Batı açısından İslam ülkeleri: Güçlenmemesi gereken müşteri
İslam ülkeleri ve yükselen güçler arasında savunma sanayii, bilgi güvenliği, teknoloji, arz güvenliği gibi alanlarda iş birliği hızlandırılmalıdır. Batı dışındaki alternatifler çoğaltılmadır. Çünkü Batı için islam ülkeleri güçlenmemesi gereken müşteridir.
Uluslararası güç mücadelesinde ülkelerin siyasi ve ekonomik alandaki gücünü belirleyen unsurlardan birisi savunma sanayiidir. Ülke savunması gibi stratejik bir konuyla doÄŸrudan ilgisi ve uluslararası güç mücadelesindeki belirleyici rolü, savunma sanayii sektörünü diÄŸer piyasalardan daha özel kılıyor. 2000’li yıllar ile uluslararası siyasette yaÅŸanan geliÅŸmeler, yeni ortaklıklar ve dünya siyasetinde yaÅŸanan çekiÅŸmeler ile büyük terör olayları sonucu savunma sanayii hızlı bir ilerleme gösterdi. Savunma sanayiinin ülkeler için hayati derecede önemli olmasının baÅŸlıca sebeplerinden biri de dışa bağımlılığı azaltan stratejik bir sektör olmasıdır. Çünkü bu sektörde uygulanan ambargolar ülkelerin iç ve dış politikalarına oldukça zarar verebilir. Bu yüzden ülkelerin savunma sanayilerini güçlendirmesi bir zorunluluktur. Ä°slam ülkeleri de savunma sanayi stratejilerini dikkatle belirlemelidir. Bu konuda takip edilecek bir strateji konsepti çizilmelidir.
Dünyanın en geliÅŸmiÅŸ ülkelerinin bulunduÄŸu Batı dünyası savunma sanayiinde oldukça ileri seviyededir.
SoÄŸuk SavaÅŸ sona ermesine raÄŸmen Batılı güçlerin savunma harcamaları hep arttı. Demokrasi, insan hakları, özgürlük ve barış söylemlerini aÄŸzından düÅŸürmeyen Batılı ülkelerin savunma harcamaları oldukça dikkat çekicidir. Bunun yanında günümüzün yükselen güçleri olarak tanımlanan Çin, Hindistan, Rusya ve Brezilya’nın son 20 yılda savunma harcamalarına yaptıkları artış dikkate deÄŸerdir. Yükselen güçler savunma sanayiinde dünyadaki yeni yükselen üreticilerdir.
Ortak hedefler
Ä°slam ülkeleri ve yükselen güçler dünyadaki geliÅŸmekte olan ülkeler arasında yer alıyor. Uzun yıllar Batı tarafından böl-parçala-yönet politikaları ile geri bırakılan bu ülkelerin ortak noktaları çoktur. Özellikle son 20 yıldır Çin, Hindistan, Rusya ve Brezilya gibi kıtasal ülkelerin geliÅŸimi diÄŸer dünyalar için umut oldu. Bu ülkelerin ekonomik kalkınmada, askeri modernizasyonda, teknolojik ilerlemede, kültürel etkide geliÅŸimleri dünyanın gündeminden düÅŸmüyor. Åžu bir gerçek ki Ä°slam ülkeleri de büyük potansiyellere sahip olmasına raÄŸmen bu atılımı daha gösterememiÅŸtir. Ä°ÅŸte Ä°slam dünyasının hem tarihsel tecrübelerden hem de çağımızın bu yükselen güçlerinden ders alacağı çok ÅŸey vardır. Çünkü farklı coÄŸrafyaları, farklı kültürleri, farklı dinleri, farklı ulusları barındırmalarına raÄŸmen bu ülkeler ortak amaç ve hedeflerde buluÅŸmayı baÅŸardı. Oysa Ä°slam dünyası çok daha fazla ortak noktaya ve tarihi birikime raÄŸmen bunu baÅŸaramadı.
