Salgının artmasında toplu taşımanın etkisi
Yapmamız gereken kısa vadeli en akıllıca çözüm, trafiği talep yönetimidir. Trafiği yönetmek adına evden yapılabilecek işleri, esnek çalışmayı teşvik etmeli, kısıtlamalar kalktıktan sonra mesai saatlerini gün içinde iki gruba ayırmalı, cumartesiyi çalışma günlerine dahil edip altı günün beşli kombinasyonları olarak uygulamalı, toplu ulaşım araçlarına ait yollar ve akıllı kavşaklar ile seyir hızını artırmalıyız.
Daha önceki makalelerimde; yaÅŸanan Covid-19 salgını sonrasında artık hiçbir ÅŸeyin eskisi gibi olmayacağına, dünyanın en geliÅŸmiÅŸ ülkelerini bile çaresizliÄŸe sevk eden Covid-19 salgınının, ülkelerin geleceÄŸe bakışını, yönetim ÅŸekillerini, oluÅŸturulan birliktelikleri deÄŸiÅŸtireceÄŸine vurgu yaparak, ülkelerin ekonomik anlamda toparlanması için belirli bir zaman geçeceÄŸine, geçmiÅŸte kazanılan alışkanlıkların deÄŸiÅŸerek, bazı uygulamaların salgın ile oluÅŸan yeni düzene göre yeniden ÅŸekilleneceÄŸine deÄŸinmiÅŸtim. Aynı ÅŸekilde, ekonomiden tarıma, eÄŸitimden saÄŸlığa, çalışma hayatından sosyal yaÅŸama kadar her ÅŸeyin tekrar deÄŸerlendirileceÄŸini ancak etkilenecek alanların en başında ulaşım sisteminin geleceÄŸini de vurgulamış, buna yönelik baÅŸta uzaktan çalışma, kademeli mesai, toplu ulaşım yolları, toplu ulaşım sistem kapasitesinin artırılması, atıl araçların toplu ulaşım sisteminde kullanılması, denizin kullanımı, bisikletin toplu ulaşım sistemine entegrasyonu, vb. olmak üzere birçok önerimi siz deÄŸerli okuyucularımız ve yetkililerimiz ile paylaÅŸmıştım.
Mart ayından itibaren ülkemizde vakaların görülmesiyle alınan önlemler, salgının hızının yavaÅŸlamasına neden olmuÅŸ, Haziran ayından itibaren ise kontrollü hayata geçiÅŸ yapılmıştı. Bu dönemde hava sıcaklıklarının yüksek olmasına da baÄŸlı olarak salgının hızında bir gerileme yaÅŸanmıştı. Eylül ayından itibaren ise tekrar vaka sayılarındaki artışa ÅŸahit olduk. Artan vaka sayıları, tüm dünyada ve ülkemizde yeni bazı önlemlerin alınmasına neden oldu.
Tehdit devam ediyor
Ancak geldiÄŸimiz noktada, alınan bütün önlemelere raÄŸmen Covid-19 salgını büyümeye devam ediyor. Åžu an itibariyle tüm dünya genelinde 60 milyondan fazla vakanın görüldüÄŸü, 1,5 milyona yakın kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸi Covid-19 salgını, her kesimden insanın hayatını tehdit etmeye devam ediyor. Benzer vaka artışlarına ülkemizde de ÅŸahit oluyoruz. Her gün binlerce vatandaşımız salgına yakalanırken, yüzlerce vatandaşımızı da kaybediyoruz. Salgının seyrini düÅŸürmek ve vefakâr saÄŸlık çalışanlarımızın yükünü azaltmak için bazı önlemlerin alınması gerektiÄŸi aÅŸikar. Ancak alınacak önlemlerin bir dengede olması gerektiÄŸi de ortada. Ä°ngiltere’de yayımlanan bir makalede (Mitigating the COVID Economic Crisis: Act Fast and Do Whatever It Takes, Richard Baldwin and Beatrice Weder di Mauro) Covid-19 pandemi sürecinde alınan tedbirlerin, salgının seyrine ve yaÅŸanabilecek ekonomik resesyona olan etkileri deÄŸerlendirilmiÅŸ. Makalede, pandemi sürecinde alınan her bir kısıtlamanın pandemi ile ilgili eÄŸriyi düzleÅŸtirirken, yaÅŸanabilecek resesyon eÄŸrisini ise derinleÅŸtirdiÄŸini ifade ediliyor. Åžu an Avrupa genelinde yaÅŸanan durum tam da bu ÅŸekilde. Alınan tedbirler ya ekonomiyi zora sokuyor ya da alınmayan tedbirler Covid-19 salgının yayılım hızını artırıyor.
