Murat Bardakçı: Girit'in fethinde 'ne oldu Paşinyan' sorusu
Ne oldu Venedik frengi? Osmanlı ile cenk ettin, kaç bin serhoş ve küstah askerin öldü de ne oldu? Derdinle teselli bulup ‘O kaleyi vermem’ derdin ama sonra aman dileyip kalenin anahtarlarını hayrına mı teslim ettin?
Azerbaycan’ın 27 sene boyunca Ermeni iÅŸgalinde kalan DaÄŸlık KarabaÄŸ’ın önemli kısımlarını kurtarmasının ardından, CumhurbaÅŸkanı Ä°lham Aliyev’in zafer konuÅŸması yaparken kahkahalar içerisinde “Ne oldu PaÅŸinyan?” demesi hem Azerbaycan’ın, hem de Türkiye’nin sosyal medyasında günlerdir tıklanıyor...
Kazanılan zafer Aliyev’i öylesine sevindirmiÅŸti ki “Ne oldu PaÅŸinyan?” diye sorduktan sonra keyif içerisinde “Cebrail’e yol çekiyordun. Ne oldu? Hani yol? ÅžuÅŸa’da parlamento binası yapıyordun, ne oldu? Raksedip duruyordun. Ne oldu PaÅŸinyan?” diye ardarda sevinç sözleri etti.
Elde edilen hemen her önemli baÅŸarıdan sonra kaybeden tarafa “Ne oldu?” diye sormak millî âdetimizdir ve Ä°lham Aliyev’in sözleri, bu âdetin bizler gibi OÄŸuz Boyu’ndan gelenlerin memleketi olan Azerbaycan’da da mevcut bulunduÄŸunu göstermektedir.
Bilirsiniz, kazandığımız galibiyetten sonra rakibimize sadece “Ne oldu?” demekle kalmayız; aklının başına gelip gelmediÄŸini sormak için kullandığımız daha hayli sözümüz vardır ve bu sözler “Tamam mı”dan baÅŸlayıp “Bilmemkimin bilmemneresini gördün mü?” nidâlarına kadar uzar, gider.
Aliyev’in savaÅŸ meydanında kazanılan galibiyetin böyle “Ne oldu PaÅŸinyan?” ÅŸeklindeki sevinç dolu tezahürü, bana bundan 350 küsur sene önce, 17. asırda kazandığımız bir baÅŸka zaferin, o devirde Venedikliler’in elinde bulunan Girit’in fethinin ardından bir saz ÅŸairinin yazdığı ve içerisinde Ä°lham Aliyev’in memnuniyetine benzer ifadelerin geçtiÄŸi bir ÅŸiiri hatırlattı.
Åžiir 17. asır Türk Musikisi, Türk Edebiyatı ve Türk folklorü için son derece önemli bir kaynak kabul edilen, Türkiye’de “Ali Ufkî” ismini alan, saray tercümanlığı yapan ve bir hayli önemli eser veren Alberto Bobowski adında bir Polonyalı’nın ÅŸimdi Londra’daki British Museum’da bulunan Sloane Kolleksiyonu’nda muhafaza edilen meÅŸhur eseri “Mecmua-i Sâz ü Söz”ün 181.b numaralı varağında, yani 181. sayfasının ön yüzünde geçiyor...
O devrin saz ÅŸairlerinden Tâsbâz Ali 1645 ile 1669 arasında, yani 24 sene süren Girit seferi sırasında kazanılan zaferlerden birinin ardından yazdığı ÅŸiir, Aliyev’in “Ne oldu PaÅŸinyan?” demesi gibi “Nasılsın Venedikli Frenk? N’aber, ne oldu? Başına bak ne iÅŸler açtın” mânâsına gelen “Nicesin Venedik frengi?” mısraı ile baÅŸlıyor.
Tâsbâz Ali, elyazmasında maalesef yer yer imlâ hatalarına rastlanan ve bazı kelimelerin ne mânâya geldiÄŸi de anlaşılamayan ÅŸiirinin rahat okunan yerlerinde Venedikliler’e bugünün Türkçesi ile ÅŸöyle sesleniyor:
“Ne oldu Venedik frengi? Osmanlı ile cenk ettin, kaç bin serhoÅŸ ve küstah askerin öldü de ne oldu? Derdinle teselli bulup ‘O kaleyi vermem’ derdin ama sonra aman dileyip kalenin anahtarlarını hayrına mı teslim ettin? Her türlü tekniÄŸi kullanıp yerin altında bomba yolları açtın, bombaları patlattın ama yardımına koÅŸanlar da oklarını ve silâhlarını bırakmak zorunda kaldılar. Åžimdi aman isteÄŸini kabul eden Osmanlı’ya karşı hayırlı iÅŸler yap, ıslah edilmiÅŸ ÅŸekilde tâbî ol. Tâsbâz Ali, sana Hünkâr’a vermeyi kabul ettiÄŸin haracı vermeni söylüyor!”.
Ä°ÅŸte, 17. asır saz ÅŸairi Tâsbâz Ali’nin Girit Seferi sırasında kazanılan bir zaferin ardından maÄŸlûp Venedikliler’e hitaben yazdığı ÅŸiirin tamamı:
Nicesin Venedik frengi?
Edip Osmanlı ile cengi
Kırdırdın kaç niçe bin sanki
SerhoÅŸ sirkat (soldat?) küstâhların
Tesellî ederdin derdin
Kostor fetholunmaz derdin
Sonra hayrına mı verdin
Amân deyû miftâhların
Kullandın envâî fenler
Lâğım kunbara mahzenler
Hep imdâdına gelenler
Bırakdılar tîÄŸ silâhların
Çün kabûl oldun amâna
Hayırhâh ol Âl-i Osmân´a
Tâbi olup muslihâne
Ver reâyâ feraÄŸların (?)
Tâsbâz eydür indir tâcı
Metâlardan gümrük bacı (?)
Verip hünkâra harâcı
Dâim it imtidâhların (?)
Henüz yorum yapılmamış.