Karabağ'ın kara kaderi: Ermenistan işgali
24 Eylül 1991’de Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan barış görüşmesine göre Ermenistan, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’a ait olduğunu kabul ederken, Dağlık Karabağ’ın yönetilmesi konusunda detaylı görüşmelere razı oldu.
Sonuçsuz kalan ikili görüÅŸmeler ve Tovuz’daki son çatışmalar, iÅŸgal altındaki DaÄŸlık KarabaÄŸ’ın barışçıl yollarla geri alınmasının mümkün olmadığını bir daha göstermiÅŸ oldu. Geriye Azerbaycan yönetiminin cesaretini toplayıp savaÅŸa karar vermesi kalıyor. Azerbaycan halkı da zaten böyle bir kararı bekliyor.
26 yıldır “dondurulmuÅŸ sorun” olarak karşımıza çıkan Ermenistan-Azerbaycan arasındaki DaÄŸlık KarabaÄŸ sorunu aniden gündemimizin ortasına düÅŸtü. En son 4 yıl önce, 2016’nın 1-5 Nisan tarihleri arasında ÅŸiddetli çatışmaların baÅŸ gösterdiÄŸi ve her iki tarafın onlarca kayıp verdiÄŸi dönem gündemimize girmiÅŸti. GeçtiÄŸimiz hafta ÅŸiddetli çatışmaların yaÅŸandığı yer ise DaÄŸlık KarabaÄŸ deÄŸil, iki ülke sınırında bulunan Tovuz ÅŸehri oldu.
Åžehit General Polad HaÅŸimov
Tovuz ÅŸehrinin Ermeniler tarafından neden seçildiÄŸi tam olarak belli olmasa da ilk defa iki ülke arasındaki sorun, daha önce ciddi çatışmaların olmadığı bir bölgede baÅŸ gösterdi. Bu da Ermenistan’ın, Azerbaycan egemenliÄŸine karşı direkt saldırısı olarak deÄŸerlendirildi. 2 günlük çatışmada her iki taraftan önemli kayıplar verildi. Azerbaycan, orduda önemli bir konumda bulunan Polad HaÅŸimov isimli generalle birlikte albay ve subay düzeyinde ÅŸehitler verdi.
Güvenlik uzmanları, Ermenistan tarafının kayıplarının çok olduÄŸu için gizlediÄŸi yorumlarını yaptı. Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ä°HA’lar tarafından kaydedilen Ermeni ordusunun askerî harekât mevzilerinin vurulma görüntülerini paylaÅŸarak bu yorumları teyit etmiÅŸ oldu.
Türkiye’nin VerdiÄŸi Güven
Tovuz’da yaÅŸananlardan sonra Bakü baÅŸta olmak üzere Azerbaycan’ın birçok ÅŸehrinde binlerce genç meydanlara çıkarak devletten savaÅŸ baÅŸlatmasını talep etti. Bu, bazılarının “KarabaÄŸ konusu zamanla unutulur” tezinin çöktüÄŸünün bir göstergesi olarak okunabilir. Azerbaycan halkı 30 yıldır devam eden sorunun barışçıl yöntemlerle çözülemeyeceÄŸinin farkında ve bunu dile getirmenin zaruretini hissediyor. Bu, aynı zamanda Azerbaycan halkının zihninde bölgede güçlenen Türkiye’nin olası bir savaÅŸ durumunda Azerbaycan’ın yanında bulunacağı konusunda duyduÄŸu güvenle de ilgili.
Bakü baÅŸta olmak üzere Azerbaycan’ın birçok ÅŸehrinde binlerce genç meydanlara çıktı.