Ülkemizde de durum farklı deÄŸil. Alınacak tedbirler ile hem vatandaÅŸlarımızı bulaÅŸ riskinden koruyabilmeli, hem de ekonomik olarak çöküntü yaÅŸamamalıyız. Bu hassas dengeyi yakalayabilirsek, sanırım bu durumdan en karlı çıkan ülke biz olacağız. Dünyayı her geçen gün daha küçük hale getiren küresel ulaşım ağı, insanların ve eÅŸyaların daha kolay hareket etmesini saÄŸladığı gibi Covid-19 salgının da küresel ölçekte yayılmasına ve bir pandemi oluÅŸmasına zemin hazırladı. BaÅŸlangıç aÅŸamasında, toplu ulaşım sistemleri aracılığı ile yerel ulaşım sistemlerini etkisi altına alan yayılım, zaman içerisinde ÅŸehirleri daha sonra ise uluslararası hava yolu taşımacılığı ile ülkeleri etkisi altına almıştır.
Ülke içerisinde, salgının kontrol altına alınabilmesinin en önemli yöntemlerinden birisi kuÅŸkusuz toplu ulaşım sistemlerinin kontrolü. Çünkü bulaÅŸ riski en fazla olan ortamların başında toplu ulaşım sistemleri geliyor. Bu noktada alınabilecek en radikal yöntem, toplu ulaşım sistemlerini kapatmak olacak. Ancak ilgili makaleye atıf yaparak belirttiÄŸim gibi, bu durumun, hayatı durma noktasına getireceÄŸini herkesin bildiÄŸine eminim. Virüs hala dolaşımdayken, kullanıcılar toplu ulaşım sistemlerine karşı doÄŸal olarak temkinli yaklaşıyor. DiÄŸer taraftan toplu ulaşım hizmet sunucuları, ekonomik olarak sürdürülebilir bir yapı için belirli sayıda yolcuya ihtiyaç duyuyor. Yapmamız gereken ÅŸey her iki taraf için de uygun çözümler üreterek toplu ulaşımı, insanları güvende hissettirecek ÅŸekilde yeniden tasarlamak…
Ekonomik büyümenin anahtarı
DiÄŸer taraftan, ulaşım sistemlerine yönelik alınacak bu tür radikal kararlar, günümüze kadar yapılan birçok araÅŸtırmayı da boÅŸa çıkaracak. Çünkü yapılan araÅŸtırmalar, artan hareketliliÄŸin, ekonomik büyümenin temel anahtarı olduÄŸunu da gösteriyor.
Her ÅŸeyden önce toplu ulaşım sistemlerine bakış açımızı deÄŸiÅŸtirmemiz gerektiÄŸi ortada. Artık birim zamanda en fazla yolcuyu taşıma yaklaşımını bir kenara bırakıp, birim zamanda en fazla yolcuyu sosyal mesafeye uygun, en güvenilir ÅŸekilde taşıma yaklaşımını benimsememiz gerekiyor.
