Sosyal Medya

Rasim Özdenören: Ya yaşat, ya da öldür ama yaralı bırakma

Mecnun’un yarası da hicran yarası idi… Birini yaralı bırakmak, onu her an bir kere daha öldürmek demektir… Mecnun, yaralı bırakılmış biridir… Ölüm bir kereliktir. Olur ve biter. Ama yaralı bırakmak, onu her an bir kere daha yere çalmakla bir…



“Birine öyle bir söz söyle ki ya yaÅŸat ya da öldür ama asla yaralı bırakma.”

(Åžems-Ä° Tebrizî,/guzel-sozler/sems-i-tebrizi-sozleri/).

Birini, bir iÅŸi yaralı bırakmak…

Ya da yarım bırakmak…

Yara, bir darbe (travma) sonucu deri yüzeyinin bozularak damarların, kasların, sinirlerin olumsuz yönde etkilenip bozulması durumuna deniyor. Derinin koruma niteliÄŸinin zayıflaması veya tamamen ortadan kalkması nedeniyle enfeksiyon riski artar. Yaralı bölgede kanama olabilir, aÄŸrı ve sancı ortaya çıkar.

Bir hayvanın kulağını, kuyruğunu, patisini, bacağını keserek bırakmak kadar zalimce ve hunharca bir davranış olabilir mi?

Ancak yara her zaman maddi bir darbe ile veya kesip biçme ile meydana gelmez.

Bir de manevi darbelerden hasıl olan yaralar söz konusu…

Manevi yaraların en etkileyicisi de hicrandır.

Hicran kelimesi genel kullanışta ayrılık anlamına geliyor.

Ancak insanı derinden etkileyeni, onda onulmaz yaralar açanı sevgiliden ayrı düÅŸmüÅŸ olmaktan kaynaklananı

Yüzyıllar boyunca ÅŸairlerin terennüm ettiÄŸi hicran yarası budur: sevgiliden ayrı düÅŸmekten doÄŸan yara…

Bu ayrılıktan doÄŸan yaranın hiçbir biçimde iyileÅŸme umudu yoktur, kalmamıştır…

Mecnun’un yarası da hicran yarası idi…

Birini yaralı bırakmak, onu her an bir kere daha öldürmek demektir…

Mecnun, yaralı bırakılmış biridir…

Ölüm bir kereliktir. Olur ve biter.

Ama yaralı bırakmak, onu her an bir kere daha yere çalmakla bir…

Dostoyevski, idam cezasını böyle yorumluyordu. “Ölmek bir kerede olup biter, ama idam mahkûmu her an yeniden ölüp ölüp dirilir.” biçiminde bir aforizması vardı…

Birini yaralı bırakmak bu nedenle cezaların en ağırı…

Onun da en ağırı birini hicran yarası ile bırakmak…

Kelam da insanı ikircikli bırakmamalı.

Televizyonlardaki açık oturumlara bakar mısınız? Birinin söylediÄŸi bir lafı vuzuha kavuÅŸturmak için oturuma katılanlar saatlerce konuÅŸuyor. Onu mu demek istedi, bunu mu, üzerine… O kelam açığa kavuÅŸturulmadıkça ne yaÅŸatıyor ne öldürüyor, yaralı bırakıyor…

Åžarkılarımız, türkülerimiz bu yaralı bırakılma hâlini terennüm eden yakınmalarla dolu…

Ä°ÅŸte, onlardan biri, Urfalı Cemil Cankat’ın türküsü:

Gitti canımın cananı

Bıraktı beni yaralı

Ben bu dertten ölür isem

O yar yazsın fermanımı

Lokman gelse tabip gelse

Bulunmaz derdime çare

Gelsin canımın cananı

Odur derdimin dermanı

 

YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.