Tovuz’daki çatışmalar sonrası CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın “Türkiye, Azerbaycan'ın hakkına, hukukuna, topraklarına yönelik her türlü saldırının karşısında yer almakta asla tereddüt göstermeyecektir" açıklamasını yapınca, Azerbaycan yönetimi ve halkı için bir cesaret ve güven duygusu oluÅŸtu. Türkiye DışiÅŸleri ve Savunma Bakanlarının bu minvaldeki açıklamaları ise 1990’lardaki gibi bir durumun yaÅŸanmayacağının garantisi gibi.
Çarlık Rusya’sından BolÅŸevik Devrimi’ne
Sovyetlerin son döneminde bir etnik kriz olarak ortaya çıkan ve 26 yıldır çözülemeyen DaÄŸlık KarabaÄŸ’la, KarabaÄŸ bölgesini karıştırmamak gerekiyor. DaÄŸlık KarabaÄŸ, 18 bin kilometrekarelik KarabaÄŸ bölgesinin sadece 4,4 bin kilometrekaresini oluÅŸturuyor.
DaÄŸlık KarabaÄŸ sorununun baÅŸlangıcını 1825 ve 1829 yılları arasında Edirne AntlaÅŸmasıyla Ermenilerin Ä°ran’dan ve Anadolu’dan, KarabaÄŸ’a göçüne kadar götürebiliriz. Bu göç sayesinde bölgenin etnik dengesi Ermeniler lehine deÄŸiÅŸti. Buna raÄŸmen, 1832 yılında yapılan nüfus sayımında bölgenin yüzde 65’i Türk, yüzde 35’i de Ermeni olarak kayda geçmiÅŸti.
Bölgeyi kontrol eden Çarlık Rusya'sının 20. yüzyılın baÅŸlarında otoritesinin zayıflamasıyla birlikte Ermeniler hem Anadolu’da hem de Azerbaycan’ın Bakü, Guba, Nahçıvan ve KarabaÄŸ bölgelerinde “Büyük Ermenistan” hayalleri çerçevesinde büyük isyanlar çıkarıp, Türklere karşı katliamlar gerçekleÅŸtirdi. 1905-1906 ve 1918’deki Mart soykırımlarında Azerbaycan’ın birçok bölgesinde Ermeniler, on binlerce masum sivili katletti.
Hain Her Zaman Yanıbaşınızdadır
28 Nisan 1920’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, BolÅŸeviklerin 11. Kızıl Ordusu tarafından iÅŸgal edilip sonra da ilga edilince, Ermeniler bölgeyi ele geçirmenin yollarını aramaya baÅŸladı. Dönemin Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin başı, Azerbaycanlı komünist Neriman Nerimanov bugün Ermenistan sınırları içerisinde bulunan Zengezur’la birlikte KarabaÄŸ ve Nahçıvan’ın Ermenistan’a baÄŸlanmasını bile teklif etti.
Zengezur’la birlikte KarabaÄŸ ve Nahçıvan’ın Ermenistan’a baÄŸlanmasını teklife eden Azerbaycanlı komünist Neriman Nerimanov
Tüm bu çabalara raÄŸmen 1923 yılında Sovyet yönetimi, Azerbaycan SSCB’ye baÄŸlı kalması ÅŸartıyla DaÄŸlık KarabaÄŸ Özerk Bölgesi’nin oluÅŸturulması kararını aldı. Bu karar, iki ülke arasındaki sorunu 1980’lerin ortasına kadar getirdi. 1980’lerden itibaren Ermeniler çeÅŸitli araçlarla DaÄŸlık KarabaÄŸ’ın Ermenistan’a ait olduÄŸunu ve bölgenin Ermenilere “geri verilmesi” gerektiÄŸi konusundaki düÅŸüncelerini yüksek sesle dillendirmeye baÅŸladı.