Ülkemizin en büyük ve dünyanın en kalabalık ilk 15 ÅŸehrinden biri olan Ä°stanbul özelinde konuyu irdeleyecek olursak, salgın öncesinde günlük toplu ulaşım yolcukları sayısı 7,3 milyon iken Mart-Nisan aylarında yüzde 80-90 civarı azalarak bu deÄŸer 900 bine kadar geriledi. Kontrollü sosyal hayat dönemi olarak geçirdiÄŸimiz Haziran ayı sonlarında 2,7 milyon olan yolculuk sayıları AÄŸustos ayında 3,5 milyon olarak gerçekleÅŸti. Haziran – AÄŸustos döneminde toplu ulaşım kullanımı sayılarında önemli bir artış yaÅŸanmazken, yaz sezonunun bitmesiyle birlikte kentiçi kalabalığın artmaya baÅŸlaması toplu ulaşım sistemlerinin yükünü artırdı. Sonbahar mevsiminin de baÅŸlamasıyla birlikte Eylül ayında yaÅŸanan vaka artışları, Ä°stanbul ValiliÄŸi tarafından 28 Eylül’de kamu kesimine ait kademelendirilmiÅŸ mesai uygulamasına geçildi. Alınan bu kararın temel amacı, bulaÅŸ riskinin en fazla olduÄŸu toplu ulaşım araçları, istasyon ve duraklarındaki zirve saatteki yoÄŸunluÄŸu azaltmak, belirli saatlerde yoÄŸunlaÅŸan kalabalıkları gün içerisine yayabilmekti. Alınan karar sonrasında Eylül – Ekim aylarında günlük yaklaşık 4,2 – 4,5 milyon toplu ulaşıma yolculukları gerçekleÅŸirken zirve saatlere olan etkisi görülmedi. Bu durum, kamu kesiminin ağırlıklı olarak servis aracını kullandığını gösterdi. Alınan bu tedbir öncesinde de olduÄŸu gibi tüm yolculukların yüzde 9’u sabah zirve saatinde (08:00), yüzde 10’u ise akÅŸam zirve saatinde (18:00) gerçekleÅŸti. Daha sonra 9 Kasım’da sanayi kesimi için uygulanan mesai kademelendirmesinin de zirve saatini ve bu saatteki yoÄŸunluÄŸu deÄŸiÅŸtirmediÄŸi görüldü. Bu durumda, zirve saatlerde kamu ve özel sektör dışında iÅŸ amaçlı olmayan (65 yaÅŸ üstü, sosyal kart sahibi, vb.) önemli miktarda yolculuÄŸun gerçekleÅŸtirildiÄŸini gösterdi.
17 Kasım 2020 tarihinde yapılan Kabine Toplantısı sonrası alınan daha kapsamlı tedbirlerle birlikte, kısıtlamalara yönelik genelgenin uygulamaya geçmesiyle yolculuk sayısında belirgin azalma gözlendi. Günlük yaklaşık 4,5 milyon yolculuk sayısı, 24 Kasım 2020 tarihinde 3,3 milyona kadar geriledi. Ancak yine beklenildiÄŸi gibi zirve saatlerindeki deÄŸiÅŸim istenen düzeyde olamadı. Pratik olarak vatandaÅŸlarımız yine omuz omuza duraklarda ve toplu ulaşım araçlarında yolculuk yapmaya devam etti. Kısıtlamalardan önceki duruma göre ise (17 Kasım 2020), sabah zirve saat yolculuklarında yaklaşık olarak yüzde 10, akÅŸam zirve saat yolculuklarında ise yaklaşık yüzde 17’lik bir azalma oldu. Toplam yolculuklarda ise yaklaşık yüzde 16’lık bir azalma söz konusu. Ekim ayı ile karşılaÅŸtırıldığında ise bu rakam toplam yolculuklarda yüzde 26’lık bir azalmayı iÅŸaret ediyor.
Alınan tedbirler bulaÅŸ riskinin en fazla olduÄŸu toplu ulaşım durak, istasyon ve araçlarındaki yoÄŸunluÄŸu azaltmak adına yeterli olmasa da olumlu sonuçlar verdiÄŸi görülmektedir.