Ekonomik kalkınma
Hem Batı dünyası hem yükselen güçlerin perspektifinden baktığımızda onları ilk birleÅŸtiren ÅŸeyin ekonomik kalkınma olduÄŸunu görürüz. Ekonomik kalkınma için de önce birbirine hava, kara, deniz ve alt yapısal ÅŸekilde entegre bir oluÅŸumun temel alındığını söyleyebiliriz. Bu temeller atıldığında, ekonomik birleÅŸme hızlandığında ortak savunma ve güvenlik çalışmaları gündeme gelmiÅŸtir. Ä°ÅŸte bize Batı’nın ve yükselen güçlerin söylediÄŸi ÅŸey ekonomi ile baÅŸlayan sürecin savunma ile noktalanmasıdır. Öncelikle hedef Orta DoÄŸu - Kuzey Afrika - Orta Asya bölgelerinin bütünleÅŸmesi saÄŸlanmalıdır. Özellikle demiryolu ve karayolu baÄŸlantıları artırılmalıdır. Dünyaya yeni bir vizyon sunan Çin’in Ä°pek Yolu projesi burada öne çıkmaktadır. Yapılan kara ve demiryolları ile limanlar dünyadaki etkileÅŸimi ve alışveriÅŸi hızlandırdı. Bu koÅŸullarda Ä°slam ülkelerinin bu projeye entegre olması bölgesel bütünleÅŸmeyi hızlandırmaya yarayacaktır. Kısacası yolun ulaÅŸtığı yere medeniyette gelecektir. Dünyanın üretim üssü Çin ile ekonomik alanda ilerleme, islam ülkelerine Batı dışında opsiyonlar sunmaktadır. Dünyanın en önemli enerji aktörlerinden olan Rusya’nın Ä°slam ülkeleri ile iÅŸbirliÄŸi yapması Batı dışında enerjide hakim bir yeni blok oluÅŸturabilir. Hindistan gibi dünyanın biliÅŸim ve yazılım teknolojilerinde önde olan bir ülke ile hem ekonomik hem teknolojik iÅŸbirliÄŸi ÅŸansı mevcuttur ki Ä°srail bu konuda Hindistan ile yüksek derecede iÅŸbirliÄŸi yapmaya çalışmaktadır.
Bağımlılık değil tercih
Ekonomik ve teknolojik tercihin çoÄŸalması Ä°slam ülkeleri için tarihi bir fırsat olarak geliÅŸim ve dönüÅŸüm yaratabilir.
Åžu unutulmasın ki uluslararası iliÅŸkilerde her ÅŸey ulusal menfaatler üzerine kurulmuÅŸtur. Bunun yanında vermeden almak olmayacağına göre bu ülkeler ile yapılacak iÅŸbirlikleri Batı gibi yeni bağımlılıklara deÄŸil çoklu bir tercihe odaklanmalıdır. Yükselen güçler, Ä°slam ülkeleri için yakıt görevindedir. Önemli olan Ä°slam ülkelerinin ekonomik bir yapı ile bunu taçlandırması. Ä°ÅŸte bu yüzden ekonomik bütünleÅŸme sonrası savunma alanında bir birleÅŸme gerekmektedir. Savunma sanayi alanında Batı bağımlısı bir Ä°slam dünyası vardır. Bazı ülkeler Türkiye, Ä°ran, Mısır, Suudi Arabistan gibi yeni yeni bu alanda ilerleme gösteriyor. Oysa savunma sanayii Batı dünyasının can damarlarından biridir. O yüzden bu sektörde baÅŸkalarına göz açtırmamaktadır. Son yıllarda yükselen güçler savunma sanayii alanında hızlı yol aldılar. 