Çatışmaların BaÅŸlangıcı
Mihail Gorbaçov’un 1985’de Komünist Parti baÅŸkanlığına gelmesi ve ardından ortaya koyduÄŸu “perestroyka” ve “glasnost” politikaları Ermenilerin Moskova’daki faaliyetlerinin de artmasına neden oldu. Öncesinde DaÄŸlık KarabaÄŸ’la ilgili isteklerini akademik çevrelerde ve medyada dile getiren Ermeniler, artık bu dönemde Sovyet yönetiminden bir an önce KarabaÄŸ’ın Ermenistan’a baÄŸlanmasını talep etmeye baÅŸladı.
Mihail Gorbaçov ile birlikte Ermenilerin Moskova’daki faaliyetlerinin de artmasına neden oldu.
Nihayet, 20 Åžubat 1988’de DaÄŸlık KarabaÄŸ Özerk Bölgesi Sovyet'i Azerbaycanlı üyelerin katılımı olmaksızın Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nden ayrılarak Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne katıldığını ilan etti. Bu kararın alınması ÅŸiddet olaylarının baÅŸlanmasını da beraberinde getirdi. Ermenistan’da ikamet eden yaklaşık 160 bin Azerbaycan Türkü Ermenilerin baskısıyla tarihi yurtlarından çıkarıldı. Artan gerginlikler her iki ülkede protestolara neden olurken, SSCB’den kopuÅŸların ilk sinyalleri gelmeye baÅŸladı.
YaÅŸanan gerginlikler üzerine, SSCB Komünist Partisi Merkez Komitesi, Özerk yönetimin KarabaÄŸ’ın Ermenistan SSCB’ye baÄŸlanma kararını reddetti. 12 Ocak 1989 yılında da SSCB Yüksek Sovyet'i DaÄŸlık KarabaÄŸ’ın yönetimini Azerbaycan’dan alarak Moskova’daki Özel Yönetim Komitesi’ne devretti. Merkezi Komünist yönetimin Ermeni yanlısı tavrı Azerbaycan’daki protestoların ÅŸiddetlenmesine yol açtı.
Kanlı Olacak
GerginliÄŸin yükseldiÄŸini bahane eden Moskova yönetimi, bağımsızlık yanlısı grupları bertaraf etmek amacıyla 19 Ocak’ta ordu birliklerini Bakü’ye sokarak Azerbaycan tarihinin en kanlı günlerinden birine imza attı. Tarihte “Kanlı Ocak” olarak bilinen 19-20 Ocak günlerinde Azerbaycan’ın çeÅŸitli ÅŸehirlerinde bağımsızlık yanlısı 134 kiÅŸi ÅŸehit edildi, yüzlerce kiÅŸi yaralandı. 1991 yılında Moskova’da Gorbaçov’a yönelik darbe giriÅŸimi SSCB’ye baÄŸlı ülkelerin de bağımsızlık ilanını hızlandırdı.
Statü LaÄŸvedildi
Azerbaycan, 30 AÄŸustos 1991’de bağımsızlığını ilan etti. 3 Eylül’de ise KarabaÄŸ Ermenileri “Artsak Ermeni Cumhuriyeti” adıyla bağımsız olduklarını duyurdular. Azerbaycan parlamentosu Ermenilerin bu pervasız adımına sert tepki gösterdi ve olası çatışmayı önlemek amacıyla dönemin Rusya Federasyonu BaÅŸkanı Boris Yeltsin ve Nursultan Nazarbayev devreye girerek barış görüÅŸmelerini baÅŸlattı.
24 Eylül 1991’de Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan barış görüÅŸmesine göre Ermenistan, DaÄŸlık KarabaÄŸ’ın Azerbaycan’a ait olduÄŸunu kabul ederken, DaÄŸlık KarabaÄŸ’ın yönetilmesi konusunda detaylı görüÅŸmelere razı oldu. Bu anlaÅŸmanın üzerinden henüz 2 ay geçmiÅŸken, 20 Kasım’da Azerbaycan’ın üst düzey bürokratlarının, Rus ve Kazak gözlemcilerin ve bir takım askeri, sivil personelin bulunduÄŸu helikopter Ermeniler tarafından vurularak düÅŸürüldü.