CumhurbaÅŸkanımızın bu konuya özel bir ilgi göstererek 30 Kasım tarihindeki Kabine Toplantısı sonrasında açıkladığı ve yürürlüÄŸe giren yeni tedbirlerin faydalı olacağı açık bir gerçektir. Ancak, hafta içindeki toplu ulaşım sistemlerinde yaÅŸanan olumsuzlukları tamamen ortadan kaldırmayacağı düÅŸünülerek il valiliklerince ÅŸimdiden aÅŸağıda açıklanan örnek uygulamalardan ve önerilerimizden yararlanılmasının büyük faydalar saÄŸlayacağını düÅŸünmekteyim. Bu tedbirlerle kamu kesimi için uygulanacak 10:00 – 16:00 mesaisinin toplu ulaşım üzerinde olumsuz bir etki yapmayacağı kanaatindeyim. Özel sektörün mesai saatlerini ise kısıtlama dışında kamuyla en az iki saatlik bir ötelemeye göre ayarlamaları toplu ulaşımda olumlu katkı saÄŸlayacaktır. Kısıtlamaların denetiminin güçlü bir ÅŸekilde yapılarak özellikle kalabalık saat ve duraklarda gerekli personel takviyesinin yapılması zorunludur. Son kabine toplantısında alınan kısıtlamaların yeni yılın başında sona ermesi biz vatandaÅŸların bu tedbirlere hassasiyet göstermemize baÄŸlıdır. Yeni yılda kısıtlamaların kalkmasıyla birlikte toplu ulaşım sistemi için; dünyadaki örnek uygulama ve önerilerimizin uzun bir süre uygulanmasının gerekli olacağını düÅŸünmekteyim.
Neler yapılabilir?
Bundan sonraki aÅŸamalarda neler yapabiliriz biraz da onlardan bahsedelim:
Evet, toplu ulaşım yerine özel araç kullanmak bariz bir alternatif gibi görünüyor. Ancak araç kullanmaya yönelik kitlesel bir geçiÅŸ, ÅŸehirlerimizi halihazırda olduÄŸundan daha fazla bir trafik sıkışıklığı ve çevre kirliliÄŸine neden olacaktır. Ticari taksilerin boÅŸ dolaÅŸmaması için mobil çaÄŸrı sistemlerinin devreye konulması ve gerekli hijyen ÅŸartlarının saÄŸlanması, ticari taksiye olan talebi artıracaktır. Metrobüs, tramvay, otobüs, banliyö vb. diÄŸer toplu ulaşım araçlarında da fiziki mesafe ve temizlik ÅŸartlarının yüksek düzeyde saÄŸlanması, sisteme olan güven ve talebi artıracaktır.
DiÄŸer taraftan; yapmamız gereken kısa vadeli en akıllıca çözüm, trafiÄŸi talep yönetimidir. TrafiÄŸi yönetmek adına evden yapılabilecek iÅŸleri, esnek çalışmayı teÅŸvik etmeli, kısıtlamalar kalktıktan sonra mesai saatlerini gün içinde iki gruba ayırmalı, cumartesiyi çalışma günlerine dahil edip altı günün beÅŸli kombinasyonları olarak uygulamalı, toplu ulaşım araçlarına ait yollar ve akıllı kavÅŸaklar ile seyir hızını artırmalıyız.
Yerel ve merkezi yönetimler tarafından alınması gereken en önemli önlemlerden birisi de gerekli altyapıyı sunarak kullanıcıları alternatif ulaşım sistemlerine yönlendirmek. ÖrneÄŸin Ä°stanbul’da, deniz ulaşımının kullanım oranlarının artırılması, buna yönelik teÅŸviklerin getirilmesi tıkanan sistemin çözümüne büyük katkı saÄŸlayacaktır. Halen Ä°stanbul’da gerçekleÅŸen toplu ulaşım yolculuklarında 1/6 paya sahip metrobüs sisteminin sosyal mesafeye uygun kapasitesinin kısa sürede artırılması saÄŸlanmalıdır. Bu artışın ancak, olduÄŸu yerde lastik tekerlekli bir metro sistemiyle mümkün olacağını yaptığımız araÅŸtırmalar göstermektedir. DiÄŸer taraftan, Avrupa’da her geçen gün kullanım oranı artan bisikletin, ülkemizde de yaygınlaÅŸması için gerekli altyapıların ve teÅŸvik sistemlerinin hayata geçirilmesi elzem görünüyor. Bir diÄŸer önemli konu ise ÅŸehirlerde kavÅŸakların tam akıllı sinyalize hale getirilmesi ve toplu ulaşım sistemlerine özgü yolların oluÅŸturulması. DiÄŸer taraftan toplu ulaşım sistemlerindeki havalandırma sistemlerinin de virüsün tehlike arz etmemesi açısından çok önemli olduÄŸu açık bir gerçektir. Konuya iliÅŸkin üniversitemiz, Tubitak (MAM) ve özel sektör iÅŸbirliÄŸi içinde yerli ve milli bir çözüm test safhasındadır.
