Çin, Doğu Türkistan tarihini siliyor
Çin’in Doğu Türkistan sorununa, muhtemelen kalıcı bir çözüm getireceği düşüncesiyle, bölgede yürüttüğü soykırım politikaları korkunç boyutlara ulaştı.
Yüzbinlerce Uygur Türkü toplama kamplarında tutulup, köle iÅŸçi olarak çalıştırılırken, ÅŸimdi de Uygur kadınlarına yönelik sistematik tecavüz haberleri geliyor. DiÄŸer tarafta rejimin uzun yıllara yayıldığı kapsamlı kültürel soykırım politikası devam ediyor. Amaç, dilini, dinini ve kültürünü unutmuÅŸ bir Uygur neslinin yetiÅŸmesi, Uygurların yazılı ve mimari kültürel mirasının ait oldukları coÄŸrafyadan tamamen silinmesi.
Çin’in Uygur halkını maruz bıraktığı kültürel asimilasyon politikaları kapsamında, yüzbinlerce çocuk zorunlu yatılı okullarda tutuluyor. New York Times’ın Çin resmi bir belgesine dayandırdığı bilgiye göre, yaklaşık yarım milyon Uygur çocuk ailelerinden koparılarak bu okullara yerleÅŸtirilmiÅŸ durumda. Sözkonusu belge, 2020 yılı sonuna kadar Çin Komünist Partisi’nin DoÄŸu Türkistan’ın 800 idari biriminde bu türden bir kaç okulun açılmasını planladığını ortaya koyuyor.
Uygur dilinin konuÅŸulmasının yasaklandığı bu okullar, kendi dilini ve kültürünü unutmuÅŸ, kimliÄŸini kaybetmiÅŸ yeni bir neslin yetiÅŸmesinin araçları. Uygur öÄŸretmenler toplama kamplarına gönderildiÄŸi için, yatılı okullarda bu iÅŸ için özel olarak istihdam edilmiÅŸ Han Çinlisi öÄŸretmenler görev yapıyor.
Çocuklarını yatılı okullara gönderip göndermemek, Uygur aileler için bir seçenek deÄŸil. Buna direnmeleri halinde kendileri de toplama kamplarına gönderilmekle tehdit ediliyorlar. Ayrıca anne ve babaları kamplarda tutulduÄŸu için kimsesiz kalmış binlerce çocuk da bu okullara alınıp kendi dil ve dinlerini unutacak ÅŸekilde eÄŸitiliyor.
Uygur kültürünü yok etme projesinin bir baÅŸka boyutu ise Uygur aydınlarına ve edebiyatçılarına karşı sürdürülen baskı ve sindirme politikaları. 2014’de Avrupa Parlamentosu’nun insan hakları ödülü verdiÄŸi Uygur fikir insanı Ä°lham Tohti, Çin’de müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Yine geçtiÄŸimiz yıl, 2017’den bu yana cezaevinde tutulan halk ozanı Abdurrahim Heyit’in iÅŸkenceyle öldürüldüÄŸü iddia edilmiÅŸ, ancak daha sonra Heyit hayatta olduÄŸunu ÅŸüpheli bir video ile duyurmuÅŸtu.
Uygur Ä°nsan Hakları Projesi (UHRP)’ne göre, çok sayıda Uygur ÅŸair, aydın ve yayıncı bugün Çin hapishanelerinde veya toplama kamplarında tutuklu durumda. Uygur dilinde binlerce eserin tercüme ve baskısını yapan, yayıncı Ayerken Yibulayın Kasım 2018’de polis tarafından evinden alındı ve bugün onun da toplama kampında olduÄŸu tahmin ediliyor. UHRP, 435 aydının 2017 yılının Nisan ayından bu yana aynı ÅŸekilde kayıp durumda olduÄŸunu tespit etmiÅŸ.
Uygur dilinde çok sayıda sözlük projesini yürüten dilbilimci Alim Hasani, AÄŸustos 2018’de Pekin’e yaptığı bir ziyaret sırasında tutuklanmıştı. Yine, iki yıldır kayıp olduÄŸu sanılan Uygur edebiyat eleÅŸtirmeni ve yazar Yalkun Rozi’nin devlete ihanet suçlamasıyla 15 yıl ceza aldığı ortaya çıkmıştı. Rozi’nin asıl suçunun Uygur edebiyatına ait okul kitapları yayınlamak olduÄŸu iddia ediliyor. Her iki araÅŸtırmacının çalışma arkadaÅŸları da aynı ÅŸekilde kayıp durumdalar.
Çin’in Uygur kültürel mirasını yoketme politikasının bir diÄŸer boyutu da mimari ve kültürel mirasın silinmesi amacıyla, camilerin, türbelerin ve mezarlıkların imha edilmesi.
UHRP tarafından yayınlanan rapora göre, 2016 ve 2019 yılları arasında bölgede tamamen veya kısmen imha edilen cami ve türbe sayısı 15000 civarında. GeçtiÄŸimiz yıl, Hotan çölünün ortasında bulunan Ä°mam Asım türbesine baÄŸlı caminin ve tüm yapıların yıkıldığı, Guardian gazetesi tarafından farklı zamanlarda çekilen uydu fotoÄŸraflarına dayanarak tespit edilmiÅŸti. Bu türbe yerel halk tarafından çok büyük önem atfedilen bir ziyaretgâh idi. Ayrıca tarihi 13. yüzyıla kadar uzanan Keriya ve Kargılık camiilerinin de tamamen imha edildiÄŸi yine uydu fotoÄŸraflarına dayanarak iddia ediliyor.
Çin’in turistik ve propaganda amaçlı olarak imha etmediÄŸi, az sayıda tarihi eser ise hala ayakta. Ancak bu yapılar da bilinçli bir ÅŸekilde kimliksizleÅŸtiriliyor. En çarpıcı örnek, bölgenin en önemli mimari eserlerinden biri olan Ä°d Kah Camii’nin giriÅŸindeki Kuran-ı Kerim’den ayetler yazılı levhanın ve ay-yıldız motiflerin sökülmesiydi. KaÅŸgar’ı ziyaret eden gazeteciler ÅŸehirdeki çok sayıda Ä°slam eserinin yıkıldığını ve Uygur tarihinin izlerinin büyük ölçüde silindiÄŸini bildiriyorlar.
Nottingham Üniversitesi Ä°slam Tarihi profesörü Rian Thum’un ifade ettiÄŸi gibi, “Çin devleti, Uygur tarihi mirası olan cami, mezar ve türbeleri imha ederek, Uygur halkını kendi kültürlerinden koparmayı ve ait oldukları coÄŸrafya ile baÄŸlarını kazımayı amaçlıyor.”
Bütün dünya önünde DoÄŸu Türkistan’da bir halk ve kültür, sistemli bir kampanya ile yok ediliyor. Tarih, sadece onlara yapılan bu soykırımı deÄŸil, bizim utanç verici sessizliÄŸimizi de yazacak.
Hasan Kösebalaban / Karar
Henüz yorum yapılmamış.