Sosyal Medya

Kürsü

Mor öküzün hikâyesi

Rivayet olunur ki, dört öküz bir otlakta birlikte yaşarlarmış. Etraflarını saran kurtlar bir yolunu bulup onları birbirlerine düşürmek ve ağlarına takmak için vakit kollasalar da öküzler buna fırsat vermez birbirlerine kenetlenerek gelecek tehlikeleri bertaraf ederlermiş.



Kurtlar bir araya gelerek öküzleri birbirine düÅŸürmenin yolunu aramışlar ve aralarından birini temsilci olarak seçip göndermiÅŸler. ArkadaÅŸları adına yola çıkan temsilci kurt, öküzlerin mahalline gelmiÅŸ ve “Kan dökmeye filan gelmedim, dost olarak bazı tavsiyelerde bulunacağım, aranızdaki sarı öküz var ya o gezdikçe kurtların iÅŸtahı kabarıyor ve sizi hedef seçiyorlar. EÄŸer sarı öküzü aranızdan uzaklaÅŸtırırsanız etrafınızda dolaÅŸan kurtlar sizden uzaklaÅŸacak ve güvende olacaksınız” demiÅŸ. Öküzler kendi aralarında konuÅŸmuÅŸ ve sarı öküzü sürüden atmaya karar vermiÅŸler. Mor öküz karşı çıkmış, “Yapmayın arkadaÅŸlar, bu, kurdun bir tuzağıdır, dinlemeyin” demiÅŸ ama onun sözüne itibar etmeyip sarı öküzü sürüden atmışlar. ArkadaÅŸlarından uzaklaÅŸan sarı öküz korumasız kalmış ve kurtlara yem olmuÅŸ.

Sarı öküzü midelerine indiren kurtlar kurguladıkları senaryoyu hayata geçirmeye karar vermiÅŸler ve seçtikleri temsilcilerini tekrar göndermiÅŸler. Temsilci kurt, planının iÅŸlediÄŸini görünce sevinmiÅŸ ve öküzlere dönerek, “Bana bakın ÅŸu gri öküz var ya, sarı öküzün yerine geçmeye ve sizi ekarte etmeye çalışıyor. Gri öküzü sürüden atın ve bir daha da fırsat vermeyin” demiÅŸ. Mor öküz yine araya girmiÅŸ, “Yapmayın arkadaÅŸlar, bu, kurtların bir oyunudur, bu fırsatı onlara vermeyin” demiÅŸ ancak onun sözünü dikkate almamışlar ve gri öküz de sürüden atılmış ve kurtlara yem olmuÅŸ. Aradan epey zaman geçmiÅŸ, temsilci kurt bu kez kara öküzü hedef seçmiÅŸ ve “Åžu kara öküz var ya, sizi kurtlara teslim etmeye niyetleniyor, onu sürüden atmadığınız sürece size rahat yok” demiÅŸ. Mor öküz, “Bakın arkadaÅŸlarımız bir bir gittiler ve artık düÅŸmana karşı direnecek gücümüz kalmadı, bu sinsi kurt sürüsünün oyununa gelmeyelim” demiÅŸ ancak mor öküzü ahmaklıkla suçlayıp kara öküzü de atmışlar. YaÅŸamlarını otlaklarda sürdüren öküzler kurtların oyununa gelmiÅŸ ve hatalarının bedelini ağır ÅŸekilde ödemiÅŸler. Mor öküz tehlikeye iÅŸaret edip arkadaÅŸlarını uyarmış ancak arkadaÅŸları onun sözüne itibar etmeyip kurtlara yem olmuÅŸlar.

OrtadoÄŸu’da yaÅŸanan sorunlar ve Müslüman yöneticilerin içine düÅŸtüÄŸü durum mor öküzün hikâyesini andırıyor. Ne zaman ki, Türkiye ile Ä°ran arasında, Ä°ran ile Suudi Arabistan arasında, Suudi Arabistan ile Mısır arasında diplomatik, siyasi, ekonomik ve toplumsal bir iÅŸbirliÄŸi, bir iletiÅŸim vuku bulsa hemen ardından bir olay gerçekleÅŸiyor ve bir araya gelen ülke yöneticileri birbirlerine ters düÅŸmeye baÅŸlıyorlar. Müslümanlar kendi toprakları ve kendi toplumları adına aldıkları kararların hesabını karşı tarafa vermek zorunda bırakılıyor ve atılan her adım Ä°srail için bir tehdit olarak algılanıyor. Peki, Ä°srail bir asır önce Filistin topraklarını iÅŸgal edip bölgeye yerleÅŸmiÅŸ ÅŸiddet odaklı bir zihniyet deÄŸil mi? Adam Ä°slam coÄŸrafyasının göbeÄŸine yerleÅŸmiÅŸ yerli halkı katlediyor, ÅŸimdi burada hangi tehditten hangi güvenlik sorunundan bahsedilebilir?