Dünyadaki örnekleri
Biraz da küresel bir sorun olan Covid-19 mücadelesinde dünyadaki bazı ÅŸehirlerden de örnek verilmesinin yararlı olacağını düÅŸündüm.
Paris Metrosu, ülkemizdekine benzer ÅŸekilde sınırlı sayıda insanın toplu ulaşıma araçlarına binmesine izin veriyor ve insanların zorunlu yüz maskeleri takıp takmadığını kontrol etmek için yapay zeka araçları kullanıyor.
New York City’de, metro araçları her gece temizlenip dezenfekte ediliyor. Ayrıca metro vagonlarında ve otobüslerde virüsleri öldürmek için ultraviyole lambaları kullanılıyor. Pekin metrolarında, ateÅŸi olan yolcuları erken dönemde tespit etmek için kızılötesi görüntüleme ve sıcaklık tarayıcıları kullanılıyor. Birçok ülkede, mevcut toplu ulaşıma araçlarının seyir sürelerini azaltmak için rota planlamalarında teknolojik sistemlerden istifade ediliyor. Bu teknolojiler, salgın bertaraf edilmiÅŸ olsa bile, iÅŸletmecilerin daha akıllı, daha esnek programlar ve rotalar tasarlamasına yardımcı olabilir. Ayrıca iÅŸletmeciler, mevcut kapasitelerini programlamak için iÅŸverenlerle birlikte çalışabilir. Ä°ÅŸverenler, çalışma saatlerini günün belirli saatlerine veya haftanın deÄŸiÅŸik günlerine yaymak için programlar yapabilir. Bu iÅŸbirliÄŸinin bir kısmı zaten virüsle baÄŸlantılı olarak gerçekleÅŸiyor. Ancak geliÅŸtirilmeye ihtiyacı olduÄŸu ortada. ÖrneÄŸin New York City’de iÅŸletmeci kuruluÅŸ, iÅŸverenlerden çalışanları için esnek çalışma ve deÄŸiÅŸik çalışma saatleri sunmalarını istedi. Paris’te, yoÄŸun saatlerde toplu ulaşıma eriÅŸim yalnızca bu saatlerde çalışması gerekenlerle kısıtladı. Çalışanlar, yoÄŸunluk yaÅŸanan saatlerde toplu ulaşım araçlarını kullanabilmek için iÅŸverenlerinden gerekliliÄŸini kanıtlayan bir belge almak zorunda kaldı.
Yapay zeka ve geliÅŸmiÅŸ veri toplama sistemleri kullanılarak, bekleme alanlarındaki veya toplu ulaşım araçlarındaki tıkanıklık büyük ölçüde azaltılabilir. Belirli bir bölgede, aşırı kalabalıklaÅŸmayı tespit ve tahmin etmek için yapay zeka teknolojisi kullanılabilir. Akıllı zeka teknolojileri ile yolcular arasındaki mesafe gerçek zamanlı olarak ölçülebilir ayrıca zaman içindeki hareket ve mesafedeki eÄŸilimleri analiz edilebilir. Kullanıcılar için geliÅŸtirilen arayüz programları ile de yolculara gidecekleri durak veya istasyon hakkında bilgiler verilerek, belirli alanlarda kalabalıklaÅŸmanın önlenmesi ve güvenli mesafelerin saÄŸlanması için yolcuların geri dönmesi/beklemesi hedeflenebilir.
