Selahattin Çakırgil: Anayasa çalışması neden sahiplenilmiyor?
Bu kadar tabiî bir konunun, ateş topu gibiymişçesine, kimse tarafından ele alınmak istenmemesi; gizli bir suçun suçlularının ‘cürm-ü meşhûd’ /suçüstü yakalanmak gibi bir duruma düştüklerini göstermiyor mu?
Her vatandaÅŸ, hele de siyasetle meÅŸgul olanlar ülkenin geleceÄŸi hakkında kendi bakış açılarına ve dünyaya baktıkları yere göre iyi ve hayırlı gördükleri düzenlemeleri ülkeye hâkim kılmak için kafa yorarlar, çalışmalar yaparlar; baÅŸkalarını da ikna edip kendi görüÅŸlerine destek vermeye çalışırlar.
Bu noktada bir itirazı olan yoktur herhalde..
Efendim, MHP dışındaki muhalefet partileri, aralarında bir çalışma grubu oluÅŸturmuÅŸlar galiba ve bir anayasa çalışması yapmışlar...
Bu gayet tabiîdir de..
‘Tabiî olmayan’ ise, bu iddiayı hem KılıçdaroÄŸlu ve hem de AkÅŸener’in hemen reddetmeleri.. Halbuki, hele de KK’nun bu konuda önceden, hem de medyaya yansıyan açık beyanları var. Ama ÅŸimdi, ‘Hayretle izliyorum..’ diye inkâr ediyor.
Bu kadar tabiî bir konunun, ateÅŸ topu gibiymiÅŸçesine, kimse tarafından ele alınmak istenmemesi; gizli bir suçun suçlularının ‘cürm-ü meÅŸhûd’ /suçüstü yakalanmak gibi bir duruma düÅŸtüklerini göstermiyor mu?
EÄŸer, ülkenin hayrına düÅŸündüÄŸünüz ÅŸeyleri sahiplenecek kadar yüreÄŸiniz yoksa, niye çıkıyorsunuz siyaset meydanına?
***
Çelenk ve ‘Bir-iki cur’e ile aklın alırlar başından kiÅŸinin.. ’
Merhûm Ahmed Kekeç’in ardından, bazı yazarlar, ‘aynı gazetede yazdığı halde, onun hakkında bir yazı yazmayanlar’dan serzeniÅŸte bulunan yazılar yazmışlar; bazı dostlar, bunlardan birisinin de ben mi olduÄŸum konusunu sordular.. O yazılardan birinde, ‘Öylelerinin, Kekeç’in cenazesine çelenk gönderen KılıçdaroÄŸlu kadar bile olmadıklarına’ da deÄŸiniliyordu.
Belirteyim ki; eÄŸer kasd edilenlerden biri de ben idiysem, 15 Kasım Pazar günkü yazımın giriÅŸinde gazeteci- yazarlardan (her ikisi de koronavirüs salgınından) dünyaya vedâ eden Ferhad Koç ve Ahmed Kekeç için bir not yazmış; ‘Her ikisine de Allah’u Teâlâ’dan rahmet niyaz ediyor, aile yakınlarına ve sevenlerine baÅŸsaÄŸlığı diliyorum’ demiÅŸtim.
Daha fazlası da yazılabilirdi belki.. Nitekim, Star’da bazı yazılar yazıldı da..
Bana gelince..
Merhûm Kekeç’le hiç tanışıklığım ve hattâ bir selâmlaÅŸmam bile olmadı. Fikrî dünyasını sadece yazılarından takib etmiÅŸtim. Bunda, mecbûren 35 yıl yurt dışında kalışımın ve sadece son 5 senedir ülkeye dönebilmiÅŸ olmamın da etkisi vardı belki..
Merhûm Ahmed Bey’in cenaze namazına da katıldım. Ama, ‘onunla 5 yıl kadar aynı gazetede yazdığım için veya meslekî dayanışma’ adına deÄŸil, kendisiyle aynı dünya görüÅŸüne sahib olduÄŸum ve onu bir ‘Müslüman kalem adamı’ olarak bildiÄŸim için..
***
K. KılıçdaroÄŸlu’nun çelenk göndermesi konusuna gelince..
K.K’nun mütedeyyin kitlelere bakışının nasıl olduÄŸu ap-açık deÄŸil miydi ve kendi yandaÅŸlarının ve fanatik kemalistlerin de, bazan, ‘N’oluyoruz?’ diye eleÅŸtirmelerine karşı da, ilk ‘ÅŸef’lerinin çizgisinden bir milim bile bir sapma olmadığı’na dair garantiler vermiyor muydu?
Böyleyken, onun, Ä°slâmî camiada saygıyla anılan bazı seçkin ÅŸahsiyetlerin cenazelerine çelenk göndermesini, hep uzağında olduÄŸu dünyanın insanlarıyla gönül bağı varmış gibi bir görüntü vermek taktiÄŸi olarak deÄŸerlendirmek çok mu yanlış olur?
Hem, son yıllar boyunca, Müslüman camia içinde az-çok olumlu taraflarıyla bilinen nicelerine çengel atan KK’nu, siyasî taktik kullanma hakkından kim mahrum edebilir?
***
Sadece Fatih Camii’nde son aylar içinde merhûm Necmeddin Erbakan’ın kardeÅŸi merhûm Kemaleddin Erbakan baÅŸta olmak üzere birçok cenazede tâbutların ön tarafına, üzerine KılıçdaroÄŸlu yazısı bulunan kocaman bir çelenk konulduÄŸuna önceden de deÄŸinmiÅŸtim.