KarabaÄŸ sorunu uluslararası bir probleme dönüÅŸtü. 26 Åžubat tarihinde Hankendi’de bulunan Rus 366. alayının katılımıyla, Ermeni askerleri Hocalı ÅŸehrinde bir gecede 613 Türk sivili acımasızca katletti.
Bu olay çatışmaların seyrini deÄŸiÅŸtiren önemli bir terör olayı olarak kayıtlara geçti. Azerbaycan yönetimi daha radikal kararlar alarak DaÄŸlık KarabaÄŸ’ın özerk statüsünü laÄŸvetti ve bölgedeki tüm ÅŸehirleri direkt Bakü’ye baÄŸladı. Ermenilerden yanıt gecikmedi. 10 Aralık’ta göstermelik bir referandumla “DaÄŸlık KarabaÄŸ Cumhuriyeti”nin bağımsızlığı ilan edildi.
Tarihin En Acımasız Soykırımı Hocalı
Sovyetler döneminde, BirliÄŸe baÄŸlı iki üye devlet arasındaki bir iç mesele olarak kendini gösteren KarabaÄŸ sorunu, Azerbaycan ve Ermenistan’ın bağımsızlıklarını ilan etmesiyle birlikte tüm bölgeyi etkileyen uluslararası bir probleme dönüÅŸtü.
Hocalı katliamında 613 kişi acımasızca katledildi.
Tüm arabuluculuk çabalarına raÄŸmen çatışmalar durmadı ve dünya tarihinin en acımasız soykırımlarından biri, Ermeniler tarafından bu tarihlerde gerçekleÅŸti. 26 Åžubat tarihinde Hankendi’de bulunan Rus 366. alayının katılımıyla, Ermeni askerleri Hocalı ÅŸehrinde bir gecede 613 Türk sivili acımasızca katletti.
Hocalı’daki bu katliamda öldürülen 613 kiÅŸiden 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i de yaÅŸlılardan oluÅŸuyordu. Her ne kadar Rus tarafı Hocalı’daki olayla bir ilgilerinin bulunmadığını açıklasa da alaydan firar eden 3 Rus askerin itirafları, katliamın Rusların kontrolünde gerçekleÅŸtiÄŸini teyit ediyordu.
Sonuçsuz Barış GörüÅŸmeler
4 Mart 1992’de Avrupa Güvenlik ve Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı’nın (AGÄ°T) oluÅŸturduÄŸu Minsk Grubu (Türkiye, Rusya, ABD, Beyaz Rusya, Ä°sveç, Ä°talya, Fransa, Çek ve Slovakya Federal Cumhuriyetleri) üyeleri Azerbaycan’ın toprak bütünlüÄŸünün önemini vurgulasalar da, bu konu Ermenistan’ın çatışmaları durdurmasına engel olmadı.
7 Mayıs 1992 yılında Ä°ran’ın arabuluculuÄŸuyla Tahran’da iki devlet baÅŸkanının sorunun çözümü için anlaÅŸmaya varmasının ertesi günü, bölgenin en stratejik ÅŸehri olan ÅžuÅŸa ÅŸehri Ermeniler tarafından iÅŸgal edildi. Ardından DaÄŸlık KarabaÄŸ’ı Ermenistan’a baÄŸlayan koridorun bulunduÄŸu Laçın ÅŸehri iÅŸgal edildi. 1993 yılında BM Güvenlik Konseyi, AGÄ°T ve diÄŸer uluslararası kuruluÅŸlar nezdinde Azerbaycan tarafının haklı davasını destekleyen birtakım kararlar çıksa da bu, Rusya destekli Ermenistan’ın iÅŸgal giriÅŸimlerini durdurmadı.