Alışıla gelen tasarımlardan ziyade, özellikle metro vagonları daha iyi tasarlanabilir. Metro vagonlarının daha geniÅŸ kapılar ve katlanır koltuklar içeren daha geniÅŸ iç mekanlardan oluÅŸması saÄŸlanabilir. Buna benzer uygulamalar salgın döneminden önce birçok ülkede kullanılmaya baÅŸlandı bile. Ayrıca, metro ve otobüslerde ultraviyole hava temizleme sistemleri, ultraviyole lamba temizleme sistemleri, antibakteriyal kaplama ve sprey gibi yüksek teknoloji içeren dezenfeksiyon sistemleri yaygınlaÅŸtırılabilir.
Temassız, tamamen dijitalleÅŸtirilmiÅŸ ödeme sistemlerini yaygınlaÅŸtırmak, toplu ulaşım sistemlerindeki hızı artıracağı gibi yolcuların dokunması gereken yüzeylerin sayısını da minimize edecektir. Yolcular ile ücret toplayıcıları arasındaki teması sınırlandırmak pandemi döneminde kesinlikle hayati öneme sahip ve gelecekteki salgınları önlemede de önemli olmaya devam edecek. ÖrneÄŸin Pekin’de yüz tanıma sistemleri ile ödemeler gerçekleÅŸtiriliyor.
Alınacak her bir ekstra güvenlik önlemi, daha yüksek operasyonel maliyetlerle birlikte toplu ulaşım ÅŸirketlerini zor durumda bırakabilir. Tam da bu noktada maliyetlerin paylaşılmasında devlet sübvansiyonları devreye girmeli ya da kamu-özel sektör ortaklıklarının geliÅŸtirilmesi ile devlet çözümün bir parçası olmalıdır. Toplu ulaşım ekonomisi göz önüne alındığında, bu tür bir birliktelik her kesim açısından oldukça risksiz bir yatırım olarak durmaktadır.
Bir aşının veya tedavi yönteminin geliÅŸtirilmesi ile Covid-19 salgınından tamamen kurtulacağımız günler yakındır. Ancak önümüzdeki süreçte salgının yayılmasının en büyük risk olduÄŸu toplu ulaşımda yukarıda sıraladığımız önerilerin, valilikler ve yerel yönetimlerce acil olarak uygulanmaya konulması çok önemlidir. Biz vatandaÅŸların da bu tedbirlere uymamızla olumlu sonuca ulaÅŸacağımız bilincinde olmamız gerekmektedir.
Toplu ulaşım; ekonomi, iÅŸ geliÅŸtirme, istihdam, turizm ve diÄŸer sektörler açısından özellikle büyük ÅŸehirlerin itici gücüdür. YaÅŸadığımız koronavirüs süreci; vaka sayılarıyla, toplu ulaşım yolculukları arasında çok yakın bir iliÅŸki olduÄŸunu gösterdi. Toplu ulaşım, küresel kentleÅŸme eÄŸiliminin bu ÅŸekilde devam edeceÄŸi düÅŸünüldüÄŸünde, geleceÄŸin mega kentlerinde daha da gerekli hale gelecektir. Covid-19 salgını büyük zorluklar ortaya çıkarırken, bunlarla karşılaÅŸmak kentsel sistemleri ve ulaşım sistemlerini, trafik güvenliÄŸini daha iyi ÅŸekillendirebilmemiz, ileri teknolojileri kullanmamızı teÅŸvik için fırsatlar da sunmaktadır. Özetle, bugünden itibaren yapacağımız tüm ulaşım planlamalarında saÄŸlık kriterleri de deÄŸerlendirme parametrelerinde yerini alacaktır. Planlama anlayışı eskisi gibi olmayacaktır.
Alınan kararların baÅŸarılı olması, kısa sürede normal hayata dönülmesi için ÅŸimdiden toplu ulaşıma iliÅŸkin önerilerimizin valiliklerce uygulamaya geçirilmesinin önemli katkı saÄŸlayacağı kanaatindeyiz. Ayrıca; baÅŸarının devlet - millet el ele iÅŸbirliÄŸi yapmasına baÄŸlı olduÄŸu da unutulmamalıdır.
Müellif: Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı (Ä°stanbul Ticaret Üniversitesi UlaÅŸtırma Sistemleri ve AraÅŸtırma Merkezi Müdürü)
Henüz yorum yapılmamış.