Ağlaya ağlaya bir hal oldu bütün nesil
Emrah sesi gerçekten güzel bir genç miydi o ayrı konu. Fakat güzel ağlıyordu. Ağlayabilmek büyük güçtür. Ağlamasını kontrollü hale getirebilenler yani ağlama yönetimi yapabilenler pek çok şeyi kolayca elde edebilirler.
Halam “Anam bacım aÄŸlaya aÄŸlaya öldük” diyordu. Annem de “Biraz da biz ölsek “ der gibi Emrah’ın filmlerini görmek istiyordu. Halamın kocası kaset iÅŸindeydi. Türkiye’de baÄŸlantıları olduÄŸu gibi Avrupa’ya da kaset satıyordu. Halam üç çocuÄŸu ile bu kaset macerasının aile boyutundaydı. Ve misafir olduÄŸu yerlerde hep kasetlerden, filmlerden bahsediyordu. Bir yerde kasetleri kamuya mal ediyordu. EniÅŸtem ticari zekasına raÄŸmen iletiÅŸim becerisi olmayan bir adamdı. Bir meseleyi içinden çıkılmaz hale getirmek istiyorsanız eniÅŸteme havale etmeniz yeterdi. EniÅŸtem hem hızlı konuÅŸur hem de mantık silsilesini takip etmeden dan dun aÄŸzına ne gelirse söylerdi. Merak ederdim bu adam nasıl oluyor da kaset satabiliyordu? Hem de Türkiye’de ve Avrupa’da satacak kadar iÅŸi ileriye götürebiliyordu.
Ticaretin altın kuralı
O zamanlar anlamıyordum ama ÅŸimdi düÅŸününce ticaretin altın kuralı geliyor aklıma. Rüzgarı arkana alacaksın. Ne sattığının önemi pek yok. Rüzgar senden yanaysa mesele tamamdır. Ä°ÅŸte o yıllarda yani seksenler ve doksanların başında. Rüzgar eniÅŸtemden yana esiyordu. Çünkü ülkeyi yönetenler gençlerin siyasetle alakasını kesmek için elinden geleni yapıyordu. Popüler kültür de siyasetin yerine pek kolay geçebilir. Ve açık söyleyelim siyasetten daha fazla heyecan yaratabilir.
Halamın aÄŸlamaktan öldüÄŸü kasetler Emrah’ın yani “Küçük Emrah’ın” filmleriydi. Emrah sesi gerçekten güzel bir genç miydi o ayrı konu. Fakat güzel aÄŸlıyordu. AÄŸlayabilmek büyük güçtür. AÄŸlamasını kontrollü hale getirebilenler yani aÄŸlama yönetimi yapabilenler pek çok ÅŸeyi kolayca elde edebilirler. Emrah da bu kontrolü pek iyi yapıyordu. Hem de olur olmaz ÅŸeylere aÄŸlamıyordu. Hep esaslı konuları seçiyordu. Yetimler, boynu bükükler, acıların çocuÄŸu olanlar, sevda çekenler ve anneye hasret olanlar, baba yolu gözleyenler hemen hepsi için aÄŸlıyordu Emrah. Kendi hikayesi de bu tabloyu destekliyordu. Annesi tarafından büyütülen Emrah hem aÄŸlayıp hem söyleyerek yol alıyordu.
Anne yanında daha acıklı
Emrah filmini seyredeceÄŸimiz akÅŸam eniÅŸtem bir ÅŸov hazırlamıştı. Eve kamera kurmuÅŸ. Kameranın görüntüsünü ekrana vermiÅŸti. Yani kendi televizyonumuzdan kendimizi seyrediyorduk. Åžu eniÅŸtem bir de konuÅŸabilse demek ki dünyayı fetheder derdim. EniÅŸtem dünya fetih giriÅŸimini erteleyip bizim ÅŸova devam etti. Kendimizi ekranda görmenin sihriyle yanarken. Emrah’ın filmi ekranda yerini aldı. Benim acıklı filmleri annemle beraber seyretmemek gibi bir prensibim vardı. Neden derseniz, annemin yanında her ÅŸey bana daha acıklı daha içli geliyordu. Ve aÄŸlamak istiyordum ama annemin yanında aÄŸlarsam annem üzülüyordu. Ä°ki arada bir derede kalıyordum. Onun için annemle acıklı filmin bir araya gelmesinden uzak durmak isterdim. Ama eniÅŸtem tüm aileye ÅŸov yapacağından mecburen oturduk. Çekirdeklerimiz çıtırdıyor ve film akıyordu. Emrah kendinden bekleneni yapıp kaÅŸlarını çatarak bakmaya ve yavaÅŸ yavaÅŸ aÄŸlamaya baÅŸlamıştı. O zaman fark ettim ki halam aÄŸlamaya daha meyilli bir insandı. Annem de aÄŸlardı lakin yerini zamanını iyi ayarlardı. Ama Halam için aÄŸlanacak yer aramak beyhude bir iÅŸti. Madem Emrah ekrandadır o zaman koyver gitsin. Halam aÄŸladıkça biz de ÅŸekilden ÅŸekle giriyorduk. Çünkü halamın çocukları da ekran karşısında şımaran tiplerden deÄŸildi. Onlar da annelerine bakıp bakıp hıçkırık sesi çıkarıyorlar ve aÄŸlıyorlardı. Bir zaman sonra benim aÄŸlamam vacip oldu. Bu kadar insan inim inim inlerken benim çekirdek çitlemem olmayacağı için çekirdeÄŸi bir kenara bıraktım. EniÅŸtem bile susuyordu bazı sahnelerde. Badır budur konuÅŸan EniÅŸtemi bile susturan Emrah bize ne yapmazdı ki?
