Hakan Albayrak: Ermenistan'a gerçeklik terapisi gerek
Geçen Perşembe günü (10 Aralık) Türkiye ile Azerbaycan arasında “kimlik kartıyla seyahat” anlaşması imzalandı. Gürcistan’la da var böyle bir anlaşmamız. İnşaallah Erivan bir an evvel sağduyuyu kuşanır ve Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan hattına bir an evvel Ermenistan da eklenir.
Ermenistan’ın yenilgisinin faturasını Başbakan Nikol Paşinyan’a çıkaranlara Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’den tekzip:
“Biz aslında Sarkisyan ve Koçaryan’ı yendik. Onlar tüm sorumluluğu Paşinyan’ın üzerine atmak istiyorlar… Paşinyan kim ki? Sarkisyan ve Koçaryan rejimine karşı protesto dalgasında iktidara gelen rastgele bir adam… Hayatında hiçbir zaman yöneticilik yapmamış bir adam. Yani tek başına suçlanamaz. Bizi kışkırttığı, kabul edilemez şeyler yaptığı ve bunun için cezalandırıldığı doğrudur ama biz Sarkisyan ve Koçaryan’ın ordusunu yendik.”
Elhak; Ermenistan ordusunun kifayetsizliğinin hesabı, şunun şurasında iki yıldır başbakan olan ve Sarkiyan/Koçaryan’ların kurduğu askeri düzene dokunmayan Paşinyan’dan sorulamaz.
Öyleyse, son savaşta Azerbaycan karşısında acze düşen Ermenistan’ın ağır kayıplarını bir yerde durdurmak için ister istemez barış anlaşması imzalayan Paşinyan’ı vatan haini diye şiddetle protesto etmenin mantığı ne?
Erivan’ın altını üstüne getiren protestocu kalabalıklar Paşinyan’a “Niye Azerbaycan’la vakitlice anlaşmadın da bize bu savaşı ve yenilgiyi yaşattın? Sen git de Azerbaycan ve Türkiye ile doğru dürüst bir diyalog kurarak bu yenilgiyi mümkün mertebe telafi edecek birisi gelsin” demediklerine göre, “O barış anlaşmasını niye Dağlık Karabağ’daki ordumuzun tamamen yok olmasını beklemeden imzaladın? Sen git de savaşı kaldığı yerden sürdürüp yenilgimizi daha da büyütecek birisi gelsin” diyor olmalılar.
“Türkiye karşıtı bir cephe oluşturacağız ve o cephenin ön safında olacağız” diyen muhalefet lideri Vazgen Manukyan da, Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkilerin bozukluğunun ekonomik maliyetini taşıyamayan yoksul Ermenistan’ın makus talihini beslemeyi murat ediyor olmalı.
Bir tarafta müşterek menfaatler için 30 yıllık husumeti yok sayma olgunluğunu göstererek ‘İsterse Ermenistan da bölgesel kalkınma projelerimize katılabilir’ diyen Aliyev ve ‘Ermenistan iş birliğine yanaşırsa sınırımızı açabiliriz’ diyen Erdoğan, öbür tarafta kayıplarını çoğaltmak için çırpınan bu tuhaf adamlar…
***
Kanada Küresel İlişkiler Enstitüsü mensuplarından Robert M. Cutler, “Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’daki Yenilgisinin Ötesine Bakmak” başlıklı makalesinde (Looking Beyond Armenia’s Defeat in Nagorno-Karabakh, cacianalyst.org), Ermenistan’a “realite terapisi” öneriyor.
Ermenistan’ın içe kapanık ve realiteden kopuk bir bakış açısına sahip olduğunu, sonuçlarına katlanması gerekmeyen diasporanın empoze ettiği bu bakış açısının Ermenistan siyasetini ve toplumunu son 25 yıldır bölgede ve dünyada yaşanan değişimlere karşı kör kıldığını belirten Cutler, Azerbaycan devletinin güçlendiğine, Rusya’nın tavır değiştirdiğine ve “bıçağın kemiğe dayandığı yerde” diasporanın hiçbir işe yaramadığına dikkat çektikten sonra diyor ki:
“Bu bakış açısına hapsolan Ermenistan toplumu, yenilginin nasıl ve niçin meydana geldiğini hâlâ idrak edemiyor ve gerçek cevaplara ulaşmasını sağlayacak soruları formüle etmekten bile aciz. Partizan duygusallık, stratejik düşünmeyi imkânsız hale getirdi… Bu çıkmaz sokaktan kurtuluşun tek yolu, realite terapisi. Terapinin ilk adımı, Ermenistan liderliğinin, aracılara bel bağlamak yerine doğrudan Azerbaycan liderliği ile konuşmaya başlaması olacaktır.”
Cotler’e göre, yüzyıllar boyunca yan yana -hatta iç içe- yaşayan ve bundan sonra da komşu kalmaya “mahkûm” olan Ermenistan ve Azerbaycan’ın ekonomiden başlayarak her alanda işbirliğine gitmesi gerekiyor ve Ermenistan buna yanaşmadığı müddetçe kaybetmeye devam edecek:
“Azerbaycan ve Türkiye, son 15-20 yılda, hem ayrı ayrı hem de beraberce, Ermenistan liderliğine ekonomik işbirliği için somut önerilerde bulundu. Ermenistan liderliği bu realite terapisine başlayacak mı başlamayacak mı? Realite terapisinin yegâne alternatifi, Ermenistan’daki Ermenilerin -nüfuz sahibi diaspora tarafından paylaşılmayan- sefalet ve çilesinin devamıdır.”
Azerbaycan ve Türkiye’nin uzattığı dostluk elini geri çevirmenin, marjinal bir unsur olarak kalmakta ısrar ederek kendini bölgesel işbirliğinin sunduğu imkânlardan mahrum bırakmanın makul bir izahı yoktur ve olamaz.
Bakü-Tiflis-Kars demiryolu açılalı yıllar oldu, Erivan hâlâ Cebrail’e yol çekme vizyonunun ötesine geçemeyecek mi?
***
Geçen Perşembe günü (10 Aralık) Türkiye ile Azerbaycan arasında “kimlik kartıyla seyahat” anlaşması imzalandı.
Gürcistan’la da var böyle bir anlaşmamız.
Pasaportu kaldıracak kadar yakınlaştık.
İsteriz ki, Ermenistan’la da böyle yakınlaşalım.
İnşaallah Erivan bir an evvel sağduyuyu kuşanır ve Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan hattına bir an evvel Ermenistan da eklenir.
Karar Gazetesi
Henüz yorum yapılmamış.