geliÅŸmelerle eÅŸgüdümlü olarak Türkiye’nin iç güvenlik yapılanmasında da bu alanda yaÅŸanan sorunlara çözüm olacak ve deÄŸiÅŸim zorunluluklarına cevap verebilecek ÅŸekilde yeni bir iç güvenlik teÅŸkilatlanmasına ihtiyaç duyulmaktadır. 21. yüzyılın ikinci çeyreÄŸine doÄŸru hızla yol alırken, Türkiye’nin iç güvenliÄŸi; görev, sorumluluk ve fonksiyonları net olarak belirlenmiÅŸ, hedef, süreç ve metodoloji odaklı, geniÅŸ kapsamlı bir yaklaşımla, merkezî sevk ve idare edilebilecek yeni bir iç güvenlik teÅŸkilatı ile korunabilir.
Ülkemizde iç güvenlik yapılanmasının karşı karşıya olduÄŸu sorun alanlarında çözüm için ÅŸunlar yapılabilir: Öncelikle Hudut GüvenliÄŸi TeÅŸkilatı kurulabilir. Ä°kinci olarak istihbaratın stratejik, operatif ve taktik seviyede zamanında paylaşılması iç güvenlikte saÄŸlanacak baÅŸarının anahtarıdır. Dolayısıyla, oluÅŸturulacak Milli Ä°stihbarat DirektörlüÄŸü Sistemi, ülkemizdeki tüm istihbarat kuruluÅŸlarının stratejik ve yönetimsel liderliÄŸini, genel güç konfigürasyonunun saÄŸlanmasını ve aynı zamanda oluÅŸturulması gereken Milli Ä°stihbarat Programı’nın yöneticiliÄŸi ile gözlemciliÄŸini yapma misyonunu yürütebilecektir. Yeni bir tehdit modeli olen hibrit terör ile etkin mücadele yöntemleri geliÅŸtirilmelidir. Siber Güvenlik TeÅŸkilatı ve ekonomik terör tehditlerine karşı Finans GüvenliÄŸi TeÅŸkilatı kurulabilir.
Yeni dünya ezber bozuyor
Bugün, yeni bir tehdit modeli olarak ortaya çıkan hibrit savaÅŸ unsurları ve hibrit terör tehditleri göstermiÅŸtir ki, çok yakında su yüzüne çıkacak olan yeni dünya dengelerinde sürprizler ve ezber bozan geliÅŸmeler her zamankinden daha fazla olacaktır. Bu, tüm dünyada yeni güvenlik paradigmalarına ve post-istihbarat stratejisine ihtiyaç duyulacak bir dönemin de iÅŸaretidir. Özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinde mevcut iç güvenlik paradigmalarının süratle deÄŸiÅŸtiÄŸi ve daha bütüncül paradigmalar oluÅŸturulduÄŸu göze çarpmaktadır. Dolayısıyla ABD ve Avrupa’da oluÅŸan yeni güvenlik paradigmaları, emniyet ve asayiÅŸin, kamu düzeni ve güvenliÄŸi kavramlarının dışında, ülke içinde güvenliÄŸi tehdit edebilecek büyük çaplı salgın, doÄŸal afet, göç hareketleri, siber saldırılar, sınır güvenliÄŸi vb. çok geniÅŸ ve farklı alanları kapsamaktadır. Ülkemizde de yeni terör tehditleriyle mücadelede yeni sınırların ve ölçütlerin tanımlanması konusunda yeni bir paradigma stratejisi hızla hayata geçirilmelidir. Son yıllarda özellikle iç güvenlik ve terör harekatlarında Ä°çiÅŸleri Bakanlığı ve ona baÄŸlı kurumların olaÄŸanüstü bir gayret ve kararlılıkla mücadele ettikleri görülmektedir. Dolayısıyla yeni güvenlik paradigmalarının oluÅŸumu için ülkemizde oldukça güçlü bir Ä°çiÅŸleri Bakanlığı güç konfigürasyonu mevcuttur. KuÅŸkusuz bu güçlü zeminde yeni paradigmalar ve yeni güvenlik teÅŸkilatlanmaları somut biçimde oluÅŸturulacaktır.
Ä°ç güvenlik kurumları arasında eÅŸ güdüm ve devlet seviyesinde stratejik planlama sorununa yönelik bir deÄŸerlendirme yaptığımızda karşımıza çıkan sonuç ve çıkarımlar ÅŸu ÅŸekildedir:
Tek merkezden yönetim
Terörizmle mücadelenin yanında, çaÄŸdaÅŸ iç güvenlik anlayışının öngördüÄŸü baÅŸka alanları da (sosyal güvenlikten kriz ve afet yönetimine kadar geniÅŸ bir alanda faaliyet yürüten) içeren yeni bir teÅŸkilatın kurulması gerekmektedir. Bu teÅŸkilat, iç güvenliÄŸin bir merkez altında toplanması esasına uygun olarak “Ä°ç Güvenlik TeÅŸkilatı” olarak tanımlanabilir. Bu teÅŸkilat, ülkemize yönelik tüm hibrit tehditleri etkisiz hale getirecek güçte operasyonel bir kurum olarak inÅŸa edilmelidir. Ä°ç Güvenlik TeÅŸkilatı’nın, yine kurulmasını savunduÄŸumuz diÄŸer oluÅŸum ve teÅŸkilatlar olan; Milli Ä°stihbarat DirektörlüÄŸü, Siber Güvenlik TeÅŸkilatı, Hudut Güvenlik TeÅŸkilatı ve Finans GüvenliÄŸi TeÅŸkilatı ile saÄŸlıklı bir eÅŸgüdüm ve koordinasyon ile müÅŸterek çalışabilmesi için CumhurbaÅŸkanlığı’na baÄŸlı bir ‘Hibrit Terörle Mücadele Merkezi kurulabilir. Bu yeni model sayesinde, iç güvenlik ve hibrit terörle mücadeledeki tüm faaliyetlerin konfigürasyon ve koordinasyonunun tek bir merkezden saÄŸlanması mümkün olacaktır. Hibrit terörle mücadelede klasik terörizmle mücadele yöntem ve taktiklerinin yeterli gelmeyeceÄŸi açıktır. Dolayısıyla hibrit terör örgütlerine karşı yürütülen mücadelenin de hibrit bir karaktere sahip olması gerekmektedir. Bu baÄŸlamda, ilgili devlet kurumlarında hibrit terör tehdidine karşı farkındalık oluÅŸturmak, yeni risk ve tehditler karşısında devletimizin mevcut kapasitesini daha da güçlendirmek ve hibrit terörün ülke sınırlarını aÅŸan boyutu karşısında uluslararası iÅŸbirliÄŸi tesis temek için yukarıda ifade ettiÄŸimiz yeni güvenlik paradigmasının inÅŸa edilmesi gerekmektedir.
Müellif: Umut Berhan Åžen / SASAM Uzmanı
Henüz yorum yapılmamış.