Sosyal Medya

Taha Kılınç: İngiltere, Ortadoğu ve eğitim emperyalizmi

(BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zâyid’in, 1979’da kendisinin de mezun olduğu akademideki eğitimini tamamlayan oğlu Zâyid’in mezuniyet törenine bizzat katılması ve “onur konuğu” olarak ağırlanması, Ortadoğu’nun dengelerine ve İngiltere’nin eski “himaye”leriyle günümüzde de sürdürdüğü ilişkilere dair çok şey söylüyordu.



Gündemin yoğunlukları arasında, geçtiğimiz 11 Aralık günü İngiltere’nin başkenti Londra’nın güneybatısındaki Sandhurst Kraliyet Askerî Akademisi’nde gerçekleşen bir tören, küçük bir başlık olarak gözümüzün önünden geçip gitti. Oysa, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zâyid’in, 1979’da kendisinin de mezun olduğu akademideki eğitimini tamamlayan oğlu Zâyid’in mezuniyet törenine bizzat katılması ve “onur konuğu” olarak ağırlanması, Ortadoğu’nun dengelerine ve İngiltere’nin eski “himaye”leriyle günümüzde de sürdürdüğü ilişkilere dair çok şey söylüyordu.
 
Sandhurst Kraliyet Askerî Akademisi, 1812’den bu yana, İngiltere içinden ve dışından asker ve yönetici adaylarına eğitim veren bir kurum. Öğrencilerin özenle ve yüksek düzeyde referansla seçildiği okulda, üç etapta toplam 44 haftalık yoğun bir eğitim veriliyor. İlk etapta temel askerî beceriler, spor ve doğru karar alma yöntemlerine dair dersler var. İkinci etap, teorik ve pratik liderlik eğitimine ayrılmış durumda. Üçüncü etap ise İngiltere’de ve dışarıda saha eğitimlerini kapsıyor. Daha fazla eğitim almak ve çeşitli alanlarda uzmanlaşmak isteyen adaylar, eğitimlerini daha uzun bir süreye yayabiliyor. Güncel rakamlara göre, her yıl 1.500 dolayında yabacı öğrenci Sandhurst’ten mezun oluyor. Bunların kayda değer bir kısmını Orta Doğu, Afrika ve Asya’daki Müslüman ülkelerden gelenler oluşturuyor. İngiltere, eski himaye ve sömürgeleriyle ilişkilerini, Sandhurst üzerinden rutin biçimde devam ettirirken, mezunlardan bazıları ülkelerinde devlet başkanlığı makamına kadar yükseliyor. Zaten, Sandhurst’ün bu resmî misyonu hiç gizlenmiyor. Okul kendisini, “geleceğin liderlerinin birbiriyle tanıştığı yer” olarak tanımlıyor. Böylece, dünyanın farklı ülkeleri arasında, “İngiltere bağlantısı” ortak paydasıyla ilginç yakınlıklar tesis ediliyor. Bugün BAE ve Malezya arasındaki siyasî yakınlığın en önemli sebeplerinden biri bu mesela.
 
 
Yolu Sandhurst’ten geçen ünlüler listesine göz attığımızda, İslâm dünyasından epey tanıdık isim dikkat çekiyor: Ürdün Kralı Hüseyin (1935-1999) ve oğlu Kral Abdullah, Umman Sultanı Kâbûs (1940-2020), Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid ve oğlu Dubai Veliaht Prensi Hamdan, Mısır’da Muhammed Mursi’nin devrilme sürecinde kritik rol oynayan Albay Ahmed Muhammed Ali, Brunei Sultanı Hasanal Bolkiah, Malezya Kralı Abdullah Ahmed Şah, Pakistan Devlet Başkanı Eyyub Han (1907-1974)… Liste uzayıp gidiyor. İngiliz Kraliyet ailesinden Prens William ve Prens Harry başta olmak üzere, İngiltere’nin üst düzey birçok ismi de okulun mezunlarından.
 
Arap ve İslâm dünyasıyla böylesine derin bir angajmana girmek ve geleceğin liderlerini yetiştirmek, İngiltere’ye sahada önemli bir nüfuz sağlarken, öğrenciler ve mezunlar da eğitimin paralı olduğu Sandhurst’e ciddi meblağlar kazandırıyor. 2016 rakamlarına göre: Sandhurst’e gönderdiği öğrencilere karşılık olarak, BAE yıllık yaklaşık 520 bin sterlin, Umman 340 bin sterlin, Katar 260 bin sterlin, Suudi Arabistan 54 bin sterlin ödeme yapmış. Diğer ülkeler de farklı meblağlar ayırmışlar. BAE, giderek daha fazla aday göndermesiyle öne çıkıyor. Sandhurst yönetimi, Körfez monarşilerinden para yardımını da kabul ediyor. Örneğin, BAE 2012’de 15 milyon sterlinlik dev bir bağışta bulunurken, ertesi yıl Bahreyn 3 milyon sterlin yollamış. Sandhurst, bu cömert yardımlar karşılığında, yeni inşa edilen öğrenci yurduna “Zâyid Binası” adını verirken, yenilediği spor merkezini de “Kral Hamed Salonu” olarak hizmete açmış. Tüm bu para trafiği, İngiliz kamuoyunda ve siyasetinde zaman zaman tartışmalara yol açsa da, Sandhurst Kraliyet Askerî Akademisi, Arap dünyasıyla ilişkilerindeki istikrarı özenle koruyor.
 
Bu köşede, vesile oldukça üzerinde durmaya çalıştığım bir husus var:
 
İngiltere’nin emperyal anlayışı ve bunu uygulama yöntemlerindeki süreklilik, Türkiye’de henüz bütün yönleriyle çalışılmış değil. Gözler genellikle, züccaciye dükkânında sakar bir fil gibi hareket eden “Amerikan emperyalizmi”ne odaklandığı için, İngiltere’nin sessiz ve derinden yürüttüğü birçok operasyon, gözden kaçabiliyor. Yalnızca Sandhurst Kraliyet Askerî Akademisi örneği bile, kamuoyundan hiç gizlenmeyen onca ayrıntısı ve rakamsal uzantılarıyla, “İngiliz tipi emperyalizm”in modern zamanlara ne kadar ustalıkla uyum sağladığının ve İslâm dünyasının kılcal damarlarına nüfuz ettiğinin bir göstergesi. Eh, tabloyu tastamam ortaya koymak da artık akademisyenlerin, gazetecilerin ve araştırmacıların gayretine kalıyor.
 
 
Yenişafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.