Ayşe Hümeyra Ökten söyleşisi: Herkes Müslüman ama herkes İslam’ı yaşamıyor.
İ̇çinde bulunduğu çevrenin sürekli değişmesi, hizmet ettiği insanları çeşitlendirirken hizmetini de renklendiriyordu. Ödülü de her sene hac ve mekke, medine’ye gitmek ama görevli kontenjanından değil meşakkatine razı olarak yol almaktı.
HÄ°ZMETE ADANMIÅž, ÖNCÜ VE ÖRNEK BÄ°R DÄ°NDAR KADIN: AYÅžE HÜMEYRA ÖKTEN
Cumhuriyet tarihinin hem fikir hem de eylem denildiÄŸinde ilk akla gelen kadınlarından biri AyÅŸe Hümeyra Ökten'dir ÅŸüphesiz. Ulema bir aileden gelmesi ve dönemindeki kadın hareketlerinin öncülerinden oluÅŸuyla yaşıtlarına ve kendisinden sonraki kuÅŸakların kadınlarına ilham v eren bir ÅŸahsiyet oldu. Her ÅŸeyden önce dindar ve tesettürlü bir kızın da dokt or, bir doktorun da dindar ve tesettürlü olabileceÄŸini gösteren, kamusal alanda baÅŸörtülü ilk kadın portrelerinden biri olarak hafızalara kazındı. Bu özelliÄŸinin yanında çalışkanlığı, yardımseverliÄŸi, fedakârlığı ve entelektüel donanımıyla ilham verdiÄŸi dindar kadınların ve genç kızların "Doktor Abla"sı oldu. Özellikle genç bir doktor olarak kadınlar ile özel olarak ilgilenerek, hacca ve umreye gitmek isteyen genç kadınlara elinden gelen her konuda yardımcı oldu. AyÅŸe Hümeyra Ökten'in hem entelektüel hayatı hem de genç kadınlara nasıl ilham olduÄŸunu onun hakkında bir kitap da yazmış olan Nevin Meriç ile konuÅŸtuk.
Ulemadan dindar bir ailenin kızı olmakla birlikte dönemindeki kadın hareketlerinin de öncülerindendi AyÅŸe Hümeyra Ökten. Ailesinin ve yetiÅŸtiÄŸi ortamın ona kazandırdıkları ile baÅŸlamak gerekir sanırım. Ökten'in ilk gençlik yılları nasıldı, doktorluÄŸa yönelmesi nasıl oldu?
Bir öncü olabilmek ilk olarak saÄŸlam bir eÄŸitimden geçmekle mümkün… Bu zaviyeden "Doktor Abla"ya baktığımızda babası Celaleddin Ökten'den saÄŸlam bir dinî düÅŸünce ve tasavvur eÄŸitimi aldığını görüyoruz. Bunun yanında ÅŸehirdeki mevcut kurumsal eÄŸitim basamaklarının hepsinde de baÅŸarısı üst düzeyde. Üniversite dâhil hep takdir alan bir Doktor Abla'yı görmekteyiz. Tıp eÄŸitimi insanlara hizmet açısından zaman ve zeminden bağımsız çok geniÅŸ bir alan açıyor. Hem ülke içinde hem dışında ve birçok farklı çevreye ulaÅŸarak örneklik ve rehberlik misyonunu gerçekleÅŸtiriyor. 1949'da Tıbbiyeyi bitiren dindar bir genç kız olması da öncülüÄŸü kuÅŸanabilecek cesaret ve donanıma sahip olacağını gösteriyor. Nitekim Dr. Gülsen Ataseven de "Biz ilk defa kadın doktorun baÅŸörtülü olabileceÄŸini AyÅŸe Hümeyra Ökten'de gördük" demiÅŸlerdir. Bu anlamda Doktor Abla'nın rehberlik ve örneklik misyonu inÅŸa ve tercih ettiÄŸi hayat tarzının her anında karşımıza çıkmaktadır.
Cumhuriyet döneminde hacca giden ilk hanım doktor olmasından ve hekimliÄŸin yanında kadınlara rehberlik etmesinden biraz bahseder misiniz?