Sanki uçak kullanacak
Halam haklıymış biz aÄŸlaya aÄŸlaya öldük. Artık komÅŸularımız bizi konuÅŸuyordu. Emrah’ı defalarca seyredebilecek bir teknolojik alt yapımız vardı. EniÅŸtem bir kıyak yapmış ve videoyu bize bırakıp gitmiÅŸti. Babam video nasıl kullanılır birkaç kere eniÅŸtemden dinledi. Ama eniÅŸtemin muhteÅŸem Türkçesi sebebiyle babam sonunda vazgeçti. Annem tek seferde olayı çözdü. Ve babama hava attı. “Sanki uçak kullanacak. Tak kaseti, bas düÄŸmesine çalışsın o kadar. Film bitince o zaten kendi duruyor.” Videonun bu kadar kolay çalışması pek hoÅŸuma gidiyordu. DüÄŸmesine basınca kaseti içine almak için haznesinin açılmasını pek teknolojik buluyordum. Anneme rica ettim artık filmleri videoya ben takıyordum. Evde mebzul miktarda film vardı. EniÅŸtem sadece videoyu deÄŸil kasetleri de bırakmıştı. Video sorumlusu olarak kasetlere de sahip çıkmam lazımdı. Ben dünden razıydım. Kasetleri sıraya koydum. Acıklı olanlar, komik olanlar diye de ayırt ettim. Hepsini baÅŸtan sona defalarca seyrettim. Artık acıklı olanlar beni sarsmıyordu. “EniÅŸtem gibi oldum anne. EniÅŸtem filmlere aÄŸlamıyor, en fazla birazcık susuyor ya. Ben de aÄŸlamıyorum artık. Belki biraz sessizleÅŸebilirim ama o kadar.” dedim. Annem zaten aÄŸlamama pek üzüldüÄŸü için bu haberime sevindi. Annemi o kadar mutlu görünce ben de bombayı patlattım. Anne mahallenin sıpaları da film seyretmek isterler. Bizim eve gelseler, yere oturup seyretseler, kanepelere oturup kirletmezler ha ne dersin?” Annem beni kırmaz bellerdim ama annem çocukların ev doluÅŸup film seyretmesine razı olmadı.
Kızları ağlatıyordum
Her boÅŸluk yeni bir sektör doÄŸuruyor. Annemin yasağı sebebiyle eve gelip film seyredemeyen arkadaÅŸlarımı çevreme halka ÅŸeklinde toplayıp film anlatmam da iÅŸte böyle ortaya çıktı. ArkadaÅŸlarım zaten televizyondan alışık oldukları filmlerin akış ÅŸekline benim anlattıklarımı da katınca filmi seyretmiÅŸ kadar oluyorlardı. Ben anlata anlata epeyce bir popüler çocuk oldum. Acıklı filmlerde kızları aÄŸlatıyordum. Emrah filmleriyle çok hava attım.
Gözündeki yaÅŸlar ilaç
Bazı arkadaÅŸlarımız iÅŸin kurnazlığını bulmuÅŸlardı. Bize ailecek akÅŸam oturmasına geliyorlardı. O geliÅŸlerinde video muhakkak ortaya serilir, film seçilir ve seans baÅŸlardı. Ben filmleri ezberlediÄŸim için çekirdek yemeyi hiç bırakmadan seyredebiliyordum. Mahallenin aÄŸlamaya meyilli kızları her seferinde annelerine sarılarak aÄŸlıyorlardı. Ben de onları seyrediyordum. “Sen nasıl aÄŸlamıyorsun?” diye soruyorlardı. “Ne var ki aÄŸlayacak akıllım. Onların hepsi uyduruk. Aslında Emrah hiç aÄŸlamıyor. Gözündeki yaÅŸlar ilaç. EniÅŸtem söyledi o ilacı bize damlatsalar biz de aÄŸlarmışız yaa.” diyordum. Kızlar, filmlerle ilgili bu kadar çok ÅŸey bilmeme hayran oluyorlardı. Benim video saltanatım eniÅŸtem batıp iflas edene kadar devam etti. EniÅŸtem dükkanı tezgahı dağıtıp Almanya’da bir fabrikada iÅŸe girdi. Benim Emrah hikayelerim bir zaman devam etti. Sonra Emrah büyüdü. Bizler serpildik. Emrah artık baÅŸka seyircileri aÄŸlatmak için yol aldı. Bize de böyle hikayesini anlatmak düÅŸtü vesselam...
Acıklı Emrah filmleri bir döneme damgasını vurmuÅŸtu.
Müellif: Mustafa Çiftçi / Kaynak: Açık GörüÅŸ
Henüz yorum yapılmamış.