Rasim Özdenören: Günümüzde şarlatanlar
Demagoji veya şarlatanlık sureta doğru görünen bir iddia ile muhatabını yanıltmaya matuf bir dilin kullanılması anlamını taşıyor. İddia görünüşte doğru, mantık bakımından tutarlı olmakla birlikte muhatabı kandırmayı amaçlamaktadır.
Kelimenin anlamını kavramak için her zaman olduÄŸu gibi gene sözlüklere baÅŸvuralım:
TDK SözlüÄŸü ÅŸunu söylüyor:
1. Kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandıran, dolandıran kimse.
Kubbealtı Lügati:
1. OlduÄŸundan fazla görünerek ve övünerek karşısındakini etki altında bırakan ve bundan yararlanan (kimse).
2. Doktorluk ehliyeti olmadığı halde doktorluk yapan kimse (eskimiştir).
Kelime vaktiyle sadece hekimler için kullanılırken zamanla kapsamı geniÅŸlemiÅŸ, kendini veya malını överek muhatabını kandırmaya çalışan, dahası dolandıran kiÅŸilerin hepsine ÅŸamil kılınmıştır.
Kapsam geniÅŸledikçe, kelimenin yükü de çoÄŸalmaya baÅŸlıyor.
Sıradan insan veya esnaf açısından kendini veya malını onun taşımadığı nitelikler onda varmış gibi iddia edene ÅŸarlatan denirken, günümüz siyaset erbabının ÅŸarlatanlığı, sadece kendini ve kendi politikasını övmekle yetinmiyor, muhalif olduÄŸu siyasal partinin niteliklerini veya yapıp etmelerini saptırarak onu küçük düÅŸürmeye çalışanları da kapsıyor.
Åžarlatan siyaset erbabının veya esnafının amaçladığı hedef ÅŸu: karşı partinin icraatını küçük düÅŸürmeyi baÅŸarırsa, bu karalamalara sahip çıkanların kendine yar olacağını umuyor.
Türkiye çok partili döneme girdiÄŸinden bu yana, kimi siyasal partiler, sadece kendi müstakbel projelerini anlatmak yerine öteki partilerin yapıp etmesini veya projesini karalamakla kendine puan kazandırabileceÄŸini varsaydı.
Bu tür ÅŸarlatanlıkların iÅŸe yaramadığı her defasında ortaya çıkmasına raÄŸmen kendi özgül ve özgün projesi olmadığından karşısındakini karalamayı tercihe devam ediyor. Ne ki her defasında beklentisi de fiyaskoyla sonuçlanıyor.
Bu taktiÄŸi uygulayanlar, yeni yatırım projesi lanse etmekten yoksun kaldıkça ÅŸarlatanlıkları her türlü etik ve vicdan sınırını aşıp demagoji ile özdeÅŸleÅŸmeye baÅŸlıyor.
Büyük bilge Nasrettin Hoca’nın manavla kavun pazarlığı müthiÅŸ bir demagoji örneÄŸi sergiliyor. Hoca, manavın verdiÄŸi kavunun orasına burasını yokladıktan sonra: “BeÄŸenmedim, bunun yerine bana bir karpuz ver.” der. Karpuzu alır ve oradan ayrılır. Manav arkasından bağırır: “Hocam karpuzun parasını vermedin.” Hoca: “Onun yerine kavunu verdim ya!” der. “Hocam, ama kavunun parasını da vermedin.” diye sızlanınca, Hoca: “Kavunu almadım ki!” cevabını verir.
Demagoji veya ÅŸarlatanlık sureta doÄŸru görünen bir iddia ile muhatabını yanıltmaya matuf bir dilin kullanılması anlamını taşıyor. Ä°ddia görünüÅŸte doÄŸru, mantık bakımından tutarlı olmakla birlikte muhatabı kandırmayı amaçlamaktadır. Ä°ddianın reel bir karşılığı bulunmamaktadır.
Ä°nsanlar ÅŸarlatanlıkla, demagojiyle bir süre kandırılsa bile, ÅŸarlatanın ve demagogun hilesi ve sahtekârlığı sürgit devam etmiyor, etmez. Gerçekler onun foyasını er geç meydana çıkarır.
YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.