Ä°slam toplumlarının liderleri sorunlarını müzakere için bir araya geldikleri anda ırkçı emperyalist ABD ve Ä°srail tarafından “endiÅŸeliyiz” tarzında açıklamalar yapılıyor ve mor öküzün hikâyesi misali uzlaşı hayallerimiz suya düÅŸüyor. Hatırlarsınız yakın tarihte Ä°srail bakanı Gants gazetecilerin soruları üzerine Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde ve DoÄŸu Akdeniz’de varlık göstermesini, HAMAS’a karşı tutumunu eleÅŸtirerek Ä°ran ve Türkiye’nin bölgeyi istikrarsızlaÅŸtırdığını söylemiÅŸti. DüÅŸünün hırsız eve giriyor, evi soyuyor, eve yerleÅŸiyor ve sizi itham etmeye baÅŸlıyor. Ne garip deÄŸil mi?

Attığımız her adımda, aldığımız her kararda paniÄŸe kapılıyor ve küresel emperyalist güçlere hesap vermek zorunda hissediyoruz! Peki, Ä°slam coÄŸrafyasında yaÅŸanan sorunların çözümünü bölgeyi istikrarsızlaÅŸtıran güruhlardan beklemek ahmaklık deÄŸil midir? Artık birileri ellerini taşın altına sokmayı göze alsın, birileri bedel ödemeye razı olsun… Bakın yangın hanelerimize kadar ulaÅŸtı… Artık dayanacak gücümüz kalmadı. CoÄŸrafyamızın huzur ve sükûneti için yöneticilerimiz, liderlerimiz, kanaat önderlerimiz Ä°slam BirliÄŸi ekseninde bir araya gelip bu yangını söndürsünler…

Hatırlarsınız rahmetli Erbakan Hocamız bu günleri görüp gecesini gündüze katarak tehlikeye iÅŸaret etti, Ä°slam toplumlarının lider ve yöneticilerinin siyasi, ekonomik ve kültürel bir iÅŸbirliÄŸi ekseninde bir araya gelmelerinin elzem olduÄŸunu kuvvetle vurguladı. Fakat çoÄŸu kiÅŸi bu uyarıları duymamak için kulaklarını tıkadı ve hayaller dünyasında kalmayı tercih etti.

CoÄŸrafyamızın sükûneti için Müslümanların etnik ve kültürel çatışmalardan uzaklaşıp vahiy ekseninde bir araya gelip güç birliÄŸi yapmaları gerekir. Fakat gelinen noktaya baktığımızda bunun pek de kolay olmayacağını görebiliyoruz. DüÅŸünün Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn yönetimi bir asra yakındır soykırıma maruz kalan Filistinli Müslümanların yanında deÄŸil iÅŸgalci Ä°srail’in yanında yer alıyor ve normalleÅŸme adı altında sunulan ihanet belgesine imza atıyorlar. Hatırlayacağınız üzere bölgeyi istikrarsızlaÅŸtıran Ä°srail ile aynı karede yer alan kukla yöneticilerin bu tavrı Ankara ve Tahran tarafından kınanmış ve bu anlaÅŸmanın Filistin davasına bir ihanet olduÄŸu belirtilmiÅŸti.

Ä°slam coÄŸrafyasının liderleri bölgesel itilaflardan, bölgesel ve yerel nedenlerden uzaklaşıp, halkların huzur ve sükûneti için uzlaşı diplomasisine dönmek zorundadırlar. Bu uzlaşı elbette küresel ırkçı emperyalistleri ciddi anlamda rahatsız edecek ve belki de ağır bedeller ödenecektir. Fakat ÅŸunu biliyoruz ki, Arap toplumlarının başına musallat olan kukla liderler böyle bir harekete eyleme cesaret edemezler, etmek de istemezler. CoÄŸrafyamızın güvenliÄŸi için Müslüman toplumların bu kukla liderlerden kurtulup, adalet adına hareket edebilecek ve gerektiÄŸinde ellerini taşın altına sokacak ÅŸuurlu liderlere kucak açmaları gerekir.

OrtadoÄŸu’da yaÅŸanan sorunlara hangi noktadan bakarsanız bakın gözleriniz Filistin’e iliÅŸiyor. Dolayısıyla bölgede kalıcı ve kapsamlı bir sükûnetin ve istikrarın saÄŸlanması için ilk evvela Filistin sorununun çözüme kavuÅŸması gerekir. Filistin bizim kırmızıçizgimiz ve burada yaÅŸanan soykırıma duyarsız kalamayız, kalmamalıyız.

OrtadoÄŸu’nun huzur ve sükûneti Filistin’in özgürleÅŸmesinden geçer. Filistin ve Mescid-i Aksa esaret altındayken ve Müslüman halk öbek öbek katledilirken küresel teröristlerin elini sıkamayız ki, bu bizim aklımızla, vicdanımızla ve Ä°slam kimliÄŸimizle dalga geçmek demektir. Buna müsaade edemeyiz.

 

Fatma Tuncer / Milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.