Tercüme Haber
Tercüme Haber: Mısır'da Sisi karşıtı halk protestoları korku duvarını aştı
Mısır'ın pek çok şehrinde son iki hafta içinde gerçekleşen protestolar, büyüklükleri ve yaygınlıkları ne olursa olsun normal olaylar olarak asla kabul edilemez. Bunun nedeni, Mısır’da sadece gösterilere katılmak bile, temel insan haklarına hiçbir kıymet vermeyen baskıcı ve otoriter bir rejim altında, olası hapis cezası veya ölümle yüzleşmeyi göze almak anlamına geliyor.
Darbe rejimi kendisini Mısır'a öylesine ÅŸiddetle dayattı ki, politikalarına ve uygulamalarına karşı her türlü protestoyu tutuklama, cinayet veya kovuÅŸturma için yeterli sebep görüyor.
Darbe ile iÅŸ başına gelen Sisi rejimi, kendisine karşı sessiz kalınmasını bekleyerek, medyada herhangi bir eleÅŸtirel sesi engelleyerek, muhaliflerin ailelerini sürgüne göndererek ve çoÄŸu Müslüman KardeÅŸler üyesi veya ona yakın on binlerce insanı tutuklayarak demirden bir korku duvarı inÅŸa etti. Bunun neticesinde de milliyetçiler, solcular ve liberaller gibi toplumun bütün kesiminden insanlar, sadece rejimi ve onun felaket politikalarını eleÅŸtiren görüÅŸlerini ifade ettikleri için tutuklandı ve bastırıldı.
Bu benzeri görülmemiÅŸ baskı, korkunç bir polis devleti yaratırken, “darbeden arınmış ve meÅŸru siyasetin” Mısır'a geri dönmesinden korkan rejimin zayıflığını ve kırılganlığını ortaya çıkardı.
Darbe projesinin amacı siyaseti yok ederek, ülkenin bugünü ve geleceÄŸi hakkındaki tartışmaları susturma yoluna giderek, doÄŸası gereÄŸi demokrasinin en temel yansıması olan insanların mevcut düzenden farklı bir ritimde söylem geliÅŸtirmesini engellemeye koyuldu. Sadece bu kadarına bile bakılarak, hükümetin saÄŸlam bir meÅŸruiyetinin olmadığını ve baÅŸarısızlıklarla dolu bir karneye sahip olduÄŸunu söylemek mümkün. Ayrıca, asgari düzeyde dahi olsa, herhangi bir demokratik tartışmanın, bu hususu tamamen ifÅŸa edeceÄŸinden de söyleyebiliriz.
Bu polis gerçekliÄŸinin ışığında, gösteriler düzenlemek son derece cesur ve özverili bir eylem ve istisnai bir durum haline geldi. Bununla birlikte, protestoların ardında hiçbir bireysel yazarın, hareketin veya partinin sorumlu olduÄŸu iddia edemez. Bu protesto dalgasında ki irade, nihayetinde acımasız rejimin nasıl tepki vereceÄŸini bilmelerine raÄŸmen evlerini terk edip sokaklara dökülen erkek ve kadınların verdiÄŸi halkın iradesidir. Dolayısıyla mevcut toplumsal durumda inisiyatifi ele alan onlar.
Bu protestoların rejimin davranışında köklü bir deÄŸiÅŸikliÄŸi zorlayıp zorlamayacağını söylemek için henüz çok erken, ancak birkaç gün içinde darbe hükümetini ruhsatsız binaları yıkma konusunda geri adım atmaya zorlamayı baÅŸardılar. Bu, mevcut ceberrut rejimin, protestoların ülke geneline yayılıp, genel bir krize dönüÅŸebileceÄŸini fark etmeden baÅŸarılamaz bir ÅŸeydi.
Dolayısıyla protestoların en önemli baÅŸarısının, rejimin vahÅŸetinin yarattığı korku duvarını yıkmak olduÄŸunu söyleyebiliriz. Dahası, insanlar artık küçümsenemeyecek kitlesel bir güce sahip olduklarının farkına varıyorlar.
Karşı devrimin yok etmeye çalıştığı Arap Baharının özü budur. Sosyal adalet, özgürlük ve haysiyet amacıyla yola çıkan Büyük Tunus devrimi, merhum CumhurbaÅŸkanı Zeynel Abidin Bin Ali'yi yenmeyi baÅŸardığında, dahası diÄŸer Arap halklarının da meÅŸru özgürlük hedeflerine ulaÅŸmak için harekete geçip bu duvarı aÅŸabildiklerini fark ettiklerinde bu hedefe ulaÅŸtılar.
2010'un en büyük hayalperestleri Hüsnü Mübarek, Muammer Kaddafi ve Ali Abdullah Salih'i devirecek devrimlerin gerçekleÅŸmesini beklemiyorlardı, ama yaptılar. Devrimci aktivistlerin çoÄŸu, Suriye halkının demir yumruk ve kan üzerine kurulu, baskıcı Baas rejimine karşı barışçıl gösterilere katılacak cesaretin gösterilebileceÄŸini kimse beklemiyordu, ama yaptılar.
Tunus'taki o korku duvarını aÅŸtılar ve tiranların yönettiÄŸi bölgedeki Arap kitlelerine ilham verdiler. Mısır'ın Eylül protestolarının baÅŸarısının önemi burada yatıyor. Mevcut halk gösterileri sistemde büyük deÄŸiÅŸiklikler getirmeyebilir, ancak ÅŸüphesiz korkunun yükünü yavaÅŸ yavaÅŸ ortadan kaldıran yeni bir siyasi iklim inÅŸa etmenin ilk adımıdır. Zorbalığa karşı herhangi bir barışçıl mücadele, neredeyse her zaman bir nakavtla deÄŸil, puanlarla kazanılan bir neticeyle sonuçlanır. Bugün Mısır'da, yolculuk ne kadar uzun sürerse sürsün, rahatlıkla tiranlığa karşı zafer yolunda en az bir puan alındı diyebiliriz.
Kaynak: Middle East Monitor / Mütercim: Hasan Nurhan Çelik (DüÅŸünce Mektebi)
Henüz yorum yapılmamış.