2019 Eylül ayında Brezilya’da Hava Kuvvetleri için Embraer tarafından ilk askeri nakliye uçağı geliÅŸtirildi. Bu çift jet motorlu KC-390 nakliye uçağı 80 asker ve 64 tam teçhizatlı komanda taşıyabiliyor. Ä°lk sipariÅŸ Portekiz gibi NATO üyesi bir ülkeden geldi. Arjantin, Çekya, Åžili gibi ülkeler ile sipariÅŸ görüÅŸmeleri sürüyor. Dünyanın en iyi hava savunma sistemlerinden biri olan Rus yapımı S-400 ise tüm dünyanın ilgisini çekiyor. NATO üyesi olarak sipariÅŸ veren Türkiye dışında Belarus ve Çin’de S-400 hava savunma sistemine sahip. Ayrıca Hindistan S-400 sipariÅŸinde ilk ödemesini yaptı. Bu ülkelerin yanında baÅŸta Suudi Arabistan olmak üzere Vietnam, Katar, Mısır, Cezayir dâhil 20’ye yakın ülke S-400 için görüÅŸmeler yapıyor. Ayrıca çalışmaları devam eden S-500 hava savunma sistemi ise uyduları vuracak ÅŸekilde yeni bir silah gücü olarak çıkmayı bekliyor.
Bağımsız savunma
Çin, dünyanın iki numaralı ekonomik gücü olarak savunma harcamalarında da Amerika’dan sonra yine ikinci geliyor. Özellikle füze ve roket ile askeri gemi alanında müthiÅŸ bir ilerleme kaydedildiÄŸi biliniyor. Hindistan, son dönemlerde hız verdiÄŸi savunma sanayi ve silah alımları ile her geçen gün kapasitesini ve üretimini artırıyor. Türkiye askeri Ä°HA ve SÄ°HA alanında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında. Türkiye’de üretilen Ä°HA ve SÄ°HA’lar, DaÄŸlık KarabaÄŸ’da yaÅŸanan çatışmalar ile tekrar dünyanın dikkatini çekti. Küresel sistemde ülkelerin bağımsızlık ve güvenliÄŸinin en önemli aÅŸamalarından biri, güçlü ve bağımsız bir savunma sanayii ile gerçekleÅŸiyor.
Ä°slam ülkeleri ve yükselen güçler arasında bilgi güvenliÄŸi, araÅŸtırma ve teknoloji, arz güvenliÄŸi, ihracat hükümleri, yasal çerçeve, askeri ihtiyaçların uyumlaÅŸtırılması ve teknik bilgilerin ele alınması konusunda iÅŸ birliÄŸi hızlandırılmalıdır. Ä°slam ülkeleri için savunma sanayii gelecek dönemde en önemli sektör olmaya adaydır. Çünkü savunma alanında en büyük pazarlardan biri Ä°slam ülkeleridir. Hem pazar konumundan hem de Batı tekelinden bir an önce kurtulmak gerekiyor. Ä°slam ülkelerinin de savunma sanayii alanında kendinden daha ileri seviyedeki Batı dışı dünyalar ile iÅŸbirliÄŸi saÄŸlaması ÅŸarttır. Ortak projeler için teknik üniversitelerin kurulması önemli bir hedeftir. Ayrıca seçili ülkelerde savunma sanayii bölgeleri kurulmalı ve bu bölgelerde yükselen güçlere kolaylıklar saÄŸlanmalıdır. Bu aÅŸamalardan sonra ortak bir savunma paktı geliÅŸtirilmelidir. Ä°slam coÄŸrafyasındaki Batılı askeri üsler yükselen güçler ile dengelenme politikası üzerine kurgulanmalıdır. Çünkü Ä°slam ülkeleri Batı için hiçbir zaman ortak görülmedi. Tam tersi güçlenmemesi gereken –tarihsel düÅŸman- müÅŸteriydi.
Müellif: Umur Tugay Yücel / Siyaset Bilimci
Henüz yorum yapılmamış.