Kürsü
Otoritenin altında ezilen kitleler
Güç atfettikleri siyasi liderlerinin, intisap ettikleri cemaat önderlerinin, işverenlerinin ayakları altında ezilmeye rıza gösteren fertler tutundukları kişiyi insanüstü bir varlık olarak görüp, onun hatalarını masum görür ve gölgesinde erimeye rıza gösterirler. Bu durum fertlerin özgürlüklerini koparır ve onları edilgen kölelere dönüştürür.
Anne-çocuk iliÅŸkinin niteliÄŸi ve zemini gündemin en önemli konularından biridir. Yaşı, cinsiyeti ve konumu ne olursa olsun anne kiÅŸinin tutum ve davranışlarından sorumlu tutulur. Evi soyan hırsız önce anne üzerinden vurulur ve anne üzerinden deÄŸerlendirilir. Erdemli bir kiÅŸinin eylemleri deÄŸerlendirilirken de yine anneye atıf yapılır, yapılan övgülerden nasibini anne de alır… Çünkü anne çocuÄŸun kiÅŸiliÄŸinin ÅŸekillenmesinde birinci derecede etkin kiÅŸidir… Fakat kabul etmeliyiz ki çocuk dünyaya gözlerini iki kiÅŸinin kollarında açar. Anne ve baba… Dolayısıyla çocuÄŸun eÄŸitiminden sadece anne deÄŸil baba da sorumludur.
Baba, çocuÄŸun yaslandığı duvar ve güven duygusunun geliÅŸimine katkı saÄŸlayan önemli bir kiÅŸidir. Çocuk yaÅŸamının ilk günlerinde sevgi, saygı, deÄŸer ihtiyacının yanında kontrollü ve dengeli bir otoriteye de ihtiyaç duyar. Baba, çocuÄŸun bu ihtiyacına cevap veren etkin kiÅŸidir.
Sevgi üzerine kurulmuÅŸ bir otorite çocuÄŸun eÄŸitiminde tutarlı ve destekleyici bir etken ve güven duvarlarını ören bir deÄŸerdir. Zira çocuk ruhen güçlü ve etkin donanımlara sahip olsa da bedenen zayıftır, korunmaya, davranışlarının kontrolü saÄŸlayacak ve “evet-hayırları” ile onu hayata hazırlayacak bir otoriteye ihtiyaç duyar. Bu süreçte anne onu daha ziyade ÅŸefkati ile beslerken baba buna otoriteyi de dâhil ederek çocuÄŸun kılavuzu olur. Babanın sevgi eksenli otoritesi çocuÄŸun kendini güvende hissetmesini ve kaygılarının azalmasını saÄŸlar. Ancak çocuk gençlik çağına ulaÅŸtığında baba ile olan otoritesini saÄŸlıklı bir zemine oturtmuÅŸtur ve artık ayaklarının üzerinde durabilmektedir. Daha önce kararlarını babanın onayına sunarken, bu süreçte neyin doÄŸru neyin yanlış olduÄŸunu otorite olmadan da deÄŸerlendirebilmektedir. O artık bir bireydir ve tek başına yaÅŸamını sürdürebilmektedir.
Çocukluk çağında babanın otoritesi altında ezilen ve kiÅŸiliklerini saÄŸlıklı bir zemine oturtamayan fertler hayatlarının sonuna kadar kendilerine ihtar çekecek, azarlayacak, hırpalayacak bir otoriteye ihtiyaç duyarlar. Otoritenin etkisi olmadan hayatta kalamayacaklarına inanıp, tutundukları cemaat önderine, siyasi lidere, iÅŸverenlerine reislik payesi biçip önlerinde eÄŸilir ve adeta kutsarlar. Sert ve katı bir otoritenin etkisi altında büyüyen bu kiÅŸiler hayatlarını kontrol edecek, gerektiÄŸinde eleÅŸtirecek, vuracak, hırpalayacak, aÅŸağılayacak bir güç figürüne yapışarak varlık göstermeye çalışırlar.
Güç atfettikleri siyasi liderlerinin, intisap ettikleri cemaat önderlerinin, iÅŸverenlerinin ayakları altında ezilmeye rıza gösteren fertler tutundukları kiÅŸiyi insanüstü bir varlık olarak görüp, onun hatalarını masum görür ve gölgesinde erimeye rıza gösterirler. Bu durum fertlerin özgürlüklerini koparır ve onları edilgen kölelere dönüÅŸtürür.
ÇocuÄŸun dünyasında baba figürü büyük önem arz eder. Yaslanılan bir duvardır baba, çocuÄŸun güç kaynağı, ilham aldığı önemli kiÅŸidir. Ancak baba çocuÄŸun bu gereksinimini fırsat bilip kendi zaaflarını doyurmaya kalkmamalı onu kendisine bağımlı hale getirmemeli, katı ve sert tutumu ile çocuÄŸu aciz bırakmamalıdır. ÇocuÄŸu onaylamalı ve ona güven vermelidir.
BÄ°RKAÇ SÖZ
“Haramlardan çekinmeyen âlim elinde meÅŸale taşıyan köre benzer, herkese yol gösterir fakat kendisi göremez” (Åžeyh Åžirazi).
Åžirazi’nin bu ifadesi din adına ahkâm kesen gafillerin durumunu özetlemiyor mu sizce? Nitekim sözde hacı hocalarımız çıkıyor, israf, gösteriÅŸ, faiz, hak ihlali, torpilcilik, adam kayırmak haramdır diye haykırıyorlar fakat halka vaiz-i nasihatte bulunan bu kiÅŸiler, bu eylemleri özgür iradeleri ile sergilemekten geri kalmıyor ve kendileriyle çeliÅŸkiye düÅŸüyorlar. Ne yazık ki hocalarımızın kalplerinde ve hayatlarında yer edinemeyen ifadeleri muhatapları üzerinde hiçbir tesir uyandırmıyor, konuÅŸuyorlar konuÅŸuyorlar ama hiçbir fayda getirmiyor…
Fatma Tuncer / Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.