Kürsü
Ali Haydar Haksal: Ah etmek
Ah bir beddua mıdır, değildir. Bir içleniştir. Sözle söylenemeyen bir içleniş. İnsanın kendi iç dünyasındaki bir sarsılış. Yetimin ahından sakınılması dilenir. Çünkü o savunmasızdır.
Derin ve içli bir sesleniÅŸ. Ä°çten bir vurgun. Ä°nsanın insandan çektiklerinin içten gelen patlaması. Tıpkı bir yanardağın içten patlaması, lavlarını püskürtmesi. Bu, bir isyan deÄŸil, bir iç çekiÅŸtir.
Ä°nsan gönlü, kalbi çok narin, naif. Onun güzelliÄŸi güzellikleri içinde barındırmasıdır. Tıpkı Tanrı’nın evinin oluÅŸu gibi. insanın en duyarlı alanı. Bedenin zedelenmesi, yaralanması, darbe görmesi anlık ve geçicidir. Bir insanı kazanmanın, gönlünü etmenin tek merkezi. Ä°nsanın can evi. Ä°nsanın insanı incitmesi kırması bedenin incinmesi deÄŸildir. Bunlar görünür hâllerdir, bir süre sonra kendini bulur düzelir. Fazla deÄŸiÅŸen bir ÅŸey olmaz. Darbe yiyenin kendisi de unutur olanları.
Unutulmayan bir yer var ki gönlüdür, kalbidir. Ah insanın Allah ile kurduÄŸu en etkili dildir. Bu dil sesleniÅŸi Onda kendini bulur.
Ah bir beddua mıdır, deÄŸildir. Bir içleniÅŸtir. Sözle söylenemeyen bir içleniÅŸ. Ä°nsanın kendi iç dünyasındaki bir sarsılış. Yetimin ahından sakınılması dilenir. Çünkü o savunmasızdır. Ya da bu, genel için de geçerli. Mazlumun ahı daÄŸları devirir. Büyük mazlumlar arşı titretir. Melekler onunla birlikte içlenir ve aÄŸlarlar. Çünkü onlar bu iç dünyanın tanığıdırlar. Ä°nsanın talip olduÄŸu yukarı mertebeler tehlike basamaklarıdır. Kendi dünyasında olanın sorumluluÄŸu önce kendinedir. Kendisinin dışında dar bir dairesi bulunur. Halka geniÅŸledikçe insan gönülleri o dairenin içinde olmaya baÅŸlar. Kendisiyle baÅŸa çıkamayan baÅŸkalarının sorumlulukları altından nasıl kalkar.
Depremler olur içten ve derinden bir sarsılış olur. Etki alanında bulunanların tamamı o sarsıntıyı derinden yaÅŸarlar.
Gönle açılan kapı ses ile bakış ile tebessüm ile olur. Bir söz, bir dokunuÅŸ insanda çok ÅŸey deÄŸiÅŸtirir. Âşıklar birbirlerinin gönül kapılarını aralarlar oradan girerler. BaÄŸlanış büyük olunca sadakati de büyük olur. Bu kapıların açık tutulması, insanın insana gönlen baÄŸlanması sevgiyi çoÄŸaltır. Ses tonu yükselince incinir insan. Karşısındakinin sınırlarını zorlar ve hatta aÅŸar, baskı altına alır.
DüÅŸünmenin ve ona baÄŸlı sözlerin bir tartısı olur. Beyin, gönül veya kalp içindekileri safra gibi dışa vurmaz. O sadece kendi içinde içten ve derinden devinir. Sonra güzel ve tatlı sözler olarak dışa vurur. Velilerin gözü kalp gözüdür. Ä°ç bakışıdır. Büyük insanların sezgi sahiplerinin sesleri ve bakışları aynı kaynaktan beslenir. Gönül hoÅŸluÄŸunun iç rengi, iç bakışı ve iç sesleniÅŸi.
Bağırarak höykürenler gururlarını savururlar. SesleniÅŸleri anlıktır, insan ruhuna ve kalbine iÅŸlemez. Ä°nsanları o anlık devindirir, bir yerlere sürükler. SürükleniÅŸ uçurumlara olur. Elini kalbine bastıran sesinin tonunu kendiliÄŸinden ayarlar.
Ya da kendiliÄŸinden ayarlanır. Onun hâl dilidir konuÅŸan.
Zulüm daÄŸları heybetli görünse de, büyük olsa da Allah’ın yanında küçülür bir toz zerresine dönüÅŸür. Çünkü onu dönüÅŸtüren ah ve enin sahipleridir. Gönül kapısı hak kapısıdır. Güzellikleri içine alır.
Heyheylenenlerin olduğu yerde uzak durmak sakınmak ve kendine mukayyet olmadır. Uzak durma kendini korumadır.
Derin susuÅŸ, içleniÅŸ insanı kendine getirir. Ses yükseldikçe karşısındakiler incinir. Mekanik olmayan ezanın etkisi insanı derinden yakalar. Her güzel müzik de böyledir.
Gürültü ve kaos yüzyılında insan olma erdemi içliliktir, kendini bilmedir. Ä°nsanın gönlüne dokunan melekler gibidir insan dokunuÅŸu.
Ä°nsanın uzun yolculuÄŸunun sınırları var. Gücünün de… Güç bedenin, ya da kendisine saÄŸlananların gücüdür. Ä°nsanın kendisi bir başına hem çok yücedir hem de çok küçüktür. Büyük insanların izleri ve eserleri belirgindir. Onların gönül dağından oluÅŸan güzellikleridir.
Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.