Rasim Özdenören: Seçim ve ABD'nin gerçek yüzü

Biz, BirleÅŸik Devletler’in dışında yaÅŸayanlar veya oraya turist olarak gidenler onun gerçek yüzünü göremeyiz. Bizler, Amerika’nın maskelenmiÅŸ yüzünü görürüz. Maskede görünen Amerika bir refah devletidir. Ahalisi yoksulluk nedir bilmez. Yükümlüler vergi kaçırmaz, herkes vergisini tıkır tıkır öder. Mahkemeler adalet dağıtır. Irkçılık onun uzak geçmiÅŸinde kalmıştır. Herkesin yüzü güleçtir. Yabancılar, konuklar baÅŸ üstünde tutulur, vb.

Oysa öteki Amerika’nın gerçeÄŸi farklıdır.

Öteki Amerika ahalisinin yarısı açtır. Eline geçirdiÄŸi her fırsatta yaÄŸmacılığa hazırdır. Kısa bir elektrik kesintisinde veya bir sel baskınında, insanların marketlere üÅŸüÅŸüp yaÄŸmaya baÅŸlaması an meselesidir. Vergisini kerhen öder. Onu da eline geçen her fırsatta yetkililerin yüzünü vurmaktan kaçınmaz: “Ben vergimi ödüyorum!” diye bas bas bağırır. Bir yurttaÅŸlık görevini yerine getirdiÄŸini aklına getirmez, bir lütuf yapıyormuÅŸ ve onun bedelini tahsil eden hak sahibi edasıyla konuÅŸur. Elinden gelse, deÄŸil devlete, kimseye zırnık koklatmaz.

Sokakta son model arabasında direksiyona kibirle kurulmuÅŸ kiÅŸiyi tanımıyorsanız onu zengin biri sanabilirsiniz. Oysa yaklaÅŸtığınızda aÄŸzının açlıktan koktuÄŸu belli olur. GösteriÅŸ…

Bu Amerikalıların geçmiÅŸi de kirlidir. 15. yüzyılda Amerika’nın yeni keÅŸfedildiÄŸi sırada o Amerika’yı Avrupa’nın kanun kaçağı, hapishane kaçkını, engizisyon mazlumu, her türden maceracı, kolayından zengin olmayı kafaya takmış altın arayıcıları istila etmiÅŸtir. Bir de Püritenler…

16. yüzyılın baÅŸlarından itibaren dünyanın her tarafından akın akın buraya hücum edenlere bu yeni kıta, kökende bir başına yaÅŸayan, kendi çıkarından baÅŸka bir hayat tarzı tanımayan insanların yurdu oldu. Amerikan bireyciliÄŸinin ve çıkardan baÅŸka bir kutsal tanımayan telâkki tarzının kökeni de bu maceracı insanların yaÅŸantısına dayanır. Pragmatizm bir felsefe görüÅŸü olarak sistemleÅŸtirilmeden önce Amerikalı insanın yaÅŸam tarzı olarak yürürlükteydi.

Kendi aralarında giderek bir hukuk devleti kurmalarına raÄŸmen Amerikalı insan teki, ırkçı, ayrımcı, köleci tutumundan hiçbir zaman vazgeçmedi. Afrika’dan bu yeni dünyaya kaçırarak gemiler dolusu getirdikleri insanların onların indinde insan olarak deÄŸerleri sıfırdı. Onlar, gemilerde kütük niyetine taşındı. Kendi dillerini konuÅŸmaları, annelerin bebelerine kendi dilinde ninni söylemesi yasaklandı. Amerikan insanı indinde kara derili, nefes alan kalas mesabesindedir. O nedenle linç etmekten vicdan azabı duymazlar. Son aylar boyunca polisin kara derililere reva gördüÄŸü merhametsizce muamelenin arkasında bu telâkki tarzı yer alır.

Kıtanın yerlisi olan Kızılderililerin kökünü kazıdılar. Aztekleri bulaşıcı hastalıkla, günümüz deyimiyle biyolojik savaÅŸla mahvettiler.

Son BaÅŸkanlık seçiminde Trump ile Biden arasındaki çekiÅŸme, Amerika’nın görünmeyen öteki gerçek yüzünü sergiliyor: Sıradan bir hak gözetme sınırının ötesinde bu acımasız çıkar çatışmasını resmediyor…

Biden, bizim buradan bilemeyeceÄŸimiz entrikalarla BaÅŸkanlık koltuÄŸuna oturtulursa, bu, Trump’ın baÅŸarısızlığına hamledilmemelidir. Uluslar üstü gücün, küresel sermayenin tercihidir. Kaldı ki o güç ve sermaye de, asla bütün yumurtaları tek sepete koymaz.

Türkiye açısından deÄŸiÅŸen bir durum olur mu? Tabii ki hayır!

Biden, ErdoÄŸan’ı devireceÄŸini bir devlet adamına yakışmayacak bir ağızla itiraf ederken; öteki, ErdoÄŸan’ın zekasına ve diplomasi maharetine hayranlık duyduÄŸunu itiraf ederek elinden geleni ardına koymuyordu…

Not: Burada betimlemeye çalıştığımız Amerikalı insanı tekil kiÅŸilerde arama yanlışlığına düÅŸmemeli. Tekil kiÅŸilerde de bu zalim tezahürü görmek her zaman olasıdır. Ama anlatılan, bu insanların kafa yapısıdır: onları dürtükleyen bilinçaltı…

Son söz: Ä°ÅŸbu BaÅŸkanlık seçimi Amerika’nın maskesini sıyırarak onun öteki yüzünün, gerçek yüzünün apaçık görünmesini saÄŸladı…

YeniÅŸafak