Tercüme Haber
Abdul Rahman el-Sudais: Cehalet, iki yüzlülük ve ihanet kıskacındaki Kabe İmamı
Follow @dusuncemektebi2
Abdul Rahman el-Sudais, 38 sene evvel Mekke Mescid-i Haram’ın ilk imamı olduÄŸunda halkın en sevdiÄŸi kiÅŸiydi. Mecid-i Haram’da namaz kıldırırken Kuran-ı Kerim’i okuyuÅŸu dinleyenleri cezbederdi. Kuran tilavetlerinin kasetleri Arap dünyasında ve de Müslümanlar arasında çokça dinlenirdi. Ramazan ayında, kıyamlarda makamla okuduÄŸu Kunut duaları Allah’ın huzurunda insanların yüreklerini coÅŸkuyla doldururdu. Cuma hutbesinde, Filistin’i özgürleÅŸtirmek ve iÅŸgal altındaki toprakları gerçek sahiplerine vermek için halkı güçlü ve bir olmaya davet ediyordu.
2014 yılı Ramazan ayında, halkın Gazze’ye yapılan saldırıların ardından Mekke’deki Mescid-i Haramda kıldığı namazı müteakip ettiÄŸi dua ÅŸöyleydi: Allahım, Müslüman kardeÅŸlerimizin ızdırabı büyüdü, onlara iÅŸgalci güçlere karşı zafer kazanmayı nasip eyle. Ya Rabbi, azametin ve ÅŸanınla, mübarek isimlerinle Aksa’yı iÅŸgalcilerin zulmünden kurtar.” Aynı yıl yapılan bir Cuma hutbesinde, “Milletimizin içinde hala normalleÅŸme ve uyum saÄŸlama adı altında kandırılanlar, cihadı ve ayaklanmayı kınayanlar veya bunlara yeltenenleri anarÅŸizmle suçlayanlar var. Ulusun kutsal bildikleri onlar için hiçbir ÅŸey ifade etmediÄŸi gibi en ufak bir his uyandırmıyor. Acımasız laikler karşısında Mescid-i Aksa’yı yalnızca bir bina olarak görüyorlar. Kuruntuları teÅŸvik edenler ve bir serabın peÅŸinden koÅŸanlar çok geç olmadan çatışmanın gerçekliÄŸini anlayacak mı?”
Åžeyh Sudais 4 Eylül Cuma hutbesinde, yukarıda söylediklerinin tamamını yalanladı. Yolunu tam aksi yönde çizdi ve Hazreti Muhammed’in (sav) Yahudi komÅŸusuyla yaptığı gibi bir arada yaÅŸamaya çağırdı. Suudi televizyon kanallarında yayınlanan bir vaazında, Peygamber’in (sav) inançsız bir kadının su derisinden aldığı suyla nasıl abdest aldığından bahsetti. Fakat Sudais, o dönemde Medine’deki Yahudilerin ÅŸehri iÅŸgal eden davetsiz misafir veya istilacı olmadıklarını, daha ziyade halktan ve orada bulunan ailelerden olduklarını söylemeyi unutmuÅŸtu. Filistin’deki bugünün Yahudilerine gelince, onlar Filistin ile hiçbir bağı olmayan dünyanın dört bir yanından getirtilmiÅŸ istilacılardır. Kendilerine para ve silah temin edilmiÅŸ ÅŸekilde Batı’dan geldiler ve Allah’ın korudukları hariç Filistin’in yerli halkını öldürdüler. Halkı diasporada yaÅŸarken Filistin’i ve kaynaklarını ele geçirdiler. Filistin’deki zeytin aÄŸaçlarını bile kestiler, yok ettiler, yıktılar. Åžeyh Sudais, Filistin’deki halkımıza tam bir zalimlik ve zorbalıkla muamele ediyorlarken hala onlara iyi davranılması gerektiÄŸini düÅŸünüyor musunuz?
Abdul Rahman el- Sudais’in Ä°slam tarihine aÅŸina olduÄŸu, Hz. Peygamber’in ÅŸehre hicret etmesinden ve orada yaÅŸamaya baÅŸlamasından önce Medine’deki topluluk hakkında bilgi sahibi olduÄŸunu ve karşılaÅŸtığı zorlukları bildiÄŸini kanaatindeydim. Ancak Åžeyh beni hayal kırıklığına uÄŸrattı ve ben de diÄŸerleri gibi boÅŸ biri olduÄŸunu ve kiÅŸisel çıkarlarını korumak için ihtiyaç duyduÄŸundan fazlasını bilmediÄŸini, idarecilerin fikirlerine, arzularına ve niyetlerine uyduÄŸunu öÄŸrendim.
Åžeyh el- Sudais’in, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a olan yakınlığını kullanarak, resmi bir normalleÅŸme hamlesinin hemen öncesinde Siyonistlere hoÅŸgörü davetinde bulunmak yerine, Mescid-i Haram’ın minberinden M. Bin Selman’a dua ettikten sonra ılımlılığı savunan tutuklu hukukçuları ve alimleri salıvermesini rica edeceÄŸini zannetmiÅŸtim.
Ä°slam hukukçularının idarecileri memnun etmek için Allah’ın dinini deÄŸiÅŸtirmeleri ya da kullanmaları caiz olmadığı gibi kendi çıkarlarına ulaÅŸmak için dini yorumlamaları da caiz deÄŸildir. Muhammed bin Selman’ın, el- Sudais’in geçmiÅŸ vaazlarında da belirttiÄŸi gibi Arapların ve Müslümanların en büyük düÅŸmanı olan Ä°srail ile normalleÅŸmenin destekçisi olduÄŸunu biliyoruz. Bu yüzden veliahtın iki yüzlülük yapıp günahlarını hatalarını teÅŸvik etmesi caiz deÄŸildir.
Yazıyı, son yıllarda en takvalı ve Allah korkusu en çok onlarda var dediÄŸimiz bir grup insanın herkesten çok ikiyüzlü olan ve dinimize aldırış etmeyen insanlara dönüÅŸtüÄŸünü söyleyerek bitireceÄŸim. El-Sudais ve ondan önce de idarecilerden biri dine aykırı davransa ve günah iÅŸlese bile idareciye itaat etmek, isyan etmemek ve onlara nasihat etmeye devam etmek gerektiÄŸini söyleyen Aziz el- Rayes’in hali de iÅŸte budur.
Onlar ahir zaman alimleri ve biz Åžeyh el-Sudais’e “Söylediklerinizde Allahtan korkun.” diyoruz.
Müellif: Dr. Muhammed el- Misfer / Kaynak: The Middle East Monitor Haber Ajansı
Mütercim: Sümeyye Tırpan / DüÅŸünce Mektebi
Henüz yorum yapılmamış.