Bir film okuması: Ah Güzel İstanbul
İstanbul'un kültürüyle, diliyle, semtleriyle bir arka plandan çok bir film karakterine dönüştüğünü gördüğümüz hikayede, modernleşme sürecinde arada kalan bireylerin dramatik halleri, trajikomik biçimde perdeye yansıtılır.
“Ah Güzel İstanbul" senaryosunu Safa Önal üve Ayşe Şasa'nın yazdığı 1966 yapımı bir Atıf Yılmaz filmi. Dönemi itibariyle İstanbul'un büyük dönüşümlere hazırlandığı, izleyicisini eleştirel bir geçmiş okumasına iten filme yakından bakıldığında, günümüzde de sürmekte olan problemleri ele aldığını görebiliriz. İstanbul'un kültürüyle, diliyle, semtleriyle bir arka plandan çok bir film karakterine dönüştüğünü gördüğümüz hikayede, modernleşme sürecinde arada kalan bireylerin dramatik halleri, trajikomik biçimde perdeye yansıtılır.
Yıllardır üzerine çok yazılan ve konuşulan yapımda, seyyar fotoğrafçı Haşmet İbriktaroğlu (Sadri Alışık) karakteri ve artist olmak isteyen Ayşe Goncagül (Ayla Algan) karakterleri üzerinden İstanbul'da yaşamanın ya da ayakta kalmanın hikayesini izleriz. İzmir'deki gecekondusundan kaçan Ayşe'nin yolu model fotoğrafı çektirmek için geldiği Haşmet'le denk düşünce asıl serüven başlar.
Haşmet gibiler için “modern dünyanın" kirliliklerinden uzak durmak zorlaşmıştır. Hangi işe girecek olsa ya ezberci bir ruhsuzlukla çalışması gerekecek ya da birilerine yaranmaya çalışarak, çıkar güderek yükselmesi istenecektir. Oysa Haşmet, kimsenin karışmadığı işinde ve yakın dostları dışında kimsenin giremediği yuvasında kendi gibi yaşayabilmektedir. Ansızın hayatında beliren Ayşe, kulübesini gül bahçesine çevirecek duyguların temsilidir.
1960'lar İstanbul'un yoğun bir şekilde göç dalgasının başladığı ve nüfusu karşılamak için apartman kültürüne evrildiği yıllardı. İş bulma, zengin olma, şöhret kazanma arzusundaki pek çok insan şehre akın ediyordu. İstanbul bunca kalabalığa rağmen eski güzelliğini koruyordu; ama İstanbul'un üzerine binen yük sadece insan sayısı değildi, ruhu değişiyordu. Atıf Yılmaz'ın “Ah Güzel İstanbul"da altını çizerek vurguladığı da Batı özentiliği ve var olan değerlere olan bu saygısızlıktı. ⠀
⠀
Aklı havada, ünlü olmaktan, güzel bulunmaktan başka derdi olmayan Ayşe için ise İstanbul fırsatlar şehriydi sadece. Şans odur ya Haşmet gibi merhametli biriyle yolu kesişmiştir. Merhametle ve sevgiyle yaklaşan Haşmet, belki medeniyeti değil ama Ayşe'yi kurtarmayı başarır.
Kaynak: Sky Road web sitesi
Henüz yorum yapılmamış.