Bunun, ‘Belki birilerinin kalblerini ısındırabiliriz..’ kurnazlığına dayandığını düÅŸünmek yanlış mı olur?
***
DüÅŸünülsün ki, Prof. Sabri Orman ve de Mehmed Ali Tekin kardeÅŸlerimizin vefatlarında da aynı taktik vardı.. Ve hattâ, ‘KılıçdaroÄŸlu adına aradıklarını’ söyleyen isimler, Mehmed Ali’nin aile yakınlarına baÅŸsaÄŸlığı dileÄŸinde bulunurken, bunu çok mâsum duygularla mı deÄŸerlendirmeliyiz?
Evet, bu bir yanaÅŸma taktiÄŸidir, hassas anlarda duygulara çengel atmak ve fiilî dünya görüÅŸüne sempati devÅŸirmek taktiÄŸi..
Herhalde, bu gibi atraksiyonların samimiyetine inanacak kadar saf olunmamalıdır.
Yoksa, ‘A be bu yerlerde ne hoÅŸ servi hiramanlar olur, /Bir-iki cur’e (yudum) ile aklın alırlar başından kiÅŸinin..’ ÅŸeklindeki Balkan türküsündeki gibi bir durum sözkonusudur?
***
Bu gibi kurnazlıkları Ahmed Kekeç’in cenazesinde de gördük. Hattâ eskiden filmlerde oynamış olan ünlü bir artist (H.K) ve eÅŸinin çelengi de vardı orada!
Daha da önemli konu baÅŸka..
Ben cenaze namazı kılarken, karşımda bana nanik yaparcasına göz kırpan KK ve diÄŸer isimleri ve çelenklerini mi seyretmeliyim?
Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı, getirilen çelenklerin, cenaze namazının kılındığı mekânın ön safında sergilenmelerine engel olan bir düzenleme yapmalıdır.
***
VE, BÄ°R MAFÄ°ATÄ°K LÄ°DER VE ÇAKALLIK
Bir Mafia Lideri veya Babası mı diyelim; her ne ise..
Devlet Bahçeli’nin de ‘dâva arkadaşım..’ dediÄŸi birisi..
KK, ‘dostlarım’ dediÄŸi bir takım çevrelerle gizli iÅŸbirliÄŸi yaparak, ‘iktidara gelecekleri’nden söz derken, Bahçeli, niye eski bir ‘dâva arkadaşı’nı terketsin?
Söz konusu kiÅŸi, yıllarını kendi yolunda harcamış bir isim.. Zaman zaman coÅŸuyor.. Son olarak KK.’na da ‘Ulan dürzü..’ diye hitab eden bir ‘açık mektup’ yazmış.. Tehditler savurmuÅŸ ve ‘seni kazığa oturturum’ gibi tam da kendisine yakışan laflar etmiÅŸ..
Bu kiÅŸi, ÅŸimdi Devlet Bey’in çizgisinde, Tayyib Bey’i de olabildiÄŸince destekliyor. Halbuki, daha iki sene öncelerde, Tayyib Bey için de çok ağır ifadeler kullanmıştı.
Siyasetçilerin birbirine eleÅŸtiri yapması ile hakaret genel de karıştırılıyor. Hele de, KK tarafından..
Tayyib Bey, geçmiÅŸte kendisine en ağır lafları eden ve bir kısmı bugün yanında olanların ağır hakaretlerine karşı, ‘Ben bunun cevabını verirdim, ama, bizim aldığımız terbiye izin vermez..’ demek zorunda kalmış ve KK’nun çok ağır hakaretlerine karşı onlarca hakaret dâvası açıp, onu mahkemelerde defalarca mahkûm ettirmiÅŸti.
Åžimdi bu Mafia Babası da, KK’na çok ağır laflar etmiÅŸ..
Kim olursa olsun.. Hakaretin asla tasvib edilmemesi gerekir. Devlet Bey de geçmiÅŸ dâva arkadaÅŸlığı hatırına, bugünkü yanlış ve hakaretlere seyirci kalmamalı deÄŸil midir? Sui-misal, misal teÅŸkil etmez..
Kendisine Mafia Babası görüntüsü vermekten kaçınmayan kiÅŸiyi Devlet Bey frenlemelidir. Yoksa, bu ÅŸekilde konuÅŸmaya- yazmaya baÅŸlayınca, bunun sonu gelmez..
Ama, evvelki gün, KK. bir söz söyledi. KK, o kiÅŸinin hakaret ve tehditlerine cevap verirken, öyle bir cümle kurdu ki, ne demek istediÄŸini gerçekten de anlayamadım..
KK., ‘Çakalların olduÄŸu bir yerde, hiç kimse bize bir söz söyleyemez’ diyordu.
Bu lafa hangi tarafından bakılmalı, anlaşılmıyordu.. Çakal kimdi ve çakal varken, kendilerine kimse, niçin bir söz söyleyemezdi?
Yoksa, ‘Sen çakallık edersen, biz de çakallaşırız!’ mı demek istemiÅŸti KK. Bey!.
Bu kadar anlaşılmaz ve muhatabı meçhul bir lafı kullanabilen KK.Bey’i kemalistler alkışlayabilirler.
Star Gazetesi
Henüz yorum yapılmamış.