Tam aksine 1993 yılının Mayıs-Ekim aylarında stratejik öneme sahip Kelbecer, AÄŸdere, AÄŸdam, Cebrayıl, Füzuli, Gubadlı, Zengilan bölgeleri de Ermenistan tarafından iÅŸgal edildi. KarabaÄŸ’da ÅŸehirler bir bir düÅŸerken Azerbaycan’ın güneyinde Ä°ran destekli ayrılıkçı güçler, batısında mevcut yönetime karşı darbe giriÅŸimi ve baÅŸkent Bakü’deki siyasi istikrarsızlık, Ermenistan’a karşı tek yönetim üzerinden yürütülmesi gereken topyekûn bir savaşı zorlaÅŸtırıyordu.
Ä°stikrarsızlığı yönetmekte güçlük çeken dönemin Azerbaycan CumhurbaÅŸkanı Ebülfez Elçibey, koltuÄŸundan ayrılarak 1993 yılının haziran ayında Nahçıvan Yüksek Meclisi BaÅŸkanlığını yapan Haydar Aliyev’i ülkeyi yönetmesi için Bakü’ye davet etti.
26 Yıllık AteÅŸkes: BiÅŸkek Protokolü
5 Mayıs 1994'te Kırgızistan'ın baÅŸkenti BiÅŸkek'te iki ülke baÅŸkanlarının imzaladığı ateÅŸkes anlaÅŸması kayıtlara “BiÅŸkek Protokolü” olarak geçti. AteÅŸkesin imzalanması için Ermeniler fazla isteksiz davranmadı, çünkü o ana dek Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini iÅŸgal etmiÅŸlerdi. Åžu anda Azerbaycan tarafından ilk “raundu” maÄŸlubiyetle kapanmış bir karşılaÅŸma olarak görülen KarabaÄŸ Savaşı, Ermenistan hanesine galibiyet olarak yazılmıştı.
Ermenistan, vazgeçilmez müttefiki olan Rusya’dan savaÅŸ boyunca askeri ve siyasi destek gördü. Oyunu kuran ve idare eden konumunda bulunan Rusya ile kendisini “Ä°slam Devleti” olarak adlandıran Ä°ran’ın desteÄŸi, Ermenistan’ı Azerbaycan karşısında sürekli avantajlı konuma getirdi. Bununla birlikte ABD ve Fransa’daki Ermeni lobilerinin batılı ülkeleri kendi safına çekmesi, savaşın seyrinin deÄŸiÅŸmesinde önemli rol oynadı.
Ermeniler Laftan Anlamaz
Lafa gelince Azerbaycan’ın toprak bütünlüÄŸünü savunan bu devletler, uygulamada Ermenistan’a karşı desteklerini esirgemediler. Azerbaycan, savaÅŸta en çok güvendiÄŸi ve gücünü arkasında hissetmek istediÄŸi Türkiye’den de beklediÄŸi desteÄŸi göremedi. Dönemin DYP-SHP koalisyonlarıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, KarabaÄŸ sorununa karşı uzaktan izleme politikası takip ederek bölgede söz sahibi olmaktan uzak olduklarını gösterdi.
1994’te imzalanan ateÅŸkes anlaÅŸmasından sonra Azerbaycan ve Ermenistan yetkilileri çeÅŸitli platformlarda sorunun çözümü için onlarca kez bir araya geldiler ama bu görüÅŸmelerin hiçbirisinden sonuç alınamadı.
Sonuçsuz kalan ikili görüÅŸmeler ve Tovuz’daki son çatışmalar, iÅŸgal altındaki DaÄŸlık KarabaÄŸ’ın barışçıl yollarla geri alınmasının mümkün olmadığını bir daha göstermiÅŸ oldu. Geriye Azerbaycan yönetiminin cesaretini toplayıp savaÅŸa karar vermesi kalıyor. Azerbaycan halkı da zaten böyle bir kararı bekliyor.
Müellif: Sami BabaoÄŸlu / Kaynak: Gerçek Hayat Dergisi
Henüz yorum yapılmamış.