Ä°nsana rehber Doktor Abla'nın misyonu. Bunu iÅŸ ve kariyerden bağımsız mevcutla iliÅŸkideki ihtiyaç üzerinden gerçekleÅŸtirmekte her zaman… Hac da böyle bir imkân… Kendisine nasip olup da insana kazandırdıklarının farkına varınca, bildiÄŸi ulaÅŸtığı erkeklerin, kadınların da nasiplenmesi için elinden gelen gayreti göstermiÅŸtir. Kendisine yapılan talepler kadar gidebilecek potansiyelde olan fakat bir biçimde geri duran kiÅŸileri ikna etme pozisyonunda da görüyoruz. "Hacca gitmek istiyorum ama oralarda ne yaparım, baÅŸarır mıyım" diye tereddüt edenleri ikna ettiÄŸi gibi maddi sıkıntılarını gidermek için organizasyonlarda da bulunmuÅŸtur. Burada insanı bir üs seviyeye taşıyacak farkındalıklardan haberdar etme rolü de ortaya çıkıyor. Tabi dönemin kadınlarındaki din-ibadet ve gündelik hayat algısını öÄŸrenmek anlamında kitapta bahsedilen kadınların her birine ayrı ayrı, mesela iÄŸneci AyÅŸe Hanım'a tekrar tekrar bakmak lazım diye düÅŸünüyorum.
"Benden talep edileni gücüm dâhilindeyse yaparım" düÅŸüncesiyle yorulmadan azimle çalışan özverili bir hayat yaÅŸamış. Onun hayatı bizlere ne anlatıyor, ne gibi dersler veriyor dersiniz?
Öncelikle iÅŸinin ehli olmak… ÜstlendiÄŸi her iÅŸi baÅŸarıyla yapmak… DoktorluÄŸu açısından bakarsak öÄŸrenciyken hocalarından, intörnken hastalarından aldığı dua ve övgüler yanında Kızılay'da göreve baÅŸladığında geçirdiÄŸi teftiÅŸte de baÅŸarısının her aÅŸamada en üst düzeyde olduÄŸunu karşımıza çıkıyor.
Bunun belirleyen de bilgi kadar sorumluluk ve insan-hayat iliÅŸkisine dair tasavvurları. Ä°nsanın meselesi elinden geleni esirgememek olmalı, emeÄŸini sakınmamalı, kâinatı bir bütün olarak kabul edip davranışlarını incitmeme, zarar vermeme prensipleri çerçevesinde gücü nispetinde sabır ve gayretle hayatta yol almalı, sonuçları Allah'a bırakmalı… vs gibi ilkeler çıkartabiliriz. Zaten insanın sermayesi emektir. EmeÄŸini teksif edeceÄŸi iÅŸler ve yerler konusunda rehberlik alması da önemlidir. Bir diÄŸer yönü de ibadet hayatı. Ta gençliÄŸinden gelen, her zaman ve zeminde yaptığı, öncelediÄŸi Allah-kul iliÅŸkisinde ibadete çok önem vermiÅŸ, her zaman ısrarla tavsiye etmiÅŸtir.
Dönemindeki kadınlar açısından bakarsak Hümeyra Ökten sıra dışı ama örnek bir kadın portresi olarak görünüyor. Peki, günümüz kadınlarına ve gençlerine nasıl ilham veriyor, nasıl bir örnek teÅŸkil ediyor?
Öncelikle meslek anlamında tıbbiyeliler ondan çok etkilendi ve örneklik iliÅŸkisi kurdu. Bu konuda çok geri dönüÅŸler alıyorum. Kamusal alanda dindar kadın portresi anlamında kadınlara hitap etti, herkes kendine dönüp sorgulamaya baÅŸladı. Müslüman insan anlamında da kadın ve erkeÄŸe hitap etti. Farkına varan çok istifade etti. Vefatından sonra da gündemde kalışı gençleri çok etkiledi hatta "neden haberdar etmediniz" diye siteme yeltendiklerinde kitabın kütüphanelerinde olduÄŸunun, fakat okumadıklarının farkına vardılar. Okuduklarında kendi talepleri ile Doktor Abla'nın hayatı arasındaki mesafeyi görüp aydınlanma da yaÅŸamış olabilirler. Aslında birlikte okuyup rehberlik etmek sorularına cevap vermek lazım… Ä°lke bazında kendini yetiÅŸtirme, insan ve kainatla ilgilenme, emek ve sorumluluÄŸu kuÅŸanma, Allah'a ibadet ve kulluk misyonunu her daim hatırlamak hususlarında hâlen ilham kaynağı olmaya devam ettiÄŸini söyleyebilirim.
