Kürsü
Ali Haydar Haksal: Haçlı ruhunun yeni hâli
Haçlı ruhu her dönem koşullar gereği farklı bir renge ve hâle bürünebiliyor. Kültürel emperyalizm için sadece kendilerinin çabası yetmiyor. Müslüman toplumlarda kendileri gibi düşünen oryantalist ruhlu kimselerin olması kaçınılmaz.
Batı, ruh ve düÅŸünce olarak deÄŸiÅŸmiyor, özünü koruyor. Görünen deÄŸiÅŸimler daha çok yanılsatıcı. Pozitivist dünyanın merkezi Fransa. Batı; düÅŸüncesini, kendi içindeki kimi itirazlara ve deÄŸiÅŸimlere raÄŸmen koruyor ve sürdürüyor. Görünürdeki deÄŸiÅŸimler de zorunlu bir bakıma. Tıkanıldığı bir durum var. Sonuçta insan metafiziksiz olmuyor. Siyasal sorunlar baÅŸ gösterdiÄŸinde en pozitivist düÅŸünceli çevreler dine ya da kiliseye sarılma ihtiyacı duyuyor. Yüzyılın son dönemlerinde bu görülüyor.
Avrupa ülkeleri arasında öteden beri bir çekiÅŸme var. Ä°ngiltere, Fransa ve Almanya. Konumlarını ve güçlerini kaybetmek istemiyorlar. Ä°ngiltere kendini dışarıda gördüÄŸünden çekilme durumunda kalıyor. Fakat zorunlu olan bütünlükleridir. AB bunun bir sonucu. Bütünlük ve birbirine katlanma duygusu. Birlikte hareket eden Almanya ile Fransa.
Irklarının üstünlüklerini kendi bütünlükleri içinde koruyor ve bunu dışarıya pek belli etmiyorlar gibi görünüyorlar. Esasta hiç de öyle deÄŸil. DeÄŸiÅŸen diye bilinen zamana bakıldığında ne denli ırkçı oldukları rahatlıkla anlaşılabiliyor. Zaman zaman bu durum dışa vuruyor. Siyahiler onların içinde, kendilerine zarar vermiyor gibi göründükçe kabul ediyor gibidirler. Fakat söz ve güç belirince durum deÄŸiÅŸiyor.
Kendileri dışında olan Afrikalılar, OrtadoÄŸu, Asya onlar için kabul edilemez. Ä°liÅŸkiler daha çok çıkara dayalıdır. Çıkarların zedelenmesi ile durumlar deÄŸiÅŸiyor.
Müslümanlar açısından durum oldukça dikkat gerektiriyor. Müslümanların aldanmaması önemli. Çünkü onlar hiçbir zaman soruna insan olarak bakmıyor. Kendi medeniyetleri düzleminde belli bir yere konumlandırılıyorlar.
Türkiye’nin AB tutkusu sadece bir görüntü. Bilinen ÅŸu ki onlar zaten Türkiye’yi bu hâliyle asla kabul etmiyorlar. Müslümanlar ne olursa olsun özlerinden kopmuyorlar. Batı bunun farkında. Her an özüne dönme riskini görüyor. Bunu göze alamıyor. Üzerinde durulan tek ÅŸey Müslümanları geçmiÅŸte oryantalist zihniyet gereÄŸi içten içe çözme, deÄŸiÅŸtirme ve benzetme.
Türkiye kabına sığacak deÄŸil. Konumu, medeniyeti, inancı gereÄŸi. Türkiye’nin zaman zaman sınırları zorlaması onlar açısından kabul edilemez. Türkiye’nin kendisi içinde düÅŸtüÄŸü tuzaklar veya yanlış yönelimler. Bölgede en güçlü ve merkezi olması gerekirken tuzaklardan ötürü yalnızlığa düÅŸüyor. Türkiye halkasını çok rahat geliÅŸtirebilme ÅŸansına hâlâ sahip. Küçük dokunuÅŸlar gerekiyor. KomÅŸularıyla en azından.
Avrupa nasıl birbirine tahammül ediyorsa öyle. Her toplumun, halkın farklılıkları olacak elbette. Türkiye, Azerbaycan, Ä°ran Irak yakınlaÅŸmaları önemli. Küçük ayrıntılara düÅŸmemek gerekiyor. Buna diÄŸer komÅŸular da dahil edilebilir.
Haçlı ruhu her dönem koÅŸullar gereÄŸi farklı bir renge ve hâle bürünebiliyor. Kültürel emperyalizm için sadece kendilerinin çabası yetmiyor. Müslüman toplumlarda kendileri gibi düÅŸünen oryantalist ruhlu kimselerin olması kaçınılmaz. Kendilerinden daha çok ruhlu oryantalist ruhlu kimseler var ve zaten kolay bulunabiliyorlar. Kendi medeniyetine düÅŸman kesilenlerin varlığı az deÄŸil.
Haçlılık ruhu gerilimlerinin dozunu iyi ayarlıyorlar. Muhataplarını hem ürkütmeden hem de de kendi dairelerine çekme açısından baÅŸarılı oluyorlar. Türkiye’den vaz geçmiyor görünmelerinin nedeni de budur. Ne alıyorlar ne de vaz geçiyorlar. Aslında almıyor sadece oyalıyorlar. Yakın zamanda alınan ülkelere bakıldığında bu gayet açık olarak anlaşılıyor. Bizdekilerde sadece orada olma, görünme duygusu gibi olsa da bir çaba var.
Kendi içimizde bir bütünlük saÄŸlanabilse belki bu bir sonuç getirebilir. Fakat bu da kimsenin iÅŸine gelmiyor. Avrupalılar gibi olunamıyor. Birbirinin farklılıklarını bilme ve birbirlerine tahammül edebilme kültürü ve düÅŸüncesi yok. Herkes birbirinin amansız düÅŸmanı. DüÅŸman üretme duygusu oryantalizmin ve Haçlıların elbette iÅŸine gelir. Biz onların oyunlarını kendi içimizde bile bozamıyoruz. Bir tuzağın ve bir oyunun içinde bocalayıp duruyoruz.
Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.