Hümeyra Ökten'in hayatının büyük bir kısmı yollarda geçmiÅŸ. Sizin bakışınızla Özellikle Ä°stanbul, Mekke ve Medine arasında geçen hayatı ona neler katmış, neler kazandırmış olabilir?
Dinî anlamda dünya hayatı "yol ve yolcu" metaforuyla açıklanır. Bu konuda hadisler var. Doktor Abla bunun ete kemiÄŸe bürünmüÅŸ hâlini gösterdi bize. Yolcu bir bilinmezin içinde hareket edendir. Bilinmezlik de insanı en temel ihtiyacı olan güvenli limandan koparır. Bunu herhangi bir zaruret olmadan bile isteye istemek ve gerçekleÅŸtirmek ancak muhabbet-aÅŸkla mümkündür diyorum. EÅŸya ve âlem tasavvuru muhabbet üzere olunca kazanımın da aÅŸk olması kaçınılmaz. Doktor Abla'yı bir bilinmez içinde güvenle yol aldıranın da bu ilahi neÅŸve ve manevi kazanımın olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Teslimiyet varsa gerisi hikâye diyenlerdendi Doktor Abla… Bunun yanında içinde bulunduÄŸu çevrenin sürekli deÄŸiÅŸmesi, hizmet ettiÄŸi insanları çeÅŸitlendirirken hizmetini de renklendiriyordu. Medine'de Mekke'de Arafat'ta dünya Müslümanlarıyla muhabbet imkânı… vs de önemli kazanımlardan sadece bir kaçıdır, diyebiliriz. Ödülü de her sene hac ve Mekke, Medine'ye gitmek ama görevli kontenjanından deÄŸil meÅŸakkatine razı olarak yol almaktı.
Bir hac seyahati sonrasında âşık olduÄŸu Medine'ye yerleÅŸti ve orada Hakk'a yürüdü. Onun Medine'ye, daha doÄŸrusu Hazret-i Peygamber'e olan sevgisini, baÄŸlılığını nasıl ifade edersiniz?
Ä°nÅŸa ettiÄŸi yaÅŸam tarzına bakmak yeterli bence… "Ballar balını buldum kovanım yaÄŸma olsun" misali elde bavul, yollarda bir hayatın normalleÅŸmesi diye ifade ediyorum. ÇocukluÄŸunda babasının evdeki sohbetlerinde ekilen sevgi büyüdükten sonra daha da dal budak salar. Ä°lk haccında yaÅŸadığı manevi haz, Medine sevgisi onun sonraki hayatını ÅŸekillendiren amil olur. Medine'nin olmadığı veya Medine'yi göremeyeceÄŸi bir hayatı düÅŸünememiÅŸ buna engel olacak her ÅŸeyi reddetmiÅŸtir ki evlenmemesinde de bu bir faktördür. Her eve bir anne, yedi mahalleye bir doktor derken de o mahallenin bir ucu Medine'dir aslında. Ä°ÅŸ sözleÅŸmesinde bile senede bir hacca-Medine'ye gitmek vardır. Babası vefat ettikten sonra annesi "gitme artık kızım özlüyorum" dediÄŸinde "gitmesem ölürüm" cevabında da aslolan Medine- Hz. Peygamber sevgisidir. Son haccında rüyasında "gel artık Hümeyra" diyen annesine "Medine'ye varayım da oradan gelirim" anne diye cevap vermesinden de anlaşılacağı üzere Hz. peygamber ve Medine sevgisi Doktor Abla'da asıldır.
Babası Celaleddin Ökten'in de imam-hatip okulları için bir öncü oluÅŸunu dikkate alırsak, Öktenlerin ailece toplumsal olaylara duyarlılıklarını nasıl açıklamak gerekir? Sanırım ailenin genetiÄŸinde böyle bir damar mevcut?
Aynı havuzdan beslenmek, çok çalışmak, Allah rızasını, ülkeye dinî anlamda hizmeti merkeze alırken emek için zaman zemin gözetmemek böyle bir misyonu saÄŸlamıştır diyebilirim. Bunda baba Celaleddin Ökten'in çocukların manevi-dinî eÄŸitimine gösterdiÄŸi hassasiyet dikkati çeker. Her su getirdiÄŸinde "dur önce bir dua edeyim" diye duainsan iliÅŸkisi yanında, okul için yazdığı ödevde kullandığı "kör tabiat" ibaresini "tabiat kör olmaz kızım" diye düzelterek gösterdiÄŸi hassasiyet, maddimanevi kuÅŸatıcılığı çocuk zihnine ve kalbine nakÅŸeden birkaç örnektir sadece.
AyÅŸe Hümeyra hanım, dinî ilkeleri kitap sayfalarında bırakmayıp oradan bizzat hayata taşıyan ve kendi hayatını dizayn eden bir örnek olarak günümüz insanına, kadınına nasıl bir model sunuyor?
Üsteki soruların birinde sadece kadına deÄŸil, toplumdaki her bir bireye söyledikleri var diye söylemiÅŸtim. Ä°nsana hizmet, Allah'a ibadet Müslümanın yaÅŸam tarzı olmalı. Ä°lkeli, saÄŸlam, muhabbeti merkeze koyan, "yaratılanı sevdim yaratandan ötürü" misali çevresiyle ilgilenen, dünyanın ahiretin tarlası fehvasında yaÅŸamak gerektiÄŸinin örnekliÄŸini sunuyor. Ä°ÅŸinin ehli olmanın yanında, manevi donanımın da önemini vs. öÄŸretiyor diyebiliriz.
AyÅŸe Hümeyra Hanım'ı tek bir cümle ile tanımlasanız bu nasıl bir cümle olurdu?
"Allah'a ibadet, kula hizmet, dünyada meÅŸakkat, ahirette cennet inÅŸallah" diye bir cümle kurabilirim Doktor Abla ve hayatı için. Allah rahmetiyle yarlığasın, mekânı cennet olsun…
AyÅŸe Hümeyra Ökten Kimdir?
AyÅŸe Hümeyra Ökten, 1925 yılında Ä°stanbul Fatih'te dünyaya geldi. Babası Osmanlı dönemi ulema sınıfından müderris ve felsefe hocası, imam hatip mekteplerinin kurulmasında öncü Mahmud Celaleddin Ökten'dir. Okullarını birincilikle bitirerek 1949 yılında Ä°stanbul Tıbbiyesi'nden mezun olan Ökten, tesettürlü ilk doktor ve Cumhuriyet döneminde hacca giden ilk görevli doktor hanım olarak öncü bir isimdir. 1953 yılında Kızılay tarafından hacda görevlendirilmesinin ardından hayatı, Ä°stanbul-Hicaz arasında geçmeye baÅŸlar. Ökten, henüz asistanken Kızılay'ın ilk bayan hekim misyonlusu olarak hacca gitti ve Medine'ye gittiÄŸi bu yolculuktan sonra Suudi Arabistan'da oturma izni alarak, orada yaÅŸamaya karar verdi. Daha sonra babası da Medine'de oturma tutkusu ile iÅŸinden istifa edince, ailece Medine'ye yerleÅŸtiler. Kendini hastalarına adayan Ökten, yoÄŸun iÅŸ yaÅŸamı nedeniyle hastalarına yeterince zaman ayıramamaktan çekindiÄŸi için evlenmedi. Ökten, 95 yaşında çok sevdiÄŸi Medine'de dar-ı bekaya göç etti.
Röportaj: Yunus Arslan / Kaynak: Lacivert Dergi
Henüz yorum yapılmamış.